TAZMİNAT İSTEMİNİN BOZMADAN SONRA ISLAH İLE ARTIRILAMAYACAĞI
2016/15796 E.
2017/1488 K.
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı …Ş. aleyhine 22/06/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedenine dayandırılan dava ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız haciz nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı banka tarafından kaybettiği kimlik kartına istinaden dava dışı şahsa kredi kartı verilerek kredi kullandırıldığını, geri ödemelerin yapılmaması üzerine davalı banka ile hiçbir kredi ilişkisi bulunmamasına rağmen hakkında takip yapılarak aracına haciz ve yakalama şerhi konulduğunu belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı ise, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemenin 28/02/2013 tarih, kararı, Dairemizin 18/06/2014 tarih ve 2014/6903 esas ve 2014/10128 karar sayılı ilamı ile bozulmuş olup; bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sırasında tazminat istemi ıslah edilmiş ve mahkemece ıslah edilen miktara hükmedilmiştir.
Islah, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının istisnası olup, HUMK’nın 83 ve devamı maddelerinde, 6100 sayılı HMK’nın 176 ve devamı maddelerinde düzenleme altına alınmıştır. Her iki kanunda da ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılması gerektiği öngörülmüş olup 04/02/1948 tarih ve 1944/10-1948/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile de bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kabul edilmiştir. Şu durumda, eldeki davada bozma kararından sonra yapılan ıslah ile arttırılan maddi tazminat isteminin kabulü yasal düzenlemeye ve İçtihadı Birleştirme kararına aykırıdır. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2017/24187
KARAR NO:2018/3295
KARAR TARİHİ:19/02/2018
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, iş (güçlüğü) riski tazminatı, bakım tazminatı, vardiya tazminatı ile ücret farkı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ve yine fark ikramiye, ilave tediye, alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı, … tarafı olan … Sendikasına üye olarak …’ten yararlanmaya başladığını, sendika üyesi olmadan önce günlük aldığı yevmiyenin …’ten yararlanmaya başlamasını takiben, davalı ile … Sendikası arasındaki protokol gereğince düştüğünü, yapılan bu indirimin İş Kanunu m.38’e aykırı olduğunu, ücrette indirimin ücret baz alınarak hesaplanan fazla mesai, hafta ve genel tatil ücretleri, ikramiye, ilave tediye, iş (güçlüğü) riski tazminatı, bakım tazminatı, vardiya tazminatı gibi ödemelerin de eksik ödenmesi sonucunu beraberinde getirdiğini, İş Kanunu m.62, 2822 sayılı …GLK. m.5, 6 uyarınca ücrette bu surette bir indirime gidilemeyeceğini, sendika üyeliği nedeniyle ücretin indirilmesinin 2821 sayılı K. m.32 ve İş K. m.5’e aykırı olduğunu, birbirini takip eden …’ler uyarınca öngörülen artışların yapılmakla birlikte, ilk hareket noktası ücretin eksik olması nedeniyle hukuka aykırılığın devam ettiğini, bu hukuka aykırı işlemi olmasaydı aldığı ücret ve eklerinin daha farklı olacağını, … yapım aşamasında baskı sonucu sendika üyesi olduğunu ileri sürerek, fark aylık ücret, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ve yine fark ikramiye, ilave tediye, iş (güçlüğü) riski tazminatı, bakım tazminatı, vardiya tazminatı alacaklarının alacaklarını istemiştir.
Davalı, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının … Sendikasına üyelik başvurusunda bulunduğunu sendika yönetim kurulu kararı ile üye olduğunu, üyelik ile birlikte yürürlükteki …’ten yararlanmaya başladığını, işçilerle kayıp kaçak kontrol işlerinde çalıştırılmak üzere İ… öncesi işe alınan tekniker ve teknisyenlere, … ile … Sendikası arasındaki 31.05.2004 tarihli Protokol m.2 uyarınca, 01.03.2003-28.02.2005 süreli 10. dönem İ…’in Ek 2 cetvelinde yer alan 4. derecenin karşılığı olan unvan ile İ…’in uygulama esasları başlıklı 6.maddesinin c fıkrası uyarınca sendika üyeliklerinin işverene bildirildiği tarihten itibaren Ek 2 cetvelinde yer alan 4. derecenin karşılığı yevmiyenin verilmesine, yine işbu bildirim tarihinden itibaren sözleşmenin tüm hükümlerinden 25.06.2004 tarihinden geçerli olmak üzere yararlandırılmalarının kararlaştırıldığını, Protokolün bu hükmü ve … Ek 2 cetvel uyarınca söz konusu tekniker ve teknisyenlerin ücretlerinin günlük 24,44 TL olarak uygulandığını, davacının taleplerinin taraflar arasındaki iş sözleşmesi m.6’daki, “İşçinin esaslı bir nedene dayalı fasılalı veya teselsül eden iş sözleşmesinden mütevellit bir hak iddia edemez” kuralına aykırı olduğunu, dava konusu olayın İş Kanunu m.22,62 ve 2821 sayılı K. m.31 ile bir ilgisinin olmadığını, sendikaya üye olmaya zorlandığı iddiasının ciddi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece ilk kararda, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının sendika üyesi olduktan sonra … Sendikası ile davalı işveren arasında yapılan protokol uyarınca İ… Ek-II cetvelinde 4. derecinin karşılığı olan ücretin ödendiğini, toplu iş sözleşmesi ile işçinin başka haklara da kavuştuğunu, yevmiyesinin indirilmesinde hukuka aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,
Hükmün davacı tarafca temyizi üzerine Dairemizin 28/04/2014 tarih ve 2013/11930 E., 2014/13363 K. sayılı ilamı ile özetle; “…İşveren tarafından toplu iş sözleşmelerinin uygulanması neticesinde iş sözleşmesinde kararlaştırılan ücretin davacının sendikaya üyeliği ve …’den yaralanmaya başlanması üzerine düşürülmesi 2822 sayılı …GLK’nın 6. maddesi uyarınca işçi lehine şart ilkesinin ihlali niteliğinde olup, kanuna aykırıdır. Mahkemece davalının zamanaşımı savunması nazara alınarak hesap dönemine ilişkin tüm ücret bordroları dosyaya getirtilmek suretiyle gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davacının ücret farkından kaynaklı taleplerine ilişkin yeniden bir karar verilmelidir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya direnilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulu kararı ile Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada bozma sonrası davacı tarafça dosyaya sunulan 29/02/2016 tarihli ıslah dilekçesindeki talepler dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
GEREKÇE
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Açılan dava belirsiz alacak davası türlerinden kısmi eda külli tespit davası niteliğindendir. Belirsiz alacak davasının kısmi eda külli tespit davası olarak açılması halinde sonradan miktarın arttırılması “ıslah” niteliğindedir. Davacı bozmadan sonra bu şekilde 29/02/2016 tarihinde ıslah dilekçesi vermiştir.
Bozmadan sonra ıslah yapılıp, yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’ nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı ile “ Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04/02/1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK. nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.
Yargıtay Kanunu’ nun 45/5. maddesi “İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerini ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı“ hükmünü içermektedir.
Yargıtay Kanunu’nun 45/5. maddesi karşısında Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararına göre bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilmemesi gerekir.
Bozma sonrası ıslah olmayacağından mahkemece anılan dilekçeye itibar edilerek karar verilmesi hatalı olup, dava dilekçesinde talep edilenin tahsiline, karar verilerek kalan miktarın ise tespiti ile yetinilmesi gerekmektedir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 19/02/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.