Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunun Zamanaşımı Süresi
YARGITAY Ceza Genel Kurulu
2014/59 E.
2015/252 K.
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık C.. K..’nın beraatine ilişkin, Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25.12.2006 gün ve 116-911 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 18.10.2011 gün ve 16024-17619 sayı ile;
“Yakınanlar A.. G.. ve M.. B..’ın sanığın yakınan M.. saldırıp parmağından yaraladığına yönelik iddialarının; yakınan M.. B..’a ait doktor raporu, 05.11.2005 tarihli olay tutanağı, ve tanıklar K.. S… ve H… G… anlatımları ile doğrulaması karşısında direnme suçunun sübuta erdiği gözetilerek sanık hakkında hükümlülük kararı verilmesi yerine yetersiz gerekçe ile beraat kararı verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 21.05.2012 gün ve 472-459 sayı ile;
“Müşteki polis memurları ile diğer tutanak tanıkları ifadesi değerlendirildiğinde, bir başka şahsın kaçması nedeniyle görevli polis memuru tarafından vurulması sonucunda yerde yaralı olarak yatarken C.. K..’nın gelerek kendilerine mukavemet ettiğini, ana avrat küfür ettiğini karakola götürülmek istendiğinde direndiğini söylemişler ise de, diğer savunma tanığının beyanları, sanığın beyanları, olay tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre, ayrıca C.. K..’nın hakkındaki darp edildiğine ilişkin doktor raporuna göre, olay tarihinde R.. Ş… caddesinde polis ile çatışan B… G… isimli şahsın polis tarafından ateş edilerek vurulması üzerine daha önceden arkadaşı olan yaralıya C.. K..’nın yardım etmek istediği o tarafa doğru yöneldiği, bu sırada polislerin C.. K..’yı yaralıya doğru yaklaştırmak istemedikleri, kendisinin ise yakın arkadaşı olan ve daha sonra bu olaydan dolayı ölen yaralı arkadaşına yardım etmek gayretiyle olayın şokuyla o bölgeye doğru yaklaştığı, daha sonra görevli polisler tarafından etkisiz hale getirildiği, kendisine karşı zor kullanıldığı, C.. K..’nın görevli memurlara karşı direnme suçunu işlediğine ilişkin mahkememizde görüş ve kanaat oluşmadığı” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının 23.01.2014 gün ve 197761 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı görevi yaptırmamak için direnme suçunun sübutuna ilişkin ise de, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
5237 sayılı TCK’nun 66. maddesinde, kanunlarda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde de beş seneden fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezalarını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz sene olacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı kanunun 67/3-4. maddesi uyarınca kesen bir nedenin bulunması halinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun 26.06.2012 gün ve 978-250 ile 23.01.2007 gün ve 254-5 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da açıkça vurgulandığı gibi, yargılama yapılmasına engel olup, davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda, yerel mahkeme ya da Yargıtay, re’sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığa yüklenen görevi yaptırmamak için direnme suçunun 5237 sayılı TCK’nun 265/1. maddesinde öngörülen yaptırımı altı aydan üç yıla kadar hapis cezası olup, anılan kanunun 66/1-e maddesi uyarınca bu suçun asli dava zamanaşımı 8 yıl, 67/4. maddesi de göz önünde bulundurulduğunda kesintili dava zamanaşımı 12 yıldır.
Suç niteliği yönünden aleyhe temyizin bulunmadığı, daha ağır başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylemle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen en son hukuki işlem 19.12.2005 tarihli sanığın sorgusu olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran hiçbir sebebin gerçekleşmediği gözetildiğinde, 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e maddesindeki 8 yıllık asli dava zamanaşımı, yerel mahkemece direnme hükmünün verildiği 21.05.2012 tarihinden sonra, ancak dosyanın henüz Ceza Genel Kuruluna intikalinden önce 19.12.2013 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK’nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 322. maddesiyle tanınan yetki kullanılarak ve 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.05.2012 gün ve 472-459 sayılı direnme hükmünün dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 322. maddesiyle tanınan yetki kullanılarak ve 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.06.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.