Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Ücret bordrolarının ispat gücü – Yargıtay kararları

Ücret bordrolarının ispat gücü – Yargıtay kararları

…Davacı 650.00 TL. ücret aldığını iddia etmiş, davalı ise ücretinin asgari ücret olduğunu savunmuştur.
Dosya içerisinde mevcut 2004/Ocak ayı bordrosu imzalı olmuş, asgari ücret üzerinden düzenlenmiştir. Başkaca ücretle ilgili yazılı belge mevcut değildir.
Tanıklarda ücret konusunda bilgi vermemişlerdir.
Kanıtlanamayan davacı iddiasına değer verilerek hesaplama yapılması hatalıdır.
9. HD. 2006/16669 E. 2007/37 K. 22.01.2007

…Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının aylık ücretinin belirlenmesinde, sigorta kayıtları ve imzalı ücret bordroları varken, emsal ücret araştırmasının dikkate alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.
I- ) Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında, işin esasının incelenmesine geçilmeden önce; Mahkemenin ilk kararının gerekçesinde yer almayan “davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılmış ve karşılığında makbuz alındığı iddia olunmuştur. Makbuzlardaki imzanın kendisine ait olmadığım veya makbuz içeriğindeki miktarları almadığını ispat külfeti davacıya düşmektedir” gerekçesiyle oluşturulan direnme kararının, gerçekte direme kararı mı, yoksa Özel Dairenin incelemesinden geçmeyen yeni bir hüküm niteliğinde mi olduğu hususu, ön sorun olarak ele alınmıştır. Direnme kararında “davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılmış ve karşılığında makbuz alındığı iddia olunmuştur. Makbuzlardaki imzanın kendisine ait olmadığını veya makbuz içeriğindeki miktarları almadığını ispat külfeti davacıya düşmektedir” denilmesinin gerekçenin genişletilmesi niteliğinde bulunduğu oybirliği ile benimsenmiş ön sorun da bu şekilde aşıldıktan sonra, direnme hükmünün esastan incelenmesine geçilmiştir.
II- ) İşin esasına yönelik olarak yapılan incelemede:
A-İş akdinin işverence haksız feshi nedeniyle işçinin alacak miktarı belirlenirken, bu hesabı doğrudan etkileyecek olan işçinin gerçek ücretinin saptanması gerekmektedir. Gerçek ücret; işçinin kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücrettir.
îş akdinin tarafları görünüşte bir ücret belirlemiş olabilirler, ancak bu ücret tarafların aralarında kararlaştırdıkları gerçek ücret olmayabilir. Uygulamada bazen taraflar arasında kararlaştırılmış olan gerçek ücret (örneğin SSK primlerini daha az ödemek amacıyla) bordroya yansıtılmamakta, daha düşük (örneğin asgari ücret) gösterilmektedir. Bu gibi durumlarda yargıç tarafından gerçek ücretin saptanması yoluna gidilmelidir (Prof. Dr. S. Süzek, İş Hukuku,
2. Bası, Beta Yayınları, Sy:287).
İş sözleşmesinin tarafları arasında ücret miktarı konusunda çıkabilecek ihtilaflarda gerçek ücretin her türlü delille ispatı mümkündür. Aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, tanık beyanları gibi delillerle işçinin imzasını taşıyan ücret bordroları veya hizmet sözleşmesinde yazılı olan ücretin gerçek olmadığı kanıtlanabilir. Ücretin mevcut delillerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi mümkün bulunmayan kimi durumlarda, yapılan iş, hizmet süresi ve diğer belirleyici özellikler belirtilmek sureliyle ilgili meslek örgütlerinden sorulmak suretiyle de belirlenebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.07.2003 gün ve 2003/21-440- 440, 28.06.2006 gün ve 2006/9-479-484, 22.10.2008 gün ve 2008/9-641- 649 sayılı kararlarında da benimsenen araştırına ilkeleri uyarınca, somut olaya bakıldığında; davacının, kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre ödenmesi gereken ücretin asgari ücretin üstünde olduğunu kabul etmesi gerekir; bu durumun yapılan emsal ücret araştırması ile de doğrulanmış olması karşısında, davacının talep ettiği ücretin hesaplamalarda dikkate alınması gerekirken asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre sonuca gidilmesi isabetsizdir.
Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular dikkate alındığında, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
HGK. 2013/9-160 E. 2013/1390 K. 25.09.2013

