Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TCK m 251 Denetim Görevinin İhmali Suçu ve Cezası

TCK m 251 Denetim Görevinin İhmali Suçu ve Cezası

MADDE 251.- (1) Zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine kasten göz yu­man denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur.

(2) Denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine imkan sağlayan kamu görevlisi, üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandı­rılır.

251/2.fıkra hükmü, 765 sayılı ETCK’nun 2O3.maddesinin karşılığı olarak “dene­tim görevinin ihmali” suçunu düzenlemektedir.

ETCK’nun 203/1.fıkrasında “denetim görevinin ihmali suretiyle (basit) zimmetin oluşmasını veya artmasını mümkün kılmak” suç olarak tanımlanmakta iken YTCK’nun 251/2.fıkrasında “denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine imkan sağlamak” şeklindeki düzenleme ile basit zimmetin yanı sıra nitelikli zimmet ve kullanma zimmeti ile irtikap suçu da maddeye dahil edilmiş ve bu suçların işlenmesine imkan sağlayan ihmali davranışların tümü suçun kapsamına alınmıştır. Yeni düzenlemede ETCK’nun 203/2.fıkrasındaki “zarara iliş­kin müteselsil sorumluluk” hali yer almamıştır.

YTCK’nun 251/l.fıkrasında ise, ETCK’nun 203.maddesinde yer almayan, “zim­met veya irtikap suçunun işlenmesine kasten göz yummak” şeklindeki hareket ihmali davranışla işlenen kasti bir suç tipi olarak düzenlenmiş, bu durumda dene­timle yükümlü kamu görevlisinin işlenen zimmet veya irtikap suçunun müşterek faili olarak sorumlu tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Suçla Korunan Hukuksal Yarar

Bu suçla korunmak istenilen hukuksal yarar, kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı işlenen diğer suçlarda olduğu gibi, kamu idaresinin itibarının ko­runmasıdır. Denetim görevini ihmal eden kamu görevlisi sadakat yükümüne aykırı olan bu davranışıyla zimmet ve irtikap suçlarının işlenmesine elverişli bir ortam oluşturmakta ve böylece halkın kamu görevlilerine karşı duyması gereken güven duygusu zedelenmektedir.

Suçun Faili

Suçun faili, denetimle yükümlü kamü görevlisidir. 657 sayılı Devlet memurları Kanununun 10.maddesi ile amir konumunda olan devlet memur­larına, kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde maiyetindeki me­murların hal ve hareketlerini takip ve kontrol etme görev ve sorumluluğu yüklen­miştir. Bu itibarla suçun faili, genel olarak denetim görevi verilen amir konumun­daki kamu görevlileri ile teftiş ve denetim görevi yüklenen kişiler olabilir. Denetim göreviyle yükümlü olmayan kamu görevlileri bu suçun faili olamaz.

Suçun Mağduru

Kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı işlenen bu suçun mağduru toplumu oluşturan herkestir.

Suçun Maddi Unsuru

251.maddede kasten ihmali davranışla işlenebilen iki ayrı suç tipine yer veril­miştir. Bunlar, 251/1.fıkradaki zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine kasten göz yummak ve 251/2.fıkradaki zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine imkan sağ­lamak suçlarıdır.

Zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine kasten göz yummak

251.maddenin 1.fıkrasında, zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine kasten göz yuman kamu görevlisinin, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu durumda denetimle yükümlü kamu görevlisi (fail), maiyetindeki kamu görevlisinin işlediği zimmet veya irtikap suçundan haberdar olmasına rağmen, gerekli tedbirleri almak veya suçun işlenmesine engel olmak konusundaki denetim görevini kasten ihmal ederek işlenen bu suçlara göz yumma­sı nedeniyle işlenen suçun müşterek faili (37.md.) olarak sorumlu tutulmaktadır.

