Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu İle Takip Nasıl Başlatılır?

Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu İle Takip Nasıl Başlatılır?

Özellikle Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş kambiyo senetlerinin özelliğine uygun olarak, İcra ve İflâs Kanunu’nda kambiyo senetlerine ilişkin takip yolu ayrıca düzenlenmiştir.

Bu çerçevede, hem haciz hem de iflâs yolunda kambiyo senetlerine özgü bir takım farklılıklar kabul edilmiştir. Ancak başlık altında sadece kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip üzerinde duracağız. Kambiyo senetlerine özgü iflâs yolu hakkında ise (İİK m. 171 vd.) ileride iflâs hakkında açıklamalar yaparken bilgi vereceğiz.

Alacağı için elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, mutlaka bu yola başvurmak zorunda değildir; genel haciz yoluyla takip de yapabilir. Alacaklının bu yola başvurabilmesi için alacağının senede bağlanmış olması ve bu senedin de kambiyo senedi niteliğinde olması gerekir. Kambiyo senetleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olan bono (TTK m. 776 vd.), poliçe (TTK m. 671 vd.) ve çektir (TTK m. 780 vd. 5941 sayılı ÇekK.). Alacaklının elinde bu tür bir kambiyo senedi yoksa veya senet, unsurlarını taşımadığından kambiyo senedi vasfında değilse, alacaklının kambiyo senedine dayanarak takip yapma yetkisi yoksa, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe başvurulamaz; bu durumda takip yapmak isteniyorsa, genel haciz yoluyla takip yapılmalıdır.

Genel haciz yolu ve kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip arasındaki bir diğer fark, rehinle temin edilmiş alacaklar bakımındandır. Kural olarak, alacağı rehinle temin edilen alacaklı, öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmalıdır (İİK m. 45/I). Ancak, alacağı rehinle temin edilmiş bir alacaklı, bu alacağı için aynı zamanda kambiyo senedi almışsa, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak mecburiyetinde olmadan, doğrudan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapabilir (İİK m. 45/II; m. 167/I).

Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip, genel haciz yoluyla takip prosedürüne paralel düzenlenmiştir, takibin temel aşamaları da aynıdır. Bu takip yolunda da, takip talebi, ödeme emri, takibin kesinleşmesi, haciz, satış, paraların paylaştırılması aşamaları bulunur. Biz, burada sadece iki takip yolu arasında farklı olan hususlar üzerinde duracağız.

Her iki takip yolu arasında, sadece takip yolunun kesinleşmesi aşamasına kadar farklılıklar bulunmaktadır; bundan sonraki haciz, satış, paraların paylaştırılması aşamaları aynıdır. Bunun dışında İİK’nun 170/b maddesinde yapılan atıfla, İİK’nun 61. maddesinin 2-5. fıkraları ve 62-72. maddeleri kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe uygun düştüğü ölçüde uygulanır.

Takip Talebi

Takip talebi, genel haciz yolundaki esaslara uygun doldurulur (İİK m. 167/II; m. 58). Ancak kambiyo senedinin özelliği dikkate alınarak, takip talebine ayrıca senedin cinsi, tarihi ve numarası yazılmalıdır. Yetkili icra dairesi bakımından, genel hükümler (İİK m. 50) geçerli olmakla birlikte, kambiyo senedinden kaynaklanan özellikler (örneğin, ifa yeri) dikkate alınmalıdır.

Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, genel haciz yolundan farklı olarak alacaklının takip talebinde belirttiği kambiyo senedinin aslının ve borçlu sayısı kadar onaylı örneğinin de takip talebine eklemesi gerekir (İİK m. 167/II). Ancak, takip konusu bir çekse ve bankaya ibraz edildiğinde kısmî ödeme söz konusu olmuşsa, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi banka tarafından çek hamiline verilir, çek hamili de bu fotokopiyle takip yapabilir (5941 sayılı Çek Kanunu m. 3/VI). Takibin elektronik ortamda açılması durumunda, kambiyo senetleri güvenli elektronik imza ile imzalanarak elektronik ortamda takip talebine eklense dahi, en geç üç gün içinde senedin aslının ilgili icra dairesine ibrazı gerekir (Yön. m. 21/III). Çek hamili, icra mahkemesine şikâyette bulunurken de dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi hâlinde çekin aslı bu mercilere gönderilir (5941 S.K., m. 3/VI/son). Şayet, alacaklı kambiyo senedinin aslını veya çeklerde kısmî ödeme halinde çekin onaylı fotokopisini icra dairesine vermemiş veya en azından itiraz ve şikâyet süresi olan beş gün dolmadan geri almışsa, borçlu, yedi gün içinde şikâyet yolu ile ödeme emrinin iptalini isteyebilir. İcra mahkemesi, borçlunun talebi doğrultusunda karar verirse, ödeme emrini iptal eder ve borçluya yeniden ödeme emri gönderilir.

Alacaklının borçluya karşı talepte bulunabilmek için ödememe protestosu çekmesi gereken hallerde, kambiyo senedi ile birlikte protestonun da takip talebine eklenerek icra dairesine verilmesi gerekir. Zira, bu durumda protesto evrakı kambiyo senedi ile birlikte bir bütün oluşturmaktadır. Protestonun kambiyo senedine eklenmesinin gerekip gerekmediği bono (TTK m. 714; 778) poliçe (TTK m. 714 vd., 730) ve çek (TTK m. 798; 808; 809) için ayrı ayrı tespit edilmelidir. Protestodan muafiyet hallerinde protesto çekilmesine gerek yoktur (TTK m. 722).

Takip talebini, kambiyo senedini ve varsa protesto evrakını alan icra müdürü, takip talebinin kanunî unsurları (İİK m. 58) taşıyıp taşımadığını incelemesi yanında, senedin kambiyo senedi olup olmadığını, takipte bulunan alacaklının bu yola başvurma hakkının bulunup bulunmadığını ve senedin vâdesinin gelip gelmediğini incelemelidir (İİK m. 168/I).

İcra müdürü, genel haciz yoluyla takipten farklı olarak, verilen senedin kambiyo senedi olup olmadığını ve takip hakkının bulunup bulunmadığını inceler (İİK m. 168/I; m. 170a).

İcra müdürünün bu takdiri aleyhine, beş gün içinde şikâyet yoluna başvurulabilir (İİK m. 168/I, b. 3; 170a). Ancak, vadesi gelmeyen bir senede dayanarak takip yapılırsa, şikâyet süresi beş gün değil, yedi gündür (İİK m. 16).

Ödeme Emri

İcra müdürü, yukarıda belirtilen incelemeyi yaptıktan sonra, gerekli şartların oluştuğu kanaatine varırsa, borçluya kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ödeme emri (örnek no: 10) gönderir (İİK m. 168/I).

Ödeme emri temelde iki bölümden oluşur. Bunlar, takip talebinde yer alan alacaklıya, borçluya ve takip konusu alacağa ilişkin kayıtlar ile ihtar kısmıdır. Takip talebinde yer alan kayıtlar dışında ihtar kısmında:

• Borçlunun borcu ve takip masraflarını on gün içinde ödeme emrinde yazılı olan icra dairesine ait banka hesabına ödemesi ihtarı,

• Takip dayanağı kambiyo senedi niteliğinde değilse, beş gün içinde icra mahkemesine şikâyet yoluna başvurması gerektiği,

• Borçlunun takip dayanağı olan senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası varsa, bunu beş gün içinde ayrıca ve açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi, aksi halde imzanın kendisine ait sayılacağı ve imzasını haksız yere inkâr ederse, alacağın % 10’u oranında para cezasına ve ayrıca inkâr tazminatına mahkum edileceği ve icra mahkemesinden itirazın kabulüne dair karar getirmediği taktirde takibe devam olunacağı ihtarı,

• Borçlunun, borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği ya da süre verildiği yahut alacağın zamanaşımına uğradığı ya da icra dairesinin yetkisiz olduğu yönünde itirazı varsa, bunu da sebepleri ile birlikte beş gün içinde bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi ve icra mahkemesinden itirazın kabulüne dair bir karar getirmesi, aksi halde takibe devam olunacağı ihtarı,

• İtiraz edilmez ve borç da ödenmezse, borçlunun on gün içinde İİK’nun 74. maddesine, itiraz edilip de reddedildiği takdirde ise üç gün içinde İİK’nun 75. maddesine göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik olunacağı, mal beyanında bulunmaz veya gerçeğe aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarı yer alır.

