Sigortalılık Başlangıç Tarihinin Tespitine İlişkin Davalar Hakkında Önemli Açıklamalar
SIGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİNİN TESPİTİNE İLİŞKİN DAVALAR
Yargıtay 10. ve 21. Hukuk Daireleri yerleşik içtihatlarında, bu tuür davaların sadece
SGK Başkanlıgğı’na husumet yoüneltilerek açılabilecegğini kabul etmektedir.
506 sayılı Kanun’un 108’inci maddesi uyarınca açılan sigorta başlangıç tarihinin
tespiti (uygulamada bir guünluük hizmet tespiti olarak da anılmaktadır) davaları genelde işe
giriş bildirgesine istinaden açılmaktadır. Hizmet tespitine ilişkin davaların taâbi oldugğu hak
duüşuüruücuü suüre içerisinde kurum kayıtlarına intikal etmiş olması şartıyla işe giriş
bildirgeleri sigortalının bildirgede belirtilen tarihte bir guün suüre ile çalıştıgğına ilişkin delil
oluşturur. Ancak işe giriş bildirgeleri tek başına yeterli goüruülmemekte, tanık beyanı vs.
başkaca delillerle çalışmanın fiili ve gerçek oldugğunun da ispatı gerekmektedir (YHGK
2009/10-578 Esas 2010/37 Karar; YHGK – 2011/10-527 Esas 2011/552 Karar; YHGK –
2011/21-575 Esas 2011/697 Karar; Y. 10. HD 2012/11264 Esas 2012/13739 Karar Sayılı
İİçtihatları). İİşe giriş bildirgelerinin hak duüşuüruücuü suüre içinde kurum kayıtlarına intikal edip
etmedigği, uüzerinde intikal (varide) tarih ve sayısını bulunan kaşeden anlaşılabilir. Ancak
gelen işe giriş bildirgesinin fotokopi olması durumunda kaşenin belge aslının arka yuüzuünde
bulunabilecegği de nazara alınmalıdır. Ayrıca işe giriş bildirgesinin kuruma veriliş tarihinde
teredduüt oluşması durumunda, işe giriş bildirgesinin hangi yıl serilerinden oldugğu da
kurumdan sorulmalıdır.
Gerek 506 sayılı Kanun’un 60/G ve gerekse 5510 sayılı Kanun’un 38/İİ maddesi
uyarınca malulluük, yaşlılık ve oüluüm sigortaları açısından sigortalılık onsekiz yaşının ikmal
edildigği tarihten itibaren başlar. Sigortalının onsekiz yaşından oünce çalışmaya başladıgğı
anlaşılırsa ikmal oüncesi prim oüdeme suüreleri sigortalılık suüresine degğil, sadece prim oüdeme
guün sayısına ilave edilecektir. Ancak 506 sayılı Kanun’un geçici 54’uüncuü maddesi uyarınca
01.04.1981 tarihinden oünce sigortalı olarak tescil edilenler yoünuünden onsekiz yaşından
oünce sigortalılık muümkuün oldugğundan, tespit edilen suüreler hem sigortalılık hem de prim
guün sayısına daâhil olacaktır (Y. 10. HD 2012/2210 Esas 2012/948 Karar; Y. 10. HD
2012/19700 Esas 2012/21045 Karar; Y.10. HD 2010/14403 Esas 2012/4287 Karar Sayılı
İİçtihatları). Sigortalının nuüfus kaydının ÜYAP’tan veya nuüfus idaresinden alınarak yaş
tashihi bulunup bulunmadıgğının denetlenmesi gerektigği unutulmamalıdır. Burada, onsekiz
yaşla ilgili duüzenlemenin, sigortalı çalışma suürelerinin belirlenmesine bir etkisi bulunmayıp
uzun vadeli sigorta kollarından bagğlanacak aylık şartlarının belirlenmesine etkili oldugğu
goüzetilmelidir. OÜrnegğin, dogğum tarihi 01.01.1988 olan sigortalının, onsekiz yaş oüncesini de
kapsar şekilde 01.01.2005 – 31.12.2007 tarihleri arası doünem için asgari uücretle çalıştıgğına
ilişkin talepte bulunup ispatı durumunda, huükmuün, “Davacının, davalıya ait ……….. sicil
numaralı işyerinde, 01.01.2005 – 31.12.2007 tarihleri arasında guünuün asgari uücreti ile
çalıştıgğının, 506 sayılı Kanun’un 60/G maddesi geregğince, sigorta başlangıcı olarak onsekiz
yaşını ikmal ettigği 01.01.2007 tarihinin esas alınması gerektigğinin ve onsekiz yaşını ikmal
etmesinden oünceki prim guünlerinin, prim oüdeme guün sayısına eklenmesi gerektigğinin
tespitine” şeklinde kurulması gerekir. Yukarıda belirtildigği gibi, tespitine karar verilecek
suürenin, 01.04.1981 tarihi oüncesini kapsaması veya sigortalının 01.04.1981 tarihinden oünce
sigortalı oldugğu hususunda uyuşmazlık bulunmaması durumunda, 506 sayılı Kanun’un
60/G maddesi ile ilgili huükuüm kurulmaması gerekir.
