TCK m 211 Daha Az Cezayı Gerektiren Hal
MADDE 211.- (1) Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.
211.madde hükmü, 765 sayılı ETCK’nun 347.maddesinin karşılığıdır. Yeni düzenlemede, eski madde metninden farklı olarak bu durumlarda bağımsız yaptırım öngörülmemiş verilecek cezada yapılacak olan indirim oranı belirlenmiştir.
211.maddede, 765 sayılı ETCK’nun 347.maddesinde olduğu gibi resmi veya özel belgede sahtecilik suçunun gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla işlenmesinin yanı sıra bu suçların bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı ispatı amacıyla işlenmesi, suçun temel şekline göre daha az cezayı gerektiren bir hal olarak öngörülmüştür.
Madde hükmünün uygulanabilmesi için, failin resmi veya özel belgede sahtecilik suçunu “bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı” veya “gerçek bir durumun belgelenmesi” amacıyla hareket etmiş olması gerekir. Yasa koyucu, bu durumlarda failin amacının başkasına zarar vermek olmayıp eylemi kendisini bir zarardan korumak amacıyla işlemesi nedeniyle daha az ceza verilmesini uygun bulmuştur. Ancak, amacın bir hakka dayanması işlenen sahtecilik fiilinin suç olma niteliğini ortadan kaldırmadığından bu durumlarda verilecek ceza yarı oranında indirilecektir.
211.Maddenin Uygulanma Koşulları
211.madde metninde, resmi veya özel belgede sahtecilik suçunun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla işlenmesi, suçun temel şekline göre daha az ceza ile cezalandırılması gereken bir hal olarak öngörülmüştür.
Hükmün uygulanmasını gerektiren sebeplerden birincisi, failin gerçek bir olayın ispat vasıtasını sağlamak amacıyla hareket etmiş olmasıdır. Bu bakımdan ispat e- dilmek istenilen olayın esasta doğru ve sahih olması şart değildir. Failin, samimi olarak bu olayın doğruluğuna inanması, öyle zannetmesi yeterlidir. Başka bir anlatımla failin amacının haksız olmaması, başkasına zarar vermek için değil, kendisini uğradığı ya da uğrayacağına inandığı zarardan korumak amacıyla sahtecilik fiilini işlemiş bulunması gerekir. Failin ispat etmek istediği olayı başka gerçek bir vasıta ile ispat edebilme olanağının bulunup bulunmaması, ayrıca, söz konusu olayın sahih kanıtlarla ispatının mümkün olup olmadığı bu hükmün uygulanması bakımından önem taşımaz. Hükmün uygulanmasını gerektiren sebeplerden İkincisi ise, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatıdır. Herhangi bir belgeye dayanmayan alacağın ispatıdır. Herhangi bir belgeye dayanmayan alacağım tahsil etmek için borçlu aleyhine kendisi lehine sahte bono tanzim etme örneğinde olduğu gibi, fail alacağı kadar miktarda olan bir bedel içeren sahte bono yapmak suretiyle alacağının varlığını kanıtlayan fail bu indirimden yararlanır. Ancak alacak miktarından fazla meblağda değer taşıyan bir belge (örneğin bono) tanzim edilmişse fail bu indirimden yararlanamaz.
Fail, sahtecilik suçunu hukuksal bir ilişkiden kaynaklanan alacağını ispat amacıyla işlemiş olabilir. Kanıtlanmak istenilen alacağın gerçekten bulunup bulunmadığı koşul olmayıp, failin iyi niyetle bu alacağın varlığına inanmasıdır. Zira, bu madde hükmünde failin belirli bir saikle hareket etmiş olması aranmıştır. Bu itibarla failin sübjektif inançla hareket etmesi bu hükmün uygulanması için yeterlidir. Keza, sahtecilik suçunun gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla işlenmesi durumunda da failin belgelenmek istenilen olayın doğruluğuna inanması yeterlidir. Ancak bununla birlikte, gerek hukuksal bir ilişkiden kaynaklanan alacaktan ve gerekse belgelenmek istenilen gerçek olaydan fazlasına ilişkin olarak düzenlenen sahte belge, dalıa az cezayı gerektiren bu halin uygulanmasına engel olur ve bu durumda failin iyiniyet sınırlarını aştığı kabul edilebilir.
Örneğin, “kiralanan taşınmazın tahliye aşamasında yakınan tarafından ödenmesi gereken doğal gaz borcu için aynı miktarda sahte senet düzenlenerek icra takibine geçilmesi”, Katılan Kurumun uzun süre doktorsuz kalması nedeniyle kurum çalışanlarının reçete yazdırmadan sanığa ait eczaneden ilaçlar alıp bedelini ödemedikleri ve dalıa sonra reçetelere yapılan eklemelerin açıktan verilen ilaçların karşılıklarının tahsilini sağlamaya yönelik bulunması”, “Sanığın, katılanların miras bırakanı A.G. ile aralarındaki sözlü anlaşmayı kanıtlamak amacıyla sahte kira sözleşmesi düzenleyip verdi dairesine sunduğunun anlaşılması”, “Sanığın gecikmeden ve enflasyondan kaynaklanan zararını karşılamak amacıyla 200.000 lira olarak düzenlenen senetteki borç miktarını 1.200.000 lira olarak düzelttikten sonra tahsile vermesi”, “S.S.Önder Evler Yapı Kooperatifi yöneticilerinin, konutların yapımını yüklenen katılan tarafından, konutlardan dört tanesinin Kozaklı Belediyesi’ne ait arsa üzerine yapılmış olması nedeniyle, 8.1.1996 günlü dilekçeyle inşaatların kooperatife ait olduğunu belirterek adı geçen Belediye’ye başvurup, kooperatifin alt yapı işlerinin yapılması karşılığında, anılan dört yapının Belediye’ye verilmesini önermeleri üzerine sanıkların gerçekte var olan bir durumun kanıtını oluşturmak için önceki tarihli karar, belge ve kayıtları oluşturmak suretiyle, atılı sahtecilik suçlarını işlediklerinin anlaşılması” hallerinde 211. (ETCK’nun 347.) maddesinde öngörülen daha az cezayı gerektiren halin uygulanması söz konusudur.
211.madde hükmü, failin sübjektif inançla hareket etmesi nedeniyle uygulandığından, bu hal diğer suç ortaklarının cezalarından indirim yapılmasını gerektirmez.