Ödeme emrine kambiyo senedi ve varsa protesto evrakının örneği de eklenir. Birden fazla borçlu varsa her birine ayrı ayrı ödeme emri gönderilmelidir.

Ödeme Emrine Karşı Konulması

Ödeme emrini alan borçlu, borcu kabul etmez ve ödemek istemezse, süresinde ödeme emrine karşı koymalıdır. Bu takip yolunda da genel haciz yoluyla takipte olduğu gibi, borçlu, ödeme emrine itiraz ederek takibe karşı koyabilir. Ayrıca icra müdürünün takip hukuku bakımından yanlış bir davranışı ve işlemi söz konusu olmuşsa şikâyet yoluna başvurmak da mümkündür. Ancak, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, kanun koyucu bu yola ilişkin özel şikâyet sebepleri ve süresi düzenlemiştir.

Ödeme Emrine İtiraz Edilmesi

Ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurması gerekir. Gerek borca, gerekse imzaya itiraz dilekçe ile yapılır; sözlü itiraz geçersizdir (İİK m. 168/I, b. 4-5).

Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca ve imzaya itiraz satıştan başka icra takip işlemlerini durdurmaz (İİK m. 169, c. 2; 170/I). Ancak, icra mahkemesi duruşmadan önce yapacağı incelemede, borçlunun itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü hususları ve eklediği belgeleri dikkate aldığında, itirazın ciddi olduğu kanaatine varırsa, itirazla ilgili olarak esas kararını verinceye kadar takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir (İİK m. 169a/II, 170/II). Bu karar, esasen bir tedbir niteliğindedir.

Görüldüğü üzere, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte itirazın süresi, yapıldığı merci, ileri sürülüş tarzı, içeriği ve sonuçları genel haciz yolundan farklıdır. Ayrıca, burada itiraz doğrudan icra mahkemesine yapıldığından hem itiraz makamı hem de inceleme makamı aynıdır. Dolayısıyla bu takip yolunda, itirazın kesin kaldırılması ya da geçici kaldırılmasından da söz edilemez. Ancak itirazların incelenmesi sırasında bu hükümlerden kıyasen yararlanılır.

İmzaya İtiraz

Borçlu, takip konusu senedin altındaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ediyorsa, bu konudaki itirazını ayrıca ve açıkça beş gün içinde icra mahkemesine bildirmelidir; aksi halde kambiyo senedindeki imza, borçluya ait sayılır (İİK m. 168/I, b. 4; m. 170/I). İmzaya itiraz üzerine icra mahkemesi incelemesini, genel haciz yolundaki imza incelemesine ilişkin olan 68a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapar (İİK m. 170/III, c. 1).

İcra mahkemesi, bu inceleme sonunda imzanın borçluya ait olmadığı kanaatine varırsa, itirazın kabulüne karar verir ve bununla takip daha önce geçici olarak durdurulmuşsa durmaya devam eder; daha önce geçici durdurma kararı verilmemişse takip durur. Bu durumda alacaklının genel hükümlere göre dava açma hakkı saklıdır (İİK m. 170/III, c. 2, 3). Şayet alacaklı senedi takibe koymakta kötü niyetli veya ağır kusurlu ise, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmayan tazminata ve yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilir. Ancak alacaklı genel mahkemede dava açarsa, tazminat ve para cezasının tahsili bu davanın sonuna kadar ertelenir (İİK m. 170/IV).

