Limited Şirket Ortaklarının Yükümlülükleri Nelerdir?
Limited Şirket Ortaklarının Sermaye Taahhüdü
6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanunun 528’inci maddesinde yer alan; “Şirket mukavelesinde aksine hüküm bulunmadıkça ortaklar, koymayı taahhüt ettikleri sermayeleri itibari değerleri nispetinde para olarak ödemeye mecburdurlar. Ayın nevinden sermaye hakkındaki hükümler mahfuzdur. Esas sermayenin azaltılması hali müstesna olmak üzere, ortakların koymayı taahhüt ettikleri sermayenin ödenmesi tecil olunamıyacağı gibi ortakların bu borçtan ibra edilmeleri de caiz değildir.” hükmü; 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 601’inci maddesi ile “Esas sermayenin azaltılması hâli hariç, ortaklara, esas sermaye payı bedeli geri verilemeyeceği gibi, ortaklar bu borçtan ibra da olunamazlar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dolayısı ile limited şirket ortaklarının sermaye taahhüdüne ilişkin 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 601’inci maddesi ile yapılan düzenleme, 6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanunun 528’inci maddesinde yer alan düzenlemenin tekrarı şeklindedir.
Limited Şirket Ortaklarının Ek Ödeme Yükümlülüğü
6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanununda yer almayan limited şirket ortaklarının ek ödeme yükümlülüğü; 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 603’üncii maddesinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 603’üncü maddesinde yer alan hüküm çerçevesinde limited şirket ortakları şirket sözleşmesiyle, esas sermaye payı bedeli dışında ek ödeme ile de yükümlü tutulabilirler.
Limited şirket ortaklarından söz konusu yükümlülüğü yerine getirmelerinin istenebilmesi aşağıdaki durumlarda mümkün olabilmektedir.
- Şirket esas sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının şirketin zararını karşılayamaması,
- Şirketin bu ek araçlar olmaksızın işlerine gereği gibi devamının mümkün olmaması,
- Şirket sözleşmesinde tanımlanan ve özkaynak ihtiyacı doğuran diğer bir hâlin gerçekleşmiş bulunması.
6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 603’üncü maddesine göre limited şirket ortaklarının ek ödeme yükümlülüğü ile ilgili diğer hususlar aşağıda belirtildiği şekildedir.
- İflasın açılması ile ek ödeme yükümlülüğü muaccel olur.
- Ek ödeme yükümlülüğü şirket sözleşmesinde ancak esas sermaye payını esas alan belirli bir tutar olarak öngörülebilir. Bu tutar esas sermaye payının itibarî değerinin iki katını aşamaz.
- Her ortak, sadece kendi esas sermaye payına düşen ek ödemeyi verine getirmekle yükümlüdür.
- Şartlar gerçekleşmişse, ek ödemeler müdürler tarafından istenir.
- Ek ödeme yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılması ancak esas sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının zararları tamamen karşılaması hâlinde mümkündür. Ek ödeme yükümlülüğünün azaltılmasına veya kaldırılmasına esas sermayenin azaltılması hakkındaki hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
Ek ödeme yükümlülüğü, şirket sözleşmesinde öngörülmesi ve kanunda yer alan şartların gerçekleşmesi halinde, ortaklara, sadece şirkete nakdî ödemelerde bulunmaları borcunu yükler. Amaç lînansal yönden kötü duruma düşen, bilânço ağı bulunan şirkete ortakların yapacakları ek ödemelerle yardımcı olmalarıdır. Kurum öğretide, sadece amaç yönünden kişisel sorumluluğa benzetilir. Her iki kurumda da, şirket borçlarını ödeyemediği takdirde ortaklara başvurulmaktadır. Ancak, gene öğretide belirtildiği gibi, kişisel sorumluluk alacaklılara karşıdır, dışa yöneliktir; ek ödeme ise şirkete karşıdır; içe yöneliktir.
Ek ödeme temelde bilânço açıklarını kapatmak amacıyla öngörülmüş bir araçken, son zamanlarda amaçtaki bu sınırlama kalkmıştır. Kaynak, İsviçre Tasarısında kurumun uygulama alanı genişletilmiştir. Böylece limited şirket hayatını sürdürebilmesi, ödeme dar boğazından çıkabilmesi için yeni bir olanağa kavuşmuştur.
