Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz
T.C.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/7211
Karar Numarası: 2025/309
Karar Tarihi: 09.01.2025
VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME
KİŞİSEL VERİLERE HİZMET GEREĞİ ERİŞME YETKİSİ
ÖZETİ: Sanık, kurumu tarafından kendisine verilen aparat ve şifre ile kendi hakimiyeti altında bulunan kişisel verilere ulaşmış ve bakmıştır. Sanığın kendi hakimiyeti altındaki bir veriye bakmaktan ibaret olan eyleminin ele geçirmek olarak kabul edilemeyeceği bu halin ilgili kurumun iç mevzuatı kapsamında disiplin soruşturmasına konu edilmesinin mümkün olduğu ancak Türk Ceza Kanunu anlamında suç teşkil etmeyen … niteliğinde olduğu…” biçimindeki gerekçelerle kamu kurumlarında görev yapan ve görev yaptıkları kuruma ait bilişim sistemindeki kişisel verilere hizmet gereği erişme yetkisi verilen kişilerin; görevlerinin kapsamına ve niteliğine göre hizmetin yerine getirilmesi ile hiçbir ilgisi bulunmadığı hâlde, merak, beğeni vb. saikler ya da farklı amaçlarla, sistemde yer alan kişisel verileri sorgulamak ve bu verilere salt duyu organları aracılığıyla vakıf olmaktan ibaret eylemlerinin, Türk Ceza Kanunu kapsamında suç oluşturmayacağı değerlendirilmiştir.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/548 E., 2021/2016 K.
SUÇ : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; sanıklar tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesindeki temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, işin esasına geçildi, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
İlk Derece Mahkemesince sanıklar hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan, 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat kararı verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince katılan vekilinin istinaf başvurusu üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonunda CMK’nın 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nın 136/1, 137/1-a, 43/1, 62/1, 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, sanık … hakkında TCK’nın 136/1, 137/1-a, 62/1, 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca sanıkların temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanmasına karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıkların temyiz sebepleri; üzerilerine atılı eylemin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle verilen mahkumiyet kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; Sosyal Güvenlik Kurumu Balıkesir İl Müdürlüğünde kamu görevlisi olarak çalışan sanık …’nın 23.07.2015 ve 01.06.2017 tarihlerinde, sanık …’in 09.12.2015 tarihinde kendilerine kurum tarafından tahsis edilmiş şifre ile katılan Cumhurbaşkanı …’ın Kimlik Paylaşım Sistemi(KPS) üzerinden kişisel bilgilerini sorgulamalarına konu olayda, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı kabul edilerek sanıklar hakkında 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca ayrı ayrı beraat kararı verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince duruşmalı yapılan inceleme sonunda, sanıkların KPS üzerinden sorgulama yaparak, katılanın kişisel verilerini görmesi, okuması ve içeriğini öğrenmesi suretiyle ele geçirdiği kabul edilerek İlk Derece Mahkemesi beraat hükümlerinin kaldırılarak sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 136/1. maddesinde düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmiş, sanık …’nın eylemini farklı tarihlerde birden fazla kez gerçekleştirmesi nedeniyle aynı Kanun’un 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükümleri uygulanmıştır.