…Davacı aldığı ücret miktarını işverene ait bordro ile kanıtladığı gibi davacı tanıkları da aynı miktar ücret aldığını ifadelerinde doğrulamışlardır.
Davalı işveren bu bordronun kendisine ait olmadığını iddia etmemiştir. Mahkemece dinlenen asıl işveren tanıkları ücretin miktarına ilişkin beyanda bulunmamışlardır.
Böyle olunca davacı iddiasını yazılı delille kanıtladığından aylık ücret miktarının davacı iddiası gibi 2000 TL. yerine daha düşük olarak kabulü hatalıdır.
9. HD. 2006/10134 E. 2006/30919 K. 23.11.2006

…Mahkemece davacının hesaplamaya esas ücreti emsal ücret araştırmasına ve davacı tanık beyanlarına göre belirlenmiş ise de işyerine ait toplu bordrolara göre davacının ücreti brüt: 1.000,00 TL olup bu rakam rayiç asgari ücretin yaklaşık iki katıdır. İşçilerin ücretlerinin yaptıkları işe göre kademeli olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Bordrolar imzalı olup ihtirazi kayıt da söz konusu değildir. Yine bordroda davacıyla benzer işleri yapan işçilerin ücretlerinin de 1.000 TL olduğu belirtilmiştir.
Bu nedenle bordrolardaki ücrete itibar edilmesi gerekirken soyut tanık anlatımı ve emsal ücret araştırmasına göre ücret belirlenmesi hatalıdır.
9. HD. 2011/2660 E. 2013/10730 K. 01.04.2013

…Davacının aldığı ücret taraflar arasında ihtilaflıdır.
Davacı, imzalı bordroların gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle imzalı bordroya göre hesaplanıp ödenen ihbar ve kıdem tazminatlarının eksik olduğunu iddia ederek fark ihbar ve fark kıdem tazminatı ile ödenmeyen fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkeme davacının iddiasına değer vererek istekleri hüküm altına almıştır. Davacının imzasını taşıyan bordrodaki ücret asgari ücretin çok üzerindedir. Davacı, işyerinde üst düzey yönetici konumundadır.
Dosyaya ibraz edilen ve kim tarafından gönderildiği anlaşılamayan imzasız bordro ve maillere itibar edilerek ücret belirlenmesi ve buna göre yapılan hesaplamalara değer verilerek sonuca gidilmesi hatalıdır.
Mahkemece imzalı bordrodaki ücretlere itibar edilerek dava konusu isteklerle ilgili hesaplama yapılmalı ve buna göre alacakların mevcut olup olmadığı saptanarak sonuca gidilmelidir.
9. HD. 2006/8245 E. 2006/29555 K. 08.11.2006

…Somut olayda davacı işçi ayda 2.500 TL net ücret aldığını iddia ederek davalı şirket kaşesi bulunan imzalı 2006 yılı nisan ayma ait ücret bordrosu ibraz etmiş, dinlenen davacı tanıkları da davacı iddiasını doğrulamışlardır.
Davalı işveren ise davacının asgari ücret aldığını beyan ederek imzalı ücret bordrolarını sunmuştur.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler,
işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez.
Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda mahkemece her ne kadar davacının asgari ücretle çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de davacı işçi tarafından ibraz edilen, davalı şirket kaşesi bulunan imzalı ücret bordrosuna itibar edilerek davacının ücretinin belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
9. HD. 2009/37054 E. 2012/1233 K. 23.01.2012