Limited Şirketten Ayrılan Ortakların Ek Ödeme Yükümlülüğü
6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanununda yer almayan limited şirketten ayrılan ortakların ek ödeme yükümlülüğü; 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 604’üncü maddesinde düzenlenmiştir.
Limited şirketten ayrılan ortakların ek ödeme yükümlülüğü; 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 604’üncii maddesinde;
“Şirket, ortağın şirketten ayrılmasının tescil edildiği tarihten itibaren iki yıl içinde iflas etmiş ise bu eski ortaktan da ek ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi istenir.
Ek ödeme yükümlülüğü, halef tarafından yerine getirilmemişse, ortağın sorumluluğu, yükümlülüğü gerçekleştiği tarihte ortağa karşı ileri sürülebileceği ölçüde devam eder.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Söz konusu kanuni düzenlemenin madde gerekçesinde aşağıdaki şekilde açıklamalara yer verilmiştir.
Birinci Fıkra Gerekçesi
Ek ödeme yükümü, kural olarak, ortağın şirketten ayrılması ile o ortak yönünden sona erer. Ancak, şirket, ortağın ayrılmasından itibaren iki yıl içinde iflâs etmişse, hüküm başkadır. Bu halde ayrılan ortak bakımından yüküm devam eder. Tasarı, yükümün paya bağlı olduğu kuralından, alacaklıları korumak ve özellikle kötü niyetli ayrılmalara engel olmak amacıyla zorunlu olarak ayrılmaktadır. Aksi halde, fazla paya sahip (hakim) ortak işlerin iyi gitmediğini görünce şirketten kolayca ayrılarak söz konusu yükümden kurtulup, ona güvenerek kredi veren alacaklıları kandırmış olur.
Hükmün kaynağı İsviçre Ön tasarısıdır. Daha sonra bu tasarıda parlamentoda yapılan değişiklik kanunumuz tarafından benimsenmemiştir. Çünkü, sürenin üç yıla çıkarılmasının menfaatler dengesine uymadığı ve kurumu amacından saptırdığı ve bu araçtan yararlanmak isteyecek şirketleri caydırabileceği sonucuna varılmıştır.
İkinci Fıkra Gerekçesi
İkinci fıkra bu yükümün paya bağlı olduğu ilkesini doğrular. îlke uyarınca ek ödeme yükümünün payın geçtiği kişi, yani halef tarafından yerine getirilmesi gerekir. Ayrılan ortağa, ek ödeme yükümü için başvurulabilecek hallerde halefin yükümü yerine getirdiği ölçüde, ortağın borçtan kurtulması hem adaletin gereğidir, hem de ilkenin doğal sonucudur. İsviçre Tasarısı ayrılan ortağın ek ödeme yükümünün ytik- scltilemeyeceği hükmüne yer vermiştir. Doğal olanın hükme bağlanması gerekmediği için bu hüküm kanuna alınmamıştır. Ayrılma ile ortağın üzerinde organların kararları hükmü doğuramaz hâle gelir. Ayrılmış ortağın katılma, önerme ve oy verme hakkını haiz olmadığı bir organın kararı ile bağlı olması hukuken açıklanamaz. Ayrıca 607’nci madde bu konuda kesindir.
Yerine getirilen ek ödeme yükümlülüğünün kısmen veya tamamen limited şirket ortaklarına geri verilmesi 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 605’inci maddesinde düzenlenmiştir.
