REDDİ MİRASTAN SONRA MİRASI REDDEDENLERİN ALT SOYUNA GEÇMEYİP TASFİYE EDİLECEĞİ
T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2015/12693
KARAR NO: 2016/6190
KARAR TARİHİ: 23.5.2016
> MİRASÇILIK BELGESİ VERİLMESİ İSTEMİ–MİRASI REDDEDEN MİRASÇILARA PAY VERİLEMEYECEĞİ
4721/m.611,612
ÖZET : Dava, mirasçılık belgesi verilmesi talebine ilişkindir. Kök murisin mirasçılarından 2004 yılında vefat edenin mirası eşi ve çocukları tarafından reddedildiğinden terekesi resmen tasfiye edileceğinden mirası reddeden mirasçıların alt soylarına pay verilmesi mümkün değildir.
DAVA : Davacı vekili tarafından, 10.03.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, mirasçılık belgesi verilmesi talebine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin murisi Mehmet B.’ın 1968 yılında dul ve çocuksuz vefat ettiğinden bahisle mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kök muris Mehmet B.’ın mirasçılarından 2004 yılında vefat eden Bahattin B.’ın mirası eşi Yektane B., çocukları Dilek, Yelda ve Nur B. tarafından Üsküdar 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/622 Esas, 2004/521 Karar sayılı ilamıyla reddedildiğinden TMK’nın 611. maddesi gereği adı geçen mirasçıların altsoyu olan Mehmet Berk D., Murat D., Ömer D., Zeynep E. ve Sena E.’ın da mirasçı olarak belirtildiği mirasçılık belgesinin verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kök muris Mehmet B.’ın mirasçılarından 2004 yılında vefat eden Bahattin B.’ın mirası eşi Yektane B., çocukları Dilek, Yelda ve Nur B. tarafından reddedildiğinden TMK 612. maddesi uyarınca terekesi resmen tasfiye edileceğinden mirası reddeden mirasçıların alt soyları olan Mehmet Berk D., Murat D., Ömer D., Zeynep E. ve Sena E.’a pay verilmesi mümkün değildir. Kaldı ki davada 1968 yılında vefat eden kök muris Mehmet B.’ın mirasçılık belgesi talep edildiğinden Bahattin B.’ın mirasçıları Yektane, Dilek, Yelda ve Nur B.’a pay verilmesi zorunludur. Bu durumda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.05.2016 gününde oy birliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2010/5232
KARAR NO: 2011/4644
KARAR TARİHİ: 16.5.2011
>>MİRASIN REDDEDİLMESİ–REDDOLUNAN MİRASIN TASFİYESİ- SULH HUKUK HAKİMİNCE İFLAS HÜKÜMLERİNE GÖRE TASFİYE OLUNACAĞI- EN YAKIN MİRASÇILARIN REDDİ KENDİLERİNDEN SONRA GELEN MİRASÇILAR YARARINA OLMADIKÇA VE MİRAS AÇIKÇA KABUL EDİLMEDİKÇE MİRASIN SONRA GELEN MİRASÇILARA GEÇMEYECEĞİ
4721/m. 612
DAVA : Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan N. D. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mehmet Beleç tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR
Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüyle yargılama sırasında ölen davalılardan Kenan Y.’ın mirasçılarının mirası kayıtsız şartsız ret etmiş olması nedeni mirasçıları Ali, Nilgün ve Hadiye yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalılardan Kenan Y.’ın 24.3.2008 tarihinde yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları olan Hadiye Y., Nilgün Y. ve Ali Y.’ın Tavşanlı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 30.4.2008 tarih 2008/318 E 2008/249 K sayılı kararı ile Kenan Y.’ın mirasını kayıtsız şartsız ret ettiklerine karar verildiği bu kararın 2.6.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan T.M.K. m. 612 ve devamı maddelerine göre en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras. Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Mirasçılar, mirası reddederken kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu taktirde ret, Sulh Hakimi tarafından sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar. Bunun üzerine miras, yine iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir. En yakın yasal mirasçıların reddi, kendilerinden sonra gelen mirasçılar yararına olmadıkça ve bunlar Yasanın 614. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde mirası açıkça kabul etmedikçe miras, sonra gelen mirasçılara geçmez. Bunlar, miras bırakanın borçlarından sorumlu da tutulamaz.
