TCK m 220 Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu ve Cezası
MADDE 220.- (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
- Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
- Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.
- Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.
- Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır.
- Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır.
- Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
5237 Sayılı YTCK’nun 220.maddesi; ETCK’nun 313. ve 314.maddelerinde yer alan suçları içeren bir düzenleme olup önemli değişiklikler getirmektedir.
Organize suçların tipik örneklerinden biri olan ve ETCK’da “Cürüm İşlemek İÇin Teşekkül Oluşturmak” olarak ifade edilen bu suç YTCK’nun 220.maddesinde “Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma” başlığı altında düzenlenmiştir. Ortak bir amaç ya da eylemi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kuramların yada kişilerin oluşturduğu birlik, teşkilat, teşekkül, organize anlamlarına gelen “örgüt” tabiri, “teşekkül” ve “organize” ile eş anlamlı olup temelinde organizasyonun olmasını gerektirmektedir.
Karşılaştırmalı hukukta “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçu çeşitli ülkelerin ceza kanunlarında da yer almaktadır. Örneğin, Alman Ceza Kanunu’nun prg.127, 129, 129a maddelerinde, Avusturya Ceza Kanunu’nun 278, 278a maddelerinde, İtalyan Ceza Kanunu’nun 416.maddesinde, Fransız Ceza Kanunu’nun 450/1, 450/3.maddelerinde, İsviçre Ceza Kanunu’nun 260ter.maddesin-de, Rusya Federasyonu Ceza Kanunu’nun 218.maddesinde bu suç tipine yer verilmiştir.
765 sayılı ETCK’nun 314.maddesinde yer alan “313.madde uyarınca oluşturulan teşekkül mensuplarına bilerek ve isteyerek yardım ve yataklık etme” suçu 5237 sayılı TCK’nun 22O.maddesinin 7.fıkrasmda “örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiş, örgüte yardım ve yataklık sayılan fiillerin, nitelik bakımından örgüte üye olmak dolayısıyla sorumluluğu gerektirdiği vurgulanmıştır. Ayrıca 5237 sayılı YTCK’nun 221.maddesinde suç işlemek için örgüt kuran, yöneten, üye olanlarla ilgili olarak “etkin pişmanlık” hali düzenlenmiştir.
5237 sayılı YTCK’nun 22O.maddesi ile 765 sayılı ETCK’nun 313.madde-leri karşılaştırıldığında aralarında önemli farklılıklar bulunduğu görülmektedir. Şöyle ki;
Öncelikle, terminolojik yenilenme sözkonusudur. “cürüm” yerine “suç”; “teşekkül” yerine “örgüt”; “meydana getirme” yerine “kurma” terimleri kullanılmıştır. ETCK’nun 313.maddesinde, her ne suretle olursa olsun cürüm işlemek için teşekkül meydana getirenler cezalandırılmakta iken YTCK’nun 220.maddesinde, sadece kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranların cezalandırılacağından söz edilmektedir.
ETCK’nun 313.maddesinde, cürüm işlemek için teşekkülü oluşturanlara ve bu teşekküle üye olanlara aynı ceza (1-2 yıl ağır hapis) öngörülmekte, teşekkülü yönetenlerin cezasının ise üçte birden yarısına kadar artırılacağına yer verilmekte iken YTCK’nun 220.maddesinde, suç örgütü kuran ve yönetenler ile üye olanlar ayrı ayrı fıkralarda yer almakla beraber örgütü kuran ve yönetenlere 2-6 yıl hapis, üye olanlara 1-3 yıl hapis cezası öngörülmüştür. YTCK’nun yaptırım sisteminde getirdiği yeniliklere paralel olarak “ağır hapis” yerine “hapis” cezası öngörülmüştür.
ETCK’nun 313.maddesinde teşekkülün “iki veya daha fazla kimsenin birlikte cürüm işlemek amacı etrafında birleşmesi” ile oluşacağı belirtilerek üye sayısı “iki veya daha fazla kimse” şeklinde tespit edilmiş iken, YTCK’nun 220.maddesinde “örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerektiği” vurgulanmış, böylece örgütün varlığı için gerekli üye sayısı bakımından Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (SÖSKBMS) ile Ceza Kanunumuzun uyumu sağlanmıştır.