Buna göre; yerine getirilen ek ödeme yükümlülüğünün kısmen veya tamamen geri verilebilmesi için ek ödemeye ilişkin tutarın, serbestçe kullanılabilecek yedek akçeler ile fonlardan karşılanabilir olması ve bu durumun işlem denetçisi tarafından doğrulanmış bulunmas1 şarttır. (6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu Madde 605)
Şirketin finansal durumu, yerine getirilmiş bulunan ödemelerin kısmen veya tamamen geri verilmesine müsait duruma gelmiş, şirketin ek ödemelerden yararlanmasına ilişkin şartlar (devamlı sayılabilecek şekilde) ortadan kalkmışsa, bunların şirkette alıkonulmaları amaca olduğu kadar ek ödemelerin niteliğine de aykırı ve kurumun hizmet vermesini engelleyicidir. Ek ödemelerin sahiplerine dönmeyeceği bir sistemde hiçbir şirket bu yükümü ortaklarına yükleyemez. Ayrıca, ek ödemeler, tamamlamada olduğu gibi sermaye açığını kapatan şirkete karşılıksız verilen bir sermaye değil, geçici zararı gideren bir ek finansman aracıdır. Ancak ek ödemelerin iadesi kötüye de kullanılabilir; şirket şartları doğmadığı halde bunları iade edebilir. Tasarı 605 inci maddesinde, şartlar müsait olmadığı, ek ödemelere gereksinim bulunduğu halde, bunları kısmen veya tamamen geri verilmesini önleyici iki önlem getirmektedir. Birincisi, ödeme kaynağının serbestçe tasarruf edilebilecek nitelik taşıması, İkincisi bunun işlem denetçisi tarafından doğrulanmış olmasıdır. Hükümdeki “fonlar” tanımlanmamıştır. Yeniden değerleme ile taşınmaz ve iştirak satışı getirilerinden oluşan fonların ve diğer fonların kapsama girip girmediğini mevzuat ve öğreti ile mahkeme kararları belirleyecektir. İşlem denetçisinin raporunun gerekçeli olması ve sermayenin azaltılmasında söz konusu olan gereklilikler ile endişe ve riskleri değerlendirmesi şarttır.
Limited Şirket Ortaklarının Yan Edim Yükümlülüğü
6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanununda yer almayan limited şirket ortaklarının yan edim yükümlülüğü; 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 606’ncı maddesinde düzenlenmiştir.
Limited şirket ortaklarının yan edim yükümlülüğü; 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 606’ncı maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
“Şirket sözleşmesiyle, şirketin işletme konusunun gerçekleşmesine hizmet edebilecek yan edim yükümlülükleri öngörülebilir.
Bir esas sermaye payına bağlı yan edim yükümlülüklerinin konusu, kapsamı, koşulları ve diğer önemli noktalar şirket sözleşmesinde belirtilir. Ayrıntıyı gerektiren konular genel kurul düzenlemesine bırakılabilir.
Şirket sözleşmesinde açıkça belirtilmiş bir karşılığı veya uygun bir karşılığı bulunmayan ve özkaynak ihtiyacını karşılamaya hizmet eden nakdî ve ayni edim yükümlülükleri, ek ödeme yükümlülüğüne ilişkin hükümlere tabidir.”
Limited şirket ortaklarının yan edim yükümlülüğüne ilişkin 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 606’ncı maddesi ile ilgili açıklamalara aşağıda yer alan madde gerekçesinde yer verilmiştir.
Birinci Fıkra Gerekçesi
Yan edim yükümlülükleri limited şirketin bir taraftan kişisel öğelerden oluşabilen yanını ortaya çıkaran diğer taraftan onu, kooperatife yaklaştıran bir kurumdur. Yan edimler de esas sermaye payına bağlıdır.
İkincil (tâli) sıfatıyla da nitelendirebileceğimiz yan edimler bir kısım esas sermaye paylarına veya pay kategorilerine yüklenebilen veya payların tümüne yönelik olan yapma, yapmama, katlanma, kullandırma edimleridir. Süt, pancar, şeker kamışı, meyve gibi ham ve/veya işlenmiş ürünlerin teslimi, park yeri veya depo yeri sağlanıp kullandırılması, taşıma gibi hizmetlerin sunulması ve benzeri edimler yan edimlerin konusunu oluşturabilir. Bu edimler, şirketin konusunu gerçekleştirmesine, ortaklarının bileşiminin (meselâ, süt veya meyve üreticilerine özgülenmiş olmak gibi) korunmasına ve şirketin başka şirketlerin hakimiyeti altına girmemesine hizmet eder. Hem mevcut hem de yeni hukukumuzda anonim şirketler için de öngörülmüş bulunan yan edimler kural olarak karşılıksız değildir.
İkinci Fıkra Gerekçesi
Hüküm, edimlerin açık ve belirli olmalarını sağlamak amacıyla öngörülmüştür. Her iki nitelik de hükmün öngörülme gayesinin vazgeçilmez gereğidir.
