Nafaka Borcunu Ödememek Yargılama Usulü
İİY. md: 349: Şikayet dilekçe ile veya şifahi beyanla yapılır. Dilekçeyi veya dava beyanını alan Tetkik Mercii duruşma için hemen bir gün tayin edip şikâyetçinin imzasını alır ve maznuna celpname gönderir. Şahit gösterilmişse o da celp olunur.
İki taraf tayin olunan gün ve saatte tetkik merciinin huzuruna gelmeye veya vekil göndermeye mecburdurlar, icabında merci tarafların bizzat hazır bulunmasını emredebilir.
Maznun, şikâyeti alan veya istinabe edilen Tetkik Merciinin huzuruna gelmez veya müdafii göndermezse yahut bizzat bulunmasına lüzum görülürse zabıta marifetiyle getirtilir. Bu suretle de bulunamazsa mahkeme gıyabında görülür.
Şikayetçi muayyen zamanda gelmez ve vekilde göndermezse ş’kayet hakkı düşer.
Gelmeyen şahitlere yapılacak muamele ile borçlunun gıyabında verilen karara karşı eski hale getirme talebi hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda yazılı hükümler tatbik olunur. ( Bak.5271 S.C.M.K.md.43-44)
Duruşma
İİY. Madde 350: Tetkik Mercii iki tarafı ve delillerini dinler ve gerek tarafların ve gerek şahitlerin ifadelerini duruşma tutanağına geçirir.
Cumhuriyet Savcısı hazır bulundurulmaz.
Tahkikat
İİY. md. 351: Şikayetçi dilekçe ve beyanında gösterdiği delillerle bağlıdır.
Maznun müdafaası için tahkikatın tevsiini ancak bir kere isteyebilir.
Karar
İİY. md. 352: Tetkik Mercii iki tarafın ifadelerini ve bütün delillerini ve iddia ve müdafaalarını dinledikten sonra nihayet beş gün içinde kararını verir ve hülâsasını Cumhuriyet Savcısına bildirir.
Takibi şikayete bağlı suçlarda dava ve cezanın 354’ncü maddede yazılı sebeplerle düşeceği kararda belirtilir. (Ek. 17.7.2003 Ta. 4949 S. K. md. 99)
İtiraz
Madde 353: icra mahkemesinin bu bap hükümlerine göre verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde, yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine itiraz edilebilir, itiraz üzerine verilen karar kesindir.
İcra mahkemesinin bu bapta yer alan suçlardan dolayı verdiği hükümlerle ilgili olarak 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri uygulanır.
Madde düzenlemesine göre, görüldüğü gibi nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verileceği hükme bağlandığından 5358 S.K’unun yürürlük tarihi olan 1.6.2005 tarihinden itibaren verilen tazyik hapsine ilişkin kararlara karşı tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yargı çevresinde bulunan ağır ceza mahkemesine itiraz edilebilecek, Ağır Ceza Mahkemesinin bu konuda verdiği karar kesin olacak temyiz edilemeyecektir.
Suç 1.6.2005 tarihinden önce işlenmiş olsa dahi hüküm 1.6.2005 tarihinden sonra verilmiş ise karara karşı yine itiraz kanun yoluna gidilecektir. (Y.C.Gn.K.25.4.2006Ta.E.2006/123-K.2006/127)
Tabii kesinleşen karar aleyhine Adalet Bakanlığınca C.M.K’unun 309’uncu maddesi uyarınca hükmün kanun yararına bozulması istenebilecektir.
O hâlde, 5358 sayılı kanunda yapılan değişiklikten sonra icra mahkemesince nafakaya ilişkin kararlara uymayanların cezalandırılması halinde, temyiz yoluna başvurusu yapılamayacak, yukarıda açıklandığı şekilde itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Davanın ve Cezanın düşmesi
İİY. md. 354: Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikâyete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği (ödendiği) sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer.
