Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

İrtikap Suçu Nedir? Unsurları Nelerdir?

İrtikap Suçu Nedir? Unsurları Nelerdir?

Suçun Tipiklik Unsuru

Türk Ceza Kanunu’nun 250. maddesi esa­sında üç ayrı irtikap suçunu düzenlemiş bulun­maktadır. Bunlar: a) icbar suretiyle irtikap, b) ikna suretiyle irtikap, c) kişinin hatasından yararlan­mak suretiyle irtikap.

Türk Ceza Kanunu’nun 250/1. maddesine göre, “Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullan­mak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulma­sına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi ceza­landırılır (icbar suretiyle). ”

Kanun’un 250/2. maddesine göre, “Görevi­nin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yol­da vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi cezalandırılır (ikna suretiyle).”

Türk Ceza Kanunu’nun 250/3. maddesine göre de “İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması halinde kişi cezalandırılır (kişinin hatasından yararlan­mak suretiyle irtikap).”

Korunan Hukuki Yarar, Fail ve Mağdur

Suçu öngören hükümlerin amacı, bir yandan kamu görevlilerinin dürüstlüğündeki ve iyi şöhret sahibi olmalarındaki devlete ait menfaatleri ko­rumak, diğer yandan da kamu görevlilerinin yet­kilerini kullanarak başkalarına verecekleri zarar engel olmaktır. Bu itibarla, irtikap değişik hukuki varlık ve menfaatleri ihlal eden bir suçtur.

İrtikap suçunun ihdası ile esasen amaçla­nan kamu idaresinin itibarının korunmasıdır.

İrtikap suçu ancak kamu görevlileri veya kamu görevlisi sayılan kişiler tarafından işlene­bilir. Bu nedenle özgü suçtur. Aksi hâlde yağ­ma, dolandırıcılık gibi suçlar söz konusu olabilir. Kamu görevlisi bu göreve meşru biçimde sahip olmuş olmalıdır; kamu görevlisinin fiilen bu gö­revi icra etmiş olması yeterli değildir. Ancak fii­lin görev esnasında işlenmesi şart olmadığı gibi kamu görevlisinin görevli olduğu yerde gerçek­leşmesi de şart değildir.

Suçun mağduru ise devlettir. Aslında bura­da devlet geniş anlamda kullanılmaktadır. Devlet tüzel kişisinin yanında kamu kurumlarının da su­çun mağduru olabilecekleri kabul edilmelidir.

Suçun Konusu

Suçun maddi konusu “yarar”dır. Yarardan anlaşılması gereken ise sadece para olmayıp, ki­şinin maddi veya manevi gereksinimlerini karşı­lamaya elverişli her şeydir. Hatta cinsel arzuların tatmininin dahi bu anlamda “yarar” kavramının içine dahil olduğu söylenmektedir.

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU YARARIN HAKSIZ OLMASI KOŞU­LUNU ARAMAMIŞTIR.

Suçun Maddi Unsuru

İcbar Suretiyle İrtikap

İcbar suretiyle irtikap suçunda fail, kamu gö­revinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak sure­tiyle mağduru, kendisine veya başkasına yarar sağlamaya ya da bu yolda vaatte bulunmaya ic­bar etmelidir.

Sağlamak kelimesinden anlaşılması gere­ken “temin etmek”tir. Sağlamak; mutlaka suça konu nesnenin mülkiyetini karşı tarafa devrini gerektirmez. Burada söz konusu olan; fail veya üçüncü kişinin; suçun konusunu oluşturan para veya sair menfaat üzerinde tasarruf yetkisini elde etmektir.

Öte yandan konuyu “vaat” açısından ele al­dığımızda ise suçun oluşması için vaadin kabulü yeterlidir. Vaat, vaatte bulunanı, taahhüdünü ifa ile mükellef kılan herhangi bir tarzda olabilir ve doğrudan doğruya araya bir vasıta konularak ya­pılabilir.

İcbar suretiyle icbar suçu, “kamu görevlisi­nin görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak, kişiyi tazyik etmesiyle başlar, tazyik karşısında kişinin haklı bir işinin gereği gibi yapılamayacağı endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, ona menfaat temin veya vaadi ile tamamlanır.” Do­layısıyla ceza normunun yasakladığı davranış “icbar etme’dir.

İcbarın varlığının kabul edilebilmesi için kamu görevlisinin basit bir biçimde menfaat te­mini talebinde bulunması yeterli değildir. Aksine icbarın belli bir yoğunlukta olması gerekir. Bu an­lamda, mağdurun içinde bulunduğu durum, ya­rarlanmak istediği kamu hizmetine erişilebilirliği gibi hâller de dikkate alınmalıdır.

