Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Tutuklama Nedir? Tutuklanmanın Şartları Nelerdir?

Tutuklama Nedir? Tutuklanmanın Şartları Nelerdir?

Tutuklama (m.100-108) Şartları:

1)  Suç işlendiğine dair kuvvetli şüphelerin varlığını gösteren olgular bulunmalıdır.

2)  Kanunda sayılan bir tutuklama nedeni olayda mevcut olmalıdır.

Bu tutuklama nedenleri:

  1. Şüpheli veya sanığın kaçması veya saklanması
  2. Şüpheli veya sanığın kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların bulunması
  3. Şüpheli veya sanığın davranışlarının; delilleri yok etme, gizleme, değiştirme; tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı girişiminde bulunacağı hususlarında kuvvetli şüphe bulunması
  4. m.l00/3/a-f de sayılan suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması halinde tutuklama nedeni var sayılabilir. Burada kanun birçok konuda olduğu gibi suçları tek tek saymak suretiyle Katalog Sistemini benimsemiştir.

Bu suçlar:

  1. 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
  2. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78),
  3. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),
  4. İşkence (madde 94, 95)
  5. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),
  6. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),
  7. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
  8. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),
  9. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308),
  10. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310,311,312,313,314,315),
  11. 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
  12. 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suç
  13. 10.7.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suç
  14. 21.7.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suç
  15. 31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 110 uncu maddesinin dört ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları.

Suçun toplumda infial uyandırması gibi bir sebep kanuna alınmamıştır. Bu dört nedenden birinin bulunması halinde tutuklama sebebi vardır ve diğer şartlar da var ise tutuklama kararı verilebilir.

  • İşin önemi, işlendiğinden kuvvetli şüphe duyulan suç sebebiyle verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmalıdı
  • İşlendiği hususunda kuvvetli şüphe duyulan suç için kanunda öngörülen ceza mutlaka hapis cezası olmalı ve cezanın üst sınırı 1 yıldan fazla olmalıdı (5353 sk m.ll ile Değ. CMK m.100/4)

Sadece adli para cezasını veya 1 yıl ve daha az hapis cezasını gerektiren suç sebebiyle tutuklama kararı verilemez. Tutuklamada orantılılık ilkesinin gerçekleştirilmesi amacıyla konulmuş bir tutuklama yasağıdır.

Tutuklamada Usul ve Şüphelinin Hakları

Cumhuriyet Savcısı tutuklama talebinde mutlaka gerekçe ve adli kontrol uygulamasının o olay için yetersiz kalacağını belirten hukuki ve fiili nedenleri göstermelidir.m.101/1

Kanun açıkça diyor ki, tutuklama kararına gerekçe göstereceksiniz.

Hakkında tutuklama talep edilen şüpheli veya sanık kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilen bir müdafii yardımından yararlanır.m.101/3

Tutuklamaya, tutukluluğun devamına veya tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda hukuki ve fiili nedenler ile gerekçeler gösterilir.

Bu kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir, bu husus kararda belirtilirin.101

Tutuklama veya tutukluluk halinin devamına ilişkin her karardan tutuklunun bir yakınına veya belirlediği bir kişiye hakim kararıyla gecikmeksizin haber verilir.

Ayrıca soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek şartıyla tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya belirlediği bir kişiye bizzat bildirmesine de izin verilir.

Tutuklanan kişi yabancı ise yazılı olarak karşı çıkmadığı müddetçe tutuklandığı vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna da bildirilir.

Cumhuriyet Savcısının İtirazı

Tutuklama kararı verilmezse şüpheli veya sanık derhal serbest bırakılır.

Tutuklama, tutukluluğun devamına ve tahliye talebinin reddine ilişkin kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir. Acele itiraz yolu yeni sistemde yoktur.

Tutuklama talebi ile sevk edilen şüphelinin tutuklanmaması halinde Cumhuriyet savcısının bu karara karşı itiraz hakkı vardır. Bu durumda şüpheli derhal serbest bırakılacaktır. Cumhuriyet savcısının itirazı üzerine itiraz merci karar verene kadar şüphelinin özgürlüğünden yoksun bırakılması mümkün değildir. Zira tutuklama talebi üzerine verilmiş bir hakim kararı vardır.

Yakalanana Kanuni Haklarını Bildirme: Şüpheliye niçin yakalandığının (isnat edilen suçun), yakalamaya itiraz edebileceğinin, susma hakkının olduğunun, müdafii isteyebileceğinin, yakalandığının yakınlarına haber verileceğinin bildirilmesi gerekir.   Bunlar   şüphelinin   sahip   olduğu   asgari haklarıdr.

