Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Görevsizlik Kararı Verilmesi Gereken Hal ve Sonucu

Görevsizlik Kararı Verilmesi Gereken Hal ve Sonucu

CMK’nın 5/1. maddesi uyarınca iddianamenin kabulünden sonra; işin, davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir. İddianamenin kabulüyle, kamu davası açılmış olur ve kovuşturma evresi baş­lar. CMK’nm 170/3. maddesi uyarınca iddianamenin görevli ve yetkili mahkeme­ye hitaben düzenlenmesi gerekir. Bu mahkemenin, Adlî Yargı İlk Derece Mahke­meleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 10., 11, ve 12. maddelerinde ya da özel kanunlarda öngörüldüğü üzere belirlenmiş olması gerekmektedir.

İddianamenin kabulünden önce görevsizlik kararı verilmesi olanaklı değildir. İddianamenin kabulünden sonra ise, davayı gören mahkemenin açılan davanın gö­revini aştığı veya görevinin dışında kaldığı anlaması durumunda, işi görevli mah­kemeye gönderir. Ancak yargılamanın alt dereceli bir mahkemenin görevine girdi­ğinden söz edilerek görevsizlik kararı verilmesine CMK’nm 6. maddesi hükmünün engel olduğunu yukarıda ifade etmiştik.

CMK’nm 170/3. maddesi uyarınca yüklenen suç ve uygulanması gereken ka­nun maddelerinin yanlış olduğunun derhal ve açıkça anlaşıldığı hallerde CMK’nm 174. maddesi hükmüne uygun olarak iddianamenin iadesine karar verilmelidir. Ancak 174/2. madde hükmü, suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iadesine engeldir.25 Dolayısıyla mahkeme, yüklenen suçun açıklandığı ve uygulaması gereken kanun maddelerinin yazıldığı bir iddianameyi, söz konusu maddelerin olaya uymadığının ancak bir hukuki tartışma ve değerlendirme sonucu anlaşılabile­cek olduğu durumlarda iadeye karar veremez. Bu durumda mahkeme iddianameyi kabul etmeli, davanın görevini aştığı veya görevinin dışında kaldığına, bir hukuki değerlendirme sonucunda varması halinde işi görevli mahkemeye göndermelidir. Örneğin, hırsızlık suçuna ilişkin YTCK’nm 141. maddesine ilişkin yargılamayla görevli mahkeme asliye ceza olmasına rağmen iddianamede ağır ceza olarak göste­rilmiş ise, ağır ceza mahkemesi iddianameyi iade etmelidir. Ancak hırsızlığın, bir örgütün faaliyeti kapsamında YTCK’nın 142/3. maddede öngörülen şekilde işlen­miş olmasının söz konusu edildiği bir durumda iddianame ağır ceza mahkemesi tarafından kabul olunmalıdır. Eylemin örgüt faaliyeti kapsamında işlenmediğinin saptanması halinde asliye ceza mahkemesine görevsizlik kararıyla gönderilmesi ise CMK’nın 6. maddesi hükmüne göre olanaklı değildir.

5. maddenin 2. fıkrası uyarınca adlî yargı içerisindeki mahkemeler bakı­mından verilen görevsizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.

CMK’nın 267. maddesi uyarınca her türlü hâkim kararları ile kanunun göster­diği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz yolu CMK’da, 1412 sayılı CMUK’da olduğu gibi adi-acele itiraz gibi bir ayrıma bağlı tutulmamıştır. İtiraz kanun yoluna CMK’nın 260. maddesinde öngörüldüğü üzere Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar başvurabilir.

Unutulmamalıdır ki, itiraz kanun yoluna ancak, adlî yargı içerisindeki mah­kemeler bakımından verilen görevsizlik kararlarına karşı başvurulabilir. Adli yargı mahkemesinin, yargı yolunu değiştiren, adli yargı dışındaki bir idari makamın ya da askeri yargı mahkemesinin görevli olduğunu bildiren bir kararla görevsizliğe hükmetmesi durumunda itiraz kanun yoluna değil, (istinaf veya) temyiz yoluna başvurulmalıdır.