İcra mahkemesinin bu bap hükümlerine göre verdiği tazyik veya disiplin hapsine ilişkin karar, kesinleştiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra yerine getirilemez.(31.5.2005 tarih 5358 sayılı kanunun 22’inci maddesi ile değişik)
Görüldüğü gibi dava, alacaklının Tetkik Merciine (icra Ceza Mahkemesine) yapacağı bir şikâyet üzerine açılır. Şikayet yazılı olabileceği gibi tutanak düzenlemek koşulu ile sözlü olarak da yapılabilir.
Önemli olan husus şikâyetin, İİY. sının 347. maddesinde belirtilen suçun vukuuna ıttıla tarihinden itibaren üç ay ve her hâlde vukuundan itibaren bir yıl geçirilmeden yapılmasıdır.
Yine eklenen son fıkra ile borçluya verilen ceza kararının kesinleştiği tarihten itibaren mutlaka gereği yerine getirilmelidir. Eğer iki yıl geçmesine rağmen karar yerine getirilmemişse hükümden düşecektir.
Görev ve birleştirme yasağı
Bu kanun hükümlerine disiplin veya tazyik hapsine icra mahkemesi karar verir.
İcra mahkemesinin görevine giren bu işler, diğer mahkemeler de görülen ceza davaları ile birleştirilemez.
Bu bapta yer alan suçlarla ilgili davalara icra mahkemesinde bakılır. (İİK md.346)
Madde düzenlemesine göre, nafakaya ilişkin kararlara uymayanlara ceza davasına genel görevli ceza mahkemeleri bakamaz ve bu, icra mahkemesinin görev alanına giren dava ve işler diğer mahkemeler de görülen ceza davaları ile birleştirilemez. O hâlde nafakaya ilişkin kararlara uymayanlarla ilgili ceza davalarında görevli mahkeme; İcra Ceza Mahkemesidir.
Görevli Mahkeme
Mutlaka ve mutlaka icra Ceza Mahkemesidir, (İcra Tetkik Merciidir).
Yetkili Mahkeme
İİY. sının 348. maddesi gereğince: bu bapta yer alan fiillerden dolayı yetkili icra mahkemesi, icra takibinin yapıldığı yerdeki mahkemedir. .Hükmüne uygun Ceza davalarında yetkili Tetkik Mercii (icra Ceza Mahkemesi) icra takibinin yapıldığı yerdeki Tetkik Mercii’dir (İcra Ceza Mahkemesidir).
Yargılama Usulü
Yargılama İİY. sının 349. maddesinde tespit edilen usul ve esaslara uygun yapılır.
Dilekçe veya sözlü beyanı alan mahkeme duruşma için hemen bir gün tayin edip şikâyetçinin imzasını alarak sanığa CMK’. unun 195 ve İİY. sının 349. maddesine uygun açıklamalı bir duruşma davetiyesi gönderir.
Anılan madde gereğince; Tahkikata konu olan suç yalnız veya birlikte adli para cezasını, veya müsadereyi gerektirici ise, samk gelmese bile duruşma yapılabilir.
Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek celpnamede kendisi gelmese dahi duruşmanın yapılabileceği yazılır.
Tanıklar gösterilmişse mahkeme bunları da çağırır. Kısaca duruşma günü belirlenip, taraflar ve tanıklar çağrılmadan, deliller toplanmadan evrak üzerinde karar verilemez.
Taraflar tayin olunan günde gelmeye veya vekil göndermeye mecburdurlar.
Gerekli olması hâlinde Mahkeme tarafların bizzat hazır bulunmalarını emredebilir.
Sanık başka bir Mahkemenin yargı çevresinde ise talimat yoluyla sorguya çekilir.
Mahkeme sanığın bizzat dinlenmesine karar verirse, zabıta marifetiyle celbedileceği de tabiidir.
Duruşma davetiyesinin sanığa hiç tebliğ edilememesi veya usulsüz tebliği hâlinde de sanığın yokluğunda yargılama yapılıp bitirilemez.
Şikayetçi belirlenen günde mazeretsiz olarak duruşmaya gelmez, bir vekilde göndermezse şikâyet hakkı düşer (İİY. md. 349/5).
