Avukatın Şüpheli ile görüşme ve hukuki yardım
Müdafi, gerek kollukta gözaltında bulunan ve gerekse tutukevindeki şüpheli veya sanık ile her zaman (haftanın her günü ve mesai saatleri dışında dahi) görüşebilir (CMK 149/1, 154).
Kanun, gözaltı ve tutukluluk hallerinde, bu görüşmenin “soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında” yapılabileceğine (CMK 149/3) vurgu yaparak, herhangi bir zaman kısıtlaması getirmemiştir. Bu konuda Yakalama Yönetmeliği‟nin 20 ve 21‟nci maddeleri açıktır.
CMK 154/1‟de, şüpheli veya sanığın müdafi de yazışmalarının denetime tâbi tutulamayacağı da düzenlenmiştir.
Terör ve uyuşturucu suçlarında CMK 154 görüşmesi
2016-676 sayılı OHAL KHK‟sı ile CMK 154‟e eklenen ikinci fıkra, müdafi ile görüşmedeki kısıtlamaları genişletmiştir.
Buna göre; Türk Ceza Kanununun ikinci Kitap Dördüncü Kısmı Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imâl ve ticareti suçları bakımından gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, hâkim kararıyla yirmi dört saat süreyle kısıtlanabilir.
Fakat böyle bir kısıtlama söz konusu olduğunda, bu zaman zarfında ifade alınamaz (CMK “KHK 676” 154/2).
OHAL döneminde müdafiin gözaltındaki şüpheli ile görüşmesi
Türk Ceza Kanununun ikinci Kitap Dördüncü Kısmı Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar. Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu işlenen suçlar bakımından OHAL süresince uygulanan bu düzenlemeye göre, gözaltındaki şüphelinin müdafii de görüşme hakkı, Cumhuriyet savcısının kararıyla beş gün süreyle kısıtlanabilir, ancak bu zaman zarfında da ifade alınamaz (6755 sK ile kabul edilen 668 sayılı KHK madde 3/1-m).
OHAL döneminde müdafiin tutuklu ile görüşmesi
Türk Ceza Kanununun ikinci Kitap Dördüncü Kısmı Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu işlenen suçlardan tutuklananlar bakımından, OHAL süresince uygulanmak üzere ayrık bir düzenleme yapılmıştır (KHK 667, m. 6/1-d).
Soruşturma ve kovuşturma evresi ayrımı yapılmadığı, şüpheli veya sanık terimleri de kullanılmadığı için, kovuşturma evresindeki sanık – müdafi görüşmelerini kapsaması tehlikesi bulunan düzenlemenin ayrıntıları şöyledir:
Tutuklu olanların avukatları de görüşmelerinde, toplumun ve ceza infaz kurumunun güvenliğinin tehlikeye düşürülmesi, terör örgütü veya diğer suç örgütlerinin yönlendirilmesi, bunlara emir ve tâlimat verilmesi veya yorumlarıyla gizli, açık ya da şifreli mesajlar iletilmesi ihtimalinin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısının kararıyla, görüşmeler teknik cihazla sesli veya görüntülü olarak kaydedilebilir.
Tutuklu ile avukatın yaptığı görüşmeleri izlemek amacıyla görevli hazır bulundurulabilir.
Tutuklunun avukatına veya avukatın tutukluya verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmalara ilişkin tuttukları kayıtlara el konulabilir.
Görüşmelerin gün ve saatleri sınırlandırılabilir.
Tutuklunun yaptığı görüşmenin, belirtilen amaçla yapıldığının anlaşılması hâlinde, görüşmeye derhal son verilerek, bu husus gerekçesiyle birlikte tutanağa bağlanır.
Görüşme başlamadan önce, taraflar bu hususta uyarılır.
OHAL döneminde müdafiin yasaklanması
Tutuklu hakkında, tutanak tutulması hâlinde, Cumhuriyet savcısının istemiyle tutuklunun avukatlarıyla görüşmesi sulh ceza hakimliğince yasaklanabilir.
Yasaklama kararı, tutuklu ile yeni bir avukat görevlendirilmesi için derhal ilgili baro başkanlığına bildirilir.
Baro tarafından bildirilen avukatın değiştirilmesi Cumhuriyet savcısı tarafından istenebilir. Müdafi olarak görevlendirilen avukata, Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama şekli Hakkında Kanun‟un 13‟ncü maddesine göre ücret ödenir (KHK 667 m. 6/1-d).
Sanıkla duruşma sırasında görüşme
Kanun koyucu müdafiin kovuşturma evresinde sanıkla görüşmesine engel getirmemiştir. Yukarıda belirttiğimiz gibi, OHAL dönemindeki durum belirsizdir.
Normal dönemler bakımından duruşmadaki hukuki yardım üzerinde de durulmalıdır. Fiziki açıdan yapılan salon düzenlenmesi hatalı olduğundan, sanık ve müdafii duruşma sırasında yan yana oturamamaktadır. Duruşma sırasında görüşme için izin istenerek bu görüşmenin yapılmasına engel yoktur. Ancak, duruşmanın inzibatını kasten bozmaya yönelik ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılması durumu ortaya çıkmamalıdır.
Oysa katılan ve vekili yan yana oturmakta ve her an görüşme yapabilmektedirler. Bu da yargılamada silahların eşitliği ilkesine açıkça aykırılık yaratan fiili bir durumdur.