Eziyet Suçu Nedir? Unsurları Nelerdir?
Eziyet Suçunun Kanuni Unsuru
Eziyet suçuna ilişkin düzenleme 96. maddesinde yer almakta olup, söz konusu maddenin birinci fıkrasına göre, “Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. ”
Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bu hüküm soyut olduğu gerekçesiyle, Kanun’un bilinmeyeni bilinir saydığı belirtilerek eleştirilmektedir. Aslında yapılan düzenlemeden kanun koyucunun bu suçu, işkence suçunun sade vatandaş tarafından işlenilen hâli olarak gördüğü, Anayasa’nın 17. maddesinde yer alan “kimseye işkence ve eziyet yapılamaz” hükmünün hayata geçirilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Zira eziyet suçu özgü suçlardan olmayıp, herkes tarafından işlenebilen bir suçtur. Suçun mağduru ise tıpkı işkence suçunda olduğu gibi herkes olabilmektedir.
Eziyet Suçunda Suçla Korunan Hukuki Değer ve Suçun Konusu
Korunan hukuki değer ve suçun konusu işkence suçu ile aynıdır. Ancak burada failin kamu görevlisi olması ya da suçun karakteristiğinin yargılama esnasında işlenmesi işkence suçuna ait özellikler aranmadığı için korunan hukuki değerlerin içinde kamuya özgü olanlar aranmaz.
Ayrıca eziyet suçunun da tıpkı işkence suçu gibi bir zarar suçu olduğunu belirtmemiz gerekir.
Eziyet Suçunda Suçun Maddi Unsuru
Madde metninde suçun maddi unsurunun bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışlar olduğu belirtilmekte ancak bunların ne olduğu açıklanmamaktadır. İşte bu nedenle hüküm soyut olduğu, “eziyet çekmek”den maksadın ne olduğunun belli olmadığı gerekçeleriyle eleştirilmektedir. Gerekçede ise bundan anlaşılması gerekenin “bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması” nın anlaşılması gerektiği ifade edilmektedir.
Ancak “eziyet çekmek’’den ne anlaşılması gerektiğine metinde yer verilmediği de gözönünde bulundurulduğunda, eziyet suçunun işkence suçundan farklı olarak, “serbest hareketli” bir suç olduğunu söyleyebiliriz.
Suç, icrai davranışla işlenebileceği gibi bizce ihmali davranışla da işlenebilmesi mümkün olan bir suçtur. Ancak suçun ihmali hareketlerle işlenebilmesi Kanun’da özel olarak düzenlenmemiştir. Oysa işkence suçu bakımından bu konuda Kanun’da düzenleme mevcut olduğu unutulmamalıdır.
Eziyet teşkil eden fiillerin tıpkı işkence suçunda olduğu gibi ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmesi gerekli olduğundan, bu suç da tıpkı işkence suçunda olduğu gibi “kesintisiz suç” tur.
Eziyet Suçunda Suçun Manevi Unsuru
Suç kasten işlenebilen bir suçtur ve saikin bir önemi yoktur. Fail, yaptığın hareketin insan onuruyla bağdaşmayıp bedensel veya ruhsal yönden acı verdiği ya da niteliği itibariyle aşağılayıcı olacağını bilmeli ve bu neticenin gerçekleşmesini istemelidir. Ayrıca fail, belli bir süreç içerisinde uygulanan hareketlerinin bir bütün teşkil ettiğini de bilmelidir.
Öte yandan, bu suç da tıpkı işkence suçu gibi olası kastla işlenmeye elverişli olmayan bir suçtur.
Eziyet Suçunda Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru
Teorik olarak bazı yazarlar ilgilinin rızasının bu suç için hukuka uygunluk nedeni olabileceğini belirtmekte ise de bizce tıpkı işkence suçunda olduğu gibi bu suçta da herhangi bir hukuka uygunluk sebebinin varlığından bahsedilemez. Zira eziyet suçunun oluşabilmesi için de sistematik biçimde devam eden ve belli bir süreç içinde işlenen fiillerin mevcudiyeti aranmaktadır.
Eziyet suçu için haksız tahrikin bağdaşabilmesinin mümkün olduğunu belirtmemiz gerekir.
Eziyet Suçunda Suçun Nitelikli Hâlleri
İşkence suçundan farklı olarak neticesi sebebiyle ağırlaşan hâller öngörülmemiştir. Cezanın arttırılmasını gerektiren hâller ise 96. maddenin ikinci fıkrasında şu şekilde belirtilmiştir:
- Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,
- Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı,
İşlenmesi halinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Eziyet Suçunda Suçun Özel Görünüş Şekilleri
Eziyet Suçunda Teşebbüs
Her ne kadar eziyet suçunun teşebbüse elverişli olmadım belirten yazarlar mevcut ise de bizce eziyet suçu teşebbüse müsaittir.
Suç, insan onuruna aykırı surette sistematik olarak uygulanan davranışlarla bedensel veya ruhsal yönden acı çektirmekle veya aşağılanmakla tamamlanır. Fail, icra hareketlerine başla- yıpta elinde olmayan sebeplerle neticeyi gerçekleştiremez ise teşebbüsten sorumlu olacaktır.
Eziyet Suçunda İçtima
İşkence suçundan farklı olarak eziyet suçunun zincirleme suç şeklinde işlenemeyeceğine ilişkin bir düzenleme Kanun’da yer almamaktadır.
Kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliğini taşıyan eylemler eziyet suçunun unsuru olduklarından ayrıca cezalandırılmazlar. Ancak öğretide eziyetin kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına sebebiyet veren davranışlarla işlenmesi hâlinde, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinden birinin gerçekleşmesi durumunda ayrıca 87. maddenin koşullarının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Zira yazarlara göre, eziyet suçunda eziyetin neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerine yer verilmemesi bunu sonuçlanmaktadır.
Bazı yazarlar, kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliğini taşıyan eylemlerin ayrıca cezalandırılmamasının özellikle uzun süre işlenmesine devam edilen eziyet suçunda adil olmayan sonuçlar ortaya çıkaracağını belirterek, bunun önlenmesi için fikri içtimaa ilişkin hükümlerin tatbik edilmesinin gerektiğini ifade etmektedir.
Mağdurun eziyet neticesinde ölmesi hâlinde ise yine suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlinin Kanun’da düzenlenmemiş olmasının bir sıkıntısı karşımıza çıkmaktadır. Buna göre, böyle bir durumda fail hakkında kasten öldürmeye ilişkin hükümlerin doğrudan tatbiki aslında mümkün görünmemektedir. Zira failin kastı, doğrudan mağduru öldürmeye yönelik değildir. Ancak fail hakkında yalnızca 2-5 yıl gibi bir cezaya hükmolunması da adaletsiz bir sonuç ortaya çıkaracaktır. Bu nedenle bu durumda da failin kasten öldürme suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlinden sorumlu tutulması uygun olacaktır.
Eziyet Suçunda İştirak
İştirak bakımından suç bir özellik arz etmemektedir.