ETCK’nun 313.maddenin 2.fıkrasında “Bu teşekkül halk arasında korku, endişe veya panik yaratmak veya siyasi veya sosyal bir görüşten kaynaklanan amaçla veya âmmenin selameti aleyhine cürümlerle kasten adam öldürmek veya yağma ve yol kesmek ve adam kaldırmak cürümlerini işlemek için meydana getirilmişse, verilecek ceza bir yıldan üç yıla kadar ağır hapistir.” hükmüyle, dolayısıyla amaç suçlar maddede belirtilerek bunlara bir nevi sınırlama getirilmekteydi. YTCK’nun 220.maddesinde ise suç örgütünün işleyeceği amaç suçlara herhangi bir sınırlama getirilmemiş, ancak örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması gerektiği belirtilmiştir. Böylece, örgütün soyut bir birleşme olmadığı, örgütün varlığı için suç işleme amacı etrafındaki fiili birleşmenin yeterli olduğu, iştirak ilişkisinden (YTCK 37-41.md.) farklı olarak örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağdur itibarıyla somutlaştırılmasının zorunlu olmadığı, örgütün niteliği itibarıyla devamlılık arzeden bir yapılanma olduğu vurgulanmıştır. Bu yeni düzenlemeye göre, 220.maddede sözü edilen suç örgütünün hiyerarşik düzeni, disiplinsel yapısı, planlı ortaklığı, devamlılığı, eylemli paylaşım unsurlarının mevcut olmasıyla beraber üye sayısının en az üç kişi olması, sahip olduğu araç ve gereçlerin örgütün işleyeceği amaç suçlar için elverişli olması, örneğin, kalpazanlık, sahtecilik, yağma, hırsızlık vs. gibi amaç suçlarla ilgili araç, gereç ve donanıma sahip olması gerekir. Bu nedenle, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması, somut bir tehlike oluşturması gerekir. Suç örgütünün işleyeceği amaç suçlara bir sınırlama getirilmediğinden, 220.maddenin uygulanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların türü ve niteliği, sadece bu suç için öngörülmüş olan alt ve üst sınırlar arasında somut cezanın belirlenmesinde (61.md.) dikkate alınabilir.
ETCK’nun 313.maddesinin 3.fıkrasında, teşekkül mensuplarının dağlarda ve kırlarda veya genel yollarda veya meskun yerlerde içlerinden iki veya daha fazlasının silahlı olarak dolaşması veya buluşma yerlerinde veya emin bir yerde silah saklaması cezayı artırıcı bir neden olarak düzenlenmişti. Bu hükmün uygulanabilmesi için teşekkül üyelerinden en az ikisinin silahlı olması aranmaktaydı. YTCK’nun 220.maddesinde de örgütün silahlı olması, bir ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların dalıa ağır ceza ile cezalandırılmasını gerektiren nitelikli unsur sayılmış, örgütte bir tek silahın olması halinde bile örgütün silahlı olduğu kabul edilmiş, ayrıca silahın taşındığı veya saklandığı yer bakımından herhangi bir sınırlamaya yer verilmemiştir.
ETCK’nun 313.maddesinin 5.fıkrasmda, teşekkül mensuplarının teşekkülün amacına yönelik cürüm işlemeleri halinde, verilecek cezaların toplamının en ağır cezayı gerektiren fiilin cezasının azami haddini geçemeyeceği öngörülmekteydi. YTCK’nun 220.maddesinde ise böyle bir azami sınır öngörülmemiş, örgütün faaliyeti çerçevesinde ayrıca suç işlenmesi halinde, hem bir (örgüt kurma veya yönetme) veya ikinci fıkrada (örgüte üye olma) tanımlanan suçtan hem de amacı oluşturan suçtan dolayı gerçek içtima kurallarına göre cezaya hükmolunacağı belirtilmiştir.
YTCK’nun 220.maddesinde, ETCK’nun 313.maddesi yer almayan yeni bazı düzenlemeler de bulunmaktadır. Bunlar; örgüt yöneticilerinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılacağı (220/5.fıkra), örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılacağı (220/6.fıkra), örgüt içinde hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak cezalandırılacağı (220/7.fıkra) ve örgütün veya amacının propagandasını yapan kişinin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek cezanın yarı oranında artırılacağına (220/8.fıkra) ilişkin düzenlemelerdir.