İcra işlerinde davanın çabuk bitirilmesi içinde özel hükümler getirilmiştir. Buna göre hâkim duruşmada tarafları dinler, şikâyetçinin dilekçe veya beyanın da gösterdiği delillerle bağlı olarak, delilleri toplar. Sanıkta ancak bir kereye mahsus olmak üzere tahkikatın genişletilmesini isteyebilir (ÎİY. md. 351).
Yine İİY. sı 349. maddesi son fıkrası gereğince CMK’. unun hükümleri nafaka yükümlülüğüne uymayanlar ve müştekiler hakkında da uygulanacak,
Sanığa savunma ve son söz hakkı verilecek,
Duruşma sırasında sanığın nüfus ve sabıka kayıtlan celbedilecek, mazereti kabul edilen müşteki veya samk vekiline yeni duruşma günü mutlaka tebliğ edilecek şikâyetçinin birden fazla vekili varsa, hepsi de mazeret dilekçesi vermedikçe ve haklı mazeret gösterilmedikçe birinin gösterdiği özür kabul edilmeyecek, duruşma tutanaklan kopyalı olarak tutulmayacak, müşteki vekili yokluğunda karar verilmesini isteyemeyecek, mazeretleri, nedeniyle duruşmaya gelmeyen sanık veya vekili CMK’unun 41 ve 44. maddeleri gereğince eski hale getirme talebinde bulunabilecek yine İİY. sı 349/son madde ve fıkrası gereğince müşteki ve vekiline eski hale getirme hakkı tanınmayacak, tanıklann dinlenmeleri ve celbi hakkında CMK’unun 45 ve 64. maddeye kadar olan hükümleri kıyasen uygulanacak yine hüküm fıkrasında uygulanan yasa maddeleri açıkça gösterilecek, hüküm, CMK’unun 232’inci. maddesinde belirtilen bilgileri içerecektir.
Kısaca yargılama usulü bakımından İİY. sasında aksine hüküm bulunmayan hâllerde CMK’unun hükümleri uygulanacaktır.
Yeni CMK’unun 195’inci maddesi ile sanığın yokluğunda duruşma yapılabilmesi ancak adli para cezası veya müsadereyi gerektiren hallerde olanaklıdır.
Duruşmaya kabul edilebilir bir özrü nedeniyle gelemeyen samk CMK’unun 40 ve 41 linçi maddelerine uygun eski hale getirme talebinde bulunabilecektir.
Ceza Yargılaması Sonunda Verilebilecek Kararlar
Yargılama sonunda Mahkemece: Toplanan delillere göre ;
Sanığın Mahkumiyetine, beraatına veya düşme karan veya davanın reddi karan verilebilecektir.
düşme kararı, (TCY. 102) Müştekinin şikâyet süresini geçirmesi,
Müştekinin duruşmaya gelmemesi ve bir vekilde göndermemesi nedeniyle nafaka borcunun ödenmiş olması, şikâyetçinin şikâyetinden vazgeçmesi nedeniyle, davanın düşmesine, karar verilecektir.
Yeni Türk Ceza Kanununda tazyik hapsi ile ilgili bir düzenleme, yaptırım bulunmadığından davarım zamanaşımı sebebiyle düşmesi söz konusu olmayacaktır.
Davanın reddine hükmedilmesi: aynı fiil nedeniyle, aynı sanık hakkında örgeden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilecektir.
Mahkumiyet Hükmü
Nafaka borcunu ödememe suçunun işlendiğini sabit gören mahkeme tarafların hal ve vaziyetlerine göre sanığın 1.6.2005 tarihinden önce işlediği nafakaya ilişkin kararlara uymamak suçundan İİK’unun 344 ve 5349 sayılı kanunla değişik 5252 sayılı kanunun 7 ve 5237 sayılı TCK’unun 52/2’inci maddeleri gereğince idari para cezası ile cezalandırılmasına 1.6.2005 tarihinden sonra işlenen suçlarda ise samğın hapsen tazyikine karar verecektir.
İcra suçundan dolayı icra Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet hükmü adlî sicile geçmez, tekerrüre esas olmaz.
