Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Marka Nedir? Nasıl Tescil Edilir?

Marka Nedir? Nasıl Tescil Edilir?

Marka, bir işletmenin mal veya hizmetlerini tanıtmaya ve benzerlerinden ayırdet- meye yarar. Marka, patent, endüstriyel tasarım ve coğrafi işaret gibi haklara ilişkin mevzuat ile verilen yetkileri kullanmak ve ilgili işlemleri yürütmek üzere Türk Patent Enstitüsü kurulmuştur (Bkz. Sınai Mülkiyet Kanunu).

Marka başta olmak üzere, fikri mülkiyet hakları alanında ülkemizde 1994’ler- den itibaren gerçekleşen büyük çaplı mevzuat değişikliklerinin temel nedeni, Türkiye’nin Gümrük Birliğine katılması ve Avrupa Birliği mevzuatına uyum çabala­rıdır. Böylece fikri ve sınaî haklar mevzuatımız Avrupa Birliği normlarına uydurul­maya çalışılmıştır. Belirtilen iç hukuk düzenlemeleri yanında, markalara ilişkin ola­rak Türkiye’nin imzaladığı önemli uluslararası anlaşmalar vardır.1883 tarihli Paris Sözleşmesi ve değişiklikleri, Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması, markaların uluslararası tescili ve sınıflandırılmasına ilişkin Nis ve Viyana Anlaşmaları gibi.

Markanın Tanımı ve İşlevleri

Markanın tanımı dolaylı olarak SMK m.4’de yapılmıştır. Buna göre; marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan koruma­nın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla, kişi adları dahil, sözcükler şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzereher tür işaret­ten oluşabilir. Hükmün açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere, “marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması” gerekmektedir. Hükümde “her tür işaret” de­nildiği için sayının sınırlı olmadığı kabul edilmelidir. Buna göre; sicilde açık ve kesin olarak gösterilebilmesi koşulu ileörneğin sözcükler, reklam sloganları, harf, sayı, harf sayı kombinasyonları, şekiller, üç boyutlu şekiller, renkler ve hareketler marka olarak seçilebilecektir. Marka uygulamamızda son zamanlarda tanınma­ya ve yaygınlaşmaya başlayan ses markası, üç boyutlu marka, renk markası, ha­reket markası gibi yeni marka türlerine ait örneklerin TPMK’ya başvurusunun hangi yöntemlerle yapılacağı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 7. maddesinde düzenlenmektedir. Ayrıca hizmet markasının tescili ve korunmasına da olanak sağlanmıştır.

Marka başlıca üç işleve sahiptir:

Reklam İşlevi

Marka, ürünü tanıtmaya yarar; alıcılara hitap ederek talebi artırmaya çalışır. İsa­betli seçilmesi talebi artırıcı bir etkendir. Bu açıdan göze ve kulağa hoş gelen, akıl­da kolay tutulabilen işaretlerin seçilmesine gayret edilir.

Garanti İşlevi

Marka bazen malın kalitesiyle ve hatta kendisiyle bir anlamda özdeş hâle gelebilir. Birçok insan, alacağı ürünle birlikte aynı anda belirli markalara yönelir. Markalı ürünlerin daha pahalı olmasının mantığı da budur.

Kaynak Belirtme İşlevi

Marka, ürünün hangi işletmeden çıktığını gösterir; ürün ile işletmeler arasında bağ kurulmasını sağlar.

Marka Türleri

Markayı iki ölçüte göre sınıflandırabiliriz.

Nitelikledikleri (İşaretledikleri) Açısından

Mal Markaları

Bir malın üretildiği işletmeyi (fabrika markaları) veya o malın hangi işletme tara­fından piyasaya sürüldüğünü (ticaret markaları) gösterir. Çoğu kez, aynı işletme, bir malı hem ürettiği, hem de piyasaya sürdüğü için bu iki özellik, aynı markada biraraya gelebilmektedir

Hizmet Markaları

Bir işletme tarafından verilen hizmeti tanıtmaya ve diğer işletmelerin hizmetle­rinden ayırt etmeye, işaretlemeye yarar. Böylece bankacılık, sigortacılık, turizm ve otelcilik gibi alanlarda verilen hizmetlerin de markaya bağlanması mümkün hale gelmiştir.

Kullananlar Açısından

Bireysel (Ferdi) Markalar

Gerçek veya tüzel kişilerin bireysel ve bağımsız olarak kullandıkları markalardır. Uygulamada rastlanan markaların birçoğu bu gruba girmekle birlikte, SMK’da bu tür markalardan özel olarak söz edilmemiştir.

