Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu ve Cezası

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu ve Cezası

MADDE 85.- (1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, (Değişik İbare: 31.03.2005-5328/3.md.) iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölü­mü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi (Değişik İbare: 31.03.2005-5328/3.md.) iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Açıklama

85.madde, 765 sayılı ETCK.nun 455.maddesinin karşılığıdır. Yeni düzenlemede, ETCK.nun 455.maddesinden farklı olarak “tedbirsizlik, dikkatsizlik, meslek ve sa­natta acemilik veya nizamet ve emir ve talimata riayetsizlik” şeklindeki taksir kalıp­larına yeı verilmemiş, “taksirle” bir insanın ölümüne neden olmaktan söz edilmekle yetinilmiştir. Bunun nedeni, YTCK’da “taksir” kavramının 22.maddede tanımlan­mış olmasıdır. Taksire ilişkin 22.madde hükmü bu suç açısından da geçerlidir.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Suçla Korunan Hukuksal Yarar

Bu suçla korunmak istenilen hukuksal yarar, kişinin “hayat hakkı”dır.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Suçun Konusu

 85.maddede tanımlanan suçun maddi konusunu, canlı herhangi bir insan oluş­turmaktadır.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Suçun Faili Ve Mağduru

Suçun faili herhangi bir kimse olabilir. Suçun mağduru ise, canlı herhangi bir in­san olabilir. Bu suçta mağdur ve fail sıfatları birleşemez.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Suçun Maddi Unsuru

Bu suçun maddi unsuru, taksirle (22.md.) bir insanın ölümüne neden olmaktır. Bu suçun oluşabilmesi için failin “taksirli” hareket etmiş olması gerekir. Fail, burada objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi nedeniyle öngörülebilir ve ön­lenebilir ölüm neticesini öngörmediği için, gerçekleşen ölüm neticesinden dolayı sorumlu tutulmaktadır.

Taksirli hareket, icra (yapma) biçiminde olabileceği gibi ihmal (yapmama) biçi­minde de olabilir. Taksir, YTCK.nun 22/2.fıkrasında “dikkat ve özen yükümlülüğü­ne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Failin taksirle insan öldürme suçundan sorumlu tutulabilmesi için mağdurun ölümü ile failin taksirli davranışı arasında nedensellik bağı bulunması gerekir. Failin davranışı ile ölüm arasında nedensellik bağı kurulamıyorsa sorumluluğu cihetine gidilemez.

Dikkat ve özen yükümlülüğünün belirlenmesinde, failin kişisel yetenekleri göz önünde bulundurulmaksızın, objektif esastan hareket edilir.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Suçun Manevi Unsuru

Bu suçun manevi unsuru taksirdir. Sırf hareketin yapılması ve bu hareketin ölüme neden olması, suçun oluşması için yeterli olmayıp somut olayda failin objek­tif dikkat ve özeni gösterip göstermediği, manevi unsur açısından araştırılacaktır.

Toplumsal yaşamın ortaya koyduğu zorunluluklarla, çeşitli alanlarda kişilerin dikkatli ve özenli davranmalarıyla ilgili kurallar konulmuş, örneğin, bir meslek veya sanat icra edilirken, araç veya makine kullanırken, inşaat faaliyeti, sağlık hiz­metlerinin yürütülmesi ve trafik güvenliği bakımından gerekli tüm kurallara uyma, dikkati gösterme, tedbirleri alma ve objektif olarak beklenen özeni gösterme zorun­luluğu kabul edilmiştir. Hiç kimse, hak ve hürriyetlerini kullanırken dilediği gibi davranma, özensiz ve dikkatsiz hareket etme hak ve yetkisine sahip olamaz.

Kusurluluğun ortak temelini oluşturan kusurlu irade, taksirde hareketin iradiliği şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle hareket iradi değilse taksirin varlığından söz edilmesi mümkün değildir. Failin hareketi iradi olmakla birlikte sonuçlarını görüp islemiş ise artık taksirli fiilden değil, kasıtlı fiilden söz edilebilir. Kasti-taksirli suç ayırımında en belirleyici kıstas, taksirli suçlarda neticenin öngörülebilir olmakla birlikte istenmemiş olmasıdır.

Taksirli öldürme suçunda hareket ve sonuç arasında bir nedensellik bağının var­lığı cezalandırmanın koşuludur. Nitekim 85.maddede “Taksirle bir insanın ölümü­ne neden olan kimse” deyimine yer verilmek suretiyle, taksirli hareketle ölüm neti­cesi arasında maddi bir sebep-sonuç ilişkisi arandığı ifade edilmiştir. Nedensellik bağının varlığının kabulü için, failin hareketinden bağımsız bir nedensel serinin sonuca tek başına neden olmaması gerekir. Somut olayda hakimin, nedensellik bağı bakımından bir sonuca varabilmesi için, neticenin öngörülebilir nitelikte olup ol­madığını araştırması gerekmektedir. İster yasalar tarafından konulsun, ister ortak tecrübe ürünü olsun, fail söz konusu kurallara aykırı hareket etmesi halinde ölüm sonucunun doğabileceğini öngörebiliyorsa taksirin varlığından söz edilir.

Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi ha­linde “bilinçli taksir” vardır. Bilinçli taksiri basit taksirden ayıran özellik, fiilin neticesinin failce fiilen öngörülmüş ve fakat istenmemiş olmasıdır. Bilinçli taksir halinde faile verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılacaktır.