Suçla Korunan Hukuksal Değer
YTCK’nun 220.maddesindeki suç tanımı ile korunan hukuksal değer, kamu güvenliği ve barışıdır. Ancak, suç işlenmek için örgüt kurmak, toplum düzenini tehlikeye soktuğu ve araç niteliğindeki suç örgütü, amaçlanan suçları işlemede bir kolaylık sağladığından, bu suç nedeniyle kamu güvenliği ve barışın bozulması, bireyin güvenli, barış içinde yaşamak hakkını da zedeleyeceğinden, bu nedenlerle 220.maddede, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan bu fiiller ayrı ve bağımsız suçlar olarak tanımlanmış, böylece bu düzenlemeyle aynı zamanda bireyin, Anayasada güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlanmıştır.
Suçun Faili Ve Mağduru
220.maddede tanımlanan suçların faili herhangi bir kimse olabilir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak için en az üç kişinin varlığı zorunlu olduğundan, niteliği gereği ancak üç kişinin fail olarak katılımıyla gerçekleşebilen çok failli bir suçtur.
Bir kamu kurumunda mevcut olan yasal hiyerarşik ilişki dışında somut olarak suç işleme programının gerçekleştirilmesi için örgütsel bağın kurulmuş olduğunun kanıtlanması koşuluyla kamu görevlileri arasında suç işlemek için bir örgütlenmeden söz edilebilir. Ancak bu yasal ilişkinin gereklerine uygun hareket edildiği sürece kamu görevlilerinin suç işlemek amacıyla örgüt kurduklarından söz edilemez. Şayet kamu görevlileri tarafından görevleri dolayısıyla işlenmiş suçlar söz konusu ise bu durumda ancak, kamu görevlilerinin hiyerarşik yapılanmadan kaynaklanan nüfuzlarını kötüye kullanmak suretiyle bu suçları müteselsilen işledikleri kabul edilebilir.
YTCK’nun 220.maddesindeki suç, bir tehlike suçu olup, suçlar arasında ayırım yapılmaksızın herhangi bir suçun işlenmesi için örgüt meydana getirilmesi başlı başına bir suç haline getirilmiş, yasa koyucu, Ceza Hukuku’ndaki genel ilkeye bir istisna getirerek kamu için tehlike yaratacak bir birleşmeyi, diğer bir deyişle toplum yararına “hazırlık hareketlerini” cezalandırmak suretiyle müstakbel suçları önlemeyi amaçlamıştır. Bu itibarla, 220.maddedeki suç anlaşma ile oluşmakta, herhangi bir suç işlenmesine gerek bulunmamaktadır. Ayrıca, örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağdur itibarıyla somutlaştırılması da zorunlu değildir. İştirak halinde işlenen suç kavramını aşan örgütlü suçun mağduru, öncelikle kamu güvenliği ve barışını sağlamakla yükümlü olan devlet ve toplumun bireyleridir.
Suçun Maddi Unsuru
Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, bu örgüte katılmak bu suçun maddi unsuru sayıldığından 220.maddede tanımlanan suç, seçimlik hareketli bir suçtur.
Örgüt Kurmak veya Örgütü Yönetmek
220.maddenin birinci fıkrasında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya suçu, seçimlik hareketli birer suç olarak tanımlanmıştır. Belirli suçları işlemek için örgüt meydana getirilmesi ayrı bir suç olarak kabul edildiği için tanımlanan bu suç tipi genel, tali bir suç tipidir.
“Örgüt kurmak”tan maksat, örgütün oluşumuna sevk edici veya belirleyici davranışlara katılarak bir birleşmenin meydana getirilmesidir. Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Suç işlemek için örgüt kurmaktan söz edilebilmesi için sanıkların aralarında önceden anlaşıp işbölümü ve hiyerarşik bir yapı içerisinde süreklilik gösterecek planlı bir ortaklık ve paylaşım anlayışıyla belirlenmemiş sayıdaki suçları işlemek amacı etrafında birleşmeleri gerekir. Örgütün kurulmasına öncülük edilmesi veya kurulma sürecine etkili bulunan diğer davranışlar örgüt kurma olarak kabul edilir. Suçun oluşumu bakımından, üye sayısının en az üç kişi olması koşuluyla devamlılık gösterecek bir biçimde fiilen birleşmenin gerçekleşmesi yeterli olup hukuki bir bağlantının varlığına gerek yoktur. Önemli olan birleşmenin suç işlemek