Ortak Markalar

Üretim veya ticaret (SMK m. 31/3,4). oluşan bir grup tarafından müştereken kullanılan markalardır (556 sayılı KHK m.55). Böylece, grup işletmelerinin mal veya hizmetleri tanıtılır ve diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilmesi sağlanır. Ortak mar­kanın kullanılabilmesi için markanın kullanım usul ve şekillerini gösteren teknik şartna­menin TPMK’ya sunulması gerek ir (SMK m. 32).

Garanti markası, marka sahibinin kontrolü altında birçok işletme tarafından o işletmelerin ortak özelliklerini, üretim usullerini, coğrafi menşelerini ve kalitesini garanti etmeye yarayan işarettir (SMK m. 31/1). Her ne kadar hükmün ifadesi işletmelerin olsa da aslında kastedilen işletmelere ait ürünlerdir.

Garanti markasının, marka sahibinin veya marka sahibine iktisaden bağlı olan işletmenin mal ve hizmetlerinde kullanılması yasaktır (SMK m. 31/2). Bu marka­lar, markayı taşıyan mal veya hizmetlerin önceden belirlenmiş belirli bir kaliteyi veya özelliği taşıdığını gösterirler. Garanti markası için de teknik şartname kul­lanma zorunluluğu bulunmaktadır (SMK m. 32). Örneğin Uluslararası Yün Bir­liğine ait Woolmark, Türkiye’de TSE, ISO 9001, ISO 9002 kalite gösteren işaretler, İviçre’de Label sözcüğü.

Markanın Benzer Kavramlardan Ayırdedilmesi

Coğrafi İşaretlerden

SMK m. 34’e göre; coğrafi işaret, belirgin bir niteliği, ürünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir.

Maahreç işareti ise, coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya ülkeden kaynaklanan, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından bu coğ­rafi alan ile özdeşleşen, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerden en az biri belir­lenmiş coğrafi alanın sınırları içinde yapılan ürünleri tanımlayan addır. Mahreç işaretlerinin, ürünün özelliklerinden en az biri o yöreye ait olmakla birlikte, yöre dışında da üretilebilmesi söz konusudur (SMK m. 34/1-b). Mahreç işaretine He- reke ipek halısı örnek gösterilebilir.

Coğrafi işaretler menşe adı ve mahreç işareti olmak üzere iki çeşittir. Menşe adı; coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya istisnai durumlarda ülkeden kaynaklanan, tüm veya esas özelliklerini bu coğrafi alana özgü doğal ve beşeri unsurlardan alan, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerin tümü bu coğrafi alanın sınırları içinde gerçekleşen ürünleri tanımlayan addır (SMK m. 34/1-a). Menşe adları ait oldukları coğrafi bölgenin dışında üretilmezler. Çünkü ürün, nitelikleri­ni ancak ait olduğu yöre içinde üretildiği taktirde kazanabilir. Menşe adına Finike portakalı ve Malatya kayısısı örnek verilebilir.

Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret içeren işaretler mar­ka olarak tescil edilemez (SMK m. 5/1-i). Coğrafi işaretlerin markadan farkları şunlardır:

  1. Marka, çoğunlukla malı üreten veya piyasaya süren işletmeyi gösterir. Oysa coğrafi işaretler, malın hangi coğrafi yerden, bölgeden veya ülkeden çıktı­ğını gösterir.
  2. Marka bireysel tanıtma aracıdır. Onu üreten, piyasaya süren firmayı tanıtır. Coğrafî işaretler ise kollektif tanıtma aracıdır.
  3. Marka üzerindeki hak devredilebilir. Coğrafî işaretler üzerindeki hak dev­redilemez, yalnızca hak sahiplerince kullanılır (SMK m. 148/1).

Ticaret Unvanı ve İşletme Adından

Ticaret unvanı işletmenin sahibini, işletme adı ise işletmenin kendisini tanıtma­ya yaramaktadır. Oysa marka, işletmenin ürünlerini tanıtmaya ve benzerlerinden ayırt etmeye hizmet eder.

Uygulamada bazen, aynı sözcüklerin hem işletme adı, hem marka, hem de ticaret unvanında yer aldığı görülür. Bu durumda, bu üç kavramı ayırt ederken daha özenli davranmak gerekecektir.