Yakalandığının Şüphelinin Yakınlarına Bildirilmesi

Şüphelinin yakalandığı Cumhuriyet Savcısının emriyle bir yakınına veya kendisinin belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir.m.95/1

Bu bildirme işlemi yakalanan kişinin:

  1. a) Kendisi ile birlikte bir kişi varsa bu kişi vasıtasıyla,
  2. Suçun işlendiği veya yakalandığı yerde ikâmet ediyorsa ve haber vereceği yakınının telefon numarasını biliyorsa ya da kolluk vasıtasıyla sair suretle tespit edilebiliyorsa, telefon ile,
  3. Haber vereceği yakınının telefon numarasını bilmiyorsa ilgili yer kolluğu vasıtasıyla,
  4. Konutu suç yeri dışında ise telefonla veya kişinin adresinin bulunduğu yerle ilişki kurulmak suretiyle, yakalandığı, gözaltına alındığı veya gözaltı süresinin uzatıldığı Cumhuriyet savcısının emriyle gecikmeksizin bir
    yakınına veya belirlediği bir kişiye haber verilir.

Yakalanın, yakalandığını bir yakınına kendisinin bizzat bildirme hakkı yoktur.

Yakalanan veya gözaltına alınan kişi yabancı ise, yazılı olarak karşı çıkmaması hâlinde, durumu vatandaşı olduğu ülkenin büyükelçiliği veya konsolosluğuna haber verilir.

Muhafaza altına alınmak amacıyla kişinin yakalandığı, istediği kanunî yakınlarına derhâl bildirilir.

Yakalama işlemi bir tutanağa bağlanır. Bu tutanağa yakalananın, hangi suç nedeniyle, hangi koşullarda, hangi yer ve zamanda yakalandığı, yakalamayı kimlerin yaptığı, hangi kolluk mensubunca tespit edildiği, haklarının tam olarak anlatıldığı açıkça yazılır, bu tutanağın bir sureti yakalanan kişiye verilir. Bu kişiye ayrıca haklarının yazılı olarak bildirildiğini ve kendisi tarafından da bu bir hakim karan olmaksızın aynı olay ve delil durumu ile şüphelinin özgürlüğünden mahrum bırakılması söz konusu olamaz. Şüpheli hakkında gıyabi tutuklama da mümkün değildir. Zira CMUK m.106 karşılığı bir madde CMK da yoktur. Ancak m.98/1 e göre itirazı inceleyecek merci yakalama emri çıkarabilecektir.

CMK m 101 de kararın içeriğinin şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirileceği ve bir örneğinin kendisine verileceği belirtilmiştir.

Bu emri çıkaran mahkemenin yetki çevresi içinde yakalanırsa yol süresi hariç en geç 24 saat içinde bu mahkeme önüne çıkarılacaktır. Mahkeme itiraz hakkında karar verecektir.

İtiraza bakacak mahkemenin yargı çevresi dışında yakalanmışsa bu durumda 24 saat içinde itirazı incelemeye yetkili mahkeme önüne çıkarılamıyorsa en yakın sulh ceza hakimi önüne çıkarılacak ve serbest bırakılmadığı takdirde yetkili mahkemeye en kısa zamanda gönderilmek üzere tutuklanacaktır. 5353 sk m9 ile Değ. CMK m.94 Bu hüküm uygulamada “yol tutuklaması”,”sevk tutuklaması” gibi kavramların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Çünkü burada mahkemenin tutuklama kararı vermesinin tek sebebi şüpheli veya sanığın yetkili hakim veya mahkeme önüne götürülmesidir.

Yakalama emri üzerine yakalanan veya yetkili hakim önüne çıkarılmak üzere tutuklanan şüpheli veya sanık hakkında itiraz hususu karara bağlanacak bu şekilde tutuklama kararı verilebilecektir.

