Yıllık ücretli izin hakkının hesabında çalışılmış gibi sayılacak günler nelerdir?
4857 sayılı İş Kanunu’nun 55. Maddesi uyarınca;
- İşçinin uğradığı kaza veya tutulduğu hastalıktan ötürü ihbar öneline ilaveten 6 haftayı aşmamak kaydı ile işine gidemediği günler,
- Kadın işçilerin 74 üncü madde gereğince doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadıkları günler,
- İşçinin muvazzaf askerlik hizmeti dışında manevra veya herhangi bir kanundan dolayı ödevlendirilmesi sırasında işine gidemediği günler,(90 güne kadar olmak kaydı ile)
- Çalışmakta olduğu işyerinde zorlayıcı sebepler yüzünden işin aralıksız bir haftadan çok tatil edilmesi sonucu olarak işçinin çalışmadan geçirdiği zamanın onbeş günü, (işçinin yeniden işe başlaması şartıyla)
- 66 nci maddede sözü geçen (günlük çalışma süreleri) zamanlar,
6. Hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil günleri,
7. 3153 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan tüzüğe göre röntgen muayenehanelerinde çalışanlara pazardan başka verilmesi gereken yarım günlük izinler,
8. İşçilerin arabuluculuk toplantılarına katılmaları, hakem kurullarında bulunmaları, bu kurullarda işçi temsilciliği görevlerini yapmaları, çalışma hayatı ile ilgili mevzuata göre kurulan meclis, kurul, komisyon ve toplantılara yahut işçilik konuları ile ilgili uluslararası kuruluşların konferans, kongre veya kurullarına işçi veya sendika temsilcisi olarak katılması sebebiyle işlerine devam edemedikleri günler,
9. İşçilerin evlenmelerinde üç güne kadar, ana veya babalarının, eşlerinin, kardeş veya çocuklarının ölümünde üç güne kadar verilecek izinler,
10. İşveren tarafından verilen diğer izinler ile 65 inci maddedeki kısa çalışma süreleri,
11. Bu Kanunun uygulanması sonucu olarak işçiye verilmiş bulunan yıllık ücretli izin süresi yıllık ücretli izin hakkının hesabında çalışılmış gibi sayılır.
İzne hak kazanmak için en az bir yıl fiilen çalışmış olmak veya 55. Madde uyarınca fiilen çalışılmamış olsa bile çalışmış sayılan günler ve süreler gerekir. Çalışılmayan veya kanun gereği çalışılmış sayılmayan süreler, örneğin işçinin iş sözleşmesinin askıda olduğu süreler, izne hak kazanma yönünde izin süresinden sayılmamalıdır. Keza fesih tarihinde yürürlükte olan 2822 Sayılı Yasa’nın 42. maddesinin 5. fıkrası uyarınca grev ve lokavtta geçen süreler kıdem süresine eklenemez (Yeni yürürlüğe giren 6356 sayılı STİK.’un 67/3).