Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TCK m 162 Taksirli İflas Suçu ve Cezası

TCK m 162 Taksirli İflas Suçu ve Cezası

MADDE 162.- (1) Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilme­mesi dolayısıyla iflasa sebebiyet veren kişi, iflasa karar verilmiş olması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TCK m 162 Taksirli İflas Suçu Açıklama

Taksirli iflas suçunu düzenleyen yeni TCK.nun 162.maddesi, yürürlükten kaldı­rılan 765 sayılı TCK.nun 507.maddesinin karşılığını oluşturmaktadır.

765 sayılı eski TCK.nun 507.maddesinde taksirli iflas suçunu oluşturan fiil ve davranışlara yer verilmemiş bu konuda İİK.nun “taksirli iflas halleri” başlıklı 310.maddesine yollamada bulunulmuş ve 507.madde metninde sadece suçun yaptı­rımı gösterilmişti.

Yeni TCK.nun 162.maddesi ise “belirlilik ilkesi”nin gereği olarak hangi fiil ve davranışların taksirli iflas suçunu oluşturduğunu açıkça göstermiş ve yaptırımını da belirlemiştir.

Eski ve yeni madde metinleri karşılaştırıldığında aralarında önemli farklılıklar bulunduğu görülmektedir. Öncelikle, 765 sayılı TCK.nun yollama yaptığı İİK.nun 310.maddesinde 10 bent halinde sayılan taksirli davranışlar yerine yeni Kanunun 162.maddesinde genel bir ifade tarzı benimsenmiş, suç oluşturan fiil ve davranışlar, “tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi” yani objektif özen yükümlülüğünün ihlali dolayısıyla iflasa sebebiyet verilmesi olarak tanımlanmıştır. Diğer yandan önceki düzenlemede bir aydan iki seneye kadar hapis yerine yeni Kanunda iki aydan bir seneye kadar hapis öngörülmüş, böylece alt sınırı itibariyle suçun yaptırımı ağırlaştırılmış, üst sınırı ise fail lehine bir yıla indirilmiştir.

TCK m 162 Taksirli İflas Suçu Suçla Korunan Hukuksal Değer

Hileli iflas suçunda olduğu gibi taksirli iflas suçu da tüm malvarlığı değerlerine karşı işlenen suçlardandır. Suçla korunan hukuksal değer, esas itibariyle ticari ilişki­lerde hâkim olan güvendir. Bunun yanısıra failin iflasa yönelik objektif özen yü­kümlülüğünün ihlali niteliğindeki taksirli tasarruflarda bulunmasıyla alacağına engel olunan veya zora sokulan alacaklının ve bunların dışında toplumun ve Devle­tin yararları da korunmaktadır.

TCK m 162 Taksirli İflas Suçu Suçun Faili

Taksirli iflas suçunun faili, hileli iflas suçunda olduğu gibi ancak iflasa tabi bir borçlu yani tacir olabilir. Bir tüzel kişinin tacir olması halinde ise, tüzel kişiliğin organ veya temsilcisi olan, tüzel kişi adına tasarrufta bulunan gerçek kişilerde bu suçun faili olabilirler.

TCK m 162 Taksirli İflas Suçu Suçun Mağduru

Taksirli iflas suçunun mağduru, müflisin alacaklısı olan ve objektif özen yüküm­lülüğünün ihlali niteliğindeki tasarruflar nedeniyle alacaklarını tahsil edemeyen veya en azından tahsil edememe tehlikesine maruz kalan kişilerdir.

Objektif Cezalandırılabilme Koşulu (İflas Olgusunun Gerçekleşmesi)

Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi yani objektif özen yükümlülüğünün ihlali dolayısıyla iflasa sebebiyet verilmesi nedeniyle failin ceza­landırılabilmesi için, iflasa karar verilmiş olması gerekir. Bu nedenle, hileli iflas suçunda olduğu gibi taksirli iflas suçunda da iflas olgusunun gerçekleşmesi bir objektif cezalandırılabilme koşulu niteliği taşımaktadır. Somut olayda iflasa karar verilmesi olgusunun işlenen fiilin hukuka aykırılık niteliği ve haksızlık içeriği üze­rinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla, işlenen fiil suç olma özelliğini taşımakla birlikte, iflasa karar verilmediği sürece faile bu suçtan dolayı ceza verme olanağı bulunmamaktadır.

