Ücret alacaklarında faiz – Yargıtay kararları
4857 sayılı İş Kanununun çeşitli hükümlerinde faiz konusunda düzenlemelere yer verilmiştir. Andan Yasanın 34 üncü maddesinde, gününde ödemeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanacağı hükmü bulunmaktadır.
Maddede sözü edilen ücret geniş anlamda ücret olup, çalışma karşılığı ücretler, ikramiye, pirim, jestiyon ve benzeri ödemelerin yanı sıra, çalışma, hafta tatili ile bayram ve genel tatil ücretleri de bu kapsama dahildir. İşe iade davası ile tespit edilen en çok dört aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de aynı faiz oranı uygulanmalıdır.
Ücretin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanması halinde 2822 sayılı Yasanın 61 inci maddesi uyarınca, uygulanması gereken faiz en yüksek işletme kredisi faizi olmalıdır.
Ücret alacağının 1475 Sayılı Yasa döneminde doğmuş olması durumunda, 10.6.2003 tarihine kadar yasal faiz, bu tarih sonrası ücretler bakımından ise bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. İşçinin faiz konusundaki talebini “yasal faiz” olarak adlandırmış olması 4857 sayılı Yasanın 34 üncü maddesinin uygulanmasına engel olmayıp, işçinin bu talebinin bahsi geçen özel faize yönelik olduğunun değerlendirilmesi gerekir.
Ücret alacağı bakımından faize hak kazanmak için kural olarak işveren temerrüde düşürülmelidir. Ancak, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça bir ödeme günü kararlaştırılmış ise, belirlenen ödeme tarihi sonrasında faiz işlemeye başlar.
Ücret alacağı için özel banka-kamu bankası ayrımı yapılmaksızın mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının belirlenmesi gerekir. Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verildiğinden, söz konusu faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı mahkemece kendiliğinden denetlenmelidir. Bankaların belli dönemlerde T.C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı fiilen uygulanmış olmadıkça ücret yönünden dikkate alınmamalıdır.
Bankaların uyguladıkları faiz oranları bir ya da birkaç aylık veya bir yıllık vadelerle belirlenmektedir. Bunlardan en uzun vade bir yıl olup, en yüksek faiz oranı da bir yıllık mevduata uygulanmaktadır. Bu durumda ücret alacağı için uygulanması gereken faiz, ödeme gününün kararlaştırıldığı ya da temerrüdün gerçekleştiği zamanda bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıdır. Aynı alacak için ikinci yılın başlangıcındaki en yüksek banka mevduat faizinin belirlenerek uygulanması, gecikme daha da uzunsa takip eden yıllar için de aynı yönteme başvurulması gerekir. Yıl içinde artan ve eksilen faiz oranları dikkate alınmaz. Yıllar itibarıyla faiz oranları değişebileceğinden kararda faiz oranının gösterilmemesi gerekir.
…Bu nedenle anılan alacaklara 6.2.2002 tarihinden 10.6.2003 tarihine kadar yasal faiz 10.6.2003 tarihinden itibaren ise mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizine hükmedilmesi gerekir.
Hüküm altına alınan ve kısmi davaya konu ve hüküm altına alınan fazla mesai ve ücret alacaklarına dava tarihi olan 6.2.2002 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faize lıiikmedilmesi hatalıdır.
Ücret alacaklarına mevduat faizi uygulaması 10.6.2003 tarihinde yürürlüğe gireıı 4857 Sayılı Yasa ile getirilmiştir. Bu nedenle anılan alacaklara 6.2.2002 tarihinden 10.6.2003 tarihine kadar yasal faiz 10.6.2003 tarihinden itibaren ise mevduata uygulanan cn yüksek faize hükmedilmesi gerekir.