amacıyla olmasıdır. Bu bakımdan örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması gerekir. Bu nedenle, kurulan örgütün gerek üye sayısı ve gerekse malzeme donanımı bakımından, amaç suçları gerçekleştirme açısından somut bir tehlike arzedip etmediği, hakim tarafından değerlendirilecektir. Suçu basit birleşmeden ayıran özellik, bu birleşmenin geçici olmayıp devamlılık arzetmesi, birden fazla suç için bir araya gelinmesi, süreklilik, planlı ortaklık ve eylemli paylaşmadır. Henüz bir suç işlenmese dahi hazırlık hareketi niteliğinde olan “örgüt kurma” veya “yönetme”, kurulmuş bir örgüte “üye olma” fiilleri cezalandırılmaktadır. Kanunun suç saydığı suçlardan birinin yalnız bir defa işlenmesi için bir araya gelme fiili suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunu oluşturmaz. Örgütün kurulması ile suç tamamlanır. Bundan sonra örgüt kurma fiili mütemadi (kesintisiz) suç niteliğini alacağından, temadinin az veya çok olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. Örgütün faaliyeti çerçevesinde amaç suçların işlenmesi halinde, hem örgüt kurmak suçundan ve hem de amacı oluşturan suçtan dolayı failler hakkında gerçek içtima kurallarına göre ceza tayin edilir. Örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların konu, tür ve mağdur bakımından somutlaştırılması zorunlu değildir. Üç veya daha fazla kişinin somut bir suçu işlemek için anlaşmaları ve fiili icra etmeleri halinde 220.maddedeki suçun değil, iştirak hükümleri (YTCK. 37-40.md.) çerçevesinde bir suçun işlenmesi söz konusu olur.
Örgüt kurmak, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından sadece bir araç niteliğindedir. Bu suç tipini bir tehlike suçu olarak düzenleyen yasa koyucu bu tehlikeden dolayı hazırlık hareketlerini cezalandırmaktadır. Dönmezer-Erman’a göre; “buradaki bir araya gelmenin cezalandırılmasının ilk bakışta fikir suçu gibi görünmekte ise de dış hareketlerle şekillenme söz konusu olduğu için böyle bir değerlendirme yapılamaz. Faile verilen ceza, henüz yapmadığı faaliyetin cezası olmayıp, kötü fikir ve düşüncesini sosyal düzeni bozacak, insanları eyleme teşvik edici ve halen mevcut bir tehlike yaratacak suretle açığa vurmasından dolayıdır. Bu gibi suçlara “engelleyici suçlar” denilmektedir ve suçlunun tehlikeli halinin gerçekleşmesinin önlenmesi istenmektedir”.
YTCK’nun 220.maddesi “tamamlayıcı hüküm” niteliğindedir. Bu nedenle Kanunun, bazı suç tipleri bakımından meşru olmayan ancak belli amaçlarla kurulmasını suç olarak tanımladığı örgüt yapılanmaları bakımından 220.madde değil, o suçlara ilişkin hükümler (Örneğin YTCK’nun 78, 79/2, 91/4, 142/3, 149/1-g, 174/2, 188/5, 227/6, 265/4, 282/3, 314.madde hükümlerinde olduğu gibi) uygulanır.
Hukuka uygun biçimde kurulmuş olan dernek, vakıf, şirket, sendika, siyasi parti gibi bir kuruluş fiilen amaç değiştirerek suç işleme amacı etrafında örgütlenebilir ve bu sayılan kuruluşları şemsiye gibi kullanabilirler. Bu durumlarda da koşulları varsa örgüt kurma (220.md.) suçu oluşabilir. Ancak, hukuka uygun amaçlar çerçevesinde faaliyet gösteren bu tür kuruluşlar münferit suç olaylarından dolayı suç örgütü olarak kabul edilemez.
“Örgütü yönetmek”ten maksat, örgüt faaliyet planlarının, iş bölümünü yapmak ve koordinasyonunu sağlamak gibi örgütü yönlendirici davranışlarda bulunmaktır. Örgütü kurma veya yönetme fiilinin gerçekleşmesi ile bu suçlar oluştuğundan, “neticesi harekete bitişik” suçlardandır. Suç örgütü herhangi bir eylem gerçekleştirmiş olmasa bile, yalnız başına bu fiillerden biri suçun oluşması için yeterli sayılmaktadır. Örgütün varlığı faaliyetinin devamlılığını gerektirdiğinden bu nedenle de bu suç “mütemadi suç” niteliğini taşımaktadır. Böyle bir suç örgütünün kurulması yada yönetilmesi iradesi, suçun manevi unsurunu göstermektedir.