Somut olayda Miras, miras bırakanın eş ve çocukları olan yasal mirasçıları tarafından, reddedilmiş, tereke iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi duruma gelmiştir. Bu sebeple tasfiye işlemi tamamlanmadan Kenan Y.’ın mirasçılarının mirası kayıtsız şartsız ret ettikleri gerekçesi ile davalı Kenan Y.’a yönelik davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davalı Kenan Y.’ın en yakın bütün mirasçılarının mirası reddettikleri ibraz olunan mahkeme kararı ile sabit bulunduğuna göre mahallin sulh hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece mirası reddedilen Kenan Y. için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci huzuru ile davaya devam edilerek sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmadan taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı N. D.’in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı N. D.’in öteki itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 16.5.2011 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
TC
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2010/16264
KARAR NO. 2011/5468
KARAR TARİHİ. 28.3.2011
>MİRASIN REDDEDİLMESİ–MİRASIN KABUL EDİLMEMESİ–MİRASIN TASFİYESİ
4721/m.612,614/1-2
ÖZET : Mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu takdirde ret, Sulh hakimi tarafından sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse, reddetmiş sayılırlar. Olayda miras en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunmuş, bunlar kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmediklerinin sorulması yönünde bir talepte bulunmamışlardır. Bu halde miras iflas hükümlerine tasfiyeye tabidir. Miras, mirasbırakanın kardeşine geçmemiştir, bu kişinin ret hakkı bulunmamaktadır. Bu husus gözetilmeden davacının ret beyanının tespit ve tesciline karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Mirasbırakan 25.05.2008 tarihinde ölmüş, en yakın yasal mirasçıları olan eşi ve çocukları üç ay içinde mirası kayıtsız ve şartsız reddetmişlerdir. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, Sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. ( TMK.md.612 ). Mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu takdirde ret, Sulh hakimi tarafından sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse, reddetmiş sayılırlar ( TMK.md.614/1-2 ). Olayda miras en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunmuş, bunlar kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmediklerinin sorulması yönünde bir talepte bulunmamışlardır. Bu halde miras iflas hükümlerine tasfiyeye tabidir. Miras, mirasbırakanın kardeşine geçmemiştir, bu kişinin ret hakkı bulunmamaktadır. Bu husus gözetilmeden davacının ret beyanının tespit ve tesciline karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 28.03.2011 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Davacı, SGK borçları olan mirasbırakanın yasal mirasçısı değildir. TMK 612.madde gereğince en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddolonan miras Sulh hakimince iflas hükümlerince tasfiye edilecektir.
Eş ve çocukların mirasçı olarak kaldığı durumda, eş ve çocukların tamamı tarafından Türk Medeni Kanununun 605/1, 609. maddeleri gereğince mirasın gerçek reddi yoluyla miras reddolunmuşsa; Türk Medeni Kanununun 612.maddesindeki en yakın mirasçı kavramı içine, mirasbırakanın kardeşleri girmez. Böyle bir davada mirasın iflas hükümleri gereğince resmen tasfiye edilmesi gerekir.
Mirasbırakanın kardeşi ve davalı SGK. Borçlusu olan davacının; açıklandığı gibi, en yakın mirasçı kavramına dahil olmadığı ve bu nedenle Türk Medeni Kanununun 605/1.maddesi gereğince mirasın gerçek reddi işlemini yapma veya Türk Medeni Kanununun 605/2.maddesi gereğince “terekenin borca batıklığının tespiti” davası açmasına gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı mirasçı sıfatıyla SGK borçlusu olan mirasbırakanın borçlarından sorumlu olmadığından; incelenen davayı açmasında hukuksal yararı yoktur. Davacı, dava açmadaki beklediği sonucu, SGK tarafından kendi aleyhine açılan rücu davasında savunma yoluyla ileri sürebileceği gibi; taraf sıfatı da dava koşulu olduğundan mahkemece de kendiliğinden gözetilecektir. Bu nedenle, hukuksal yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Hükmün açıkladığım bu değişik gerekçeyle bozulması gerektiğini düşünüyorum.