Bu durumda şu hususa dikkat etmek gerekir-

  1. En yakın sulh ceza hakiminin sanık veya şüpheli hakkındaki yakalama emri ve soruşturma veya kovuşturma ile ilgili esaslı belgeleri inceleyerek ona göre karar vermelidir. Kişiyi serbest bırakma yetkisi olduğunu unutmamalıdır. Eski CMUK m.l09/l’deki gibi sadece yakalama emrinin devam edip etmediği ve yakalanan kişinin kimliğinin doğru olduğunu incelemekle yetinmemelidir.
  2. Mahkemenin yetki çevresi dışında yakalanıp yetkili mahkemeye çıkarılmak üzere tutuklanmış olan sanık veya şüphelinin en kısa sürede yetkili hakim veya mahkemeye çıkarılması

CMKm.94’deki “en kısa zamanda” ifadesini özgürlük lehine yorumlamamız gerekir. (Sıyabi tutuklamanın sakıncalarını gidermek isterken “yol tutuklaması” gibi bir kavram icat edilmiştir. Uygulamada talimat yazılmasının yasak olduğu haller için sanığın ifadesinin alınması maksadıyla dahi 15-20 gün tutuklu kaldığı durumlar yaşanmaya başlanmıştır. Özellikle yetkili hakimin nasıl olsa kişi hakkında tutuklama kararı var gibi bir yaklaşımda olmaması gerekir.

Şüpheli veya Sanığın İtirazı

Soruşturma ve kovuşturma evresinin her aşamasında tutuklu şüpheli veya sanık serbest bırakılmasını talep edebilir.

Salıverilme talebi üzerine hakim veya mahkeme, Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya müdafiinin görüşü alındıktan sonra istemin kabulüne, reddine veya adli kontrol uygulamasına karar verebilir. Bu durumda dosya üzerinden karar verilebilecektir. Bu kararlara karşı itiraz edilebilir. 5353 sk m.13 ile Değ CMK m.105

Soruşturma evresinde şüpheli tutuklu ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine en geç 30 ar günlük süreler içinde sulh ceza hakimi tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmediğine tutuklamanın şartlarını değerlendirerek karar verecektir(m.l08) evrak üzerinden tutukluluk halinin devamına karar verilebilecektir.

Kovuşturma aşamasında her oturumda, koşullar gerçekleşirse oturum aralarında veya en geç 30 günlük süreler içinde tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmediği hususunda tutuklama şartlarını değerlendirerek karar verecektir.

Cumhuriyet Savcısı, tutuklu olan şüpheli veya müdafii tutuklama kararının geri alınmasını ve adli kontrole karar verilmesini sulh ceza hakiminden isteyebilir. Bu durumda da hakim dosya üzerinden karar verebilecektir. 5353 sk m.12 ile Değ. CMK M.103

Dikkat edilmelidir ki, bu usul tutuklamanın adlî kontrole çevrilmesinde uygulanacaktır. Yoksa maddenin ikinci fıkrasına göre Cumhuriyet savcısı soruşturma evresinde adlî kontrole veya tutuklamaya gerek kalmadığı kanısına yaracak olursa şüpheliyi kendisi serbest bırakabilir; bu hususta ayrıca hâkim kararına gerek yoktur.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli serbest kalır.

Salıverilen Tutuklunun Yükümlülüğü

Tutuklu olan sanık veya şüphelinin salıverilmesine karar verilmişse kişi yetkili yargı merciine veya tutukevi müdürüne adresini ve telefon numarasını bildirmek zorundadır. Bu verdiği adreste değişiklik olduğunda bunu bildirmesi, değişikliği bildirmediği takdirde bu adrese tebligatın yapılacağı ihtar olunur. Bu adres bildirimini ve ihtarı içeren tutanak tutukevi müdürünce düzenlenerek yetkili yargı merciine gönderilir. Bu durumda tutukevinden ayrılırken verdiği adrese yapılan tebligat kişi o adresten ayrılmış olsa dahi – kendisine tutukevinden ayrılırken ihtarın yapılmış olması şartı ile  geçerli olacaktır, (m. 106)

Tutuklulukta Geçecek Azami Süreler

Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en fazla 6 aydır. Bu süre zorunlu hallerde gerekçesi gösterilmek üzere 4 ay daha uzatılabilir. Yani bu durumda ağır ceza mahkemelerinin görevi dışında kalan suçlar bakımından tutuklulukta geçecek sure en fazla 10 ay olacaktır.m.102/1

Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlarda tutukluluk süresi en fazla 2 yıldır. Bu süre zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek uzatılabilir, uzatma süresi 3 yılı geçemez. Bu durumda eğer suç için kanunda öngörülen cezanın üst sınırı 10 yıldan fazla cezayı gerektiriyorsa ve Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m. 148), irtikâp (m. 250/1 ve 2), resmi belgede sahtecilik (m, 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflâs (m. 161) suçları için tutuklu kalınabilecek toplam süre en fazla 5 yıldır. M.102/2

Özel görevli ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçlardan m.250/l/c bendinde öngörülen suçlar bakımından bu süreler iki kat uygulanacaktır. Bu durumda toplam süre en fazla 10 yıl olabilecektir. (m.252/2)