Fail, suç işlemek amacıyla kurulan örgütün kurucusu olmakla birlikte örgütü yöneten konumunda ise bu durumda faile 220/1.fıkra uyarınca tek ceza tayin edilmelidir. 220.maddenin dördüncü fıkrasına göre, örgütün faaliyeti çerçevesinde ayrıca suç işlenmesi halinde, örgütü kuran veya yönetenlere hem 220/1.fıkrada tanımlanan suçtan ve hem de amacı oluşturan suçtan dolayı gerçek içtima kurallarına göre cezaya hükmoiunacaktır. Örgüt yöneticilerinin, 220/5.fıkra hükmüne göre, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak sorumlu tutulmaları gerektiği kabul edilmiştir. Yasa koyucu bu hükümle, örgütün işleyiş mekanizmasını elinde bulunduran, örgütün yapısı içinde suç işlemek gibi örgütün amacına uygun bir görev verilen kişinin bu görevi yerine getirmemesi durumunda, hemen yerine bir diğerini ikame edebilen ve suçun icrai hareketlerini gerçekleştiren kişiler üzerinde ve dolayısıyla, işledikleri fiiller üzerinde bir hakimiyet kuran yöneticileri “dolaylı fail” olarak sorumlu tutmuştur.
Örgüte Üye Olmak
220.maddenin ikinci fıkrasında, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Örgüte katılmakla kişi örgüt üyeliğini kabul etmiş sayılmaktadır. Fiili bir katılma yeterli sayılmıştır. Yasa koyucu, başkaca bir davranışın bulunmamasına rağmen suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi, bir yıldan üç yıla kadar hapisle cezalandırmıştır. Örgüte üye olmak için örgüt yöneticilerinin rızasının varlığına gerek yoktur. Failin örgüte katılma iradesini tek taraflı somut bir davranışıyla ortaya koyması mümkündür ancak bu katılma iradesinin devamlı katılmaya yönelik olması gerekir. Örgüte üye olma suçu, örgütün oluşturulmasıyla tamamlanır.
Yasa koyucu, 220/4.fıkrada, örgüte üye olanların örgüt üyesi olma suçunun yanı sıra, örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde ayrıca bu suçlardan dolayı da gerçek içtima kurallarına göre cezalandırılacaklarını öngörmüş ve bu durumda faile verilecek toplam ceza açısından bir sınırlama getirmemiştir. Diğer yandan, maddenin altıncı fıkrasına göre, örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla birlikte, örgüt adına suç işleyen kimse ile yedinci fıkra hükmüne göre de; örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kimsenin örgüt üyesi kabul edilerek cezalandırılacağı öngörülmüştür.
Örgütün Silahlı Olması
220.maddenin üçüncü fıkrasında, örgütün silahlı olması, bir veya ikinci fıkrada tanımlanan suçların daha ağır ceza ile cezalandırılmasını gerektiren nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bu durumda, örgütü kuran veya yönetenler ile örgüte üye olanlara verilecek cezalar dörtte birinden yarısına kadar artırılacaktır. Örgütün bütün mensuplarının silahlı olmaları zorunlu olmayıp, amaçlanan suçların işlenmesini sağlayabilecek nitelikte olmak üzere bazı üyelerin silahlı olmaları bu nitelikli halinin kabulü için yeterlidir. Ancak, silah sayısının yeterli olup olmadığı, silahların cins, nitelik ve miktarının somut tehlike oluşturacak mahiyette olup olmadığı hakim tarafından dikkate alınarak suç örgütünün silahlı sayılıp sayılmayacağı hususu dava konusu olayda değerlendirilecektir.
Buradaki “silah” deyiminden; YTCK’nun 6/1-f bendindeki tanımına göre; “ateşli silahlar; patlayıcı maddeler; saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet; saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler; yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler” anlaşılır. Örgütün silahlı sayılması için silahın örgütün amaçları doğrultusunda bulundurulması yeterlidir, bunların somut olarak kullanılması ve görünecek şekilde taşınmalarına gerek yoktur. Örgütün gerektiğinde bunları kullanmak üzere örneğin bir depoda bulundurması halinde de örgüt silahlı sayılır. Silahların ruhsatlı olup olmaması önemli değildir. Ancak, örgüt mensuplarının kişisel gereksinimleri için silah bulundurmaları halinde 220/3.fıkradaki nitelikli hal oluşmaz. Ayrıca, örgütün amaçlarını gerçekleştirmeyi doğrudan veya dolaylı olarak kolaylaştırmaya elverişli olmayan silahların da bu kapsamda değerlendirilmemesi gerekir. Silah ruhsatsız ise, örgütün silahlı sayılarak failin cezası artırılmakla birlikte, ayrıca ruhsatsız silah bulundurmak veya taşımaktan dolayı faile ceza verilmesi gerekir. Zira, 220/3.fıkrada örgütün silahlı olması hali unsur değil nitelikli hal (cezayı ağırlatıcı neden) olarak düzenlenmiştir. Yargıtay, “sanıklar tarafından suçun işlenmesinde kullanılan bir adet tabancanın örgütün silahlı sayılması için yeterli olmadığına” karar vermiştir.