Taksir dolayısıyla kusurun belirlenmesi, normatif bir değerlendirmeyle müm­kün olmakla birlikte, somut olayda dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlal edilip edilmediğinin belirlenmesi bakımından çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi incelemesi yapılabilir.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Teşebbüs

Bu suça teşebbüs mümkün değildir. Zira teşebbüs kurumu taksirli suçla bağdaşmaz.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu İştirak

Diğer taksirli suçlarda olduğu gibi bu suçta da iştirak hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Buna karşılık taksirle öldürme suçunun birkaç kişi tarafından işlenmesi mümkündür. YTCK.nun 22/5.fıkrası hükmüne göre, birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda herkes kendi kusuru gözönündc bulundu­rulmak suretiyle sorumlu tutulur. Bu gibi durumlarda neticenin oluşumu açısından her kişinin taksirle öldürme fiili dolayısıyla kusurluluğu bir diğerinden bağımsız olarak belirlenmelidir.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu İçtima

Suç işleme kastı mevcut olmadığından, taksirle öldürme suçunda zin­cirleme suç (YTCK 43.md.) durumu söz konusu olmaz. Ancak farklı neviden fikri içtima durumu söz konusu olabilir. Örneğin, fail hasmını öldürmek kastıyla silahını ateşler, fakat, silahtan çıkan kurşun öldürmeyi hedeflediği kişinin yanında bulunan sert bir cisme isabet ederek onun ölümüne neden olur. Bu durumda, bir fiille birden fazla kişiye karşı işlenmiş farklı suçlar (kasten öldürmeye teşebbüs suçunun yanı sıra taksirle öldürme) söz konusudur. Bu itibarla failin, YTCK.nun 44.maddesi uya­rınca dalıa ağır cezayı gerektiren kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandı­rılması, taksirle öldürme suçundan dolayı ayrıca cezalandırılmaması gerekir.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Ağırlatıcı Nedenler

Suçun ağırlatıcı nedeni 85/2.fıkrada düzenlenmiştir. Bu­na göre; fiil, birden fazla insanın ölümüne veya bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise faile iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilecektir. Bu ağırlatıcı nedenin uygulana­bilmesi için taksirli fiil sonucu iki ya da daha fazla kişinin ölmesi yahut da bir kişi­nin ölümüyle beraber bir veya birden fazla kişinin yaralanması gerekir.

Bir kişinin ölümüyle beraber bir veya birden fazla kişinin yaralanması aranmış ancak yaralanmanın belli bir ağırlıkta olması (niteliği) nazara alınmamıştır. Yara­lanmanın YTCK.nun 86/2.fıkrasmda kapsamında “basit tıbbi müdahale ile giderile­bilir” nitelikte olması ve mağdurun şikayetçi olmaması durumunda, kanaatimizce bu ağırlatıcı nedenin uygulanmaması gerekir. Yaralanan kişi failin kendisi ise yine bu ağırlatıcı nedenin uygulanması mümkün değildir.

Bilinçli taksir durumu söz konusu ise, bu durumda suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılacaktır.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Ceza Verilmeyen ve Cezada İndirim Öngörülen Hal

YTCK.nun taksiri dü­zenleyen 22.maddesinin 6.fıkrasına göre; “Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesin! gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza ve­rilmez; bilinçli taksir halinde ceza yandan altıda bire kadar indirilebilir”. Bu hük­mün uygulanabilmesi için, fiilden dolayı münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu itibariyle zararlı neticenin meydana gelmiş olması gerekir. Böyle bir netice ile birlik­te söz konusu durumlara ilişkin bulunmayan başka bir netice de meydana gelmişse 22/6.fıkra hükmü uygulanamayacaktır. Burada önemli olan olayda ölenin sanıkla olan akrabalık ilişkisinin yakınlığı veya uzaklığı değildir. Taksirle sebebiyet verilen suçtan dolayı bir cezaya hükmedildiği takdirde kişinin kendisine yüklenen diğer yükümlülükleri yerine getirme imkanının bulunup bulunmaması göz önünde bu­lundurulacaktır. Örneğin, taksirli bir fiil sonucu eşi ölen failin ayrıca cezalandırıl­ması yoluna gidilmesi failin ailesi üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirememe sonucunu doğuracaktır. Bu gibi durumlarda 22/6.fıkra hükmü­nün uygulanması mümkündür.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Kovuşturma

Bu suçun soruşturma ve kovuşturması re’sen yapılır.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Görevli Mahkeme

5235 sayılı Kanunun 11. ve 12.maddelerine göre, 85/1.fıkradaki suça bakma görevi asliye ceza mahkemesine, 85/2.fıkradaki suça bakma görevi ise ağır ceza mahkemesine aittir.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Suçun Yaptırımı

Maddenin 1.fıkrasındaki suçun yaptırımı, iki yıldan altı yıla kadar hapis, 2.fıkradaki suçun yaptırımı ise iki yıldan onbeş yıla kadar hapis ceza­sıdır. Bilinçli taksir halinde bu cezalar üçte birden yarısına kadar artırılacaktır.

YTCK.nun 22/4.fıkrasına göre verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlene­cektir. Yeni düzenlemede kusurun matematiksel oranlar (8 birim) olarak ifadesinden vazgeçilmiştir. İki sınır arasında cezanın belirlenmesinde olayın özelliklerine göre taksirin yoğunluğu da gözetilecektir. Bu konuda hakime takdir yetkisi verilmiştir.

TCK m 85 Taksirle Öldürme Suçu Dava Zamanaşımı

YTCK.nun 66/1-d bendi uyarınca suçun basit ve nitelikli hali bakımından dava zamanaşımı süresi onbeş yıldır.