Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Ortaklığın giderilmesi davası

Ortaklığın giderilmesi davası

T.C YARGITAY

14.Hukuk Dairesi

Esas: 2017 / 3325

Karar: 2017 / 5510

Karar Tarihi: 03.07.2017

ÖZET: Mahkemece davacını taraf sıfatı bulunmadığı gözetilerek davanın aktif husumet nedeniyle reddi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple Adalet Bakanlığının gösterdiği lüzum üzerine Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile kararın kanun yararına bozulması gerekmiştir.(4721 S. K. m. 698)

Kanun yararına bozma istemi

Dava: Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.08.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.06.2016 günlü hükmün Kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığı yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Paydaşlardan her birinin malın paylaşılmasını isteyebileceği

Karar: Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.06.2017 tarihli, 2017/31918 sayılı tebliğnamesi ile süresinde temyiz edilmeksizin kesinleşmiş bulunan hükmün HMK’nın 363/1 maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasını istemiştir.

Türk Medeni Kanununun 698. maddesine göre paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. Söz konusu hüküm uyarınca dava açma hakkı paydaşlara aittir.

Davanın aktif husumet nedeniyle reddi gereği

Somut olayda; dava konusu 248 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında maliklerinin A. (K. A.nin kızı) ve M. C. olduğu, davacı Ş. C.’nin malik olmadığı anlaşılmaktadır.

Mahkemece davacını taraf sıfatı bulunmadığı gözetilerek davanın aktif husumet nedeniyle reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple Adalet Bakanlığının gösterdiği lüzum üzerine Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile kararın kanun yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kanun yararına bozma talebinin kabulü ile hükmün kanun yararına BOZULMASINA, bozma ilamı ve ekindeki dosyanın gereği yapılmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 03.07.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.