9. HD. 2006/20813 E. 2006/24258 K. 21.09.2006
…Mahkemece; vasıta yardımı, sosyal yardım ve hizmet zammı alacaklarına bilirkişinin belirlediği temerrüt tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
Bilirkişinin bu alacaklar için oluştuğu aydan itibaren temerrüt tarihi belirlediği görülmekle anılan yardımların bir sonraki ay ödenmesi gerektiğinden faizinde sonraki aydan itibaren yürütülmesi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2006/1696 E. 2006/20932 K. 13.07.2006
…Hükmedilen ve TİS den kaynaklanan ulaşım yardımı, ikramiye ve gıda yardımı alacaklarının TİS deki temerrüt tarihlerinden itibaren tahsiline karar verilmiştir. Ancak ne bilirkişi raporunda ne de kararda bu tarihler belirtilmemiştir.
Her alacak için ayrı ayrı temerrüt tarihi belirtilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
9. HD. 2010/6478 E. 2011/42583 K. 14.11.2011
…Hükme esas olunan bilirkişi raporunda Toplu İş Sözleşmesinden doğan alacaklar işletme kredi faizi uygulanırken İş Bankası verileri esas alınmıştır.
İşletme kredisi faizi Türkiye Kalkınma Bankası tarafından verilmektedir.
Söz konusu bankadan faiz oranlarına ilişkin belgeler istenip hüküm verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2006/3193 E. 2006/26084 K. 09.10.2006
…Borçlu vekili şikayetinde; takip konusu ilamda brüt miktarlar üzerinden hükmedilen ücret alacaklarına, dava tarihinden ve ek dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi oranının, ikramiye alacaklarına ise işletme kredisi faiz oranının uygulanmasına karar verildiğini, oranların fiilen uygulanan oranlar olması gerektiğini, bunun için bankalardan sorulması gerektiğini, icra emrinde söz konusu faiz miktarlarının fazla ve yanlış hesaplandığını, işletme kredisi veren tek bankanın Türkiye Kalkınma Bankası olduğunu hesaplamada da bu bankanın oranının esas alınması gerekliğini ilamda asıl alacaklara brüt olarak karar verilmiş olup alacakların nete çevrilerek takip yapılması gerektiğini ileri sürerek icra emrinin iptalini talep etmiştir.
Yukarıda açıklanan şikayete konu istem ve temyize konu olabilecek miktar nazara alındığında, bu miktarların 5.440,00 TL’den fazla olduğu anlaşıldığından, mahkeme kararının temyizi kabildir. Bu nedenle borçlu vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin 11.07.2014 tarihli, 2013/905 Esas, 2014/419 Karar sayılı ek kararın oybirliğiyle kaldırılmasına karar verilerek, borçlu vekilinin temyiz talebinin incelenmesine geçildi.
Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İlama göre söz konusu alacaklar toplu iş sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. 2822 sayılı Toplu İş sözleşmesi ve Grev ve Lokavt Kanunumun 61. maddesinde belirtildiği üzere toplu iş sözleşmesine dayanan eda davalarında ifaya mahkum edilen taraf, temerrüt tarihinden itibaren, bankalarca fiilen uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi üzerinden temerrüt faizi ödemeye de mahkum edilir. Bu yasal düzenleme karşısında bahsi geçen alacaklara bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi hesaplanmaktadır. Geciktirilen süreye göre temerrüt faizi hesabı birer yıllık dönemler itibarı ile yapılmalıdır. Bunun için ilamda belirtildiği üzere toplu iş sözleşmesinin belirlenen ödeme tarihi başlangıç alınarak birer yıllık devreler belirlenmeli ve bu devrelerde işletme kredisi faizini fiilen uygulamış bankaların uyguladıkları oranlar esas alınmalıdır.
İlamda hükmedilen ücret alacaklarına uygulanacak en yüksek mevduat faizi oranının tespiti için ise HGKınun 20.09.2006 tarih, 2012/594-534 Esas ve Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; Mahkemece yapılacak iş tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde mevduata fiilen uyguladıkları en yüksek faiz oranının sorulması, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olmalıdır.
Bu durumda Mahkemece, taraflardan banka isimleri sorulup, yukarıda bildirilen ilkeler ışığında, her iki tarafın da bildirdiği tüm bankalardan fiilen uyguladıkları mevduat faiz ve işletme kredisi faiz oranları getirtilerek en yüksek mevduat faiz oranı ve işletme kredisi faiz oranları tespit edilerek gerektiğinde yeni bir bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, eksik incelemeyle bu esaslara uymayan ve denetime açık olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir.
