İşlenemez Suç Nedir? Şartları Nelerdir?
Suçun konusunun bulunmaması veya vasıtanın elverişli olmaması sebebiyle suç işlenememekte, diğer bir deyişle söz konusu suçtan doğması olası tehlike veya zarar doğmamaktadır. Fail tam olarak suçu işlemeyi istemektedir ancak bu imkânsızdır. Fail buna rağmen neticenin gerçekleşeceğini ‘’sanmaktadır.”
Türk Ceza Kanunu’nda işlenemez suçla alakalı açık bir düzenleme yer almamakta, Kanun’un gerekçesinde suça teşebbüste kullanılan aracın suçun kanuni tanımında öngörülen fiili meydana getirmeye elverişli olmasından, ancak elverişliliğin sadece kullanılan araç bakımından değil, suçun konusu da dahil olmak üzere bütün fiil yönünden bulunması gerektiğinden bahsedilmektedir.
İŞLENEMEZ SUÇ | |
Konu bakımından | Araç bakımından |
• Mutlak elverişsizlik • Nispi elverişsizlik |
• Mutlak elverişsizlik • Nispi elverişsizlik |
Örnekler;
Daha önce ölmüş bir kimsenin öldürülmeye çalışılması konu bakımından mutlak elverişsiz olup, işlenemez suç teşkil eder. Ya da örneğin hamile olmayan bir kadın üzerinde çocuk düşürtmek amacıyla ameliyatların yapılması da yine işlenemez suçun örneği olarak kabul edilmektedir.
Her gün para konulan kasaya o gün para konmamasından dolayı failin hırsızlığı gerçekleştirememesi veya mağdurun az önce aslında boşaltmış olduğu yatağa öldürmek maksadıyla bıçak saplaması ise konu bakımından nispi elverişsizlik teşkil edecek ve bu durumda işlenemez suç söz konusu olmayacak, teşebbüs sorumluluğu gündeme gelecektir. Çünkü fail hareketine devam ederse öldürmek istediği kişi yatağına dönebilecek veya kasaya ertesi akşam para konulabilecek ve fail ertesi akşam da bu eylemi yeniden deneyebilecektir.
Boş bir tabancayla ya da su tabancasıyla birinin öldürülmeye çalışılması veya iktidarsız birinin nitelikli cinsel saldırıya kalkışması hep araç bakımından mutlak elverişsizliğin örnekleri olup, tüm bu durumlarda işlenemez suç söz konusu olacaktır.
Ancak çelik yelek giymiş birinin kuru sıkı silahla öldürülmeye çalışılmasında araç bakımından nispi elverişsizlik söz konusu olup, burada vasıtanın yetersizliği gündeme gelecek ve yine işlenemez suç söz konusu olmayacak, failin teşebbüs sorumluluğu mevzu bahis olacaktır.
O HÂLDE İŞLENEMEZ SUÇ GEREK KONU GEREK ARAÇ BAKIMINDAN OLSUN, YALNIZCA MUTLAK ELVERİŞSİZLİKTE SÖZ KONUSU OLABİLMEKTE, NİSPİ ELVERİŞSİZLİK DURUMUNDA İSE TEŞEBBÜS SORUMLULUĞU SÖZ KONUSU OLMAKTADIR!!!
İşlenemez Suçun Sözde Suçtan Farkı
(Fiili yanılmaya dayanan) sözde suçta, suçun işlenmesi mümkündür; ancak, failin eylemi tipik değildir. Yani eylem yasal suç tanımına uymamaktadır. Oysa işlenemez suçta, failin kullandığı aracın elverişsiz olması veya suç konusunun yokluğu nedeniyle suçun işlenmesi mümkün değildir; eylem ise yasada suç olarak tanımlanmıştır. Araç elverişli olsaydı ya da suçun maddi konusu bulunsaydı o suç işlenebilecekti. Örneğin başkasının harmanını yakmak isterken gece karanlığında yanılarak kendi harmanını yakan failin durumu, fiili yanılmaya dayanan sözde suça örnektir. Zira mala zarar vermek suç olarak tanımlanmıştır; ancak suç olarak tanımlanan “başkasının malına zarar vermek”tir, kendi malına değil. Bu durumda işlenemez suç olmaz. Zira fail başkasının harmanını yakmak istemektedir ve bu harman mevcuttur. Dolayısıyla mala zarar verme suçunun maddi konusu olan “mal”ın yokluğundan söz edilemez. Dikkat edilirse suçun maddi konusu “başkasına ait mal” değil, yalnızca “mal”dır. Zira aidiyet maddi konuya ait değildir. Öte yandan araçların elverişsizliğinden de söz edilemeyeceği açıktır. Zira fail yanlışlıkla da olsa kendi harmanını yakmayı başarabildiğine göre, başkasının harmanını da yakabilir.
Aynı örnek, gerçekte kendisine ait olan eşyayı failin, başkasının zannederek hırsızlık niyetiyle alması durumu için de verilebilir. Her ne kadar bu örnek bazı kaynaklarda işlenemez suç için verilse de bu bizce doğru değildir. Yine burada da aidiyetin maddi konuya ait olduğu gibi bir yanılgıya düşülmektedir. Oysa aidiyet maddi konuya ait değildir; maddi konu burada yalnızca “mal”dır ve bu mal da mevcuttur. O hâlde burada konu bakımından işlenemez suç olduğundan bahsetmek mümkün değildir; konu mevcuttur, o da “mal”dır (Yerine göre saat, yerine göre şemsiye, yerine göre para). Böyle bir durumda açıkça “fiili yanılmaya dayanan sözde suç” hâli söz konusudur. Çünkü kişinin kendi malını alması şeklinde yasada suç teşkil eden bir düzenleme mevcut değildir. Yine bu durumda araç bakımından işlenemez suçun kabulünün de mümkün olmadığı açıktır. Zira kendi malını “alma başarısını gösteren” bir kişi başkasının malını da alma başarısını gösterebilir.