Marka Kullanılmasında Sistemler

Bu konuda üç sistem vardır, zorunluluk sistemi, serbestlik sistemi ve karma sis­tem. Bizim eski 551 sayılı Markalar Kanunumuz karma sistemi kabul etmişti. Bu­gün, yürürlükteki SMK serbestlik sistemini kabul etmiştir.

Markanın Tescili

556 s.KHK’nın sağladığı korumadan yararlanılabilmesi için, kural olarak marka­nın tescil ettirilmiş olması gerekmektedir (SMK m. 7). Bu nedenle, tescili talep hakkına sahip olanlar, tescil talebinin red nedenleri ve tescil işlemleri hakkında genel de olsa bazı bilgiler vermekte yarar vardır.

SMK’nın 3. maddesi genel olarak bu Kanunla sağlanan korumadan kimlerin yararlanabileceğini düzenlemiştir. Buna göre:

  1. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları,
  2. Türkiye Cumhuriyeti Sınırları içinde yerleşim yeri olan veya sınai ya da ticari faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler,
  3. Paris Sözleşmesi veya 15.04.1994 tarihli Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dahilinde başvuru hakkına sahip kişiler,
  4. Karşılıklılık ilkesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki kişileresı- nai mülkiyet hakkı koruması sağlayan devetlerin uyruğundaki kişiler bu Kanunun sağladığı korumadan yararlanır.

Bu kişiler, tescil başvurusunu bizzat yapabilecekleri gibi, yetkili vekilleri (mar­ka vekili) aracılığı ile de yapabilirler (556 s.KHK m.3/d,80).

Marka Tescilinde Red Nedenleri

SMK hükümleri çerçevesinde bir markanın tesciline engel oluşturan nedenleri incelerken ikili bir ayırım yapmak lazımdır.

Mutlak Red Nedenleri

Bir kişi markasını tescil ettirmek için müracaat ettiğinde mutlak red nedenlerin­den birisi varsa, başvurunun TPMK tarafından resen reddi gerekmektedir. Bu ne­denler SMK m. 5’de sayılmıştır:

  1. 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
  2. Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
  3. Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kay­nak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren işaretler.
  4. Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
  5. Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya ad­landırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
  6. Malın doğası gereği ortaya çıkan şeklini ya da başka bir özelliğini veya tek­nik bir sonucu elde etmek için zorunlu olan veya mala asli değerini veren şeklî ya da başka bir özelliğini münhasıran içeren işaretler.
  7. Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda hal­kı yanıltacak işaretler.
  8. Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesine göre reddedilecek işaretler.
  9. Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili mercilerce tescil izni verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren işaretler.
  10. Dini değerleri ve sembolleri içeren işaretler.
  11. Kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı işaretler.
  12. Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret içeren işaretler.

Nisbî Red Nedenleri

Bu nedenlerden birisinin varlığı durumunda ancak ilgili bir kişinin TPMK (tescil edilmiş ya da tescil başvurusu yapılmış bir marka sahibinin) itirazı üzerine TPE tescil başvurusunu reddedebilmek SMK 6’da Enstitü başvuruyu kendiliğinden reddedememe 1. Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önce­ki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.

  1. Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki ta­rihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
  2. Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar ben­zerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üze­rine reddedilir.
  3. Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
  4. Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya ben­zer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
  5. Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir mar­kanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici ka­rakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil baş­vurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmak­sızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
  6. Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unva­nını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içer­mesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
  7. Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hiz­metleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine red­dedilir.
  8. Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesin­den itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki mar­ka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
  9. Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.

Tescil Aşamaları

Tüm tescil işlemleri TPMK tarafından yürütülür. İç içe geçmiş birden çok aşama ve işlem mevcuttur. Ana hatlarıyla bakarsak:

Başvuru

Başvurunun nasıl yapılacağı, hangi belgelerin sunlması gerektiği, başvurunun hangi aşamalardan geçeceği gibi hususlar SMK’da düzenlenmiştir. Başvuru di­lekçesinde bulunması gerekli bilgiler SMK m. 11/1’de belirtilmiştir. Buna göre; marka başvurusu; başvuru sahibinin kimliğine ilişkin bilgileri içeren başvuru for­munu, marka örneğini, başvuruya konu mal veya hizmetlerin listesini, başvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgiyi, başvuru, ortak marka veya garanti markası için yapılmışsa 32 nci madde kapsamında düzenlenmiş teknik şartnameyi, rüç- han hakkı talebi varsa rüçhan hakkı talep ücretinin ödendiğini gösterir bilgiyi, marka örneğinde Latin alfabesi dışında harf veya harfler kullanılmışsa bunların Latin alfabesindeki karşılığını kapsar.

