Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Rehnin Paraya Çevrilmesi İşlemi Nasıl Yerine Getirilir?

Rehnin Paraya Çevrilmesi İşlemi Nasıl Yerine Getirilir?

Rehin maddî hukuk bakımından bir takım özellikleri olan aynî bir teminattır (taşınmaz rehni için TMK m. 850 vd., taşınır rehni için TMK m. 939 vd.). Bu özelliklerine uygun olarak, rehinli alacağın takip edilmesi de bir takım özellikler gösterir.

Takip hukuku bakımından, rehinli alacaklar için rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurma zorunluluğu (önce rehne başvurma zorunluluğu) (İİKm. 45/I) şeklinde bir kural söz konusudur. Yani, alacağı rehinle temin edilmiş bir alacaklı, alacağını takip yaparak elde etmek isterse, kural olarak önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorundadır.

Bu yola başvurmadan, ilâmlı veya ilâmsız icra (haciz) yoluna ya da borçlu iflâsa tâbi kimselerden ise, iflâs yoluna başvuramaz; icra müdürü alacaklının bu yöndeki talebini reddetmelidir. Aksine davranış süresiz şikâyet konusu olur.

Bu noktada Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanuna’nun 14. maddesindeki özel düzenleme dikkate alınmalıdır. Bu Kanun kapsamındaki borçların ifa edilmemesi halinde alacaklı, birinci derece alacaklı ise icra dairesinden 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 24 üncü maddesi uyarınca rehinli taşınır mülkiyetinin devrini talep edebilir. Bu halde icra dairesi, bu devri Sicile bildirir. Rehinli taşınırın, Kanunun13 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belirlenen değerinin, birinci derece alacaklıların toplam alacağından fazla olması durumunda, aradaki fark mikatrından, diğer derecedeki alacaklılara karşı, birinci derece alacaklı ile rehin veren müteselsilen sorumludur. Kanunun 14 üncü maddesi, gerek maddi gerek takip hukuku bakımından hukuk sistemimizin çerçevesinin dışında düzenleme içermektedir.

Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığında, rehinle mal satılır ve bedeli rehinli alacaklıya ödenir. Satış bedeli alacağı karşılamaya yetmezse, ancak o zaman rehinli alacaklı, kural olarak rehinle karşılanamayan kısım için haciz veya iflâs yoluyla takip yapabilir (İİK m. 45/I, c. 2; 152/II ).

Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapma zorunluluğunun temel dört istisnası bulunmaktadır:

• 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan rehinle temin edilmiş alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilir veya haciz yoluna başvurulabilir (5582 s. Kanunla değişik m. 45/II).

• Alacağı kambiyo senedine bağlı alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa dahi, rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurmadan, doğrudan kambiyo senetlerine özgü haciz veya iflâs yoluna başvurabilir (İİK m. 45/III; 167/I).

• Ayrıca, ipotekle temin edilmiş olan faiz (TMK m. 875) ve yıllık taksit alacakları için de, rehin alacaklısı, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmadan, haciz ya da iflâs yoluyla takip yapabilir (İİK m. 45/IV).

Gemi üzerinde akdi veya kanuni rehin hakkı olan alacaklı, önce rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurmadan iflâs yoluyla takip yapabilir (TTK m. 1378)

Rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurabilmek için, öncelikle rehin söz konusu olmalıdır. İcra ve İflâs Kanunu’nun uygulanması bakımından rehin kavramından ne anlaşılması gerektiği, taşınırlar ve taşınmazlar için İİK’nun 23. maddesinde ayrı ayrı açıklanmış, aslında doğrudan dar ve teknik anlamda rehin sayılmayan şeyler de, taşınır ya da taşınmaz rehni kapsamına alınmıştır.

Borç muaccel olduğunda ödenmezse, rehin sahibi alacaklı, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başvurarak, rehnin satılmasını ve bedelinden alacağının ödenmesini isteyebilir; ancak, ödenmeyen alacak yerine rehinli malın aynen kendisine verilmesini isteyemez, bu yönde yapılan anlaşmalar da geçersizdir (TMK m. 873, 949).

Taşınır ve taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi, farklı özellikler gösterir. Bunun yanında taşınır ve taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi de kendi içinde, ilâmlı ve ilâmsız takip olmak üzere ikiye ayrılır. Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı ve ilâmsız takip, daha önce açıklanan ilâmlı ve ilâmsız takip yoluna paralel düzenlenmiştir. Bu sebeple biz aşağıda, sadece bu yolların gösterdiği özellikleri açıklayıp daha önce açıklanan hususları tekrar etmeyeceğiz. Rehnin paraya çevrilmesi prosedürü içinde haciz aşaması yoktur. Çünkü haczin amacı paraya çevrilecek mal ya da haklara el koymaktır; oysa, rehinde paraya çevrilecek mal ya da hak, takipten önce zaten yeterince güvence altına alınmıştır.

Taşınır Rehninin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İlâmsız Takip

Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmsız takipte de, takip talebine İİK’nun 58. maddesi hükmü uygulanır; ancak rehin hakkında kayıtlara da yer verilir. Ayrıca takip talebine, rehinli malın ne olduğu, rehin üçüncü kişi tarafından verilmişse bu üçüncü kişi ile rehnedilen taşınır mal üzerinde sonradan gelen rehin hakkı varsa bu rehin hakkı sahibinin isim ve adresleri yazılır (Yön. m. 21, b).