IV. GEREKÇE VE KARAR
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla, sanıkların yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü bu kapsamdaki temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünde memur olarak çalışan sanığın, kurumu tarafından kendisine verilen kullanıcı şifresi ile Kimlik Paylaşım Sistemi’ne erişim sağlayarak, dönemin İçişleri Bakanı olan katılanın kimlik ve adres bilgilerine bakması şeklindeki eyleminin suç teşkil edip etmediği, ettiğinin kabulü hâlinde, eyleminin verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu mu yoksa özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu mu oluşturduğunun ve sanığın işlediği fiilin suç oluşturduğu konusunda haksızlık yanılgısı ile hareket edip etmediğinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlıkla ilgili olarak verdiği 21.06.2023 tarihli ve 2021/12-384 Esas, 2023/367 Karar sayılı kararında, “… sanığa sistemde kayıtlı kişilerin kimlik ve adres sorgulamalarını yapması için kullanıcı şifresinin çalıştığı kurum tarafından verilmesi, sisteme girmek için özel gayret sarf etmemiş olması, katılanın kamuya mal olan kişiliği nedeniyle kimlik ve adres bilgilerine kolaylıkla erişilebilmesi, sanığın merak saiki ile bu bilgileri sadece okumuş olup başkalarıyla paylaşmaması, ayrıca hukuka aykırı bir amaç gütmemesi ve ele geçirildiği iddia edilen kişisel verilerin kapsam ve niteliği ile sanığın hukuka aykırılık bilinciyle hareket etmediği yönündeki savunması birlikte değerlendirildiğinde; incelemeye konu olay görevin gereklerine uygun olmayan disiplin soruşturması gerektiren eylemin suç teşkil etmediği kabul edilmelidir… Ulaşılan sonuç karşısında sanığın eyleminin nitelendirilmesine ve işlediği fiilin suç oluşturduğu konusunda haksızlık yanılgısı ile hareket edip etmediğine ilişkin uyuşmazlık konuları değerlendirilmemiştir…” şeklindeki gerekçelerle uyuşmazlığa konu eylemi, disiplin soruşturması gerektiren ve suç teşkil etmeyen … olarak kabul etmiştir.
Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemine ilişkin Dairemizin 25.04.2024 tarihli ve 2022/7038 Esas, 2024/1950 Karar sayılı kararında ve bu kararla uyum gösteren Dairemizin 25.04.2024 tarihli ve 2023/219 Esas, 2024/1951 Karar sayılı kararında da, “… Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.06.2023 tarihli ve 2021/12-384 Esas, 2023/367 Karar sayılı kararındaki gerekçede de belirtildiği gibi ele geçirme başkasının hakimiyeti altında bulunan kişisel veriyi hukuka aykırı yollarla kendi hakimiyeti altına almakla gerçekleşir. Olayımızda ise sanık, kurumu tarafından kendisine verilen aparat ve şifre ile kendi hakimiyeti altında bulunan kişisel verilere ulaşmış ve bakmıştır. Sanığın kendi hakimiyeti altındaki bir veriye bakmaktan ibaret olan eyleminin ele geçirmek olarak kabul edilemeyeceği bu halin ilgili kurumun iç mevzuatı kapsamında disiplin soruşturmasına konu edilmesinin mümkün olduğu ancak TCK anlamında suç teşkil etmeyen … niteliğinde olduğu…” biçimindeki gerekçelerle kamu kurumlarında görev yapan ve görev yaptıkları kuruma ait bilişim sistemindeki kişisel verilere hizmet gereği erişme yetkisi verilen kişilerin; görevlerinin kapsamına ve niteliğine göre hizmetin yerine getirilmesi ile hiçbir ilgisi bulunmadığı hâlde, merak, beğeni vb. saikler ya da farklı amaçlarla, sistemde yer alan kişisel verileri sorgulamak ve bu verilere salt duyu organları aracılığıyla vakıf olmaktan ibaret eylemlerinin, 5237 sayılı TCK kapsamında suç oluşturmayacağı değerlendirilmiştir.
Özetlenen yargı kararları göz önüne alındığında, dosya kapsamına göre sanıkların, kendilerine görevleri gereği verilen kullanıcı kodu ve şifreyi kullanıp, Kimlik Paylaşımı Sisteminde (KPS) sorgulama yapmaktan ibaret yargılama konusu eylemlerinde verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilerek sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen beraat kararlarına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde duruşma açılıp İlk Derece Mahkemesi hükümlerinin kaldırılarak sanıklar hakkında atılı suçtan mahkumiyete karar verilmesi,
Hukuka aykırı olup, açıklanan nedenlerle sanıkların temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin kararının 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı CMK’nın 304/2 maddesi uyarınca Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.01.2025 tarihinde karar verildi.