İlamın Gereğinin İcrası (Yerine Getirilmesi) İşlemi Nasıl Yapılır?
Para Alacakları Hakkında İlâmların İcrası
Konusu para olan ilâmların icrasında yukarıda açıklanan prosedür yerine getirilir. Borçlunun ilâmsız icrada olduğu gibi takibe karşı koyarak durdurması mümkün değildir; ancak yukarıda açıklanan imkânları kullanılır.
Borçlu icra emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde borcunu icra dairesine öderse, icra dairesi bu parayı alacaklıya öder ve takip sona erer. Borçlu yedi gün içinde borcu ödemez ve icranın geri bırakılması kararı getirmezse, alacaklının talebi ile takibe devam edilir. Bunun üzerine, alacaklının borçlu iflâsa tabi kişilerden ise, haciz veya iflâs yollarından birini seçerek borçluya karşı bunlardan birini talep etmesi mümkündür (İİK m. 37).
Borçluya karşı haciz istenirse, ilâmsız icrada açıklanan hususlar bu aşamadan sonra burada da geçerli olacaktır. Ayrıca ilâmlı icra emrinin yerine getirilmemesi, bir doğrudan iflâs sebebidir (İİK m. 177/I, b. 4). Bu sebeple, borçlunun iflâsa tâbi şahıslardan olması durumunda, alacaklı isterse doğrudan iflâs talebi ile asliye ticaret mahkemesine de başvurabilir.
Para Alacağı Dışındaki Şeyler Hakkında İlâmların İcrası
Para alacağı dışındaki ilâmların icrasında da genel ilâmlı icra kuralları geçerlidir. Borçlu icra emrini aldıktan sonra, icra emrinin gereğini yerine getirebilir veya icranın geri bırakılması yoluna gidebilir. Borçlu, süresinde icra emrinin gereğini yerine getirirse, takip son bulur.
Borçlu, icra emrinin gereğini yerine getirmezse, icra emrinin gereği zorla yerine getirilir.
Şayet ilâmlı icra konusu aynen yerine getirilememekle birlikte paraya dönüşmesi mümkün olan bir şey ise, alacak para olarak tahsil edilir. Bazı durumlarda kanun icra emrine aykırı davranan borçlunun ayrıca cezalandırılmasını öngörmüştür (İİK m. 30/III, 25a/I, II).
Para alacağı dışındaki şeyler bakımından kanun koyucu ilâmlı icranın yerine getirilmesine ilişkin ayrıca hükümler sevk etmiştir.
• Taşınır mallar bakımından, ilâmda belirtilen taşınır borçlunun elinde bulunursa, zorla alınıp alacaklıya verilir. İlâm konusu mal, borçlunun elinde bulunamazsa değeri tahsil edilerek alacaklıya verilir. Değer bakımından da ilâmda yazılı olan değer esas alınır. İlâmda malın değeri belirli değilse ya da tereddüt ortaya çıkarsa, icra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki değeri esas alınır. Değer belirlenirken, borsa ve ticaret odası bulunan yerlerde buralardan, olmayan yerlerde bilirkişiden sorulur (İİK m. 24).
• Taşınmazlar (ve gemi siciline kayıtlı gemiler) bakımında ise, alacaklı lehine hüküm verildiğinde mahkeme davacı alacaklının talebine gerek olmadan hükmün özetini ilgili sicile bildirir; bu yönüyle icra dairesine başvurmaya gerek yoktur (İİK m. 28, 29). Ayrıca taşınmazı ilâm hükmüne aykırı olarak işgal eden, taşınmazdan zorla çıkarılır ve taşınmaz alacaklıya teslim edilir. Borçlu, alacaklıya teslim edilen taşınmaza haklı bir sebep yokken tekrar girerse, yeni bir hükme gerek olmadan tekrar zorla çıkarılır. Taşınmazda bulunan eşyalar borçluya, vekiline veya aile halkına ya da yardımcılarından birine teslim edilir. Şayet eşyayı teslim edecek kimse bulunamazsa, masrafı daha sonra borçludan tahsil edilmek üzere alacaklıdan alınarak muhafaza edilir; kanunda belirtilen sürede borçlu eşyaları teslim almazsa satılır, masraf alındıktan sonra artan borçluya verilir; borçlu bulunamazsa adına hesaba yatırılır (İİK m. 26). Taşınmaz, üçüncü kişi tarafından davadan sonra ve hükümden önce tapuya tescil edilmiş bir akde dayanarak işgal edilmekte ise, alacaklı, borçlunun o kişiye karşı sahip olduğu haklara sahip olur; ayrıca alacaklı bunu tercih etmezse borçluya karşı tazminat davası açabilir. Ancak üçüncü kişilerin kötüniyetli olması durumunda, genel hükümlere göre alacaklı talep hakkını kullanabilir (İİK m. 27). İrtifak haklarına ilişkin ilâmlar da yerine getirilmediğinde zorla icra edilir (İİK m. 31).
• Bir şeyin yapılmasına ilişkin ilâmlarda, borçlu ilâmda belirtilen sürede belirtilen işe başlamaz veya bitirmezse bu takdirde bir ayrım yapmak gerekir. Şayet iş başkası tarafından da yapılabilecek bir işse ve alacaklı da isterse, icra müdürü bu işin masrafını bilirkişiye takdir ettirir. Bu masrafı alacaklı öderse, borçludan tahsil edilmek üzere alacaklıdan alınır ve iş yaptırılır; alacaklı masrafı ödemek istemezse, bu durumda borçlunun malları haczedilip satılarak paraya çevrilir ve o iş yaptırılır.
Yalnız borçlu tarafından yapılabilecek bir iş söz konusu ise, bu durumda alacaklı İİK’nun 343. maddesine göre şikâyet yoluyla borçlunun cezalandırılmasını talep edebileceği gibi, genel hükümlere göre de zararlarının tazmini için dava hakkını da kullanabilir (İİK m. 30/II).
• Bir işin yapılmamasına dair ilâma, icra emrine rağmen borçlu tarafından muhalefet edilirse, borçlunun cezalandırılması İİK’nun 343. maddesine göre talep edilebilir.
• Bir çocuk teslimi veya çocukla şahsi ilişki kurulması hakkındaki ilâmlar da icra emrine rağmen yerine getirilmediğinde zorla yerine getirilir. Bu durumda çocuk nerede bulunursa bulunsun alınıp alacaklıya teslim edilir; teslimden sonra da diğer taraf haklı sebep yokken çocuğu tekrar alırsa, yeni bir ilâma gerek olmadan elinden alınıp alacaklıya teslim edilir (İİK m. 25). Çocukla şahsi ilişki kurulmasına hakkındaki ilâmlar da aynı şekilde ilâm çerçevesinde zorla icra edilir; ayrıca bu durumda borçlunun 341. maddeye göre cezalandırılması da söz konusudur (İİK m. 25a).
Çocuk teslimine ilişkin ilâmların icrasında kanunda belirtilen uzmanlar da hazır bulundurulur (İİK m. 25b).