Örgütün Faaliyeti Çerçevesinde İşlenen Suçlardan Dolayı Sorumluluk
220.maddenin dördüncü fıkrasına göre, örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde hem birinci (örgütü kurma veya yönetme suçu) fıkrada tanımlanan suçtan ve hem de amacı oluşturan suçtan gerçek içtima kurallarına göre cezaya hükmolunacaktır. Örgütü kurma veya yönetme veya üye olma suçları, örgütün oluşmasıyla tamamlandığından, bu suçlardan dolayı cezaya hükmedilebilmesi için, ayrıca örgütün amacı çerçevesinde bir suçun işlenmesi gerekmez. Çok failli “yakınsama suçu” niteliğinde bulunan suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda, zorunlu olarak suçun işlenmesine katılımda bulunan kişiler aynı amacın gerçekleşmesini hedefledikleri ve aynı yönde hareket ettiklerinden işlenen suçtan dolayı sorumlulukları müşterek failliğe benzetilerek sorumlu tutulacakları kabul edilmiştir. İçel’e göre; önceki fiile dayanan suç, çok failli bir suç ise, gerek faillerden her birinin, gerekse bu çok sayıda failli suça iştirak eden kimselerin, faillerden bir kaçı tarafından amaç-suç işlendiği takdirde, iştirak kurallarına göre amaç-suçtan sorumlu tutulmaları gerekir. Yazara göre, örneğin belirli suçları işlemek için silahlı çete kurmak suçunda, hem bu suçun failleri hem de diğer şerikler, icrasına başlanan amaç-suçtan sorumlu olacaktır.
220.maddenin beşinci fıkrasına göre, örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail (YTCK 37.md.) olarak cezalandırılırlar. Bunun nedeni, örgüt yapısı içinde, kendisine suç işlemek için örgütün amacına uygun bir görev verilen kişinin bu görevi yerine getirmemesi durumunda hemen onun yerine bir diğerinin rahatlıkla ikame edilebilmesidir. Örgütün sistemli işleyiş mekanizmasını elinde bulunduran yöneticiler, suçun icrai hareketlerini gerçekleştiren kişiler üzerinde ve dolayısıyla işledikleri fiiller üzerinde bir egemenlik kurmuşlarsa “dolaylı fail” olarak, buna karşılık, sadece fiilin işlenişiyle ilgili planı yapıp, fiili icra edecek diğer suç ortaklarına talimat vermekle yetinmişler ve icra aşamasına katılmamışlarsa “azmettiren” olarak, diğer suç ortaklarına talimat verdikten sonra, ayrıca suçun icrai hareketlerinin gerçekleştirilmesi esnasında olay yerinde olmamakla birlikte, diğer suç ortaklarını yönlendirmiş, suçun işlenişini sevk ve idare etmişlerse, müşterek fail olarak sorumlu tutulurlar791. Nitekim, Yargıtay’da bir kararında, çete reisinin katılımı ve azmettirmesi sonucu çete üyelerinin gerçekleştirdikleri adam yaralama, silahla tehdit suçlarından dolayı çete reisini de örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen bu suçlardan da ayrıca sorumlu tutan mahkeme kararını onamıştır.
Örgüte Üye Olmamakla Beraber Örgüt Adına Suç İşleyen veya Örgütün Amacına Bilerek ve İsteyerek Hizmet Eden Kişilerin Sorumlulukları
220.maddenin altıncı fıkrasına göre, örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgüt adına suç işleyen kimseler ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılacaklardır. Esasen “örgüt adına suç işlemek” ibaresi üyelik kavramına dahil sayılarak bu tür eylemlerde bulunanların davranışları örgüt üyeliğinin tipik hareketlerine eşdeğerde kabul edilmiştir.
