Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Yıllık izin alacaklarında zamanaşımı hakkında bilinmesi gerekenler

Yıllık izin alacaklarında zamanaşımı hakkında bilinmesi gerekenler

818 Sayılı Eski Borçlar Kanunun 126/3 maddesine göre yıllık izin ücreti 5 yıllık zamanaşımına tabidir.01.07.2012 tarihinden itibaren ise, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu gereği yıllık izin alacağı için 10 yıllık zamanaşımı söz konusudur.

Yıllık izin alacağı için  zamanaşımı fesihten başlar.

Yıllık izin alacağına ilişkin açılan kısmi dava ile, talep edilen alacak açısından zamanaşımını kesilmekte ise de, bakiye kısım hakkında zamanaşımı işlemeye devam eder.

Emekli olmasına rağmen çalışmaya devam edilmiş ve emeklilik tarihinde emeklilik nedeniyle yapılan bir ödeme bulunmuyorsa, önceki dönem tasfiye edilmiş değildir. Zamanaşımı son fesih tarihinden başlamalıdır.

Konuya ilişkin örnek yargıtay kararları aşağıdadır;

“…Davacı dava dilekçesinde 1000,00 TL yıllık izin alacağı talep etmiştir. Sözleşme 06.02.2004 tarihinde feshedilmiştir. Bilirkişi raporuyla davacının yıllık izin alacağı 1607,00 TL olarak belirlenmiştir. Davacı yıllık izin talebini 14.10.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile 1607,40 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı cevap süresi içerisinde ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

“…Yıllık izin alacağının doğduğu 06.04.2012 tarihinde 818 Sayılı Borçlar Kanunu uygulanmaktadır. 818 Sayılı Borçlar Kanunu döneminde yıllık izin açısından fesih tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi vardır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulaması yönünden yıllık izin ücreti iş sözleşmesinin feshi ile muaccel olup dönemsel bir nitelik taşımadığından, 10 yıllık genel zamanaşımına tabidir.

6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun 5.maddesine göre;
“Madde 5 – (1) Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder. Ancak, bu sürelerin henüz dolmamış kısmı, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden uzun ise, yürürlüğünden başlayarak Türk Borçlar Kanununda öngörülen sürenin geçmesiyle, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi dolmuş olur.”
6101 sayılı Kanun gereği zamanaşımı süresi borç 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde doğduğundan 5 yıllık zamanaşımı uygulanacaktır. Davacının zamanaşımının son günü olan 06.04.2009 tarihinden sonra davasını 14.10.2012 de ıslah etliği dikkate alındığında zamanaşımı süresi dolduğundan ıslah ile talep edilen kısmın reddine karar verilmesine gerekirken kabulü hatalı olup bozma nedenidir.”(7.HD. 2013/22160 E. 2014/6235 K. 18.03.2014)

“…Davacı, 12.3.2012 tarihinde davasını, kısmi dava olarak açmıştır. Kısmi dava olarak açılan davalarda, zamanaşımı sadece dava açılan kısım yönünden kesilir. Böyle olunca, davacının yıllık izin ücreti alacağı, hakkın doğum tarihi olan 2008 yılında yürürlükte bulunan 818 sayılı Türk Borçlar Yasası hükümleri gereğince 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Islah tarihi itibariyle, ıslah edilen yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımına uğramış olmasına rağmen, 6098 sayılı Borçlar Yasası hükümlerine göre zamanaşımını yıllık izin ücretinde 10 yıl kabul ederek hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibarla talebin kabulüne dair hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.”(7.HD. 2014/13738 E. 2014/18290 K. 29.09.2014)

“…Davacı iş akdinin 15.09.1998 tarihinde feshedildiğini belirterek yıllık ücretli izin talep etmiştir.
Davalı vekili süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Yukarıda açıklandığı üzere yıllık ücretli izin alacağı fesih tarihi itibari ile muaccel olup 5 yıllık zamanaşımına tabidir.
Davacının hizmet akdi 15.09.1998 tarihinde feshedilmiştir. Zamanaşımı
15.09.2003 tarihinde dolmuş, dava ise zamanaşımı süresi dolduktan sonra 18.01.2005 tarihinde açılmıştır.
Mahkemece davalı vekilinin süresindeki zamanaşımı itirazı nedeniyle zamanaşımına uğradığı anlaşılan izin ücreti alacağının reddi yerine kabulü hatalıdır.”(9.HD. 2009/36137 E. 2011/47696 K. 08.12.2011)

“…Somut olayda, davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesiyle zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
İş sözleşmesi devam ederken kullanılması gereken ve iş sözleşmesinin feshi ile alacak niteliği doğan yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımı süresinin fesih tarihinden başlatılması gerekir (HGK. 05.07.2000 gün ve 2000/9-1079 E, 2000/1103 K).

“…Karşıyaka 1. İş Mahkemesi 2007/192 E. Sayılı dosyasında davacının 04.03.1977-
17.11.2004 tarihleri arasında çalıştığı tespit edilmiştir. Ek dava 18.07.2011 tarihinde açılmıştır. 5 yıllık zamanaşımı süresinin davanın açılması tarihinden önce dolduğu dikkate alınmadan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2011/53906 E. 2012/1613 K. 24.01.2012)

“…Somut olayda, davalı vekili süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Yıllık izin alacağı fesih tarihinde muaccel hale gelip zamanaşımı süresi bu tarihten itibaren 5 yıldır.
Yıllık izin alacağına ilişkin açılan kısmi dava talep edilen alacak açısından zamanaşımını kesmekte ise de, bakiye kısım hakkında zamanaşımı işlemeye devam eder.
Ek dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmuş olmasına rağmen mahkemece bu konuda değerlendirme yapılmadan bakiye alacağın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD. 2011/49032 E. 2011/43567 K. 15.11.2011)

“…Davalı işveren davacı tarafın ıslah işlemine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur.
Yıllık ücretli izin alacağı da 5 yıllık zamanaşımına tabidir.
Davacı işçinin iş akdinin feshedildiği 31.10.1998 tarihinden ıslah tarihi olan
22.2.2005 tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresi geçmiştir.
Bu durumda ilk dava dilekçesi ile talep edilen 100.000.000 TL yıllık izin alacağı dışında kalan kısım zamanaşımına uğradığından bu miktar dışında kalan yılık izin alacağının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD. 2006/2510 E. 2006/22437 K. 14.09.2006)

“…Somut olayda, davacının emeklilik öncesi çalışma dönemi tasfiye edilmediği, hizmet süresi kesintisiz devam ettiğinden yıllık izin ücretleri için zamanaşımının başlangıcı fesih tarihi olan 31.12.2003 olmasına rağmen 06.11.1996 olarak kabulü hatalıdır. Fesih tarihi dikkate alındığında yıllık izin ücreti bakımından zamanaşımı süresi dolmamıştır. Daha önce yapılan izin ücretine ilişkin ödemelerin ise avans olarak kabulü gerekmektedir.
Mahkemece davacının emeklilik öncesi çalışma süresinin de sonraki döneme eklenmesi ile belirlenecek tüm süre üzerinden izin ücreti hesaplanıp, yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra belirlenecek yıllık izin ücreti alacağının kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD 2009/38847 E. 2012/2895 K. 02.02.2012)