Ticari İşletmede Merkez ve Şube
Bir ticari işletmenin işleri giderek genişleyebilir; değişik bölgelerde veya yabancı ülkelerde, kendisine bağlı olup da bulunduğu yerdeki müşteriler ile işlemler yapabilme yetkisine sahip birimler (şubeler) açma gereksinimi doğabilir. Merkez ve şube kavramları TTK’da tanımlanmamış, işletme merkezinin bulunduğu yerin ticaret siciline tescil ettirme yükümü öngören hüküm (TTK m.40/1) gibi bazı maddelerde merkez ya da şube olmaya sonuç bağlanmaktadır (TTK m. 40/3-4 m.48,m.371/3,TBK m.549).
Merkez, bir işletmenin idari, ticari ve hukuki yönden faaliyetlerinin toplandığı ve işlemlerinin yürütüldüğü yerdir. Bazen bir işletmenin çeşitli birimleri derli toplu şekilde bir arada bulunmaz. Teknik birimler, depolar veya şantiyeler, idari ve hukuki birimlerin olduğu yerden başka bir yerde olabilir. Böyle bir durumda idari ve hukuki işlemlerin yürütüldüğü yer merkezdir.
Çeşitli kanun maddelerinde şubeye değinilmiş olmasına rağmen (TTK. m.40/3-4, 48, 371/3, ayrıca BK. m. 549), TTK, şubenin tanımına ve unsurlarına yer vermemiştir. Bununla birlikte, TTK. hükümleri ve özellikle ticaret sicil uygulaması açısından esas alınabilecek bir şube tanımlaması, TSY. m.118/1’de yapılmıştır : “Bir ticari işletmeye bağlı olup ister merkezinin bulunduğu sicil çevresi içerisinde isterse başka bir sicil çevresi içerisinde olsun, bağımsız sermayesi veya muhasebesi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kendi başına sınai veya ticari faaliyetin yürütüldüğü yerler ve satış mağazaları şubedir”.
- İç İlişkide Bağımlılık: Şubenin, idari açıdan merkeze bağlı olması gerekir. Merkez ve şube, aynı gerçek veya tüzel kişiye aittir. Şube yöneticileri merkez tarafından atanır; yetkileri ve sınırları ile işletme politikaları merkezce saptanır; yönetimin genel ilkelerini merkez belirler; şubenin kâr ve zararı işletmeye aittir; şubenin işlemlerinden doğan hak ve borçların sahibi de işletmedir.
- Dış İlişkilerde Bağımsızlık: Şube, merkezin yaptığı işler türünden işleri kendi müşterileri ile bağımsız şekilde yapabilir. Fakat merkezin yaptığı türden işleri yapmayan ya da çok sınırlı bir kısmını yapan birimler şube oluşturmaz. Örneğin bir lokantanın, dışarıya satış yapmayan, yalnızca yemekleri hazırlayan birimi; bir turistik otel işletmesinin rezervasyon bürosu, bir bankaya ait olup da yalnızca telefon faturalarını tahsil etmek üzere oluşturulan servisi gibi. Fakat şubenin, merkezin yaptığı tüm işlemleri yapması da beklenemez; işletme türü ve niteliği açısından asli sayılabilecek işlerin tamamını veya büyük çoğunluğunu yapması yeterlidir.
- Yer ve Yönetim Ayrılığı: Şube, işletmenin gelişen ve yaygınlaşan işlerinin değişik yerlerde ve oradan yürütülmesi amacıyla oluşturulduğuna göre, yer ve yönetim bakımından merkezden ayrıdır. Kendi başında ayrı bir yönetimi vardır. Yer ayrılığının çok katı düşünülmesi bizi bazen yanılgıya düşürebilir. Çünkü bazı şubeler vardır ki merkezle aynı kentte, semtte ve hatta bazen aynı binada faaliyet gösteriyor olabilir.
Yönetim ayrılığı sonucu olarak, şubenin hesap ve defterleri merkezden ayrıdır. Ancak bu, muhasebenin merkezde tutulmasına ve defterlerin merkezde bulunmasına engel oluşturmaz. Bu arada, şube için ayrı bir sermaye tahsis edilmesinde kural olarak zorunluluk bulunmadığı (istisna, Serbest Bölgeler Kanunu m.13), tacirin isterse şube için bir sermaye ayırabileceği söylenebilir (Yargıtay 1982’de verdiği bir kararda şubeye ayrı sermaye tahsisini zorunlu görmüş, fakat bu karar doktrinde eleştirilmiştir). Ayrıca, 6103 Sayılı Kanun, m.12, merkezi yurt dışında bulunan işletmelerin şubelerinin tescilinde “şubeye ayrılmış sermaye tutarı” ndan söz etmektedir. TSY. m.118 ise, bağımsız sermayesi veya muhasebesi bulunup bulunmadığına bakılmayacağını açıkça vurgulamıştır.
Bir Yerin Şube Sayılmasının Sonuçları
Ticaret Siciline Tescil Yeri Açısından
TTK m.40/3 uyarınca, merkezi Türkiye’de olan şubeler bulundukları yer siciline tescil edilir. Merkezleri Türkiye dışında olan ticari işletmelerin şubeleri de kendi ülke kanunlarının unvana dair hükümleri saklı kalmak üzere, yerli ticari işletmeler gibi tescil olunur (TTK m.40/4). 5174 TOBB ile Odalar ve Borsalar Kanunu m.9’a göre de sicile kayıtlı tacir ve sanayici ile bunlara ait şubeler ve fabrikalar odalara kaydolmak zorundadır.
Ticaret Unvanı Açısından
TTK m.48/1’e göre, her şube, şube olduğunu da belirterek merkezin unvanını kullanmalıdır; bu unvana, şube ile ilgili ekler yapılabilir. Merkezi yurt dışındaki işletmelerin Türkiye’deki şubelerinin unvanlarında ise, merkezin olduğu yer ile şube yerinin ve şube olduğunun gösterilmesi zorunludur.
Temsil Yetkisinin Sınırlandırılması Açısından
TBK m.549’a göre, ticari temsilcinin yetkisi, şube ile sınırlanabilir. Anonim şirket ve kooperatif temsilcileri (TTK m.371/3, KoopK. m.59/2) ile limited şirket müdürlerinin (TTK m.629/1, m.371/3) temsil yetkileri yönünden de şube sınırlaması yapılması mümkündür. Ayrıca, merkezi yurt dışındaki işletmelerin Türkiye şubelerinin başına, yerleşim yeri Türkiye’de bulunan tam yetkili bir ticari temsilci atanır (TTK m.40/4 ).
İşletmenin Devrinde Kapsam Açısından
TTK m.11/3 ve TBK m. 202 uyarınca yapılacak işletme devirlerinde, devrin kapsamına şubeler de dâhildir.
Yetkili Mahkeme ve İcra Dairesi Açısından
Bir şubenin işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda, şubenin olduğu yerde de dava açılabilir ve takip yapılabilir (HMK m.14/1, İİK m.50). Fakat iflâs davası, merkezin olduğu yerde açılır (İİK m.154).