GÜNLÜK HAYATTA BU SUÇUN EN TİPİK ÖRNEĞİ, BAZI DOKTORLA­RIN YAPMAK ZORUNDA OLDUK­LARI BİR AMELİYAT İÇİN KİŞİDEN “BIÇAK PARASI” ADI ALTINDA EK BİR ÜCRET TALEP ETMELERİDİR.

Hatadan yararlanma suretiyle irtikap, ikna suretiyle irtikap suçunun ihmali davranışla işle­nen şeklidir.

İrtikap suçunun yukarıda sayılan üç şek­linde de suç, failin, görevinin sağladığı nüfuzu veya güveni suiistimal ederek mağduru; kendi­sine veya başkasına yarar sağlamaya, bu yolda vaatte bulunmaya icbar ya da ikna etmesi veya mağdurun hatasında istifade suretiyle menfaat temin etmesiyle oluşur;

Suçun oluşumu için yararın sağ­lanmış olması şart değildir.

İkna Suretiyle İrtikap

Kamu görevlisinin, kamu görevinin sağladı­ğı güveni suiistimal ederek, hileli davranışlarla herhangi bir kimseyi sağlamak veya vaat etmek zorunda olmadığı yararı sağlamak ya da vaat etmek zorunda olduğuna inandırması; iknadır. Örneğin; bir mahalle muhtarı, muayyen bir mu­amelenin icrası için kanunen kendisinin alması gerekenden

Suçun bu hâlinde fert ödediği paranın gay­rimeşru olduğunu bilmemekte, kamu görevlisinin hileli davranışları, yalan beyanları ile onu aldat­masının neticesinde ödemenin meşru olduğuna inanmaktadır. Dolayısıyla iknadan maksat, failin hileli davranışlarla, her türlü yeteneğini kullana­rak ve hatta aldatıp kandırarak, mağduru kendi­sine haksız bir yarar sağlamaya veya vaat etme gereğine inandırmasıdır.

Hatadan Yararlanma Suretiyle İrtikap

Suçun en hafif şekli olan bu şeklinde, kamu görevlisi olan failin gerçekleştirdiği hileli davra­nışlarla mağdur bilgisizlik, dalgınlık veya başka bir nedenle hataya düşmekte, fail ise bu duru­mu bilerek sessiz kalmakta ve böylece kendisine veya başkasına yarar sağlamakta veya vaatte bulunmasına sebep olmaktadır.

Suçun Manevi Unsuru

Kastın varlığı için failin, yarar sağlaması veya bu yolda vaatte bulunulması amacıyla ic­bar veya ikna etmek yahut kişinin hatasından yararlanmak bilinç ve iradesine sahip olması ge­rekir.

Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru

Kamu görevlisi, idareye ait bir işi yaptırmak veya idarenin alacağını tahsil etmek için icbar veya ikna fiillerini işlemiş ise irtikap suçu oluş­maz. Ancak böyle bir durumda diğer unsurları da tamamsa “görevi kötüye kullanma” suçu işlenmiş olabilir.

Suçun Nitelikli Hâlleri

Hafifletici Sebepler

Türk Ceza Kanunu’nun 250/4. maddesine göre, “İrtikap edilen menfaatin değeri ve mağ­durun ekonomik durumu göz önünde bulundu­rularak, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir ”

Ayrıca aynı maddenin üçüncü fıkrasında suçun, kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması halinde daha az cezaya hükmolunacağı öngörülmüştür.

Suçun Özel Görünüş Şekilleri

Teşebbüs

 da belirttiğimiz gibi yararın sağlanması veya vaat edilmesi ile tamamlanır. Vaat söz konusu olduğunda, daha sonra vaat edilenin sağlanması şart değildir. Aksini savunan yazarlar olsa da suça teşebbüs mümkündür.

İRTİKAP SUÇUNDA ETKİN PİŞ­MANLIK HÜKÜMLERİNE YER VE­RİLMEDİĞİNE DİKKAT EDİLMELİ­DİR!!!

İçtima

İrtikap suçu görevi kötüye kullanma suçu­nun özel bir şeklidir. Zira birazdan da açıklayaca­ğımız üzere, görevi kötüye kullanma suçu ancak kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dı­şında söz konusu olabilmektedir. Böylece irtikap suçunun oluştuğu hâllerde faile ayrıca görevi kötüye kullanma suçundan da ceza verilebilmesi mümkün değildir.

Suçun zincirleme suç şeklinde işlenmesi de mümkündür. Fiilin değişik zamanlarda fark­lı kişilere karşı işlenmiş olması durumunda ise TCK’nın 43. maddesi uygulanmaz; her suçtan ayrı ceza verilir.

İştirak

Belirttiğimiz üzere irtikap suçu özgü suçlar­dandır. Suçun faili ancak kamu görevlileri olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise ancak azmettiren veya yardım eden olarak so­rumlu tutulabilirler. Zira Türk Ceza Kanunu’nun 40/2. maddesi, “Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların iş­lenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.” hük­münü amirdir.