Öte yandan borçlu, işlemiş faizin fahiş olduğunu ileri sürmüş, ancak bu konuda bir rakam belirtmemiştir. O halde faize yönelik şikayetin kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilerek sonuçta da borçlu aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi ve borçlu tarafından yapılan yargılama giderlerinin tamamının alacaklıdan tahsili gerekirken paylaştırılarak, bir kısmının borçlu üzerinde bırakılması da usule aykırıdır.
8. HD. 2014/17821 E. 2014/21130 K. 17.11.2014
…Diğer taraftan ticari işletme kredisi faiziyle aralarındaki fark nedeniyle 2821 sayılı Kanun’un 61. maddesinde belirtilen “en yüksek işletme kredisi faizini” uygulayan tek banka Türkiye Kalkınma Bankası olduğundan bu banka yerine en yüksek işletme kredisi faizlerinin diğer banka verilerine göre hesaplanması hatalıdır. Nitekim Dairemizce de benimsenen Yargıtay 9.Hukuk Dairesi kararlarında bu hususa işaret edilmiştir (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/11392-14220 sayılı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/37366-33647 vc 2007/16995-23139 sayılı kararlar).
22. HD. 2013/16421 E. 2013/15618 K. 26.06.2013
…Takip dayanağı ilamda, hüküm altına alınan iş güvencesi tazminatı için işletme kredilerine uygulanan en yüksek banka işletme kredisi faizinin uygulanmasına karar verildiğine göre, mahkemece, bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi oranları, özel ve kamu bankası ayrımı gözetmeksizin, taraflarca bildirilen bankalardan sorulup, B.K.’nun 84. maddesi gözönünde bulundurularak alınacak cevaplardan sonra düzenlenecek bilirkişi raporu doğrultusunda sonuca gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
12. HD. 2011/22842 E. 2012/7337 K. 12/03/2012
…Diğer taraftan 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 61 ‘inci maddesinde belirtilen “cn yüksek işletme kredisi faizini” uygulayan tek banka Türkiye Kalkınma Bankası olduğundan bu bankadan dava konusu alacağın ait olduğu dönemler itibari ile en yüksek işletme kredisi faiz oranı sorularak, alınacak cevaba göre uyguladıkları oranlar esas alınarak geçmiş günler faizi belirlenip, sonuca gidilmesi gerekirken, bu esaslara uymadan hüküm kurulması da hatalıdır.
7. HD. 2013/14134 E. 2013/10395 K. 04.06.20136. Ek dava ilk kısmi davadan ayrı bir davadır. Kısmi davada yasal faiz takibinde bulunduğu ve kararın hu şekilde kesinleştiği gerekçesi ile ek dava için en yüksek işletme kredisi faizi isteğinin reddine karar verilmesi hatalıdır
Davacı onanan ilk kısmi davada TİS den kaynaklanan her türlü fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak tazminat alacağı için yasal faiz talep etmiş vc mahkemece de talep edildiği gibi anılan alacağın yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Ancak, davacı açtığı bu ek davada bu kez; bakiye tazminat alacağı için 2822 sayılı TSGLK nun 61.maddesinde öngörülen en yüksek işletme kredisi faizi isteğinde bulunmuştur.
Dava konusu alacağın TİS.nin 1/1 maddesinden kaynaklandığı uyuşmazlık konusu değildir.
Ek dava ilk kısmi davadan ayrı bir davadır.
Bu nedenle mahkemece, davacının ilk davasını açarken yasal faiz takibinde bulunduğu ve kararın bu şekilde kesinleştiği gerekçesi ile ek dava için en yüksek işletme kredisi faizi isteğinin reddine karar verilmesi hatalıdır.
9. HD. 2006/4709 E. 2006/27691 K. 19.10.2006
…Davacı işçi davaya konu işçilik alacaklarından ücret ve ikramiye farkı için en yüksek işletme kredisi faizinin uygulanmasını talep etmiş, mahkemece istek doğrultusunda karar verilmiştir.
