Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Tutuklama Kararı Nasıl Yerine Getirilir?

Tutuklama Kararı Nasıl Yerine Getirilir?

VİCAHİ TUTUKLAMA KARARLARININ İNFAZI

Başka Bir Suçtan Tutuklu veya Hükümlü Olmama Halinde Tutuklama Kararının İnfazı

Başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü olmayan şüpheli veya sanığın yüze karşı verilen tutuklama kararı, şüpheli veya sanığın mevcutlu bir durumda iken ha­kimlikçe veya mahkemece verilen karardır. Gerek soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma aşamasında verilen tutuklama kararı üzerine Tutuklama müzekkeresi tanzim edilir. Tutuklanan şüpheli veya sanık tutuklama müzekkeresi ile Cumhuri­yet Savcılığına getirilir. Cumhuriyet savcısı müzekkere üzerine “Cezaevi Müdürlüğüne” şerhini ve tarihi atarak muhafız gözetiminde cezaevine teslim edilir. Cumhuriyet savcısının havalesi olmayan tutuklama müzekkeresi ile tutuklanan şahıs ceza­evine alınmamalıdır. Bu halde tutuklu kimliği, tutuklu defterine kaydı yapılarak hükümlülerden ayrı tutuklular için ayrılan kısma konularak tutuklama müzekkeresinin infazına başlanır.

Başka Bir Suçtan Hükümlü Olma Halinde Tutuklama Kararının İnfazı

Şüpheli veya sanık başka bir suçtan hükümlü ise tutuklama kararının infazı, şartla tahliye tarihine kadar ertelenir. Bu halde cezaevi idaresi hükümlüye ait kay­ılın karşısına gerekli meşruhat verildikten sonra hükümlüye ait şartla tahliye tari­hine kadar tutuklama kararının infazı bekletilir. Şartla tahliye tarihinde tutuklama kararının infazına başlandıktan sonra, tutuklama kararının infaz tarihi ilgili mahkemesine bildirilir.

KURAL OLARAK GIYABİ TUTUKLAMA KARARI VERİLEME­MESİ, GIYABİ TUTUKLAMA KARARLARININ YAKALAMA MÜZEKKERESİNE DÖNÜŞMESİ VE YAKALAMA MÜZEKKERESİNİN İNFAZI

Kural Olarak Gıyabi Tutuklama Kararı Verilememesi

Yeni ceza muhakemesi hukukuna göre, eski uygulamada olduğu gibi kural olarak gıyabi tutuklama kararı verilemeyecektir. Başka bir ifade ile hazırlık aşama­sı sırasında failin firari olması nedeniyle gıyabi olarak 1412 sayılı Kanunun 104 ve ll vııın maddelerine veya firari olan sanığın savunmasını almak amacıyla 1412 sa­kili Kanunun 223 ve 229. maddelerine göre çıkartılan gıyabi tutuklama kararları 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre verilemeyecektir.

Bu kuralın tek istisnası 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 248. maddesi oluşturmaktadır. Söz konusu maddenin 5. fıkrasına göre: yabancı ülkede bulunan kaçak hakkında 100 üncü ve sonraki maddeler gereğince sulh ceza hakimi veya mahkeme tarafından yokluğunda tutuklama kararı verilebilir. Başka bir ifade ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında da işaret edildiği gibi CMK.nun 248/5. madde hükmü sa­dece yabancı ülkede bulunan kaçaklar hakkında uygulanır. Yani yurt içinde bulu nan ve kaçak olan şahıslar hakkında gıyabi tutuklama kararı verilemez.