220.maddenin yedinci fıkrasında ise, örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişinin, örgüt üyesi kabul edilerek cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Örgüt üyesi olmaksızın örgütün niteliğini bilerek örgütün yararına herhangi bir iş, görev veya hizmet yapılması, örgüt üyeliği ile eşdeğer kabul edilerek aynı ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Ancak, kişi bilmeyerek, farkında olmadan suç örgütüne hizmette bulunmuşsa sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Bu hüküm, “örgüte yardım ve yataklık” olarak adlandırılan ETCK’nun 314.maddesini karşılamak için getirilen yeni bir düzenlemedir.
Örgütün veya Amacının Propagandasının Yapılması
220.maddenin sekizinci fıkrasında, örgütün veya amacının propagandasının yapılması bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu propagandanın basın ve yayın yolu ile işlenmesi, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Yasa koyucu bu hükümle suç örgütleriyle etkin bir mücadeleyi sağlamayı, suç örgütlerinin medya aracılığıyla efsaneleştirilmesini önlemeyi amaçlamıştır.
Suçun Manevi Unsuru
22O.maddede tanımlanan “suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek veya üye olmak” suçlarının manevi unsuru bakımından üç veya daha fazla kimsenin kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla bilerek ve isteyerek birleşmiş olmaları ve ayrıca örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması gerekir. Suçun oluştuğundan söz edilebilmesi için, örgütün süreklilik, düzenli ve planlı ortaklık, yönetim, dayanışma ve disiplin öğelerini taşıması gerekir.
Bu suçların oluşumu için “doğrudan kast”m mevcudiyeti zorunludur. Bu suçlar, “olası kast” ile veya taksirle işlenemez. Bu suçlar bakımından faillerde doğrudan kastın varlığının kabulü için, niteliği ne olursa olsun, işlenen suçla suç işlemek için kurulmuş örgütün amacının gerçekleştirilmesinin hedeflenmesi, diğer bir deyişle üç veya daha fazla kimselerin birleşmekteki gayelerinin 220.maddede gösterilen suçlardan birini işlemeye yönelik olması, kanunda suç olarak tanımlanmış olan belli bir eylemin işlenmesinin kararlaştırılmış ve bu eylemin günlük yaşam deneyimlerimize göre mutlak suretle neden olabileceği sonuçlann öngörülmüş olması gerekmektedir. Bu husus faillerin somut olaydaki davranış tarzı, örgütün diğer mensuplarıyla olan ilişkisi gibi hususlar değerlendirilerek hakim tarafından belirlenecektir.
220.maddenin sekizinci fıkrasında tanımlanan “Suç işlemek amacıyla kurulan örgütle ilgili propaganda yapmak” suçunun manevi unsuru “kast” olup, failin saiki önem taşımamaktadır.
Teşebbüs
Suç işlemek örgüt kurmak, örgütü yönetmek ve örgüte üye olmak biçiminde tanımlanan ve suçun maddi unsuru olan bu eylemler, neticeyi de içinde barındırmaktadır. Bu nedenle neticesi harekete bitişik (sırf hareket) suçu niteliğinde olduğundan ilke olarak bu tür suçlar yapıları gereği teşebbüse müsait değildir. Zira, henüz herhangi bir suç işlenmemiş yada eylem yapılmamış olunsa dahi, bizatihi örgütün kurulmuş olması, yani örgütün kurulması biçimindeki bir hazırlık hareketi dahi suçun oluşması için yeterli sayılmıştır. Bu itibarla kanaatimizce, örgüt kurmak, yönetmek ve örgüte üye olmak suçlarına teşebbüs mümkün değildir. Ancak, 220.maddenin 6., 7. ve 8.fıkralarında tanımlanan suçlara teşebbüs mümkündür.
İştirak
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu “Yakınsama Suçları” gru- bundandır. Yakınsama suçlarında, suça katılan kişiler aynı yönde hareket etmekte ve aynı gayeyi gerçekleştirmeyi hedeflemektedirler. Bu itibarla 220.maddenin 4.fıkrasında örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, zorunlu olarak suçun işlenişine katılması gereken kişilerin (örgütü kuran, yöneten ve üye olan kişilerin) hepsinin işlenen suçtan fail olarak sorumlu tutulacakları hükme bağlanmıştır. Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen ya da örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişiler 220.maddenin 6. ve 7.fıkralan uyarınca, örgüt üyesi olarak (220/2.fıkra) cezalandırılacaklardır.
Örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçların işlenişine, suçun oluşması için katılımı zorunlu olan failler haricindeki kişi veya kişilerin şerik (azmettiren veya yardım eden) konumunda iştirak etmeleri mümkündür. Bu itibarla, örgütün niteliğini bilmeksizin örgütün amacı için işlenen suça sağladığı katkının niteliğine göre suça iştirak hükümlerine göre sorumlu olacaktır.