İcra mahkemesi, incelemesi sonunda imzanın borçluya ait olduğu kanaatine varırsa, itirazın reddine karar verir. Bu kararla, takibin daha önce geçici olarak durdurulmasına karar verilmişse (İİK m. 170/II), durdurma kararı kalkar ve takibe devam edilir. Ayrıca, itiraz ile takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmişse, icra mahkemesi, borçluyu takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmayan inkâr tazminatına ve yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Şayet borçlu menfi tespit ve istirdat davası açarsa, tazminatın tahsili dava sonuna kadar ertelenir (İİK m. 170/III, c. 4, 5).

Borca İtiraz

İmzaya itiraz dışında kalan diğer itirazlar, borca itirazdır. Borçlu, takip konusu senetten dolayı borçlu olmadığını iddia ediyorsa bu konudaki itirazlarını beş gün içinde sebepleri ile birlikte icra mahkemesine bildirmelidir (İİK m. 168/b. 5; 169).

Bu itiraz üzerine icra mahkemesi, incelemesini duruşmalı olarak yapar ve tarafları otuz gün içinde duruşmaya çağırır (İİK 169a/I, c. 1). Alacaklı veya vekili çağrıldığı duruşmaya gelmezse, icra mahkemesi, alacağın itiraz edilen kısmı için takibin geçici olarak durdurulmasına karar verir. Ancak, bunun için alacaklıya gönderilen davetiyede bu yönde ihtarın yer alması gerekir (İİK m. 68a/V, c. 2 kıyasen). Duruşmaya sadece borçlu gelmezse, borçlunun yokluğunda borca itirazı incelenir (İİK m. 170b, 70). Her iki tarafın da duruşmaya gelmemesi durumunda, dosya işlemden kaldırılır (HMK m. 150). İcra mahkemesi, yetki itirazı söz konusu ise, bu konudaki incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir (İİK m. 169a/I, c. 3).

Borçlu, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini ya da ertelendiğini, ancak resmî veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belgeye dayanarak ispat edebilir (İİK m. 169a/I, c. 2). Borçlunun ibraz ettiği belge altındaki imza alacaklı tarafından inkâr edilirse, icra mahkemesi, 68a maddesindeki usûle göre yapacağı inceleme sonucunda imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirirse, borçlunun itirazının kabulüne karar verir ve alacaklıyı belgenin içerdiği miktarın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder.

Alacaklı veya vekili çağrıldığı duruşmaya gelmezse, bu husus davetiyede ihtar edilmek şartıyla, icra mahkemesi, alacağın itiraz edilen kısmı için takibin geçici olarak durdurulmasına karar verir. Bu durumda alacaklı durdurma kararından itibaren altı ay içinde icra mahkemesine başvurarak, borçlunun ibraz etmiş olduğu belge altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ispat etmelidir; ispat ederse, icra mahkemesi takibin devamına karar verir ve ayrıca borçluyu belgenin içerdiği miktarın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder (İİK m. 169a/III, c. 2-4).

Borçlunun zamanaşımı itirazı, senetteki tarihe göre incelenir. Şayet alacaklı zamanaşımının kesildiğini veya durdurulduğunu iddia ediyorsa, bunu, ancak resmî senet ya da imzası borçlu tarafından ikrar edilmiş bir belge ile ispat etmesi gerekir (İİK m. 169a/IV).

İcra mahkemesi yaptığı incelemede, borçlunun itirazının haklı olduğu kanaatine varırsa, itirazın kabulüne karar verir ve daha önce geçici durdurma kararı verilmemişse takip durur (İİK m. 169a/V) ve kararın kesinleşmesi ile takip iptal edilir. Burada iptal edilen sadece takiptir, takip konusu senedin iptaline karar verilemez. İcra mahkemesi, incelemesinde, borçlunun itirazının haksızlığına kanaat getirirse, itirazın reddine karar verir. Bu kararla birlikte takibe devam edilebilir.

İtirazın esasa ilişkin sebeplerle kabulü halinde kötü niyetli veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere; itirazın reddi halinde takip daha önce geçici durdurulmuş ise borçlu, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir. Her iki durumda da diğer tarafın talebi gereklidir. Borçlu, menfi tespit veya istirdat davası ya da alacaklı genel mahkemelerde dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar ertelenir (İİK m. 169a/VI).