Herbir marka için ayrı ayrı başvuru yapılması gerekir.

İnceleme

Türk Patent Enstitüsü daha sonra şu hususlarda inceleme yapacaktır:

Şekli açıdan: SMK 11’de öngörülen belgelerin tamam olup olmadığı, şekli ek­siklik içerip içermediği incelenir. Şekli eksiklik olduğu takdirde SMK m. 15/1 son cümle uyarınca iki aylık süre verilir. Şekli eksiklik olmadığına karar verilirse, baş­vuru, başvurunun alındığı tarih, saat, dakika itibariyle kesinleşir.

Yetki açısından: Başvuran kişinin yetkili olup olmadığı incelenip yetkisiz bir kişinin başvurusu reddedilecektir (SMK m. 3).

Mutlak red nedenleri açısından: TPMK, şekli açıdan eksiği bulunmayan baş­vuruları, red için kesin nedenler açısından inceleyecek mutlak red nedeni varsa talebi reddedecektir (SMK m. 5, 16). Başvurunun mutlak tescil engellerine dayalı olarak reddedilmesi halinde, başvuru sahibinin karara itiraz hakkı bulunmaktadır (SMK m. 20). Herhangi bir aykırılık görülmez ise, başvuru marka bülteninde ya­yımlanmak suretiyle üçüncü kişilerin itirazlarına ve görüşlerine sunulur.

Üçüncü Kişilerin Görüşleri ve İtirazlar

Üçüncü kişiler (herhangi bir gerçek veya tüzel kişi ya da herhangi bir grup veya hizmetleri temin edenler, üreticiler veya imalatçıları temsil eden bir organ, tacir veya tüketiciler) başvurunun yayınından sonra, SMK’nın5/1-ç bendi dışında ka­lan diğer bentler kapsamında, markanın tescil için yeterli nitelikleri taşımadığına ilişkin yazılı ve gerekçeli görüşlerini kuruma sunabilirler. Kurum bu görüşleri de- ğerlendieir ve görüşlerin yerinde olduğunakanaat getirirsde marka başvurusunu kısmen veya tamamen reddeder (SMK m. 17).

İlgili kişiler ise, bültende yayınlanmış bir marka başvurusunun, SMK’nın 5 veya 6. maddelerine göre, tescil edilmemesi gerektiğine ilişkin itirazlarını marka başvurusunun yayımından itibaren iki ay içinde yapabilirler. İtiraz yazılı ve ge- rekçeliolarak Kuruma yapılır. İtiraz gerekçelerinin belirtilen süre içinde sunulma- ması halinde itiraz yapılmamış sayılır. İtirazın incelenmesiiçin itiraz süresiiçinde ücretin ödenmesi ve aynı süre içinde ücretin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması zorunludur (SMK m. 16). TPMK kararlarına karşı, taraflar ile zarar gören kişiler, kararın bildiriminden itibaren iki aylık süre içinde yazılı ve gerekçeli olarak itiraz edebilirler (SMK m. 20). Kurumun bu kanun hükümlerine göre aldı­ğı bütün kararlara karşı açılacak davalarda ve Kurumun kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin Kurum aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahke­me, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesidir (SMK m. 156/2).

Tescil: İtiraz edilmemiş ise veya yapılan itiraz kesin olarak reddedilmiş ise marka tescil edilir, marka sahibine bir “Marka Tescil Belgesi” verilir; Resmi Marka Gazetesinde yayınlanır. Marka sicili alenidir (SMK m.22/3).

Marka Tescilinin Sonuçları

Tescil, marka sahibine hem hak sağlar, hem de yükümlülük getirir:

  1. Tescil edilen marka sahibine tekel hakkı sağlar. Markaya tecavüz etmek isteyen kişilere karşı SMK’nın özel koruması devreye girer. Tescil edilmiş markanın koruma süresi on yıldır; bu süre onar yıllık dönemler halinde yenilenebilir. (SMK m. 23). Yenileme talebi, koruma süresinin sona erdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde yapılır.
  2. Tescilli marka sahibi, markasını kullanmakla yükümlüdür. Tescilden itiba­ren beş yıl içerisinde, haklı bir neden olmaksızın markanın ciddi biçimde kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıl kesintisiz ara verilmesi hâlinde marka iptal edilir. Hangi hallerin kullanma sayılacağı KHK’da gösterilmiş­tir (SMK m. 9).

