Kısmi çalışan işçinin işçilik alacakları nasıl hesaplanır?
Kısmî çalışma kanunda yer almasına rağmen kıdemin nasıl belirleneceği, ihbar izin gibi haklardan nasıl yararlanılacağı, bu haklarla ilgili hesap şekli yine normatif olarak düzenlenmiş değildir. Konu, yargı kararlarıyla çözüme kavuşturulmaktadır. Buna göre, kısmî çalışma ister haftanın bir veya bazı günleri çalışma şeklinde gerçekleşsin, ister her gün birkaç saat şeklinde olsun, işçinin işyerinde çalışmaya başladığı tarihten itibaren bir yıl geçince kıdem tazminatı hakkının doğabileceği ve izne hak kazanacağı yargıtayca kabul edilmiştir (Yargıtay 9. HD. 12.2.2008 tarih, 2007/31462 E, 2008/108 K).
Hesaplamada esas alınacak ücret ise işçinin kısmî çalışma karşılığı aldığı ücret olmalıdır.
Kısmî süreli iş sözleşmesi kapsamında çalışan işçi yönünden ihbar önelinin de iş ilişkisinin kurulduğu tarih ile feshedilmek istendiği tarih arasında geçen süre toplantına göre belirlenmesi gerekir.
1475 sayılı yasanın 41 inci maddesinde, hafta tatiline hak kazanabilmek için önceki altı günde günlük iş sürelerine göre çalışmış olmak şartı bulunmaktaydı. 4857 sayılı kanunda ise, haftalık iş süreleri çalışılan günlere farklı şekilde dağıtılabileceğinden, hafta tatili tanımı değişmiş, işçinin 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışılmış olması kaydıyla, yedi günlük zaman dilimi içinde kesintisiz yirmidört saat dinlenme hakkı öngörülmüştür. 63. maddede, genel bakımdan iş süresinin haftalık en çok kırk beş saat olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle 4857 sayılı yasanın uygulandığı dönemde, haftalık çalışma süresi kırk beş saati bulamayacağından, kısmî süreli iş ilişkisinde işçinin hafta tatiline hak kazanması mümkün olmaz (Yargıtay 9.HD. 8.12.2009 tarih, 2009/44744 E, 2009/33940 K).
Yıllık Ücretli izin Yönetmeliği’nin 13 üncü maddesinde, kısmî süreli ve çağrı üzerine çalışan işçilerin izin hakkı bakımından tam süreli işçilere göre farklı bir uygulamaya tabi olamayacakları açıklanmıştır. Bu durumda bir yıllık çalışma süresini dolduran kısmî süreli çalışan işçinin izin hakkı vardır.
Kısmi süreli çalışan işçinin aylık çalışma saatlerinin tespiti ile tam süreli işçinin çalışma süresine oranlanması suretiyle belirlenecek ücreti üzerinden işçilik alacakları hesaplanır. Yargıtay, güncel bir kararında,
“…Somut olayda; davacının davalı işyerinde yalnızca kalorifer yakma işi yaptığı ve çalışma süresi içinde davalı işyerinden başka işyerlerinde de kalorifer yaktığı davacının dava dilekçesindeki beyanları ile hizmet döküm cetvelindeki kayıtlardan anlaşılmakta olup davacının kısmi süreli işçi olarak kabulü ile aylık çalışma saatlerinin tespiti ile lam süreli işçinin çalışma süresine oranlanması suretiyle tespit edilecek ücreti üzerinden yukarıda açıklanan ilke kararı doğrultusunda alacaklarının hesaplanması ile hüküm altına alınması gerekirken davacının alacaklarının aynı anda 3 ayrı yerde çalıştığı gerekçesiyle bilirkişi tarafından hesaplanan alacak miktarının 1/3’ünün kabulüne karar verilmesi hatalıdır” demek suretiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur. (Yargıtay 7. HD. 05.09.2013 tarih, 2013/7726 E, 2013/13848 K)