Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Yargıtay : Fiziki Şiddet Uygulayan Koca Maddi – Manevi Tazminat Öder

Yargıtay : Fiziki Şiddet Uygulayan Koca Maddi – Manevi Tazminat Öder

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2014 tarihli bir kararında eşine şiddet uygulayan koca hakkında önemli bir karar verdi. Verilen kararda eşine fiziki şiddet uygulayan kocanın kusurlu sayılıp, maddi ve manevi tazminat ödemekle sorumlu tutulması gerektiği ifade edildi. Bunun yanında tedbir ve yoksulluk nafakası istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamasına ilişkin de bozma kararı verildi.

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

E.2013/10556 K.2014/1632 T.30.01.2014

Özet: Kocanın daha fazla kusurlu olduğu kabul edilmeli, eşine fiziki şiddet uygulaması sebebiyle kadın lehine maddi – manevi tazminata hükmedilmelidir.
Mahkemece, “taraflar eşit kusurlu” kabul edilmiş ve buna bağlı olarak davacı-davalı kadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi kapsamındaki maddi ve manevi tazminat talepleri reddedilmiştir.
Oysa, davalı-davacı kocanın eşine fiziki şiddet uyguladığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Buna karşılık davacı-davalı kadının ise eşinin ailesini müşterek evden kovduğu, bunun dışında başka bir kusurunun ispatlanamadığı görülmektedir.
Gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı –davacı kocanın, kadına göre ağır kusurlu olduğunun kabulüyle az kusurlu olan tarafa uygun miktarda maddi ve manevi tazminat ödemekle sorumlu tutulması gerekirken, dosya kapsamına aykırı gerekçelerle kadının, kocayla aynı oranda kusurlu görülmesi ve tazminat isteklerinin bu sebeple reddedilmesi doğru bulunmamıştır.
Davacı-davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Davacı-davalı kadın, davalı-davacı kocanın babası adına kayıtlı olan ev için 15.000 TL ödeme yaptığını belirterek alacak isteminde bulunmuştur.
Mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Bu duruma göre bu istem, Borçlar Hukukundan kaynaklanmakta olup, Aile mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerine dair 4787 Sayılı Kanun’un 4.maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden değildir. Genel mahkemeler görevlidir.
Görev, kamu düzenine dair olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması da zorunludur. Gerçekleşen bu durum karşısında 15.000 TL’lik alacak talebi yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır.
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. (TMK.m.6) Davacı-davalı kadın, talep ettiği ziynet eşyalarının davalı-davacı koca tarafından satılıp harcandığını ileri sürmüş, davalı – davacı koca ise, ziynetlerin davacı – davalı tarafından götürüldüğünü savunmuştur.
Somut olayda kadın, davaya konu ziynet eşyasının, eşi tarafından elinden alınıp satıldığını ve bunların iade edilmediğini sunduğu delillerle ispat edememiştir. Davacı-davalı kadın delil listesinde yemin deliline de dayanmıştır.
İspat yükü kendisine düşen ve davasını diğer delillerle kanıtlayamayan davacı-davalı kadına ziynet eşyalarına dair talebi konusunda diğer tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 225 vd.maddelerindeki yeminle ilgili usul işlemleri yerine getirilip, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesis edilerek ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece tüm istemler göz önüne alınarak, denetime olanak verecek şekilde, kabul ve reddedilen her bir talep için ayrı ayrı gösterilmek suretiyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan vekalet ücreti yönünden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ
Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2,3,4,5 ve 6.bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1 bentte açıklanan sebeplerle ONANMASINA, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi