Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TCK m 112 Eğitim Ve Öğretimin Engellenmesi Suçu ve Cezası

TCK m 112 Eğitim Ve Öğretimin Engellenmesi Suçu ve Cezası

MADDE 112.- (1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla;

  1. Devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürü­tülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine,
  2. Öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına,

Engel olunması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Eğitim ve öğretimin engellenmesinin suç olarak tanımlandığı 112.madde, 765 sayılı ETCK.nun 188/6.fıkrasının karşılığını oluşturmakla birlikte aralarında önemli farklılıklar bulunmaktadır.

ETCK.nun 188/6.fıkrasındaki “her türlü eğitim ve öğretim kurumu”, “yurt veya benzeri yerlere veya bunların eklentilerine” kavramları yerine yeni düzenlemede “Devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği .izne dayalı olarak” ve “öğren­cilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentileri” kavramları kul­lanılarak yeni bir tanım getirilmiştir.

ETCK.nun 188/7.fıkrasında eğitim ve öğretim çalışmalarının kesilmesine veya ara verilmesine haksız eylem ve davranışlarıyla neden olma bağımsız suç sayılma­sına karşın, YTCK.nun 112.maddesinde buna benzer bir hükme yer verilmemiştir.

ETCK.nun 188/son fıkrasında yer alan cezayı ağırlatıcı nedenlere YTCK.nun 119/1.maddesinde yer verilmiş, bunlara ilaveten imzasız mektupla ve özel işaretler­le suçun işlenmesi de nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Buna karşılık ETCK.nun 188/8.fıkrasında fiilin suçun işlendiği eğitim veya öğretim kurumlanılın öğrencisi olmayan veya suçun işlendiği yurt veya benzeri yerlere yetkili makamlarca kabul edilmiş bulunmayan ya da öğrenci olmadığı halde bu gibi yerlerde kalan kişiler tarafından işlenmesi ağırlatıcı sebep kabul edilmişken, bu ağırlatıcı sebebe 5237 sayılı YTCK’da yer verilmemiştir.

5237 sayılı YTCK.nun 119/2.fıkrasında yer alan özel içtima kuralının ETCK’da karşılığı bulunmamaktadır.

SUÇLA KORUNAN HUKUKSAL DEĞER

Anayasanın 42.maddesi “kimse, eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakıla­maz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir” hükmüyle eğitim ve öğretim hakkını güvence altına almıştır.

112.maddede tanımlanan suçla korunmak istenilen hukuksal değer “eğitim ve öğretim özgürlüğü ve hakkı”nın korunmasıdır.

Suçun Faili

Bu suçun faili herhangi bir kimse olabilir. Fail kamu görevlisi olup da, görevin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle bu suçu işlemişse 119/1 .fıkra uyarınca cezası bir kat artırılacaktır.

Suçun Mağduru

Suçun mağduru 112/1-a bendinde belirtilen eğitim ve öğre­tim faaliyetleri engellenen kişi veya kurumlar ile buralara eğitim ve öğretim hakkı olan örenciler ve katılımcılar ile 112/b bendinde sayılan bina veya bunların eklenti­lerinde oturan öğrenciler ile bu bina ve eklentilerinde faaliyet gösteren kurum ve kişilerdir.

SUÇUN MADDİ UNSURU

Bu suçun maddi unsuru, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı baş­ka bir davranışla;

  1. Devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütü­len her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine engel olmak veya,
  2. Öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine gi­rilmesine veya orada kalınmasına engel olmaktır.

Cebir veya tehdit ya da hukuka aykırı başka bir davranış bu suçun hareket un­surunu gerçekleştirmek için başvurulan seçimlik vasıtalardır. “Cebir”, kişiye karşı fiziki güç kullanmak suretiyle, onun veya bir üçüncü kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zorlayıcı bir etki meydana getirilmesidir. Cebre maruz kalan kişi, bu fiziki gücün meydana getirdiği acının etkisiyle belli bir davranışta bulunmaya zorlan- maktadır. “Tehdit” halinde ise, kişi bir saldırının, kötülüğün ileride meydana gele­ceği bildirilerek korkutulmaktadır. Burada, failin isteğinin yerine getirilmemesi koşuluna bağlı kılınmış bir saldırı veya kötülüğün meydana getirileceği mağdura bildirilmektedir. Tehdit konusu saldırının gerçekleştirilmesi ya da gerçekleştiril­memesi önemli değildir. Failin kullandığı sözler ya da yaptığı davranışların mağdur üzerinde ciddi bir korku oluşturmaya elverişli ve yeterli olması halinde tehdidin varlığından söz edilebilir. Tehdidin mutlaka fail tarafından gerçekleştirilmesi ge­rekmez. Fail adına hareket eden üçüncü bir kişinin böyle bir saldırıyı gerçekleştire­ceğini mağdura iletmesi de yeterlidir. “Hukuka aykırı bir başka davranış” deyi­minin ise, hukuk düzeninin belirlemiş olduğu, emir veya yasak biçiminde bir içeri­ğe sahip olan her türlü hukuk kuralına aykırı eylem olarak anlaşılması gerekir. Hukuka aykırı davranış, hukuka aykırı olmak koşuluyla herhangi bir şekilde ger­çekleşebilir. Bu davranışın suç oluşturması şart değildir. Hile de bu anlamda huku­ka aykırı bir davranıştır.

