Cismani zarar tazminatı nasıl hesaplanır?
Türkiye’de yaşanan trafik kazalarına her geçen dakika bir yenisi eklenirken bu kazaların bir kısmı araçların hasar almasından başka zarara sebep olmazken bir kısmı neticesinde oluşan bazı yaralanmalar veya can kayıpları olabiliyor. Trafik kazaları sonrası yapılan birtakım resmi işlemler kapsamında araçlarda oluşan hasarların tespiti ve telafisi için birtakım belgeleri düzenlemek ve bu işlemleri sigorta şirketleri aracılığıyla herhangi bir mahkeme veya dava sürecine gerek kalmadan halletmek mümkün. Bu anlamda araçlarda hasar olan kazalardan sonraki süreçlerin iki tarafın anlaşması ve sigorta şirketleri için gerekli birkaç evrakın düzenlenmesi ile sorunsuzca sonuca bağlanması artık yaygın olarak gerçekleşen bir durum. Fakat yazının başında sözünü etmiş olduğumuz ve insan sağlığı ile ilgili sıkıntılar doğuran kazalardan sonra sadece araçların değil, insanların da sağlığında oluşan hasarları telafi edebilmek adına bazı dava süreçlerine girilmesi gerekiyor. Bu amaçla açılan ve başvurusu yapılan davalar da genel adıyla cismani zarar tazminatı davası olarak anılıyor.
Cismani zarar tazminatı nasıl hesaplanır?
Cismani zarar tazminatı temelde bir trafik kazası sonrası vücudunun herhangi bir şekilde zarar görmesi durumuyla karşılaşan kişi veya kişilerin kazada kusuru fazla olan kişiye açtığı davalardır. Bu dava açılırken istenecek tazminat miktarı ve bunun ne kadarının kim tarafından ödeneceği bazı değişkenlere bağlıdır. Ancak genel olarak cismani zarar tazminatı ile ilgili belirlenmiş bazı hesaplama kriterleri mevcuttur. Bu kriterlerden en çok kullanılanı ve bilineni ise yaşam tablosudur. 1965 yılından bu yana aktif olarak kullanılan yaşam tablosuna göre tazminat hesaplama halen mahkeme sonuçları üzerinde etki sahibidir. Bunun dışında yine bu tablo benzeri birçok kriterin birleşmesi ile oluşan duruma göre değişkenlik gösterebilen bazı hesaplama formülleri vardır. Burada dikkat edilmesi gereken durum ise matematiksel hesapların yanında hukuksal kararlar için de zemin oluşturacak ortamın sağlanması. Bu noktada tabii ki hakimlerin ve bilirkişilerin verecekleri kararlar da bu hesaplar üzerinde etki sahibi oluyor. Bu nedenle bu konu ile ilgili en önemli başlıklardan biri “cismani zarar tazminatın nasıl hesaplanır” şeklinde öne çıkıyor.
Maluliyet oranı cismani zarar tazminatı hesaplanmasında belirleyici kriter
Bu noktada cismani zarar tazminatları hesaplanırken en çok dikkat edilen hususlar karşı tarafın kazadaki kusuru ve kaza neticesinde oluşan yaralanmanın mağdur tarafa sağladığı kayıp oluyor. Normal şartlarda kişi kaza neticesinde alıkonulduğu işi ve bu iş karşılığı aldığı maaş üzerinden hesaplanan bir tazminat alırken eğer kişinin geliri bir şekilde net olarak belli değilse ve asgari ücretin üstünde olduğu da kanıtlanamıyorsa bu kez kişinin maaşı asgari ücretmiş gibi hesaplamalar yapılır. Bu nedenle kişilerin böyle durumlarda hak ettikleri tazminatları alabilmeleri için çalıştıkları kurumlardan alacakları maaş bordrolarıyla gelirlerini ispat etmeleri gerekir.
Eğer maaşlı bir işte çalışılmıyorsa vergi kayıtları, piyasadaki durum araştırması vb. raporlar mahkemeye sunularak asgari ücretin üstünde bir gelir olduğunun ispatını sağlamak mümkün olabilir. Bunlara ek olarak tanık beyanı, tapu kayıtları gibi belgelerle de bu durumun ispatı desteklenebilir. Buradan sonra tazminat miktarının hesaplanması hakimin takdirine ve kazadaki kusur oranı gibi durumlara göre değişkenlik gösterebilmektedir. İkinci önemli bir husus ise eğer kazanın mağduru gelirini kaybettiği gibi bakıma da muhtaç kalırsa bu bakım ve bakıcılık giderlerinin de tazminat davasına eklenip talep edilmesi mümkündür. Bu durumda uzman doktor raporları ile kişinin bakıma muhtaç olduğunu ispatlamak şarttır. Burada hesaplama için belirleyici kriter ise kişinin maluliyet oranıdır. Buna göre 69% kadar malul olan kişiler için bakıcı tazminatı talep etmek mümkün değilken bu oran 70-80 arası olduğunda asgari ücretin yarısı, 80-90 aralığında asgari ücretin 75%’si ve 90-100 aralığında asgari ücretin tamamı olarak sınıflandırılır.