Garanti markası ve ortak markalar bakımından bu markaların nasıl ve ne şe­kilde kullanılacağını gösteren bir teknik yönetmelik, tescil başvurusu sırasında kuruma teslim edilir. Teknik yönetmeliğe aykırı kullanım yasaklanmış olup tanı­nan süre içerisinde aykırılık düzeltilmediği takdirde, markanın iptali söz konusu olur (SMK m. 26, 32).

Marka ile İlgili Hukuki İşlemler

Marka bir takım hukuki işlemlere konu edilebilir. Satılabilir, devredilebilir, hac- zedilebilir, lisans sözleşmesine konu yapılabilir, rehnedilebilir, miras yoluyla ge­çebilir. Tescilli marka üzerindeki sağlararası hukuki işlemler yazılı şekle bağlıdır (SMK m. 148/6). Fakat markalar finansal kiralama sözleşmesine konu olamazlar (FKFFŞK m. 19).

Devir

Marka, tescil edildiği mal veya hizmetlerin tamamı veya bir kısmı için devredile­bilir. (SMK m. 148/6). Yazılı olarak yapılan devir sözleşmesinin geçerli olabilmesi
için noter tarafından onaylanmış olması gerekir. Devir işlemi, taraflardan birinin talebi, ücretin ödenmesi ve yönetmelikle belirlenen diğer şartların yerine getiril­mesi durumunda sicile kaydedilir ve Bültende yayınlanır.

Rehin

Marka, işletmeden bağımsız olarak rehnedilebilir (SMK m. 148/2; ayrıca bkz. TİTRK hükümleri). Ayrıca ticari işletmenin tamamı üzerinde rehin hakkı kuru­lursa, marka da işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş bir değer olarak işletme reh- ninin kapsamındadır (TİTRK m. 5/2).

Haciz

Tescilli bir markanın işletmeden ayrı olarak (tek başına) haczedilmesi de müm­kündür (SMK m. 148/2).

Lisans

Tescilli bir markanın kullanım hakkının devri amacıyla lisans sözleşmeleri ya­pılabilir. Sözleşme, tescil edilen mal veya hizmetlerin tamamı veya bir kısmı için olabilir (SMK m. 24/1). Sözleşme yazılı olmalı, tescil ettirilmelidir (SMK m. 148/4). Tescil yapılmamış ise üçüncü kişilerin iyiniyeti korunur (SMK m. 148/5).

Lisans inhisari veya gayri inhisari olabilir. İnhisari olabilmesi için bunun karar­laştırılması gerekir. İnhisari lisansta başkalarına lisans verilemez ancak lisans alan markayı kullanabilir; hakkını açıkça saklı tutmamış ise lisans veren dahi kullanamaz. Bu yolla lisans alan, markaya tecavüz edenlere karşı marka sahibinin açacağı dava­ları açabilir (SMK m. 158/1). Lisans gayri inhisari olursa, lisans verenin başkalarına da lisans vermesi mümkündür; ayrıca markayı kendisi de kullanabilir. Lisans alanlar, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, haklarını üçüncü kişilere devredemez ve alt lisans veremezler (SMK m. 24/3).

İnhisar, tekel; inhisari; tekelci; gayri inhisari, tekelci olmayan demektir.

Tescilli Markaya Tecavüz ve Markanın Korunması

Tescilli markaya tecavüz sayılan haller SMK m. 29/1’de gösterilmiş olup, bu teca­vüzlere karşı hukuki ve cezai yaptırımlar öngörülmüştür (SMK m. 149, 30).

Özel Hukuki Koruma

Tescilli bir markaya tecavüz halinde marka sahibinin açabileceği hukuk davaları ve yöneltebileceği talepler SMK m. 149’da sayılmıştır:

Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki ta­leplerde bulunabilir:

  1. Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti,
  2. Muhtemel tecavüzün önlenmesi,
  3. Tecavüz fiillerinin durdurulması,
  4. Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini,
  5. Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konuürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması.
  6. Yukarıdaki gibi elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması,
  7. Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraf­lar tecavüz edene ait olmak üzere yukarıdaki gibi elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası,
  8. Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı ta­rafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıta­larla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi, Söz konusu davaları açma yetkisi öncelikle marka sahibine aittir. Aksi kararlaş­tırılmış olmadıkça, inhisari lisans sahibi de bu davaları açabilir. Gayri inhisari lisans sahibinin kural olarak dava açma yetkisi yoktur fakat belirli koşulların varlığı halin­de istisnaen bu yetkiyi kazanır (SMK m. 158). Davalı sıfatı ise faile aittir. Tazminat davası, marka sahibinin izni olmaksızın taklit markalı mal üreten, dağıtan, satan veya ticaretini yapan kişi aleyhine açılır (SMK m. 29/1-b,c). Failin piyasaya sürmüş olduğu malları kullanan tüketicilere karşı dava açılamaz (SMK m. 153/1).