Devletçe kurulmuş olmayan veya kamu makamlarından izin alınmadan yürütü­len eğitim ve öğretim faaliyetlerinin engellenmesi 112.maddedeki suçu oluşturmaz. Örneğin yasaya aykırı olarak faaliyet gösteren bir kurs faaliyetinin engellenmesi bu madde kapsamında suç olarak değerlendirilemez.

“Engellemek”, faaliyeti durdurmak, hareketsiz bırakmak anlamındadır. Suçun oluşabilmesi için 112/1-a bendindeki halde başlanmış olan eğitim ve öğretim faali­yetine engel olunması, 112/1-b bendindeki halde ise öğrencilerin toplu olarak otur­dukları (örneğin öğrenci yurduna) veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına engel olunması gerekir. Engelleme, cebir veya tehdit ya da hu­kuka aykırı başka bir davranışla (örneğin eğitim ve öğretim kurumu binasının elektrik veya suyunun kesilmesi suretiyle) olmalıdır.

SUÇUN MANEVİ UNSURU

Bu suçun manevi unsuru bakımından genel kast yeterlidir. Özel kast aranma­mıştır. Suçun olası kastla işlenmesi de mümkündür. Failin saiki önem taşımaz. Fai­lin kullandığı cebir veya tehditle ya da gerçekleştirdiği hukuka aykırı başka bir davranışla, 112/1-a ve b bentlerindeki faaliyetlerle engel olduğunu bilmesi ve bunu istemesi gerekli ve yeterlidir. Suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.

SUÇA ETKİ EDEN NEDENLER

Bu suçun cezasının artırılmasını gerektiren nitelikli haller “ortak hüküm” başlık­lı 119/1.maddede gösterilmiştir. Buna göre, suçun silahla, kişinin kendisini tanın­mayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından birlikte, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturduk­ları korkutucu güçten yararlanılarak, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kulla­nılmak suretiyle işlenmesi halinde 112/1.maddeye göre verilecek temel ceza 119/1.fıkra uyarınca bir kat artırılacaktır. Bu nitelikli haller için 119.maddede yapı­lan açıklamalara bakılmalıdır.

Bu suçla ilgili olarak daha az ceza verilmesini gerektiren özel bir sebep öngö­rülmemiştir.

Teşebbüs

Bu suçun icra hareketlerinin kısımlara bölünebildiği durumlarda suça teşebbüs mümkündür.

İştirak

Bu suça iştirak özellik arzctmez. Birden fazla kişinin suçu birlikte iş­lemesi 119/1-c bendinde cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli bir hal sayılmıştır. Bu suça şerik (azmettiren veya yardım eden) düzeyinde de iştirak mümkündür.

İçtima

Cebir veya tehdit bu suçun vasıta unsurları olduğundan, bileşik suç (42.md.) hükmü uyarınca faile ayrıca cebir (108.md.) ve tehdit (106.md.) suçlarından ceza verilmez. Bu suçun zincirleme suç (43.md.) biçiminde işlenmesi mümkündür. Bu suçu işlerken fail başka suçları da işlemişse (örneğin, hakaret, kişinin hürriyetin­den yoksun bırakılması, mala zarar verme gibi) ayrıca o suçlardan dolayı da gerçek içtima kuralı uyarınca cezalandırılır. 119/2.fıkrada öngörülen özel içtima kuralı uyarınca, bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, fail ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler (87.md.) uyarınca gerçek içtima kuralı uyarınca cezalandırılacaktır.

Kovuşturma

Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması genel hükümler uyarınca C.Başsavcılığınca re’sen yapılır.

Görevli Mahkeme

5235 sayılı Kanunun 11.maddesi uyarınca bu suç dolayı­sıyla açılan davaya bakma görevi asliye ceza mahkemesine aittir.

Suçun Yaptırımı

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır.

Dava Zamanaşımı

66/1-e bendi uyarınca bu suçun dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.