Temyiz Nedenleri Nelerdir?
Temyiz kanun yoluna başvurma hakkı olan kişi, başvurusunda bir nedene dayanmalıdır.
Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır (CMK m.294/1). Ayrıca temyiz sebebinin sadece hükmün hukukî yönüne ilişkin olabileceği açıkça düzenlenmiştir(CMK m.294/2).
Temyiz istemi, maddi vakıaların yanlış değerlendirildiğine yönelik olabileceği gibi yargılama usulüne aykırı karar verildiğine ilişkin de olabilir. Örneğin, bir maddi olgunun yanlış yorumlanması sonucu suçun unsurları oluşmamasına rağmen oluştuğu kabul edilerek mahkumiyet kararı verilmesi halinde yapılan temyiz istemi, mahkemenin maddi vakıaları yanlış değerlendirdiği ve buna bağlı olarak yanlış hüküm verdiğine ilişkindir. Bu durumda maddi hukukun ihlal edilmesi söz konusudur. Yargılama usulüne aykırı davranılarak hüküm kurulması halinde temyiz istemi yargılama hukukunun ihlaline dayanır. Örneğin kapalı yapılması gereken yargılamanın aleni yapılması durumunda bir usul kuralına aykırılık vardır.
-
Maddi Hukuka İlişkin Temyiz Nedenleri
Maddi olayların yanlış değerlendirilmesi de temyiz sebebi olabilecektir. Suçun unsurları oluşmadığı halde bir maddi olgunun yanlış yorumlanması sonucunda sanığın mahkumiyetine karar verilmesi halinde maddi hukuka aykırılık nedeniyle temyiz yoluna başvurulabilir.
Bir eylemin hangi suçu oluşturduğu, hangi kanun maddesinde tanımlandığı, hangi ağırlatıcı veya hafifletici sebepleri gerektirdiği, maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılık halleridir ve bu nedenlerin bulunması hükmün bozulmasını gerektirir. Eylem dolandırıcılık suçunu oluşturduğu halde, hırsızlık suçundan hüküm kurulmuşsa maddi hukuk kuralı yanlış uygulandığından, temyiz incelemesinde hukuki denetim kapsamında bu husus bozma nedeni yapılabilecektir.
-
Muhakeme Hukukuna İlişkin Temyiz Nedenleri
Yargılama hukukuna aykırı hüküm verilmesi de temyiz nedenidir. Temyiz istemine uygun olarak maddi hukuka aykırılığın tespit edilmesi halinde hükmün mutlaka bozulmasına karar verilmelidir. Ancak muhakeme hukukuna ilişkin temyiz nedenleri her zaman hükmün bozulması sonucunu doğurmaz. Muhakeme hukukuna ilişkin bir ihlal mahkemenin vermiş olduğu son karara etkisi bakımından mutlak ve nispi temyiz nedenleri olarak ikiye ayrılır.
-
a) Mutlak Temyiz Nedenleri (Hukuka Kesin Aykırılık Halleri)
Mutlak bozma nedenleri, CMK m.289/l’de düzenlenmiştir. Mutlak temyiz sebepleri, hukuka kesin aykırılık hâlleridir. Hukuka kesin aykırılık hallerine öğretide “kesin temyiz nedenleri” ya da “kesin bozma nedenleri de” de denilmektedir. Mahkeme kararının mutlak surette bozulması sonucunu doğuran temyiz nedenleridir.
CMK m.289/l’e göre, hukuka kesin aykırılık hallerinin temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmesi zorunlu değildir. Temyiz incelemesi sırasında Yargıtayca dikkate alınacak, bunlardan biri veya birkaçı varsa, hukuka aykırılığın hükme etki ettiğinin kabulü ve hükmün bozulması zorunlu olacaktır. Hukuka kesin aykırılık nedenleri arasmda sayılan “savunma hakkının kısıtlanması” veya “hukuka aykırı delilin tespit edilmesi” ise ancak hükme etkili olmaları halinde bozma nedeni olacaktır.
CMK m.289’da sayılan hukuka kesin aykırılık nedenleri şunlardır:
- Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması,
- Hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükme katılması,
- Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hâkimin hükme katılması,
- Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi,
- Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması,
- Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi,
- Hükmün 230 uncu madde gereğince gerekçeyi içermemesi,
- Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme karan ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması,
- Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması,
CMK m. 289’da sayılan hukuka aykırılıklardan birinin bulunması halinde, artık bu hukuka aykırılığın hükmü etkileyip etkilemediğine ve temyiz gerekçelerinde belirtilip belirtilmediğine bakılmaksızın doğrudan bozma nedeni olarak kabul edilecektir.
Ancak, bu nedenler arasında sayılan “hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması” ve “hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması” halinde hukuka kesin aykırılık nispi temyiz sebebine dönüşmüştür. Savunma hakkının kısıtlanması veya hukuka aykırı delilin tespit edilmesi ancak hükme etkili olması halinde bozma nedeni olacaktır.
-
b) Nispi Hukuka Aykırılık Nedenleri
CMK m. 289’da sayılan temyiz sebepleri dışında kalan muhakeme (usul) hukukuna aykırılıklardır. Mutlak olmayan nispi temyiz sebepleri olarak da ifade edilebilir. Bir hukuka aykırılığın bozma sebebi yapılabilmesi için hükmü etkileyecek nitelikte olması (CMK m.302/2) ve temyiz dilekçesinde veya ek dilekçede (gerekçeli temyiz layihasında) gösterilmesi gerekir (CMK m.298).