Gıyabi Tutuklama Kararlarının Yakalama Müzekkerelerine Dönüşmesi

1412 sayılı Kanunun 104 veya 223 ve 229. maddelerine göre verilen gıyabı tutuklama kararları Kanunen “yakalama müzekkeresine” dönüşmüştür. 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Kanununun 5. maddesinin 1. fıkrasına göre; Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu yürürlükte iken verilmiş gıyabı tutuklama kararları, Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe girmesiyle, 248 maddesinin yabancı ülkede bulunan kaçaklarla ilgili beşinci fıkrası ayrık olmak üzere, yakalama emri niteliğine dönüşür. Bu hükümden de anlaşılacağı gibi; gıyabı tutuklama kararının, yakalama müzekkeresine dönüşmesi için mahkemece bir karar verilmesine gerek yoktur. Bu dönüşüm doğrudan doğruya kanun hükmü gereğince olmuştur.

Yakalama Emri ve Nedenleri

Yakalama emri ve nedenleri CMK.nun 98. maddesinde hükme bağlanmıştır. Yakalama emri hem soruşturma evresinde, hem de kovuşturma evresinde çıkartılabilir.

Soruşturma evresinde çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir. Ayrıca, tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde itiraz mercii tarafından da yakalama emri düzenlenebilir. (CMK. m. 98/1)

Kovuşturma evresinde kaçak sanık hakkında yakalama emri re’sen veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim veya mahkeme tarafından düzenlimi (CMK.nun 98/3)

Yakalama Emrinin İnfazı

Yakalama emrinin infazının nasıl yapılacağı 5271 sayılı CMK.nun 94. maddesinde hükme bağlanmıştır.

Yakalama emri şüpheli veya sanığın yokluğunda verilir. Sulh ceza mahkemesince veya ilgili mahkemece verilen yakalama emirleri gönderildiğinde Kalem Yönetmeliğinin 16. maddesinde öngörülen “arama defterine” kaydedilir. Defterin ilgili sütununa yakalama emri tarihinin ve numarası yazılır. Daha sonra yakalama emri ilgili kolluk birimine Cumhuriyet savcısının havalesi ve mahsus zimmet defterine kaydedilerek gönderilir.

Hakkında yakalama emri verilen kişi, yakalama emrini veren mahkemenin yargı çevresinde bulunması halinde bu yerdeki kolluk güçlerince işleme alınır. Örneğin Kırıkhan Asliye Ceza Mahkemesince verilen yakalama emrine konu şahıs Kırıkhan’da yakalanması halinde 94. madde gereğince yetkili mahkemesi olarak Kırıkhan Asliye ceza Mahkemesine çıkartılması gerekmektedir. Bu halde yetkili hakim, söz konusu yakalama emrinde adı geçen şahsı sorguya çektikten sonra CMK nun 100. maddesi gereğince tutuklayabilir veya 109. madde gereğince hakkında adli kontrol hükümlerini uygular ya da şahsı serbest bırakır.

İkinci ihtimalde ise soruşturma aşamasında sulh ceza mahkemesince verilen yakalama emrine konu şahıs yakalam emrini veren mahkemenin yargı yetkili sınırları içerisinde yakalanmış ise CMK.nun 94. maddesi gereğince sulh ceza mahkemesine çıkartılarak sorgusunun yapılması gerekir. Örneğin Kırıkhan Sulh Ceza Mahkemesince hakkında kamu davası açılmamış şahıs hakkında çıkartılan yakalama emrinde ismi geçen şahıs, Kırıkhan İlçesinde yakalanması halinde, CMK.nun 94. maddesi gereğince Kırıkhan Sulh Ceza Mahkemesinin önüne çıkartılır. Mahkeme yakalanan şahıs ile yakalama emrinde belirtilen şahsın aynı kişi olduğunu tesbit etmesi halinde, CMK.nun 100 ve 109. maddeleri gereğince bir karar verebileceği gibi sorgusunu yaptıktan sonra şüphelinin serbest bırakılmasına da karar ve­rir.

Üçüncü ihtimalde ise Kırıkhan Asliye Ceza veya Sulh Ceza Mahkemesince verilen yakalana emrine konu şahıs Kırıkhan İlçesi dışında yakalanmış ise, yakalanan şahıs en yakın Sulh Ceza Mahkemesine götürülür. Mahkeme yakalanan şahıs ile yakalama emrinde belirtilen şahsın aynı kişi odlunun tesbiti halinde, yakalama emrinde belirtilen yetkili mahkemeye gönderilmek üzere sanığın veya şüphelinin tutuklanmasına karar verecektir.