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
Hizmet tespiti davalarında; 5510 sayılı Kanun’un 86/9 (muülga 506 sayılı Kanun md.
79/10) maddesinde “…çalıştıklarını hizmetlerinin geçtigği yılın sonundan başlayarak 5 yıl
içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse…” ifadesi
bulundugğundan, sigortalılar çalıştıkları yılın sonundan itibaren 5 yıl geçmiş ise bildirimsiz
geçen çalışmalarının tespiti yoünuünden dava açamazlar. İİşten ayrıldıktan sonra tekrar aynı
işyerinde çalışılması oünceki çalışma suüresi yoünuünden hak duüşuüruücuü suürenin işlemesine
engel olmaz. Hak duüşuüruücuü suürenin kesilmesi veya durması soüz konusu olmaz. Hak
duüşuüruücuü suüre re’sen nazara alınmak durumundadır. Hak duüşuüruücuü suüre ancak kurumun
sigortalı olarak çalışma olgusundan haberdar olmadıgğı durumlarda soüz konusudur. Bu
nedenle, işe giriş bildirgesi, prim bildirge ve bordrolarının kuruma verildigği, kurumun
denetim sonucunda çalışmayı tespit ettigği durumlarda tespit edilen çalışma başlangıcının
sonrasında, kesintisiz olarak devam eden suüre yoünuünden hak duüşuüruücuü suürenin
geçirildigğinden bahsedilemez. İİşverene karşı açılan işçi alacaklarının tahsiline ilişkin
davalar hak duüşuüruücuü suüreye engel olmayacaktır. Hizmet akdinin askıda oldugğu
doünemlerde hak duüşuüruücuü suüre doünuüşteki ayrılış tarihine goüre belirlenecektir. OÜrnegğin,
çalışmanın askerlik nedeniyle kesintiye ugğraması durumunda, askerlikte geçirilen suüre
yoünuünden hizmet akdi askıda oldugğundan, askerlik oüncesinde ve sonrasında aynı işyerinde
çalışan sigortalı yoünuünden (doünuüşte makul suürede işe girmek şartıyla) hak duüşuüruücuü suüre
doünuüşteki ayrılış tarihine goüre belirlenecektir. İİşverenin uücret tediye bordroları ile primleri
kestigği anlaşılsa bile işyeri bir kamu kuruluşu olmadıgğı suürece hak duüşuüruücuü suüreye etkisi
olmayacaktır. İİşyerinden ayda 30 guünden daha az bildirimleri olan sigortalı, yoünetmelikteki
belgeler kuruma verildigğinden herhangi bir hak duüşuüruücuü suüreye tabi olmaksızın eksiksiz
çalıştıgğının tespitine ilişkin dava açabilecektir. Birden fazla işe giriş bildirgesinin verildigği
durumlarda ise son işe giriş bildirgesi sonrasındaki suüreler yoünuünden hak duüşuüruücuü suüre
zaten soüz konusu olmayacaktır. Ama arada giriş çıkış olmuşsa oüncesi yoünuünden hak
duüşuüruücuü suüre hesabı yapılması gerekecektir. Sigortalının aynı işverene ait degğişik
yerlerdeki işyerlerinde ayrı tarihlerde çalıştıgğı durumlarda ara vermemek koşuluyla hak
duüşuüruücuü suüre son işyerinden ayrıldıgğı yılın sonundan itibaren işlemeye başlayacaktır.