Borçlunun (tacirin) iflasına ancak yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi karar verebi­lir. İflas kararında, iflasın açıldığı anın saat ve dakika olarak gösterilmesi gerekir. İflas kararı aleyhine yasa yoluna gidilmiş ve Yargıtay’ca bu karar onanmışsa, iflas yine yerel mahkemenin kararında gösterildiği tarihte açılmış sayılır. Ticaret Mah­kemesince bu konuda verilen karar tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz olu­nabilir. İflas kararının temyizi iflasın ilanına ve masanın oluşturulmasına engel olmaz (İİK. 164.md.). İflasın açılmasından sonra iflas talebini geri alan alacaklının bu davranışı dahi iflasın kalkması sonucunu doğurmaz ve inşai mahiyette bir karar olan iflas kararı herkesi etkiler, borçlu artık bireysel alacaklı ile değil tüm alacaklıla­rı ile karşı karşıya bulunur. İflas kararı, İİK.nun 166.maddesi uyarınca iflas dairesine bildirilir. İflas dairesi, kararı kendiliğinden ve derhal tapuya, Ticaret Sicili Memur­luğuna, Gümrük ve Posta İdarelerine, mahalli ticaret odalarına, sanayi odalarına, borsalara ve diğer gerekli yerlere bildirmekle birlikte ilan eder (İİK. 166/11.). İflas kararının ilanı ile üçüncü kişiler artık iflasın açıldığını bilmediklerini ileri süremez­ler. İflas kararı ile borçlunun cebri icraya tabi bütün malları iflas masası denilen özel mameleki oluşturur. İflasa tabi mal ve hakların tümü iflas masasına intikal eder.

Borçlu, iflasın bu sonuçlarından ancak İİK.nun 182.maddesi uyarınca iflasın kal­dırılmasına ilişkin iflas mahkemesinden karar almak suretiyle kurtulabilir. Taksirli iflasta itibarın iadesinin koşulları ise İİK.nun 313.maddesinde gösterilmiştir.

Taksirli iflas suçu, objektif cezalandırılabilme koşulu olarak öngörülen iflas ka­rarının kesinleşmesiyle tamamlanır. Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi biçimindeki taksirli davranışların iflas kararı verilmeden önce ger­çekleştirilmiş olması durumunda anılan suçun tamamlanabilmesi için, söz konusu hareketlerin icrasından sonra ayrıca, iflas kararının verilmiş ve bu kararında kesin­leşmiş olması gerekir. Ancak, bu durumda taksirli iflas suçu, iflas kararının kesin­leştiği tarihte değil, iflas kararının verildiği tarihte tamamlanmış olur.

Verilmiş olan iflas kararma karşı yasa yoluna başvurulmuş olması taksirli iflas suçundan açılan davaya bakmakta olan ceza mahkemesi için “bekletici mesele” sayılır. Ayrıca, iflas kararının borçlunun (İİK. 178.md.) veya alacaklılardan birinin (İİK. 177., 301.md.) talebi üzerine verilmesi suçun oluşumunu etkilemez. Önemli olan failin gerçekleştirdiği taksirli fiil ve tasarruflarla iflas olgusu arasında nedensel­lik bağının bulunmasıdır. Dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlali niteliğindeki fiilin iflas kararından sonra gerçekleştirilmiş olması durumunda verilmiş olan iflas kararı ile suçun objektif cezalandırılabilirle koşulu gerçekleşmiş sayılır. İflasın kapanmış ve tasfiye edilmiş olması zorunlu olmadığından, koşulları bulunduğu takdirde (İİK.nun 182. veya 309/V.maddesine göre) kaldırılmış olsa bile bu durum suçun oluşumuna engel olmaz ve mahkemece yapılan soruşturma sonunda iflasın taksirli olduğu sonucuna varılırsa müflisin cezalandırılmasına karar verilir.

Suçun Maddi Unsuru

162.maddedeki suç tanımına göre, tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi (TTK. 20/2.fıkra) yani objektif özen yükümlülüğünün ihlali dolayı­sıyla iflasa karar verilmesi halinde taksirli iflas suçunun maddi unsuru oluşur.