Konu ile İlgili Yüksek Mahkeme Kararları
Duruşma davetiyesi sanığa tebliğ edilmeden duruşmaya başlanamaz. Sanığa çıkarılan davetiye bila tebliğ iade edildiği hâlde gıyapta duruşma icrası ile savunma alınmadan mahkumiyet karan verilmesi yasaya aykırıdır.
Başka yerde oturan sanığa duruşmaya gelmesi için davetiye gönderilmeyip istinabe suretiyle sorgusunun yapılması gerekir.
Müşteki ve sanığın duruşma gününden usulüne uygun haber verilip tebligat yapılmadan hüküm verilemez.
Duruşma gününün dava dilekçesi altında belirlenip imzası karşılığında davacıya bildirilmesi nafaka ile ilgili icra Ceza davalarında uygulanabilir.
Duruşmanın ertelendiği gün gelmeden duruşma açılamayacağı gibi hazır bulunmayan müşteki vekilinin yokluğunda karar verilemez.
İcra suçlan ile ilgili davalarda mutlaka usulüne uygun açıklamalı davetiye tebliği ve duruşma günü tebliği gerekir (İİY. md. 349).
Duruşma gününün kalemden öğrenilmesine şeklinde karar verilemez.
Sanığa çıkarılan davetiyede duruşma gününün tensip tutanağından farklı olarak belirtilmesi hâlinde sanığın yokluğunda duruşma yapılıp mahkumiyet kararı verilemez.
Gönderilen mazeret dilekçesi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden, duruşma bitirilip hüküm verilemez.
Ortaklaştırılıp çoğaltılmış gerekçeli karar kullanılarak ve duruşma tutanağı kopyalı olarak düzenlenip hüküm verilemez.
Sanığa CMK’unun 195 ve İİY. sının 349. maddesi gereğince duruşmaya gelmediği takdirde, yokluğunda duruşma yapılacaktır şeklindeki ihtarı içeren davetiye usulüne uygun tebliğ edilmeden gıyabında duruşma yapılarak hüküm verilemez.
Mazereti ve Talik isteği kabul edilen borçlunun tayin olunan yeni duruşma gününden haberdar edilmeksizin gıyabında davaya ve duruşmaya devamla karar tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
Duruşmaya gelen ve hazır bulunan samğın CMK’ununa. uygun gereğince kimliği tespit edilmeden ve isnat olunan suçu anlatılıp savunması alınmadan hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
Sanığa savunma hakkı verilmeden ve son söz verilmeden mahkumiyet karan verilemez.
Sanığın nüfus kaydı getirtilmeden verilen hükmün bozulması gerekir.
Sanığa ait sabıka kaydı getirtilmeden hüküm verilemez.
Sanığa ait nüfus kaydı celbedilmeden veya kendi nüfusundan tasdikli örneği çıkartılmadan hüküm tesisi isabetsizdir.
Duruşma tutanağının altının hâkim ve katip tarafından imzalanmaması CMK’ununda 219 ve Ceza Genel Kurulunun 20.11.1972 Tarih 342-355 sayılı kararlarına aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
Hüküm fıkrasında uygulanan yasa maddesinin açıkça gösterilmesi, sanığın savunmasının kopyalı olarak alınmaması gerekir.
Hüküm fıkrasının CMK’ununda (md.232) öngörülen bilgileri içermesi gerekir (Y.8.CD. 14.04.1987 – E.2540/K.3589).
Buna göre Hükmün gerekçesi tamamıyla tutanağa dercededilmemişse tefhimden itibaren üç gün içinde dava dosyasına raptolunur.
Gerekçe gösterilmeden, takdire de yer verilmeden asgari haddin üstünde ceza tayin edilemez.
Önceden hazırlanmış basılı karar örneği kullanarak hüküm verilemez, karar yazılamaz.
Kısa kararda mahkumiyet, gerekçeli kararda ise düşme karan verilmesi çelişkili olup bozma nedenidir.
HY’sının 354. maddesi gereğince verilen düşme karannın kesinleşmesinden sonra işleyecek bir aylık nafakanın ödenmemesi hâlinde yeniden suç oluşur.
