Müşteriyi taciz nedeniyle iş akdinin feshine ilişkin Yargıtay kararları
“….Davacı işçi iş sözleşmesinin davalı işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunmuştur.
Davalı işveren ise, davacının otel müşterilerine uygunsuz tekliflerde bulunduğu nedeniyle 4857 sayılı İş Kanununun 25/ II maddesi uyarınca haklı olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece, iş akdinin işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedilmiş olduğu gerekçesiyle ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı tanıkları, otelde kalan müşterinin davacının sarkıntılık yaptığına dair şikayetle bulunduğunu, bu nedenle iş akdinin feshedildiğini beyan etmişlerdir.
Müşteriye ait şikayet dilekçesinde davacının kendisine sarkıntılık yaptığını ileri sürdüğü gece müdürü tarafından davacının teşhis edildiği, davranışının 4857 sayılı İş Kanununun 25/c maddesinde açıklanan doğruluk ve bağlılığa aykırılık oluşturduğu açıktır. Bu nedenle ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazanılmasına olanak bulunmamaktadır. Mahkemece, anılan isteklerin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü cihetine gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”( 9.HD. 2006/34071 E. 2007/2495 K. 07.02.2007)
“…Somut olayda, hastanede, ameliyattan çıkan ve davacı tarafından sedye ile taşınan hasta, 01.04.2009 tarihinde hastaneye verdiği şikayet dilekçesinde, taşınma işlemi esnasında davacının kendisini taciz ettiğini belirtmiştir. Tanık T., duruşmadaki beyanında da eylemi doğrulamıştır. Şu halde, davacının taciz eylemi sabit olup, iş sözleşmesinin feshi haklı sebebe dayanmaktadır.
Mahkemece, anılan gerekçelerle, kıdem ve ihbar tazminatı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22.HD. 2012/28635 E. 2013/26441 K. 25.11.2013)
“….Davalı, davacının garson olarak çalıştığı işyerinde 28.2.2004 tarihinde servis hizmetini yürütürken bir bayan müşteriye karşı yakışıksız tekliflerde bulunduğunu, bu durumun şefe bildirilmesi üzerine şefin de savunmasını istemesi üzerine iş yerinden ayrılarak bir daha işyerine uğramadığını, bunun üzerine haklı fesih ihtarında bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece ‘davacının 14.3.2003 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığı, garson olarak çalıştığı, işyerine gelen müşteriye şirkete ait kartviziti verdiği, bu hususun işveren tarafından öğrenildiği bu nedenle 1.3.2004 tarihinde davacının iş akdinin fesih edildiği dinlenen davacı tanığı ve davalı tanık beyanlarından anlaşılmakla tüm dosya kapsamı itibariyle davacının söz konusu kartviziti ne amaçla verdiği anlaşılamamış olup, müşteriyi taciz amacıyla verdiği hususu işveren tarafında ispatlanamadığından, davacının bu şekilde iş akdinin fesih edilmesinin haklı nedenle fesih sayılamayacağı ancak geçerli nedenle fesih kapsamı içinde değerlendirilebileceği ‘ gerekçesi ile isteklerinin kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
Karar taraflarca temyiz edilmiştir.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller; iş yeri kayıtları, tanık anlatımları, bilirkişi raporu vs.dir. Belirtilen deliller birlikte değerlendirildiğinde; İş Kanununun 25/2- e maddesinde ‘işçinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarının ‘ haklı fesih sebeplerinden sayılmıştır.
Somut olayda ise, mendile özel telefonunu yazarak bunu bayan müşteriye vermesi İş Kanunu 25/2-e maddesinde tanımlanan doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlardandır. Ayrıca davacının yaptığı devamsızlık da İş Kanununun 25/ 2-g maddesi uyarınca bir başka haklı fesih nedenidir.
Davacının ihbar tazminatı isteğinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozma nedenidir.”(9. HD. 2007/27349 E. 2008/33425 K. 04.12.2008)
“….Somut olayda; davacı işçi iş akdinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları talebinde bulunmuştur. Davalı ise bellboy olarak çalışan davacının otelde kalan bir ailenin kızını taciz ettiği için iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
Dosyadaki bilgi, belgeler ve özellikle taciz edildiği bildirilen S.G. isimli müşterinin Jandarmamdaki ifade tutanağından olay tarihinde 27 yaşında olan davacının otelde müşteri olarak kalan 1990 doğumlu S.G. isimli kızın otel odasına telefon açarak “senin kapına gül bıraktım, kapıdan onu alıp bana balkondan el sallar mısın?” dediğini, kendisinin gülü almadığını, bunun üzerine davacının gelerek kapıdan gülü alıp vermek istediğini, koridorda görünmek istemediğini, söyleyerek içeri girdiğini, içeride “ne zaman görüşürüz?” diye sorunca dışarı çıkmasını istediğini belirttiği görülmüştür.
Davacı hakkında şikâyette bulunan kişinin davacıya karşı bu şekilde bir iftirada bulanması için bir sebep yoktur.
Davacının otel müşterisine karşı bu davranışı doğruluk ve bağlılığa aykırı mahiyette olup işverenin iş akdini haklı nedenle fesih hakkı doğmuştur.