Takip talebini alan icra dairesi, borçluya ve varsa rehinli malın maliki üçüncü kişiye bir  ödeme emri gönderir (İİK m. 146, Yön. m. 30) (örnek no: 8). Ödeme emrinde, takip talebindeki kayıtlarla ödeme süresinin on beş gün olduğu, yedi gün içinde itiraz edilmez ve onbeş gün içinde borç ödenmezse rehnin satılacağı, borçlu yedi gün içinde rehin hakkına açıkça itiraz etmezse, artık bu takipte rehin hakkını kabul etmiş sayılacağı, borçlu sadece rehin hakkına itiraz ederse, alacaklının, bu takipten vazgeçerek, haciz yoluyla takibe devam edeceği bildirilir.

Ödeme emrine itiraz edilmesi konusunda genel haciz yolunda izlenen prosedür burada da geçerlidir (İİK m. 147/I, c. 1). Ancak bazı özellikler de bulunur. Buna göre:

• Yedi günlük itiraz süresi içinde, alacaklının rehin hakkına ayrıca ve açıkça itiraz etmemiş olan borçlu, bu takip bakımından alacaklının bildirdiği rehin hakkını kabul etmiş sayılır. Borçlu sadece rehin hakkına itiraz ederse, bununla ödeme emrindeki alacağı kabul etmiş olur. Bu durumda alacaklı rehin hakkına ilişkin itirazın iptalini veya kaldırılmasını isteyebileceği gibi (İİK m. 147/I; 67 vd.) rehnin paraya çevrilmesi  yolu ile takipten ve bununla itiraz edilen rehin hakkından vazgeçerek, takibin aynı dosyada, genel haciz yolu ile devamını, yani borçlunun
mallarının haczedilmesini isteyebilir (İİK m. 147/II). Alacaklı tercihini genel haciz yoluyla takibe devam yönünde kullanırsa, borçluya mal beyanında bulunması için yedi günlük süre verilir.

• Borçlu, yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmez veya on beş gün içinde borcu ödemezse ya da itiraz eder de itirazı mahkemece iptal edilir (İİK m. 67) yahut icra mahkemesince kaldırılırsa (İİK m. 68-70), alacaklı rehnedilmiş olan taşınır malın satılmasını isteyebilir (İİK m. 150e).

Taşınır Rehninin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İlâmlı Takip

Alacak veya taşınır bir mal üzerindeki rehin hakkı veya her ikisi bir ilâma veya ilâm niteliğindeki bir belgeye (İİK m. 38) bağlanmışsa, taşınır rehni sahibi alacaklı, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip yapabilir (İİK m. 150/h). Bu durumda, öncelikle yine İİK’nun 58. maddesine göre, ancak rehnin özellikleri de dikkate alınarak bir takip talebi doldurulur.

Bu konudaki takip talebini alan icra müdürü, borçluya, varsa rehinli malın maliki üçüncü kişiye İİK’nun 32. maddesine göre bir icra emri gönderir. Bu icra emri ile borçluya, yedi gün içinde borcu ödemez ve icranın geri bırakılmasına ilişkin bir karar (İİK m. 33 ve 36) da getirmezse, rehnin satılacağı ihtar edilir (Yön. m. 28).

İcra emrini alan borçlu, yedi gün içinde borcu ödemez ve icranın geri bırakılması kararı da getirmezse, alacaklı rehnedilmiş olan taşınır malın satılmasını isteyebilir (İİK m. 150e).

TAŞINMAZ REHNİNİN (İPOTEĞİN) PARAYA ÇEVRİLMESİ

İpotek halen mevcut veya henüz doğmamakla birlikte ilerde doğması kesin ya da muhtemel bir alacak için de kurulabilir (TMK m. 881/I). Bu açıdan ve yapılacak takip açısından ipotek akit tablosu önem taşımaktadır.

Doğmuş bir alacak bakımından ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içeriyorsa, alacaklı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip yapabilir; bunun dışındaki durumlarda (örneğin, cari hesap ya da kredi açma sözleşmesi çerçevesinde) ilâmsız takip yapılmalıdır.

Takip yolu bakımından, ipoteğin niteliği de önemlidir. Alacak, üst sınır (limit) ipoteği ile teminat altına alınmışsa (TMK m. 851/I, c. 2), ilâmsız ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılabilir. Bu durumda, alacak, faiz ve giderler sadece belirlenen üst sınıra kadar teminat altındadır, bunun dışında kalan miktar ipoteğin teminatı altında değildir. Alacak, ana para ipoteği ile teminat altına alınmışsa, kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarı söz konusu olduğundan, ilâmlı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna başvurulabilir. Bu ipotek türünde, belirli ve kesin bir borç miktarı için ipoteğin kurulması söz konusudur ve ipoteğin kapsamına asıl alacak dışında, faiz ve takip masrafları da dahildir.

İpoteğin paraya çevrilmesinde ipoteğin kim tarafından verildiği önemli değildir (TMK m. 881/II), ipotekli taşınmaz borçlu dışında üçüncü kişiye de ait olabilir. Ancak, ipotek üçüncü kişi tarafından verilmiş ya da mülkiyet üçüncü kişiye geçmişse, bu kişi de takip talebinde gösterilmelidir. Asıl borçluyla taşınmaz maliki üçüncü kişi zorunlu takip arkadaşıdırlar.

Kanunda ipotek sözleşmesinin tarafları ve taşınmazı satın alanlar ve bunların halefleri için yurt içinde bir tebligat adresi gösterme zorunluluğu getirilmiştir (İİK m. 148a).