TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT DAVALARINDA ZAMANAŞIMI
YARGITAY 17. Hukuk Dairesi
ESAS: 2012/9762
KARAR: 2013/5518
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin yol çalışmasında işçi olarak çalıştığı esnada davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu yaralandığını, sol bacağında kırık meydana geldiğini, işgücü kaybının bulunduğunu, ayrıca eski işini bundan sonra yapmasının zor olduğunu belirterek 5.000,00 TL işgücü kaybı tazminatı ve ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL tazminatın tüm davalılardan, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … İnş.Tic.Ltd.Şti. ve M…’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 19/09/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile işgücü kaybı tazminatı taleplerini 21.017,00 TL’ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan tahsiline, ıslahla talep edilen tazminata ilişkin talebin zamanaşımı nedeniyle reddine, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … İnş.Tic.Ltd.Şti. ve M…’den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
818 sayılı BK.nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık, 2918 sayılı KTK.nun 109/1. Maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK’nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.)
Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davaya konu kaza 13/10/2006 tarihinde gerçekleşmiş olup davacı vekilince ıslah dilekçesi 19/09/2011 tarihinde mahkemeye sunulmuş ve aynı gün harcı yatırılmıştır. Davaya konu trafik kazası sonucu davacı yaralanmış olmakla taksirle yaralama eylemi için ceza zamanaşımı süresi, olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıldır. Buna göre ıslah dilekçesinin sunulduğu tarihte uzamış ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.