Bu nedenle davacının iş akdinin davalı tarafından haklı nedene dayalı olarak feshedildiği gözetilerek kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin alacak talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.”( 9.HD. 2011/36958 F.. 2013/28732 K. 08.11.2013)
“…Somut olayda, davacı iş sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğini ileri sürmüştür. Davalı ise otel olan işyerinde davacının kat görevlisi olarak temizlemek için gittiği bir odadaki kadın müşteriye cinsel tacizde bulunduğunu savunmuştur. Davalı tarafından alınan savunmasında, davacının odayı temizledikten sonra birden fazla kere odada bulunan eksikleri tamamlamak bahanesiyle kadın müşteri odadayken içeriği girdiğini, hatta kendinin müşteri tarafından taciz edildiğini savunduğu görülmüştür. İşyeri kamera kayıtlarının incelenmesi sonucu davacının birden fazla odaya giriş çıkış yaptığı , en son kadın müşteri tarafından kovulduğu tutanak altına alınmıştır.
Davacının olay üzerine yaptığı yazılı savunmalarındaki tevilli açıklamaları ve olayın oluş şekli karşısında davalı şirkette kat görevlisi olarak çalışan davacının otelde konaklayan kadın müşteriyi rahatsız ettiği, davacının bu davranışının doğruluk ve bağlılığa aykırı olup davalı işverene haklı fesih hakkı verdiği, feshin süresinde yapıldığı anlaşılmakla davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken “böyle bir olayın (taciz) vuku bulduğu kabul edilse bile feshin çok ağır bir sonuç olacağı” şeklindeki yerinde olmayan gerekçe ile kabulü isabetsizdir.”(9.HD. 2011/26623 E. 2013/23091 K. 19.09.2013)
“…Somut olayda davacı işçinin 26.07.2010 tarihinde yanında diğer bir çalışanla birlikte bir müşteriye mutfak montajı yaptığı, evde yalnız olan müşteri kadına sarkıntılık yaptığı iddiasıyla 6.8.2010 tarihinde şikayet edildiği, şikayet dilekçesinde durumun davalıya bildirildiğinin yazıldığı, davalı işvereninde 14.9.2010 tarihli ifadesinde montaj işinin bitmesinden bir hafta sonra kendisinin müşteki tarafından telefonla arayıp durumun anlatılıp davacı işçinin adının öğrenildiğini, olayı bu şekilde duyduğunu söylediği, iş akdinin ise davalı işverenin olayı öğrenmesinden 6 iş günlük hak düşürücü süre dolduktan çok sonra 20.9.2010 tarihinde feshedildiği, kaldı ki Antalya 16.Asliye Ceza Mahkemesince müştekinin ifadelerinde olayı iki ayrı şekilde anlattığı, ifadelerinin çelişkili olduğu dosyadaki delillerin değerlendirilmesi sonucunda sanığın üzerine atılı eylemi gerçekleştirmediği gerekçesiyle davacının beraatine karar verdiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece iş akli olayın öğrenilmesinden 6 günlük hak düşürücü süre sonra feshedilmekle haklı fesih geçerli fesih sebebi oluşturduğundan davacının kıdem vc ihbar tazminatına hak kazanacağı düşünülmeksizin hatalı değerlendirme sonucu bu alacakların reddine karar verilmiş olması …isabetsizdir.”(7.HD 2013/3568 E. 2013/10051 K. 29.05.2013)
“….Davacı sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini iddia etmiştir. Davalı taraf işyerinde işçinin hasta yakını olan bir bayanı taciz etmesi nedeniyle sözleşmenin haklı nedene dayanılarak sona erdirildiğini savunmuştur. Mahkemece feshin haklı nedene dayandığının işverence kanıllanamadığı gerekçesiyle ihbar ve kıdem tazminatı alacakları hüküm altına alınmıştır.
Dosya içeriğine göre, davacı hastanede bilgisayar operatörü olarak çalışmaktadır. Hasta yakını olduğu anlaşılan bir bayan hastane yönetimine dilekçe ile başvurarak, davacının kendisini taciz ettiğini, hatta gece birlikte olmalarını dahi teklif ettiğini beyan etmiştir. Bunun üzerine hastane yönetimince bir soruşturma başlatılmış, bu konuda diğer personelin de beyanına başvurulmuştur. Soruşturma sonucu davacının değiştirilmesi yüklenici firmadan istenerek sözleşmesi sona erdirilmiştir. Mahkemece her ne kadar davalı hastane yönetiminin tanık dinletmediği, diğer davalının dinlettiği tanığın da olaya ilişkin beyanının bulunmadığı değerlendirilmiş ise de, ülkemiz koşullarında bir kadının namusunu ortaya atacak şekilde bu şekilde bir iddiada bulunması hayatın olağan akışına aykırıdır. Söz konusu hasta yakını durumu dilekçe ile hastane başhekimliğine bildirmiştir, yönetim de bunu ciddi kabul ederek soruşturma yapmıştır. Olayın niteliği gereği tanıklarının bulunması olanaklı değildir.
İş sözleşmesi işverence haklı nedene dayanılarak feshedilmiştir ve davacının ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddedilmesi gerekir. Yazılı şekilde bu isteklerin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD. 2008/20776 E. 2010/5375 K. 01.03.2010)