Bu suç, “görünüşte ihmali suçlar” kategorisine girmektedir. Görünüşte ihmali suçlar, esasen icrai bir davranışla işlenebilen suçlardır. Ancak kişi belli bir neticenin gerçekleşmesini önlemek hususunda özel bir yükümlülük altında bulunduğu için, bu neticenin oluşumuna kendisi neden olmasa bile, bunun oluşumunu engelleme­miş olması halinde, ihmali davranışla bir su işlemiş kabul edilmektedir. Bu suç tanımında denetimle yükümlü kamu görevlisi somut olayda neticeyi (zimmet veya irtikap suçlarının işlenmesini) önlemeye yönelik icrai davranışta bulunma husu­sunda imkan ve iktidara sahip olmasına rağmen, bu yükümlülüğe aykırı hareket etmiş önlemek şöyle dursun bu suçların işlenmesine göz yummuş ve netice gerçek­leşmiştir. Bu nedenle 251/l.fıkradaki suç tanımında, zimmet veya irtikap suçlarını icrai davranışla işleyen faillerle, bu suçların işlendiğinden haberdar olmasına rağ­men denetim görevini kastken ihmal eden failin fiilleri eşdeğerde kabul edilerek aynı miktarda ceza öngörülmüştür. Zira, zimmet veya irtikap suçunu işleyen failin icrai davranışıyla bu suçların işlenmesine kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisinin ihmali davranışı arasında davranış normlarından kaynaklanan bir yükümlülüğe aykırılık ve dolayısıyla, bir harksızlık teşkil ettiği hususunda nor­matif sahada bir müştereklik söz konusudur.

Denetimle yükümlü kamu görevlisinin işlenişine kasten göz yumduğu zimmet veya irtikap suçunun müşterek faili olarak sorumlu tutulması “failliğin şerikliğe göre asliliği” kuralının bir sonucudur. Zira, kanuni tanımdaki belirli neticeyi önle­me yükümlülüğü altında bulunması nedeniyle denetimle yükümlü kamu görevlisi bir başkasının işlediği icrai suçun (zimmet veya irtikabın) işlenişini önlememekle, bu yükümlülüğe aykırı hareket etmekle ihmali bir suç işlemekte ve aynı zamanda bir başkasının icrai suçunun işlenmesini önlememekle, ona yardımda bulunmakta­dır. Böyle bir durumda, failliğin şerikliğe göre asliliği kuralı karşısında, asli-tali norm ilişkisine ilişkin prensip gereğince, kişiyi (görünüşte) ihmali suç faili olarak sorumlu tutmak gerekecektir. Bu durumda icrai davranış fail(ler)i ile ihmali davra­nışta bulunan garantör şahıs arasında bir irade birliğinin bulunmasına da gerek yoktur. Kanaatimizce, 251/1.fıkradaki “işlenen suçun müşterek faili olarak sorum­lu tutulur” ifadesinin icrai bir suça ihmali davranışla müşterek fail (YTCK 37.md.) olarak iştirak anlamında değil, sadece verilecek ceza yönünden bir bağlantı kurul­ması amacıyla “müşterek fail gibi cezalandırılır” biçiminde anlaşılması gerekir.

Failin denetim yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı ilgili kurumun mevzua­tına göre belirlenecektir.

Zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine ihmali davranışla imkan sağla­mak

251.maddenin 2.fıkrasındaki suçun maddi unsuru, kamu görevlisinin (failin) denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine “imkan sağlanmasıdır. Bu haliyle denetim görevinin ihmali suçu, YTCK’nun 257/2.fıkrasında düzenlenen ve ihmali davranışla gerçekleştirilen “görevi kötüye kullanma” suçunun özel bir şeklidir. Denetimle yükümlü kamu görevlisinin bu görevini ihmal etmesinden yararlanılarak zimmet veya irtikap suçunun işlenmesi halinde; kamu görevlisinin, denetim görevini kasten ihmal etmesi dolayısıyla, ceza hukuku bakımından sorumluluğu kabul edilmiştir. Bu durumda, kamu görevlisinin zimmet veya irtikap suçu açısından kastı yoktur. Ancak, denetim görevini kasten ihmal etmektedir. Suçun oluşabilmesi için, failin denetim görevini ihmal etmesin­den yararlanılarak başkaları tarafından zimmet veya irtikap suçunun işlenmiş ol­ması gerekir. Diğer bir anlatımla, denetim görevinin ihmali ile zimmet veya irti­kap suçunun işlenmesi arasında nedensellik bağı bulunması gerekir.

Davranış normlarından kaynaklanan icrai davranışta bulunma yükümlülüğü­nün salt yerine getirilmemesinin suç olarak tanımlandığı, kamu görevlisinin dene­tim yükümlülüğünü yerine getirmemesi (ihmal etmesi) dolayısıyla zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine imkan sağlanmasından dolayı cezalandırıldığı bu suç tipi “gerçek ihmali suçlar” kategorisine girmektedir.