Davaya konu işçilik alacakları 31.12.2004 tarihine kadar toplu iş sözleşmesine dayanmakta ise de bu tarih sonrası için hesaplamanın kaynağı toplu iş sözleşmesi hükümleri değildir.
Toplu iş sözleşmesinin süresinin sona erdiği ve dava tarihine kadar yenisinin imzalanmadığı dikkate alındığında toplu iş sözleşmesinin ard etkisi ve Kamu Toplu Sözleşmeleri anlaşma protokolüne dayanan istekler bakımından işletme kredisi faizine karar verilmesi doğru olmaz.
Şu hale göre 31.12.2004 tarihinden sonra doğan ücret ve ikramiye alacakları hesap raporundan ayrıştırılarak sözü edilen istekler bakımından taleple bağlı kalınarak işletme kredisi faizini aşmamak üzere 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir.
9. HD. 2011 /48206 E. 2011/42131 K. 01.11.2011
…Somut olayda; 04.09.1995 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başlayan davacı 01.01.1997-31.12.2004 tarihinde işyerinde uygulanmakta olan dört TİS zamlarının kendisine eksik uygulandığını, 01.01.2005 ve sonrasında dönem artışlarının sözleşmenin devamlılığı ilkesine aykırı şekilde eksik yansıtıldığı iddiası ile fark ücret ve buna bağlı olarak fark akdi ve yasal ikramiye isteklerinin İT deki ödeme tarihlerinden itibaren faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı işveren TİS zamlarının tam olarak uygulandığını savunmuştur.
Mahkemece istek gibi hüküm kurulmuştur.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.07.2003 tarihine kadar davalı işverenin davacıya ödenmesi gereken ücret miktarından daha fazla bir miktarda ücret ödediği belirtilmiştir. Yine bilirkişi raporunda bu tarihten TİS in sona erdiği tarih olan 31.12.2004 tarihine kadar da bir fark doğmadığı anlaşılabilmektedir. Ancak davacının 31.12.2004 de aldığı ücrete TİS sona ermesine rağmen kıdem zammı, iyileştirme ve dava tarihine kadar da her altı ayda bir % 5 ücret zammı uygulanarak fark alacak hesaplandığı ve mahkemece de kabulüne karar verildiği görülmektedir.
Dosyada davacının sicil dosyası ve sendika üye kayıt fişi bulunmadığından TİS sona erene kadar taraf sendika üyesi olup olmadığı ve davalı iş yerinde 01.01.2005 tarihinden sonra başka bir sendikanın TİS imzaladığı diğer dosyalardan bilindiğinden başka bir sendikaya üye olup olmadığı da denetlenememektedir.
Diğer taraftan 2822 sayılı yasanın 6. maddesi gereğince sona eren TİS nin hizmet akdine ilişkin hükümleri devam etmekle birlikte sona eren TİS deki ücret veya kıdem zamlarının ve iyileştirmelerin de hizmet akdi olarak devam etme olanağı yoktur. Yine TİS sona ermesine rağmen bu tarihten sonraki alacaklara en yüksek işletme kredisi faizi uygulanarak tahsiline karar verilmesi de yerinde değildir.
Bilirkişi raporu yukarıda belirtilen esaslara göre değerlendirilmeden davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
9. HD. 2010/16711 E. 2012/25396 K. 02.07.2012
…Mahkemece ücret farkı ve ikramiye alacağı için 2822 sayılı Yasanın 61. maddesinde işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizin yürütülmesine karar verilmiştir.
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunun 61.maddesinde, “Toplu iş sözleşmesine dayanan eda davalarında ifaya mahkum edilen taraf, temerrüt tarihinden itibaren, bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi üzerinden temerrüt faizi ödemeye de mahkum edilir” şeklinde kurala yer verilerek uygulanması gereken faiz türü belirtilmiştir. Toplu iş sözleşmesinden doğan istekler bakımından sözü edilen faizin uygulanması yerinde ise de toplu iş sözleşmesinin süresinin sona ermesinin ardından iş sözleşmesi hükmü olarak devam eden kurallar gereği ödenen ücret ve ikramiye bakımından 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunun 61. maddesinde öngörülen faizin uygulanması doğru değildir. Toplu iş sözleşmesinin süresinin sona erdiği
31.12.2004 tarihi sonrası için davaya konu ücret ve ikramiye farkı alacağı iş sözleşmesinden doğmakla anılan tarihten sonra doğan alacaklar bakımından yasal faiz olan cn yüksek banka mevduat faizine karar verilmelidir.