İçtima
22O.maddede öngörülen özel içtima hükümleri uyarınca, suç işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler hem bu eylemlerinden (220/l-2.f.) ve hem de örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da (220/4.f.) cezalandırılacaklardır. 22O.maddenin bir veya ikinci fıkrasında tanımlanan suçlardan dolayı cezaya hükmedilebilmesi için, ayrıca örgütün amacı çerçevesinde bir suçun işlenmesi gerekmez. Maddenin beşinci fıkrasına göre de, örgütün yöneticileri doğrudan icra etmemiş olsalar bile örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılacaklardır. Keza, maddenin altıncı fıkrası hükmüne göre, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır.
Ağırlatıcı Nedenler
22O.maddenin üçüncü fıkrasında, örgütün silahlı olması, bir ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların daha ağır ceza ile cezalandırılmasını gerektiren nitelikli unsuru olarak öngörülmüştür. Bu durum da verilecek ceza dörtte birden yansına kadar artırılır.
Etkin Pişmanlık Hali
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme veya örgüte üye olma suçları ile ilgili olarak YTCK’nun 221.maddesinde etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir.madde hükmüne göre;
- Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek dolayısıyla haklarında soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlemeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz (221/1.f.).
- Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz (221/2.f.). Bu koşullar gerçekleştikten sonra, kişi hakkında örgüt üyesi olmaktan dolayı soruşturma başlatılmış olması veya örgütün faaliyeti çerçevesinde başkaları tarafından suç işlenmiş olması kişinin etkin pişmanlıktan yararlanmasına engel oluşturmaz.
- Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanması ve pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz (221/3.f.). Somut olayda hakim, örgüt üyesinin verdiği bilginin, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli olup olmadığını takdir edecektir.
- Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır (221/4.f.).
- Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir (221/5.f.). Etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest bırakılan kişilerin güvenliği ve topluma uyumlarını sağlamak için getirilen bu hüküm etkin pişmanlık nedeniyle haklarında cezaya hükmolunmayan veya indirilmiş cezaya hükmolunan kişiler hakkında uygulanacaktır.
- Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanamaz (221/6.f.).
Kovuşturma
22O.maddede tanımlanan suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve örgüte üye olma suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturma görevli ve yetkili C.Başsavcılığınca re’sen yapılır. 5271 sayılı CMK’nun 128.maddesi uyarınca, soruşturma ve kovuşturma konusu olan bu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait taşınmazlara, hak ve alacaklara başka bir kişinin zilyetliğinde bulunması halinde dahi hakim kararıyla elkoyma işlemi yapılabilir. Aynı Kanunun 133.maddesine göre, suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde, hakim veya mahkeme şirket yönetimi için kayyım atayabilir. Aynı Kanunun 135.maddesine göre delil elde edilebilmesi bakımından telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması işlemleri yapılabilir. 139.maddeye göre “gizli soruşturmacı” görevlendirilebilir. Şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve işyeri teknik araçlarla izlenebilir, ses veya görüntü kaydı alınabilir.
Görevli Mahkeme
220.maddede tanımlanan suçlardan açılan davalara bakma görevi 5235 sayılı Kanunun 11.maddesi uyarınca asliye ceza mahkemesine aittir. Çocukların işledikleri suçlardan dolayı 5395 sayılı Kanunun 26/1.maddesi uyarınca görevli mahkeme çocuk mahkemesidir.
Suçun Yaptırımı
Örgüt kurma veya yönetme suçlarının yaptırımı iki yıldan altı yıla kadar, örgüte üye olma suçunun yaptırımı ise bir yıldan üç yıla kadar hapistir. Örgütün silahlı olması halinde bu cezalar dörtte birinden ayrısına kadar artırılacaktır. 220.maddenin sekizinci fıkrasında öngörülen örgütün veya amacının propagandasını yapma suçunun yaptırımı bir yıldan üç yıla kadar hapistir. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.
Dava Zamanaşımı
220.maddenin birinci fıkrasındaki suçun dava zamanaşımı süresi 15 yıl, diğer fırkalarındaki suçların dava zamanaşımı ise 8 yıldır (66.md.). Çocuklar (12-15 ve 15-18 yaş grubunda olanlar) bakımından dava zamanaşımı 66/2.fıkraya göre belirlenir.