Üçüncü Fıkra Gerekçesi
Üçüncü fıkrada öngörülen nakdî ve aynî edimler ya karşılıksız oldukları ya da uygun olmayan bir karşılıkları bulunduğu için ek ödeme yükümlüğüne ilişkin hükümlere bağlanmıştır.
Ayrıca, limited şirket sözleşmesini değiştirip, ek ya da yan edim yükümlülükleri öngören veya mevcut yükümlülükleri artıran genel kurul kararları, ancak ilgili tüm ortakların onayıyla alınabilir. (6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu Madde 607)
6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 607’nci maddesinde düzenlenmiş olan yukarıdaki hüküm; kuruluştan sonra getirilen veya ağırlaştırılan ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerinde özel bir yeter sayı öngörmektedir.
Limited Şirket Ortaklarının Bağlılık Yükümlülüğü ve Rekabet Yasağı
6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanununda yer almayan limited şirket ortaklarının bağlılık yükümlülüğü ve rekabet yasağı 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 613’üncü maddesinde düzenlenmiştir.
Limited şirket ortaklarının bağlılık yükümlülüğü ve rekabet yasağı; 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 613’üncü maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
“Ortaklar, şirket sırlarını korumakla yükümlüdür. Bu yükümlülük şirket sözleşmesi veya genel kurul kararıyla kaldırılamaz.
Ortaklar, şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamazlar. Özellikle, kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapamazlar. Şirket sözleşmesiyle, ortakların, şirketle rekabet eden işlem ve davranışlardan kaçınmak zorunda oldukları öngörülebilir.
Müdürler hakkında rekabet yasağı öngören 626’ncı madde hükümleri saklıdır.
Geri kalan ortakların tümü yazılı olarak onay verdikleri takdirde, ortaklar, bağlılık yükümüne veya rekabet yasağına aykırı düşen faaliyetlerde bulunabilirler. Esas sözleşme birinci cümledeki onay yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebilir.”
6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununda ortaklar için gerek bağlılık yükümüne gerekse rekabet yasağına yer verilerek limited şirketin kişisel yönüne uygun bir düzenleme yapılmıştır.
Güçlü kişisel öğeleri haiz bir şirkette sır saklama, önde gelen ve vazgeçilmez nitelikte bir bağlılık yükümüdür. Bu neden ile 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 613’üncü maddesinin birinci fıkrası ile şirketin sırlarının saklanmasını, emredici bir biçimde düzenlemiştir.
6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 613’iincü maddesinin ikinci fıkrasında, bağlılık yükümü ile ilgili olarak “çıkarlarını zedeleyecek davranışlar” ibaresine yer verilerek, yüküme geniş bir kapsam kazandırılmıştır. Bu ibare dolayısıyla, inter alia, şirkete karşı, onu engelleyecek, kötüleyecek, güç duruma düşürecek, gelişmesini köstekleyecek, yatırımlarına etki yapacak her çeşit davranış kapsamdadır. 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 613’üncii maddesinin ikinci fıkrası, ortağın kendisine özel menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren davranışlarını bağlılık yükümünü ihlâl eden ayrı bir kategori olarak kabul etmiştir. Bağlılık yükümünün sınırı rekabet yasağıdır. Sınırlı sorumluluk ilkesiyle, ortaklık haklarının sermayeye bağlanmış olması limited şirkette ortağın kanunen rekabet yasağı altına konulmasını, kural olarak haklı gösteremez. Bu neden ile şirket sözleşmesinde öngörülmemişse ortağa yönelik rekabet yasağı yoktur. Sözleşmede açık hüküm bulunmuyorsa bağlılık yükümünden hareketle yasağa varılamaz. Burada “özel menfaat sağlanması” ile “şirketin amacına zarar verilmesi” birbirini tamamlayan şartlardır.
6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununun 613’tincü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan; “Müdürler hakkında rekabet yasağı öngören 626’ncı madde hükümleri saklıdır.” hükmü ile 6102 sayılı Yeni 1’ürk Ticaret Kanununun 626’ncı maddesine atıf yapılmıştır.
Müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler. 202 ilâ 205 inci madde hükümleri saklıdır.(6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu Madde 626/1)
Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Şirket sözleşmesi ortakların onayı yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebilir.(6102 sayılı Yeni I ürk Ticaret Kanunu Madde 626/2)