Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi varsa kiralayanın takip talebine bu yazılı sözleşmeyi eklemesi gerekir mi?

Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi varsa kiralayanın takip talebine bu yazılı sözleşmeyi eklemesi gerekir mi?

Doktrinde Kuru’ya göre” , kiralayan takip talebine yazılı sözleş­menin aslını veya örneğini eklemelidir. Berkin ise, sözleşmenin, bir örneği borçluda bulunacağı için, kiracıya tebliğini gereksiz bulmaktadır.

Başka bir görüş ise, alacaklı tarafın İİK’nm 58.maddesi gereğince, takip talepnamesi ekinde kira sözleşmesi örneğini icra dosyasına sunması gerektiğini savunmakta ise de,

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi yapılmışsa, takip talebine onaylı bir örneğinin eklenmesi ve borçlu kira­cılara tebliğ edilmek üzere kiracıların sayısı kadar suretinin, icra dairesi­ne verilmesi gerektiğini, ancak kiralayanın tahliye istekli icra takibi ya­pabilmesi için, yazılı kira sözleşmesinin bulunmasının zorunlu olmadığı­nı, sözlü kira sözleşmesinin varlığı da ileri sürülerek takip yapılabilece­ğini, Ancak yazılı kira sözleşmesi olduğu halde, icra takibi sözlü akde dayanılarak yapılırsa, daha sonra kiralayanın yazılı kira sözleşmesini ileri süremeyeceğini, yazılı kira sözleşmesi varsa, takip talebine eklenmesinin bu nedenle yararlı olduğunu, yoksa şart olmadığını bildirmiştir.

Bu tartışmaya bakılarak, temerrüt nedeniyle tahliye için yazılı kira sözleşmesi gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır. Eğer kiralayan, sözlü kira sözleşmesine dayanmış ve kiracı da kira akdine itiraz etmemişse, icra hakimliğinden tahliye talep edebilir. Buna karşılık kiracı, sözlü kira söz­leşmesine itirazda bulunmuş ise, kiralayan bu halde genel mahkemede tahliye davası açmak zorunda kalacaktır. Çünkü, İİK md 269 itirazın kal­dırılmasını talep edebilmek için, noterce düzenlenmiş veya onaylanmış kira sözleşmesini istemektedir.Bu halde, icra mahkemesi, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davayı reddedecektir.

Takip ilamsız icra şeklinde olduğundan, kiracının itirazı ile icra ta­kibi durur. Bundan sonra takibe devam olunabilmesi için, kiralayan açı­sından iki seçenek vardır. Kiralayan, İcra mahkemesinden itirazın kaldı­rılmasını isteyebileceği gibi, temerrüt sebebiyle mahkemeden kiralananın tahliyesini isteyebilecektir. İcra İflas kanununun 67. maddesine dayanarak açılan bu dava, itirazın iptali davası niteliğindedir. Kiracının temerrü­dünün oluşup oluşmadığı, Borçlar Kanununun 260 ve 288. maddelerin-deki hükümler dikkate alınarak saptanacaktır.

Yargıtay, bir kararında, davacı alacaklının, kesinleşen kira farkları için icra takibine geçtiğini, kesinleşen kira farklarının uzun zaman sonra talep edilmesinin, alacaklının kötü niyetli olduğunu göstermeyeceğini, borçlu, kira farklarını ödediğini ispat edemediğinden, davanın kabulü gerekirken aksi yönde karar verilmesinin isabetsiz olduğunu bildirmiştir.