Ahlaki bir görevin yerine getirilmesi için küçüğe gönderilen para iştirak nafakası alacaklısına ödeme sayılamaz.
Borçlunun şikâyet tarihinden sonra Askere gitmiş ve hüküm tarihinde askerde bulunmuş olmasının, nafaka borcunun ödenmemesi suçundan dolayı mahkûmiyet kararı verilmesine engel teşkil etmez.
Nafaka borcunu ödememek suçundan evvelce mahkum olan sanığın aynı suçtan cezalandırılabilmesi için cezasını çekmiş ve ondan sonra ödenmemiş ve işlemiş bir aylık nafaka borcu bulunması gerekir.
İcra Mahkemesindeki ceza davalarına Cumhuriyet Savcıları iştirak edemez (İİY. md. 350/son).
Beraat Kararı
İİY. sının 344. maddesi koşullan oluşmaz ve sanığın eylemleri suç oluşturmaz ise Mahkemece sanığın beraatına karar verilir.
Müşteki Takip dosyasında işlemiş ve ödenmemiş nafakalan takip konusu yapmış, işleyecek cari nafaka hakkında bir takip ve istekte bulunmamıştır.
Birikmiş talep edilen nafaka adi alacak niteliğinde bulunduğundan ödenmemesi hâlinde İİY. sının 344. maddesi koşullan oluşmaz. Sanığın beraatine karar verilmesi gerekir.
17.7.2003 tarihinden itibaren Kesinleşmemiş nafaka ilâmı ile yapılan takipte nafaka borcunu ödememe suçunun koşullan oluşacağından sanığın cezalandınlması karar verilmesi gerekecektir.
Artırılan nafaka miktarı hakkında gönderilen icra emrinin borçluya tebliğinden sonra artınlan yeni nafaka borcunun ödenmemesi ile yeni suç oluşur.
Bu konuda yeni icra emri tebliğ edilip edilmediği araştırılmadan mahkumiyet kararı verilmesi isabetsizdir.
İcra veya ödeme emrinin tebliğinden önceki döneme ait nafakaların öden- memesinin suç sayılmayacağı gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi isabetsizdir.
Şikayet tarihinde nafaka dosyasımn işlemden kaldırılmış olması hâlinde nafaka borcunu ödememe suçu oluşmayacağından beraat kararı verilmesi gerekir.
Boşanma davası açılmış olması nedeniyle kadın lehine TMK’nın 169. md maddesine uygun takdir edilen tedbir nafakası boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesi ile kendiliğinden kalkar. Bu döneme ilişkin nafakanın takibi hâlinde İİY. sının 344. maddesinde yazılı suç unsurları tekevvün etmediğinden sanığın beraatine karar verilmesi gerekir.
İcra emri vekile tebliğ edilmiştir. Ayrıca sanığa icra emri tebliğ edilmediğinden suç oluşmamıştır. Sanığın beraatine karar verilmesi gerekir.
Nafaka alacağının her ay doğan ve ödenmesi gereken bir borç olduğundan icra veya ödeme emrinin tebliği ile şikâyet tarihi arasında işlemiş ve ödenmemiş nafaka borcu bulunması hâlinde suç oluşur. Sanığa icra emri 31.3.2006 tarihinde yapılmıştır. Bu tarihte henüz işlemiş bir aylık nafaka tahakkuk etmemiştir. Suç unsurları oluşmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerekir.
Takipten düşmüş dosyada gönderilecek yenileme bildirisi ile şikâyet tarihi arasında işlemiş ve ödenmemiş nafaka borcunun bulunması ile nafaka borcunu ödememe suçu oluşur.
Davanın ve Cezanın Düşmesi Kararı
Davanın ve Cezanın Düşmesi Kararı
Müştekinin şikâyet süresini geçirmesi (İİY. md. 347) Müştekinin şikâyetten vazgeçmesi (İİY. md. 354).
Borcun ödenmesi nedeniyle dava ve bütün neticeleriyle beraber cezanın düşmesi (İİY. md. 354) kararı verilir.
