Memurlarda Atama İptali Davası Nedir?

Temsilci Adi Ortağın İmzaladığı Çekten Diğer Ortaklar Müştereken Sorumludur

Temsilci Adi Ortağın İmzaladığı Çekten Diğer Ortaklar Müştereken Sorumludur

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/31617
K. 2011/12765
T. 21.6.2011

ADİ ORTAKLIKTA İDARECİ ORTAĞIN İŞLEMİNİN BAĞLAYICILIĞI (Ortaklardan Birinin Bütün Ortaklar Adına Üçüncü Kişilerle Yaptığı İşlemlerin Ortakları Temsil Hükümlerine Göre Sorumlu Kılacağı – Ortağın İşleminin Bağlayıcılığının Kendisini Temsilci Olarak Tanıtmasına Bağlı Olduğu)

ADİ ORTAKLIĞIN TEMSİLİ (İdare Görevi Verilen Ortağın Bütün Ortakları Üçüncü Kişilere Karşı Temsil Hakkını Haiz Olduğu – Yetkili Mümessil Tarafından Şirket Nam ve Hesabına Borçlanılan Borçtan Diğer Ortakların da Müteselsilen Sorumlu Olacağı)

ADİ ORTAK TARAFINDAN KEŞİDE EDİLEN ÇEK (Adi Ortaklığı İdare Yetkisi Bulunan Temsilcinin Yapacağı İşlemin Ortakları Üçüncü Kişilere Karşı Eşit Olarak Sorumlu Kılacağı – İdareci Ortağın İmzaladığı Çekten Dolayı Diğer Ortakların Müşterek ve Müteselsil Sorumlu Olduğu)

818/m. 525, 533

ÖZET: Adi ortaklıkta, ortaklardan birisi ortaklık yani bütün ortaklar adına üçüncü kişilerle işlem yapacak olursa, ortaklar doğrudan temsil hükümlerine göre sorumlu olurlar. Bunun için işlem yapan ortağın sıfatını, yani diğer ortakları temsil ettiğini üçüncü kişiye tanıtması gerekir.

DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Adi ortaklığı düzenleyen BK’nun 525. maddesinde: “Akit ile veya karar ile münhasıran şerike veya müteaddit şeriklere yahut üçüncü bir şahsa kat’i surette tevdi edilmiş olmadıkça şirket muamelelerinin idaresi bütün şeriklere aittir.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu düzenlemeye göre adi ortaklıkta, ortaklardan birisi ortaklık yani bütün ortaklar adına üçüncü kişilerle işlem yapacak olursa, ortaklar doğrudan temsil hükümlerine göre sorumlu olurlar. Bunun için işlem yapan ortağın sıfatını, yani diğer ortakları temsil ettiğini üçüncü kişiye tanıtması gerekir. Şöyle ki, işlem yapan ortak üçüncü kişiye, diğer ortakları temsil ettiğini bildirmeli ve temsil yetkisinin kendisine adi ortaklık sözleşmesi veya ortaklık kararı ile ya da herhangi bir temsil belgesi ile zımmen verildiğini göstermelidir (Poroy- Tekinalp-Çamoğlu-Ortaklıklar ve kooperatif Hukuku, 8 baskı s:76) Hukukumuzda, adi ortaklığa ilişkin hükümler Borçlar Kanunu’nda bulunmaktadır. Anılan Yasa’nın 533. maddesinde, şirket namına ortaklardan biri tarafından yapılan işlem, temsil hükümleri uyarınca diğerlerini alacaklı ve borçlu kılacak niteliktedir. Maddenin son cümlesinde ise, idare vazifesi verilen şerikin, bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil etme hakkını haiz olduğu hususu düzenlenmiştir. BK’nun 534/3. maddesinde de, yetkili mümessil tarafından şirket nam ve hesabına borçlanılan borçtan, şeriklerin müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür. Takip dayanağı 20.03.2010 keşide tarihli çekin “Murat Pazarlama Rahim Arslan-Murat Arslan” adına tek imza ile keşide edildiği görülmektedir. Taraflar arasında düzenlenen Çatalca 1. Noterliği’nin 15.09.2005 tarih ve 09302 numaralı adi ortaklık sözleşmesinin “idare ve temsil” başlıklı 6. maddesinde: “ortaklığın idare ve temsili, ortaklardan Murat Arslan ve Rahim Arslan’a münferiden verilmiştir. Ortaklar, adi ortaklığı tek başına imzalarıyla borç ve ilzam altına sokabilirler. Diğer ortaklar haklı sebepler dolayısıyla temsil yetkisini geri alabilir veya kayıtlayabilirler.” hükmü yer almaktadır. Bu durumda ortaklığı idare yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlem, ortakları üçüncü şahıslara karşı eşit olarak sorumlu kılar. Adi ortaklığı temsilen idareci şerikin (ortak-temsilcinin) imzaladığı takibe konu çekten dolayı diğer ortaklar da müştereken ve müteselsilen sorumludur. Mahkemece, iş ortaklığı adına atılan keşideci imzasının ortaklık sözleşmesiyle yetkili kılınan muteriz Rahim Arslan veya Murat Arslan’a ait olup olmadığı yöntemince incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.