Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

İşyeri giriş kartını başkasına bastırmak haklı fesih sebebi midir?

İşyeri giriş kartını başkasına bastırmak haklı fesih sebebi midir?

İşyeri giriş çıkış kartının bir başka işçiye bastırılması, basan yönünden de basılan yönünden de haklı fesih sebebidir. Eğer işveren, sadece kartı bastırılan işçiyi işten çıkarır ise, bu durum eşit işlem borcuna aykırılık teşkil edeceğinden, işveren feshi, haklı iken haksız duruma gelecektir.

Tüm dosya kapsamı, tanık beyanları ve özellikle davacının kabulüne göre davacının çalışmadığı halde giriş kartını başka bir arkadaşına vererek bastırdığı sabittir. Aynı olayda davacıya ait kartı basan diğer işçi F.G.’ün açtığı davada, mahkemece işverenin haklı feshi kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı talepleri reddedilmiş olup mahkeme kararı Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 31.10.2013 tarih 2013/11627 Esas 2013/17927 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Davacının bu eyleminin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış oluşturduğu ve işverene haklı fesih imkânı verdiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile eylemin geçerli fesih nedeni oluşturduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2012/12264 E. 2014/17821 K. 02.06.2014)

Somut olayda; giriş çıkış kayıtları kart basma sistemi ile tutulan davalı işyerinde 22.08.2008- 08.03.2010 tarihleri arasında doğrultma bölümünde işçi olarak çalışan davacının işe gelmediği ya da erken çıktığı günlerde arkadaşına kartını bastırmak sureti ile işlem yaptırdığının tespit edilmesi üzerine iş sözleşmesi işverenin güvenini kötüye kullanması sebebi ile tazminatsız ve bildirimsiz feshedilmiştir.

Dosya içeriğine göre davacı ve arkadaşlarının birbirlerinin kartına bastıkları giriş çıkış kayıtlarından tespit edilip tutanak düzenlenmiştir. Bilirkişi raporunda; davacı gibi karta basan ve aynı işlemi yapan üç kişi olmasına rağmen davacının işten çıkarılması ve diğer çalışanların işe alınmasının eşit işlem borcuna aykırılık teşkil ettiği belirtilerek hesaplama yapılmış ve mahkemece bu hesaplama doğrultusunda kabul kararı verilmiştir.

Davacının erken çıktığı günlerde arkadaşından kartına basmasını istediği tanık beyanları ile sabittir.

Diğer iki çalışan yaptıkları yanlışı kabul etmiş ve işe geri alınmıştır.

Dava dilekçesinde ise davacının hastanede iken işe gelmiş gibi kartına basıldığı, ancak kart ile ilgili hiçbir bilgisi bulunmadığı belirtilmiştir. Diğer çalışanlar davacı ile aynı şekilde davranmadıkları için eşit işlem borcuna aykırılıktan bahsedilemez.

Davacının fesih sebebi yapılan davranışı doğruluk ve bağlılığa uymadığı gibi işverenin güveninin kötüye kullanılması niteliğindedir. Bu durumda iş sözleşmesinin işveren tarafından derhal fesih hakkının doğduğu kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2012/11013 E. 2013/1604 K. 01.02.2013)

“…Davalı, davacının işe gelmediği halde 28-29-30 Temmuz 2004 ve 24 Ağustos 2004 tarihlerinde karlını başkasına bastırdığını iş akdinin bu eylemi nedeniyle feshedildiğini savunmuştur.

Mahkemece davalı savunmasına itibar edilerek kıdem ve ihbar tazminatı reddedilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş akdinin haklı feshedilip feshedilmediği noktasında toplanmaktadır.

Davalı davacının da imzası bulunan 24.08.2004 tarihli tutanağa dayanmaktadır. Tutanakta anılan gün ve 28-29-30 Temmuz 2004 tarihinde kartın makineden geçirildiğinin tespit edildiği belirtilmektedir. Ancak bu tespitin sadece kartı makineden geçiren işçinin beyanına dayandığı görülmektedir. Bu işçinin mahkemedeki ifadesi çelişkili olduğu gibi aynı eyleme eşit işlem ilkesi ihlal edilerek tanığın iş akdinin feshedilmediği de dosyadan anlaşılmaktadır.

Ayrıca davacının 24 Ağustos 2004 tarihinde sevk kağıdı ile hastanede muayene olduğu da sabit olduğu halde sözkonusu tutanağa itibar edilemeyeceği açıktır. Bu nedenlerle kıdem ve ihbar tazminatının kabulü gerekirken reddi hatalıdır.”(9. HD. 2007/16590 E. 2008/10286 K. 25.04.2008)