İcra mahkemesinin bu bap hükümlerine göre verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin karar, kesinleştiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra yerine getirilemez.(İİK.md.354/2)
Şikayet Süresinin Geçmesi Nedeniyle Davanın Düşmesi Kararı
İİY. sının 347. maddesi gereğince bu bapta yer alan fiillerden dolayı şikayet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve herhalde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer.
Borçlu hakkında haciz işleminde bulunan alacaklının bu tarihte nafaka borcunu ödememe suçunun işlendiğini öğrenmiş olacağı ve şikâyet süresinin bu tarihten işlemeye başlayacağı tabidir.
Nafaka alacaklısı 1.5.2004 tarihinde haciz istemi ile suçtan haberdar olduğu hâlde üç aylık şikâyet süresi geçirilerek 23.10.2004 tarihinde şikâyet vaki olduğundan İİY. sının 347. maddesi gereğince “düşme kararı” verilmesi gerekir.
Dosyadaki işlemde bulunan alacaklının suça en geç o tarihte bilgi sahibi olduğu kabul edilir.
Müştekinin Gelmemesi Nedeniyle Şikayet Hakkının Düşmesi Kararı
Usulüne uygun çağrı kağıdı ile çağrılan(CMK.md.233) şikayetçi duruşma günü gelmez ve bir vekilde göndermezse şikâyet hakkı düşer. Müşteki İİY. sının 349. maddesi gereğince eski hale getirme isteminde de bulunamaz (İİY. 349/5- son).
İİY. sının 349. maddesi son fıkrasına göre eski hale getirme isteğinde bulunma hakkı sadece gıyabında karar verilen borçluya tanınmıştır.
Müştekiye böyle bir hak tanınmadığı nazara alınmadan düşme kararından sonra yeniden duruşma açılarak mahkûmiyet kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Nafaka alacaklısı Müşteki duruşmaya gelmediği gibi kendisini bir vekillede temsil ettirmediğinden İİY. sının 349. maddesi gereğince şikâyet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, mahkumiyet kararı verilmesi isabetsizdir.
Şikayetçi vekilinin gelmemesi hâlinde şikayet hakkının düşmesine karar verilmesi gerekirken, huzuru şart olan davada gıyapta hüküm verilmesi talebi kabul edilerek mahkumiyet hükmü verilmesi isabetsizdir.
Müştekinin veya vekilinin duruşmaya gelmemesi nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesi karan yanında müşteki yargılama gideri ile de sorumlu tutulacak, sanık kendisini vekille temsil ettirmişse, sanık lehine Avukatlık Ücret Tarifesine uygun Avukatlık ücreti de takdir edilecektir.
Şikayetçinin Feragati Nedeniyle Davanın Düşmesi
Müştekinin davanın devamı sırasında veya hükümden sonra şikâyetinden vazgeçmesi hâlinde düşme kararı verilmesi gerekir. Vazgeçme temyizden sonra olmuş ise.
“Şikayetçi hükümden sonra verdiği dilekçe ile şikâyetinden vazgeçtiğinden İİY. sının 354. maddesi gereğince bir karar verilmek üzere dosyanın icra mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekir.
Vazgeçme davanın devamı sırasında veya hükümden sonra olmuşsa Mahkeme düşme karan verecektir.
Davanın Borcun Ödenmesi Nedeniyle Düşmesi
Davanın borcun hükümden önce veya sonra ödenmesi nedeniyle düşmesi (İİY. md. 354). Bunun için asıl borcun faiz yargılama giderleri ile birlikte tamamen ödenmesi gerekir. Birinin eksik ödenmesi hâlinde düşme karan verilemez.
Borç hükümden önce ödenirse; İÎY. sının 354. maddesi gereğince düşme karan verilmesi gerekir.
Hüküm tarihinden önce tarihinde borç ödendiği cihetle İc. İf. K. nunun 354. maddesi gereğince düşme kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet karan verilmesi isabetsizdir.
Takip konusu borcun hükümden sonra ödenmesi; Takip dosyasımn incelenmesinden borcun tümünün hükümden sonra ödendiği anlaşılmakla İÎY. sının 354. maddesi gereğince yerinde işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline iadesine karar verilmesi gerekir.
