Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Görevsizlik Kararı Verilemeyecek Hal

Görevsizlik Kararı Verilemeyecek Hal

İddianamenin kabulünden sonra, yargılamanın alt dereceli bir mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilemeyeceğini, buna CMK’nın 6. maddesi hükmünün engel olduğunu yukarıda belirtmiştik.

CMK’nın 6. maddesi ile, 5. maddenin birinci fıkrasında yer alan ilkeye bir is­tisna getirilmektedir. Kanunun temel amaçlarından birisi, adil yargılama esas ol­makla beraber, davaların sür’atle sonuçlandırılması olduğundan CMK 175. madde­sine göre iddianamenin kabulü kararı verildikten sonra, suçun yargılamasının mad­de itibarıyla alt dereceli bir mahkemenin yetkisinde olduğundan söz edilerek görev­sizlik kararı verilemeyecek, madde itibarıyla yüksek dereceli mahkeme artık yargılamayı sürdürerek kovuşturma evresindeki işlemleri gerçekleştirerek davayı hükme ulaştıracaktır. Doğal olarak, iddianamenin iadesine bu nedenle karar verildiğinde görevli mahkeme de gösterilecektir.

Üst dereceli mahkeme, bir işin mahkemeye gönderilmesi sırasında, suçun iddia­namedeki nitelemesine göre daha alt dereceli bir mahkemeye ait olduğunun açıkça anlaşıldığı hallerde iddianamenin iadesine karar vermelidir. Ancak mahkemenin, iadeye karar vermemesi ve kabulü halinde, bu aşamadan sonra yargılama görevinin alt dereceli bir mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı veremeyecektir.

Üst dereceli mahkemenin, iddianameyi kabulünden sonra görev konusunda bir yanlışlık olduğunu fark etmesi ya da suçun niteliğinin duruşma aşamasında değişmesi durumunda davaya bakmaya devamla yükümlü tutulması, bir diğer de­yişle, işi alt dereceli mahkemeye gönderme yasağının nedeni, üst dereceli mahke­menin daima alt dereceli mahkemeden daha güvenli kabul edilmesidir.

Özel ve genel görevli mahkemeler arasında, alt ya da üst dereceli mahkeme i-lişkisi yoktur. Ancak CMK’nın 252/1-g maddesi uyarınca, CMK’nın 6. madde­sinde öngörülen kural, 250/1. maddede öngörülen “Türk Ceza Kanununda yer alan;

  1. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu,
  2. Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir Örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar,
  3. İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanım­lanan suçlar (305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332’nci maddeler hariç), dolayısıyla açılan davalaf’a bakmakta olan ağır ceza mahkemeleri hakkında uygulanmaz. Sözü edilen davalara bakan üst dereceli mahkeme, iddianamenin kabulünden sonra suçun vasfının değişmesi durumunda dahi işi alt görevli mahkemeye gönderebilir. Alt dereceli mahkemenin 6. madde hükmünü ileri sürerek karşılık görevsizlik kararı vermesi olanağı yoktur.

CMK’nın 9. maddesi uyarınca bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemele­rin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mah­kemede dava açılabilir. CMK’nın 10/1. maddesine göre kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir ise de ayrılmasına karar verilen davanın daha alt görevli mahkemeye gönderilmesine CMK’nın 6. maddesi engel oluşturur.