Yukarıdaki taleplerle açılacak hukuk davalarında zamanaşımı açısından SMK m. 157’de, TBK’nın zamanaşımı hükümlerine yollama yapılmıştır. Bu nedenle, haksız fillere ilişkin iki ve on yıllık zamanaşımı süreleri uygulanır (TBK m.72).

Görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesidir. Yetkili mahke­me, davacının yerleşim yeri veya tecavüzün olduğu ya da etkilerinin görüldüğü yerdeki mahkemedir (SMK m. 156/3).

Genel (Haksız Rekabet Davaları ile) Koruma

Markalara yönelik koruma bazen SMK’na göre değil de TTK’daki haksız rekabet hükümlerine dayanarak sağlanabilir. Zaten tescilsiz markalar ancak TTK’ya göre korunabilir. SMK’na dayanarak dava açma hakkı olmayanlar da (müşteriler ve mes­lek odaları) TTK m.56’ya dayanarak dava açılabilirler. Ancak, SMK tescilli markalar açısından TTK’ya oranla özel olduğu, zarar görme tehlikesinin varlığı dahi aran­maksızın davaların birçoğunu (tazminat davası zarar şartına bağlı) açmak mümkün olduğu için, kararnamenin sağladığı koruma daha elverişli ve doyurucudur.

Cezai Yaptırımlar

SMK m. 30’da suç oluşturan fiiller ile cezaları hükme bağlanmıştır. SMK m. 30/5’te, bu maddede öngörülen suçlardan dolayı cezaya hükmedilebilmesi için markanın Türkiye’de tescilli olması gerektiği belirtilmştir. SMK m. 30/6 uyarınca bu madde­de düzenlenen suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.

Markanın Hükümsüzlüğü ve İptali

SMK’da hükümsüzlük halleri (SMK m. 25) ve iptal halleri (SMK m.26) ile bunla­rın sonuçları ayrı ayrı (SMK m. 27) düzenlenmştir.

Hükümsüzlük sebeplerinin söz konusu olması için markanın tescili sırasında mevcut olan mutlak veya nispi ret nedenlerinin varlığına rağmen, markanın Ku­rum nezdinde tescil olması gerekir. Bu durumda markanın tescili baştan sakattır. Markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi durumunda bu karar; marka başvuru tarihinden itibaren etkili olur ve markaya SMK ile sağlanan koruma hiç doğma­mış sayılır.

Kesinleşen karar mahkeme tarafından Kuruma gönderilir, marka sicilden ter­kin edilir ve durum Bültende yayınlanır (SMK m. 27/6-7). Kesinleşen hükümsüz­lük kararı herkese karşı hükümifade eder.

Markanın İptali

Tescil sırasında bulunmayıp, sonradan ortaya çıkan sebepler dolayısıyla markanın terkinine markanın iptali denilmektedir. Tescil tarihinde aslında geçerli bir marka söz konusudur. Fakat zamanla, markanın iptalini gerektiren bazı nedenlerortaya çıkmıştır. Markanın iptaline karar verilmesi durumunda iptal kararı, iptal talebi­nin, Kuruma sunulduğu tarihten itibaren etkili olur. Ancak, talep üzerine, iptal hallerinin daha önceki bir tarihte doğmuş olması halinde iptal kararının bu ta­rihten itibaren etkili olacağına karar verilebilir. İptal kararının kesinleşmesinden sonra marka, sicilden terkin edilir ve durum Bültende yayınlanır (SMK m. 27/7). Kesinleşmiş karar herkes için bağlayıcıdır.

Marka Hakkının Sona Ermesi

Marka hakkı şu hallerde sona erer (SMK m. 25-28): Markanın hükümsüzlüğü veya ip­taline yönelik açılan davada markanın hükümsüzlüğüne veya iptaline karar verilerek markanın sicilden terkin edilmesi, koruma süresinin dolması ve süresinde yenileme yapılmaması veya marka sahibinin hakkından yazılı olarak vazgeçmesi (KHK m.46). Bu hallerde sona ermenin ilgili bültende yayınlanması gerekir.