Hükmen Tutukluluk Ne Demektir?

Hükmen tutukluluk, tutuklu olarak yargılaması yapılıp hüküm verilen veya son hükümle birlikte mahkemece tutuklanan sanıkların hükmün kesinleşmesine kadar geçen süredeki statülerini ifade eder.

Temyiz süresinin geçmesi veya hükmün onanması suretiyle hüküm özlü sıfatı, başka bir karara gerek kalmaksızın kalkar ve hükümlülük sıfatı başlar. Bunun gibi; bozma kararı üzerine hüküm özlü sıfatı kalkar ve bu halde tutukluluk sıfatı başlar. Bozma kararına direnme kararı verilmesi halinde ise hüküm özlü sıfatı yeniden başlar. Temyiz merci hüküm özlüye ait kararı bozması halinde; mahkeme, kararın bozulmuş olması nedeniyle hüküm özlülük kararının hükümsüz olduğunu, ancak sanığın tutukluluk halinin devam ettiğini müzekkere ile bildirir ve hüküm özlü kararını geri ister. Cezaevin idaresi, hüküm özlülük kararını, Cumhuriyet savcılığı aracılığıyla ilgili mahkemesine geri gönderir. Hükmen tutukluluk sıfatı kalkarak, tutuklu olan şahsın durumu, tutuklular defterinden izlenir.

Mahkemece hüküm özü adı altında verdiği kararın infazı için Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesi ile sanık, “hüküm özlü tutuklu” halini alır. Bu halde hükmen tutuklu olan hükümlü, cezayı tutuklu olarak çekmiş ise derhal tahliye edilir.

Mahkum olup da dosyaları temyiz merciinde bulunan ve henüz iade olunmayan hükmen tutukluların, mağduriyetlerine mahal vermemek için, hükümde yazılı cezanın bitiminde derhal ve re’sen salıverilmesi gerekir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Kanunun 107. maddesinde belirtilen şartla tahliye hükümlerinden yararlanamaz. CİGM.nun 21.7.1965 tarih ve 24132 sayılı görüşünde bu husus şöyle ifade edilmiştir: Şartla tahliye kararı verilebilmesi için, ortada kesin bir ilamın bulunması gerektiğinden, tutuklu sanıklar hakkındaki hükümlerin kesinleşmesini müteakip derhal şartla tahliye hükümlerinin uygulanılması gerekmektedir. Karar kesinleşmediği sürece şartla tahliye yapılamaz. Karar kesinleştikten sonra şartla salıverme olanağına kavuşan hükümlünün şartla tahliyenin başlangıç tarihi hükmün kesinleştiği tarihtir.

Hüküm özü kararı kesinleşmiş bir ilam niteliğinde olmadığı için ilamat defte­rine kaydedilmez. Hüküm özü kararı, tutuklama müzekkeresinin kayıt edildiği def­tere kayıt edilir ve ilgili kişinin bulunduğu cezaevine gönderilir. Cezaevinde hü­küm özlü kararı, tutuklular defterindeki önceki kayda ek olarak kaydı yapılır. Hü­küm kesinleştikten sonra, hüküm özü kararı hükümlüler defterine aktarılır.

Yukarda açıklanan kayıt ilkeleri doğrultusunda hükmen tutuklu hakkında veri len hükmün kesinleşmesi halinde ilam mahkeme nezdindeki Cumhuriyet savcılığı na gönderilir. Cumhuriyet savcılığı kendisine verilen ilamı ilamat defterine kayıl defterine kaydını yaparak, cezaevine gönderir. Cezaevi idaresi ilamı, hükümlülcı defterine kaydını yaparak, tutuklular defterindeki evvelki kayıt kapatılır. Bu hakle kesinleşmiş ilama göre müddetname tanzim edilir.