Tacirin, yaptığı ticarete ilişkin her türlü işlem ve faaliyetinde, basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekmektedir (TTK. 20/11.md.). “Basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek” kavramından anlaşılması gerekli olan davranış şekli, tacirin içinde bulunduğu hukuki ve fiili durumun özelliklerini, gereği gibi idrak edebilme yeteneğine bağlı olarak, buna uygun davranış şeklidir. Bu suretle tacir, ileriye dö­nük bir duyarlılık içinde, durumu değerlendirebilecektir. Tacir kararlarını, fiillerini ve uygulamalarını, söz konusu idrak yeteneklerinin gerektirdiği şekilde sürdürecek ve ticari işletmesini, hukuki ve fiili aykırılıklardan, çıkmazlardan ve gereksiz olum­suz tasarruflardan koruyabilecektir. Şu halde ticari faaliyetin uygulandığı dönemde, tacirin saplantılara dayalı veya makul olmayan davranışları, basiretsiz bir iş adamı­nın uygulaması olarak kabul edilebilecektir.

Bu itibarla, somut olayda tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilip gösterilmediği konusu TTK ve ilgili mevzuata göre belirlenecektir. Hatta bu konuda ticari örf ve adete dahi başvurulabilir. Suçun oluşabilmesi için, failin gerçekleştir­diği fiil ve tasarrufların, iflasın sebebini oluşturması gerekir. Diğer bir deyişle, ob­jektif özen yükümlülüğünün ihlali mahiyetindeki fiil ve davranışlarla iflas kararı arasında nedensellik bağı bulunması gerekir. Hileli iflas suçunda olduğu gibi taksir­li iflas suçunun oluşabilmesi için bu fiil ve tasarruflar dolayısıyla ayrıca bir zararın meydana gelmesine gerek yoktur.

Somut olayda, taksirli iflas suçunun oluşup oluşmadığı bakımından sanığa ait şirketin muhasebe kayıtları ve defterleri ile gerekli belgeler üzerinde; Ticaret, İcra- İflas ve Ceza Hukuku Sahasında uzman üç kişilik bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerekir.

TCK m 162 Taksirli İflas Suçu Suçun Manevi Unsuru

Suçun manevi unsuru “taksir” dir. TCK.nun 22.maddesinin 2.fıkrasındaki tanı­mına göre “Taksir“; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir dav­ranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilme­sidir. Diğer bir anlatımla tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmesi mahiyetindeki fiil ve tasarruflarıyla failin iflasa neden olması halinde bu suçun manevi unsuru gerçekleşmektedir.

TCK m 162 Taksirli İflas Suçu Kovuşturma

Fail, taksirli iflas suçundan dolayı kovuşturma, müflisin mua­mele merkezinin bulunduğu yer C.Savcılığınca re’sen yapılır. İflas memurları ve iflas idaresi ile Ticaret Mahkemesi iflas nedenlerini öğrendiklerinde bu durumu C.Savcılığına ihbar etmekle yükümlüdürler.

TCK m 162 Taksirli İflas Suçu Görevli Mahkeme

Taksirli iflas suçundan dolayı açılan davaya bakma göre­vi, 5235 sayılı Kanunun 10.maddesi uyarınca Sulh Ceza Mahkemesine aittir.

TCK m 162 Taksirli İflas Suçu Suçun Yaptırımı

Suçun yaptırımı iki aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır. 765 sayılı TCK.nun 5O7.maddesinde ise bir aydan iki yıla kadar hapis cezası öngörül­mekteydi. 01.06.2005 tarihinden öne işlenen suçlar bakımından lehe olan yaptırımın uygulanması gerekir. Etkin pişmanlık halinde fail hakkında TCK.nun 168. madde­sinde öngörülen ceza indirimi uygulanacaktır.

TCK m 162 Taksirli İflas Suçu Dava Zamanaşımı

162.maddede öngörülen hapis cezasının üst sınırı itibariy­le suçun asli dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Dava zamanaşımının durması veya kesilmesi bakımından TCK.nun 67.maddesi hükmü gözetilecektir. Kesilme halinde zamanaşımı süresi en fazla yarısına kadar uzar.