Duruşma sırasında ve hükümden önce nafaka borcunun ödendiğinin anlaşılması hâlinde beraat karan değil “davanın düşürülmesi” kararı verilmesi gerekir (Y.12.HD. 15.12.1986 – E.14867/K.14204).
Mahkeme ödeme nedeni ile düşme kararı verilen borçlu sanığın yargılama giderlerini ve varsa şikâyetçi vekili için vekâlet ücreti ödemeye mahkum eder.
Sanığın Ölümü Nedeniyle
Nafaka borçlusunun ölümü hâlinde hakkında açılan dava, ceza verilmişse ceza ortadan kalkar.
Ancak Yüksek Mahkeme içtihatlarına göre ölüm olayı nüfus kayıtlan ile kanıtlanır. Başka bir belgeye itibar edilemez.
Af Nedeniyle
Umumi Af özel bir hüküm olmadıkça davayı ve hükmolunmuş ise cezayı bütün neticeleriyle birlikte ortadan kaldınr.
Şikayet neticesi Nafaka borcunu ödememek suçundan borçlunun cezalandırılmasına karar verilirse, sanık yargılama giderlerini ödemeye ve varsa Müşteki vekili için vekâlet ücretine hükmolunur.
Borcun ve ferilerinin ödenmesi neticesi davanın düşmesi hâlinde de sanık nafaka borçlusu yargı giderleri ve varsa müşteki vekili için vekâlet ücreti ödemeyede mahkum edilir.
Buna karşın sanık nafaka borçlusunun beraatine karar verilmişse, müşteki yargı giderlerini ve varsa sanık vekili için vekâlet ücreti (Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre) ödemeye mahkum edilir. Müştekinin süresinde şikâyet etmemesi ve Müştekinin duruşmaya gelmemesi nedeniyle davanın düşürülmesi hâlinde de Müşteki sanığın yaptığı yargı giderlerini ödemeye ve varsa vekili için vekâlet ücreti ödemeye mahkum edilir.
Şikayetten vazgeçme Mahkemeye verilecek dilekçe veya duruşma sırasında duruşma tutanağına geçirilecek bir beyanla olur.
Müşteki vekilinin şikâyetten vazgeçmesi için bu konuda ve vekâletnamede feragat yetkisi bulunması gerekir.
Nafaka Borçlusu Sanık Asker İse
Nafaka borçlusu sanığın muvazzaf ve yedek er ve erbaş ve yedek subay ve yedek askeri memur olduğunu belirleyen Mahkemece, 353 Sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkmdaki Yasamn 20/1. maddeleri gereğince Nafaka borcunu ödememek suçu ile ilgili;
Suç, askere girmeden veya silah altına çağrılmadan önce işlenmişse yukarı haddi bir yıla kadar olan şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalar sınırında kaldığından dava askerliğin bitim tarihine kadar geri bırakılacaktır.
Ara Kararları ile İlgili Nafaka Borçlarının Yerine Getirilmemesi Halinde Ceza Yaptırımı
Nafaka ve Boşanma davalarında dava görülmekte iken ihtiyati tedbir yolu ile davalının davacıya nafaka ödemesine karar verilebileceği gibi. Boşanma davası sırasında hâkimin MY.nın 137. (TMK. Md.169) maddesi gereğince resen takdir edeceği tedbir nafakası da ihtiyati tedbirlerdendir.
Yukarda da açıklandığı gibi ara kararlan ilâm niteliğinde olmadığından tedbir niteliğindeki bu kararlar ilâmsız icra yolu ile takip edilir.
17.7.2003 tarihli 4949 sayılı kanunun 97’inc maddesiyle Mahkemece ara karan ile hükmedilen nafakayı ödemeyen borçlular hakkında da 17.7.2003 tarihinden itibaren İİK’nın 344/1’inci madde ve fıkralan hükümleri uygulanacak ve ara karan ile hükmolunan nafakayı ödemeyen borçlularda tazyik hapsi ile cezalandınlacaktır.