Ancak sigortalı anılan işyerinden ayrılarak veya ara vererek, işverenin aynı ya da başka bir
işyerine girmişse oünceki işyeri (çalışma suüresi) bakımından bu kural işlemez. Burada
oünemli olan hizmet akdinin sona erip ermedigği hususunun kesin bir biçimde saptanmasıdır.
Bunun da işveren ve sigortalının iradeleri ile çalışma koşulları irdelenerek belirlenmesi
gerekir (YHGK 2011/10-626 Esas 2012/61 Karar; YHGK 2011/10-641 Esas 2011/741
Karar; YHGK 2008/21-163 Esas 2008/207 Karar; Y. 10. HD 2012/646 Esas 2012/3624
Karar; Y. 10. HD – 2007/21880 Esas 2009/1993 Karar; Y.10. HD – 2007/19944 Esas
2009/59 Karar Sayılı İİçtihatları bu dogğrultudadır).
Hak duüşuüruücuü suürenin başlangıcı olarak, iddia edilen çalışmanın degğil, ispat edilen
çalışmanın sona erdigği yılın sonu esas alınmalıdır.
SIGORTALILIK SÜRESİNİN TESPİTİNE İLİŞKİN KARARLARDA DİKKAT
EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR İLE UYGULAMADA SIKLIKLA YAPILAN
HATALAR
Bu davalarda dikkat edilmesi gereken hususlar aşagğıdaki şekilde oüzetlenebilir.
Huükuümde tespitine karar verilen hizmet suüresi ve tarih aralıgğı guün/ay/yıl açıkça
belirtilerek infaza elverişli şekilde yazılmalıdır.
Sigorta primine esas kazanç huükuümde belirtilmelidir.
Tespitine karar verilen suüre veya kazanç huükuüm fıkrasında goüsterilmeksizin,
bilirkişi raporuna atıf yapılarak huükuüm kurulmamalıdır.
Kurumun harçtan muaf oldugğu goüzetilerek, davanın kabuluü durumunda, harç
işverene yuükletilmeli, sadece kuruma husumet yoüneltilip kabuluüne karar
verilen davalarda harç kuruma yuükletilmeyip davacıya iade edilmelidir.
Davanın kısmen kabuluü durumunda, harcın oranlanamayacagğı
goüzetilmelidir. Yargılama giderleri içinde kurum aleyhine harca
huükmedilmesi şeklinde hatalar yapılabilmektedir.
Davanın kısmen kabuluüne karar verilmesi durumunda, kurum lehine vekalet
uücretine huükmedilmelidir.
Davanın kısmen kabuluüne karar verilmesi durumunda yargılama gideri
oranlanmalıdır.
Ayrıca huükmuün temyiz suüresinin, kararın tefhiminden, kararın ilgilinin gıyabında
açıklanmış olması durumunda tebligğ tarihinden itibaren 8 guün oldugğu goüzetilmelidir.
Huükmuün tefhiminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 321/2 maddesine uygun
yapılmamış olması durumunda, Yargıtay tarafından dosyanın geri çevrilmesine neden
olunmaması için gerekçeli kararın ilgilisine usuluünce tebligği sagğlanmalıdır.
Temyiz dilekçesinin, temyiz suüresi geçirildikten sonra verildigğinin anlaşılması
durumunda, ek karar ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmeli, kararın veya ek
kararın suüresinde temyiz edilmesi durumunda dosya incelenmek uüzere Yargıtay 10 veya
21. Hukuk Dairelerine goünderilmelidir.