Suçun Manevi Unsuru

2O3.maddede düzenlenen “denetim görevinin ihmali” suçlan kasten işlenebilir. Failin kastı sadece denetim görevinin ihmaline yönelik olmalıdır. İcrai suçlarda olduğu gibi ihmali suçlarda da kast suçun kanuni tanımındaki maddi unsurlan kapsamalıdır. İhmali suçlarda kasttan anlaşılması gereken, failin objektif unsurları bilerek, hareketsiz kalma, hiçbir şey yapmama konusunda karar almasıdır. Burada ihmalde bulunan failin kastı, tipik bir neticenin meydana gelebilecek olmasına rağ­men, olayın gelişimini kendi akışına bırakma kararında kendisini göstermekte olup, bu tip hallerde failin objektif unsurları bilmesi kast için yeterli dir. Doktrindeki ağırlıklı görüşe göre, ihmali suçların objektif unsurlarına tipik durum ve emredilen hareketin yapılmaması girmektedir.

Suça Etki Eden Nedenler

Maddede tanımlanan suçlardan dolayı verilecek cezaların artırılmasını veya da­ha az ceza verilmesini gerektiren herhangi bir sebep öngörülmemiştir.

Teşebbüs

Bu suçların teşebbüs suretiyle işlenmesi mümkün değildir.

İştirak

Fail bakımından özgü suç niteliğinden dolayı bu suçlara denetimle yükümlü kamu görevlisi sıfatı taşımayan kişiler ancak azmettiren veya yardım eden düzeyinde iştirak edebilirler (YTCK 40/2.md.).

İçtima

Özel bir içtima kuralı getirilmediğinden suçların içtimai konusunda genel hükümler (42-44.md.) uygulanır. Bu suçların zincirleme suç biçiminde işlen­mesi mümkündür. Failin tek bir suç işleme kararıyla birden fazla olaya yönelik olarak ihmali tutum takınması halinde zincirleme suç kabul edilebilir. Örneğin, denetimle yükümlü kamu görevlisinin önceden karar olarak, sözgelimi o hafta için­de işlenecek olan irtikap suçlarına göz yumması halinde 251/1., 43.maddelere uyan zincirleme suç söz konusudur.

Kovuşturma

Maddenin 1.fıkrasında failin işlenen zimmet veya irtikap suçu­nun müşterek faili olarak sorumlu tutulması nedeniyle bu suçun soruşturması 3628 sayılı Kanunun 17-19.maddesi hükümlerine göre yapılması gerekir. Maddenin 2.fıkrasındaki suçtan dolayı soruşturma, bu suçun 3628 sayılı Kanunun 17.maddesinde sayılan suçlardan olmaması nedeniyle 4483 sayılı Kanun hükümle­rine göre yapılır.

Görevli Mahkeme

5235 sayılı kanunun 11.maddesine uyarınca, 251/2.fıkradaki suçtan dolayı açılan davaya bakma görevi asliye ceza mahkemesine aittir. 251/1.fıkrasındaki suç tanımında yapılan atıf dolayısıyla denetimle yükümlü kamu görevlisinin işlenmesine göz yumduğu suçun zimmet (247.md.) veya 250/1- 2.fıkralara uyan cebren ve ikna suretiyle irtikap olması halinde ağır ceza mahkeme­si, hatadan yararlanarak irtikap (250/3.fıkra) halinde ise asliye ceza mahkemesi görevlidir (5235 s.K. 11. ve 12.md.).

Suçun Yaptırımı

251/2.fıkradaki suçu işleyen fail yapılan atıf dolayısıyla göz yumduğu zimmet (247.md.) veya irtikap (250.md.) suçlarının müşterek faili olarak cezalandırılacaktır. 251/2.fıkradaki suçun yaptırımı ise, üç aydan üç yıla kadar hapis cezasıdır.

Dava Zamanaşımı

251/2.fıkradaki suçun dava zamanaşımı süresi YTCK’nun 66/1-e bendi uyarınca sekiz yıldır. 251/l.fıkrada yapılan atıf dolayısıyla göz yumu­lan zimmet veya irtikap suçunun kanuni tanımında belirtilen hapis cezalarının üst sınırı ve bu suçların nitelikli halleri gözetilerek dava zamanaşımı süresi YTCK’nun 66/1. ve 3.fıkraları uyarınca belirlenecektir.