Ücret farkı ve ikramiye alacağı bakımından 31.12.2004 tarihinden daha sonra doğan miktarlar bakımından yasal faiz olan en yüksek banka mevduat faizine karar verilmesi gerekirken, mahkemece toplu iş sözleşmesinin süresinin sona erdiği tarihten sonrası için de bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faize karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir.
7. HD. 2013/1845 E. 2013/7258 K. 22.04.2013
…Davacı işçi davaya konu işçilik alacaklarından ücret ve ikramiye farkı için en yüksek işletme kredisi faizinin uygulanmasını talep etmiş, mahkemece istek doğrultusunda karar verilmiştir.
Davaya konu işçilik alacakları 31.12.2004 tarihine kadar toplu iş sözleşmesine dayanmakta ise de bu tarih sonrası için hesaplamanın kaynağı toplu iş sözleşmesi hükümleri değildir.
Toplu iş sözleşmesinin süresinin sona erdiği ve dava tarihine kadar yenisinin imzalanmadığı dikkate alındığında toplu iş sözleşmesinin ard etkisi ve Kamu Toplu Sözleşmeleri anlaşma protokolüne dayanan istekler bakımından işletme kredisi faizine karar verilmesi doğru olmaz.
Bu nedenlerle 31.12.2004 tarihinden sonra doğan ücret ve ikramiye alacakları hesap raporundan ayrıştırılarak sözü edilen istekler bakımından taleple bağlı kalınarak işletme kredisi faizini aşmamak üzere 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir.
9. HD. 2012/4266 E. 2012/3748 K. 14.02.2012
…625 sayılı kanunda belirtilen %1 fazlalık, faiz türü olmayıp yasadan kaynaklanan bir tazminattır. Bu nedenle davacının talep ettiği 2.000,00 TL ücret alacağına yasal faiz yerine her gün için %1 faiz yürütülmesi hatalıdır.
9. HD. 2011/16213 E. 2013/18508 K. 17.06.2013
…Somut olayda, davacı, öğretmen olarak belirli süreli iş akdi ile çalıştığını, ücret alacağının geç ödenmesi nedeniyle %3 fazlalık alacağı talep etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede ücretin süresinde ödenmemesi halinde %3 fazlasıyla ödeneceğinin kararlaştırılması 625 sayılı yasa ile belirlenen %1 fazlasıyla ödeme kuralının, sözleşme ile artırılması niteliğinde olup, bu belirleme, faiz ya da tazminat olmayıp yasal uygulamayı gösterdiğinden %3 fazlalık istemi hususunda alacak miktarı belirlenip, harçlandırma yapılmadan bu hususta talepte bulunulduğu gözetilmeksizin ücret alacağının %3 fazlasıyla ödenmesi hususunda hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Ayrıca davacı tarafından talep edilen 20,00 TL ücret alacağına da yasal faiz uygulanması gerekir. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
“9. HD. 2011/16864 E. 2013/15585 K. 23.05.2013
…Taraflar arasında ödenmeyen ücretlerde davalının hangi tarihte temerrüde düştüğü dolayısıyla hangi tarihten itibaren faiz işleyeceği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen 10.06.2007 tarihli İş Sözleşmesinin 5/4. maddesinde ücretlerin her ayın 5’inde ödeneceği açıkça kararlaştırılmıştır. Bu açıklıktaki bir düzenlemeden sonra bu tarihten sonra yapılmayan ödeme açısından temerrüt oluşmuştur. Faize bu tarihten itibaren hükmedilmemesi hatalıdır.
7. HD. 2013/13192 E. 2013/19888 K. 21.11.2013