Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunun Cezası Nedir?
MADDE 134- (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yan oranında artırılır.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Korunan Hukuki Değer
Anayasanın 20. maddesinde yer alan hüküm uyarınca “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.”
Maddede kişilerin özel hayatının gizliliğinin ihlâli suç olarak kabul edilmiştir. Korunan hukuki değer kişilerin özel hayatının gizliliğidir.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Maddi Öğe
Herkes tarafından işlenebilen bir suçtur. Suçun kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde verilecek cezanın 137. madde uyarınca arttırılarak belirlenmesi öngörülmüştür. Bu durumda suç nitelikli hale dönüşür. Yargıtay Ceza Dairelerinde nitelikli hale dönüşen suçun şikayete bağlı olmaktan çıktığı genel olarak kabul edilmektedir.
Suçun mağduru özel hayatının gizliliği herhangi bir şekilde ihlal olunan, kayda alınan veya açıklanan kimsedir.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçun Konusu
Kişinin aleni olmayan, kendisi veya ailesi ve çevresi ile ilgili, kişisel hakka ilişkin her hali suçun konusunu oluşturabilir.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Hareket ve Neticesi
Maddenin 1. fıkrasında, özel hayatın gizliliğinin ihlâli suç olarak tanımlanmaktadır. Böylece, gizli yaşam alanına girerek veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının saptanması ve kaydedilmesi cezalandırılmaktadır. Özel hayatın gizliliğinin ne biçimde ihlal edilmesi gerektiği açıklanmamıştır. Bir kimsenin evinin içinin, kapı deliğinden gözetlenmesi, pencereden rıza bulunmaksızın izlenmesi veya evi içindeki hareketlerinin kaydedilmesi, vb. eylemler bu türdendir. Kişinin aleni olarak gerçekleşen yaşamının izlenmesi suç oluşturmaz.
Maddenin 2. fıkrasında, kişinin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu görüntü veya sesler, örneğin soruşturma kapsamında hukuka uygun bir şekilde kayda alınmış olabileceği gibi, birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi suretiyle elde edilmiş de olabilir. İkinci fıkrada tanımlanan suç, elde edilmiş olan bu ses veya görüntü kayıtlarının ifşasıyla, yayılmasıyla, yani yetkisiz kişilerce öğrenilmesinin sağlanmasıyla oluşur. Bu ifşanın hukuka aykırı olması gerekir. Bu bakımdan özel hayata ilişkin kayıtların, savcılık veya mahkemeye verilmesi, duruşmada gösterilmesi ve dinlenmesi hâlinde, söz konusu suç oluşmayacaktır. İfşanın, basın ve yayın yoluyla yapılması, söz konusu suçun nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir.
Suçun kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi hâlinde, verilecek ceza TCK’mn 137. maddesi uyarınca yarı oranında artırılır.
İfşa ya da gizliliği ihlal suçunun basın mensubu tarafından ve basın mesleğinin sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmiş olması durumunda da cezanın 137/2. maddesi uyarınca arttırılması gerekir.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Manevi Öğe
Özel hayatın gizliliğinin ihlâli ve kişinin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi suçu doğrudan kastla işlenebilir. Failin bilerek ve isteyerek hukuka aykırı olarak bir kimsenin özel hayatının gizliliğini ihlâli ve kişinin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerin hukuka aykırı olarak ifşa etmesi ile suç oluşur. Suçun taksirle işlenmesi olanaklı değildir. TCK’nm 22/1. maddesi uyarınca taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hâllerde cezalandırılır.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Yaptırım
Maddenin 1. fıkrası uyarınca kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
- fıkrada ise, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimsenin, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
Maddenin 1. fıkrasında, hapis ve adli para cezası seçimlik olarak öngörülmüştür. Hakimin seçimlik cezalardan hapsi tercih etmesi durumunda TCK’nın 134/1. maddesi uyarınca fail hakkında altı aydan az olmamak üzere iki yıla kadar hapis cezasına hükmedilmesi olanaklıdır. TCK’nın 50/2. maddesi uyarınca suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adli para cezasına çevrilemez.
- fıkranın 2. cümlesinde “Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.” Hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda hapis ya da adli para cezasının tercih edilmesi olanaklıdır. Ancak her iki durumda da cezanın bir yıldan az olamayacağı gözden uzak tutulmamalıdır.
Maddenin 2. fıkrasındaki suç için hapis cezası öngörülmüştür. Hakim kısa süreli bir hapis cezası belirlemişse, cezayı 50/1. maddesinde öngörülen adli para cezası veya diğer seçenek yaptırımlardan birine çevirebilir. Adli para cezasına çevrilmesi tercih olunduğunda, YTCK’nın 52/2. maddesi uyarınca öngörülen değerler arasında bir miktarın, belirlenen hapis cezasıyla çarpılması ile sonuç adli para cezası bulunacaktır.
TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca failin, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla, fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezasının, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunludur.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Uzlaşma- Kovuşturma-Görevli Mahkeme
YTCK’nın 73. maddesinin 1. ve 2. fıkraları uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar.
Özel hayatın gizliliğinin ihlali, kayda alınması ve açıklanması suçları, TCK’nın 139. maddesi uyarınca şikayete bağlı olup 5271 sayılı CMK’nın 5560 sayılı Kanunla değişik 253./1 maddesine göre uzlaştırma hükümlerine tabidir. Ancak 137. maddede öngörülen haller suçun nitelikli halleridir ve kovuşturulması şikayete bağlı değildir.
Maddenin 1. fıkrasında öngörülen suçlara ilişkin yargılamayı yapmakla görevli mahkeme, Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 10. maddesi uyarınca sulh ceza, 2. fıkrasındakiler için 11. madde uyarınca asliye ceza mahkemesidir.