Ödeme Emrine Karşı Özel Şikayet

Borçlu, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte de, şartları oluştuğunda, daha önce açıklanan süresiz veya yedi günlük şikâyet yoluna başvurabilir. Ancak, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, bu genel hükümlerin dışında özel şikâyet durumu düzenlenmiştir.

Zira, icra müdürü, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, senedin kambiyo senedi olup olmadığını (bu çerçevede takip yapanın yetkili olup olmadığını) ve senedin vadesinin gelip gelmediğini incelemekle yükümlüdür.

Senedin Kambiyo Senedi Vasfına ve Takip Hakkına İlişkin Şikayet

Borçlu, alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe başvurma hakkının bulunmadığını ileri sürüyorsa, bunu beş gün içinde icra mahkemesine şikâyet yoluyla bildirmelidir (İİK m. 168/I, b. 3; m. 170a). Kambiyo senedi niteliği taşımayan bir senede dayanarak ödeme emri gönderilirse, alacaklı yetkili hamil değilse, kambiyo senedinde borçlu olmayana karşı takip yapılırsa, protesto çekilmesi gereken durumlarda protesto çekilmemişse beş günlük şikâyet söz konusudur.

Beş gün içinde yapılan şikâyet takibi durdurmaz. Ancak icra mahkemesi bu konuda karar verebilir (İİK m. 22). İcra mahkemesi, süresinde usulüne göre yapılan itiraz veya şikâyet üzerine veya senedin kambiyo senedi niteliği taşımadığını ya da alacaklının takip hakkına sahip bulunmadığını kendiliğinden dikkate alarak da takibin iptaline karar verebilir (İİK m. 170a/II). İcra mahkemesin bu yetkisi, sadece itiraz ve şikâyet yoluna başvurulması durumunda ortaya çıkar. Bunun dışında özellikle takip kesinleştikten sonra kendisine intikal eden şikâyetler üzerine belirtilen durumları dikkate alarak bir karar veremez.

Şayet imzaya itiraz geri alınmış ya da borç kısmen veya tamamen kabul edilmişse bu hüküm uygulanmayacaktır (İİK m. 170a/III).

Vadeye ve Senet Aslının Verilmemesine İlişkin Şikayet

İcra ve İflâs Kanununun 170a maddesi dışında kalan durumlarda, şikâyet konusunda genel hükümler geçerlidir. Bazı hususlar, genel haciz yoluyla takipte şikâyet konusu yapılamazken, kambiyo senetlerine özgü haciz yolunda şikâyet konusu olabilir. Ancak, bu durumlarda İİK’nun 170a maddesinde olduğu gibi şikâyet için özel bir süre öngörülmediğinden, yedi günlük genel şikâyet süresi uygulanacaktır. Bu çerçevede kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, icra müdürü senedin vâdesinin gelip gelmediğini incelemelidir. Şayet icra müdürü bu konuda yanılgıya düşmüşse yedi günlük şikâyet söz konusu olacaktır.

Bunun dışında daha önce belirtildiği gibi senedin aslı ya da çeklerde kısmî ödemede onaylı örneği veya gerekli ise protesto evrakı icra dairesine verilmezse aynı şekilde şikâyet süresi yedi gündür.

Ödeme Emrine Karşı Konulmaması

Borçlu yukarıda açıklanan şekillerde ve sürede takibe karşı koymazsa, takip kesinleşir.

Özellikle beş günlük şikâyet ve itiraz süresi geçtikten sonra takip kesinleşse de, takibe devam edilemez; on günlük ödeme süresinin (yani beş gün daha) beklenmesi gerekir (İİK m. 168/I, b. 2). Bu sürede de borçlu, kesinleşen takibe göre borcunu ödemezse, aynı süre içinde İİK’nun 74. maddesine göre mal beyanında bulunmalıdır. Borçlunun borcunu ödememesi durumunda takibe devam edilir; mal beyanında bulunmazsa ayrıca hapisle tazyik edilir (İİK m. 168/I, b. 6).