Kira Alacağının Ödenmemesi Sebebiyle Yapılan İlamsız İcra Takibinde Ödeme Emrine itiraz Etmemenin Sonuçları Nelerdir?
İtiraz etmemenin sonuçları
Borçlu itiraz etmez, îhtar müddeti içinde kira borcunu da ödemezse, ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde, alacaklının talebi üzerine, icra mahkemesince tahliyeye karar verilir.(BK.m.26 . 288)(İİK.m 4, 363).
Borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesinin sonuçlarını, İÎK.md 269a maddesi düzenlemektedir.Bu maddeye göre, kiracı 7 gün içinde itiraz etmez ve borcunu da 30 gün içinde ödemezse, kiralayan tahliye talebinde bulunabilir.Sadece itiraz edilmemesi, icra alacağı ve tahliye bakımından farklı sonuçlar doğurmaktadır. Başka bir deyişle, itiraz edilmemesi, ödeme emrine kira alacağı bakımından icra kabiliyeti kazandırdığı halde, tahliye bakımından aynı sonucu doğurmaz; çünkü, tahliye için itiraz edilmemesi ve borcun süresinde ödenmemesi şartlarının yanı sıra, tahliye kararına da gerek vardır.
Görülüyor ki, ÎİK’nun 269/a maddesi boşaltma kararı verilmesini iki şartın gerçekleşmesine bağlamıştır.Bu şartlar, ödeme emrine itiraz edilmemesi ve ayrıca kira parasının da en geç ihtar süresi sonuna kadar ödenmemesidir.O halde, sadece takibin kesinleşmiş bulunması, kiralanan yerin boşaltılmasına yeterli sebep değildir.
ÎİK. 269 ve müteakip maddelerdeki usul dairesinde yürütülen takipi kesinleşmiş olsa bile, takibin kesinleşmesinden önceki sebep, delil ve belgelere dayanılması, ve bu suretle borcun ödendiğinin ispatlanması gereklidir. İspat edilir ise, takibin kesinleşmiş olmasına rağmen, borçlunun temerrüdüne yol açtığı söylenemez. Bu şekilde kabul etmek, Kanunun, genellikle kiracıyı himaye eden ve kamu düzeni ile alakalı hükümleri ile, kiracının usulüne uygun ve haklı şekilde kira parasını ödemeye davet edilebileceğini benimseyen BK. sistemine uygun olacaktır.
Ödenmesi gereken kira parası borcu için yapılan takibe, borçlu itiraz etmez ve süresinde de ödenmezse, icra mahkemesinde taşınmazın boşaltılmasına karar verilir. Borçlu kiracının, resmi devlet kuruluşu olması ona bu konuda bir ayrıcalık vermez. İİK’nun 35/2, 82/1 inci maddelerinde olduğu gibi, devlete ayrıcalık tanınan haller, kanunlarda ve özel hükümlerde yer almıştır.
Kesinleşen kira borcu için, kiracının mallarına ne zaman haciz konabileceği ise tartışmalıdır. Kuru’ya göre, kiralayanın haciz isteyebilmesi için, ödeme sürelerinin de geçmesi gerekir.
Buna karşılık, Üstündağ itiraz süresinin dolmasından sonra, haciz istenebileceğini savunmaktadır.
Yargıtay 6.Hukuk dairesi, borçlu kiracının ödeme emrine itiraz etmemesi nedeniyle, takip kesinleşse de, alacaklı kiralayanın hemen haciz ve tahliye isteyemeyeceği, Zira borçlunun kiracının ödeme süresi içerisinde adi kirada otuz gün, hasılat kirasında ise altmış gün içerisinde ödeme hakkı bulunmakta olduğu görüşündedir.
Kanımızca da, bu görüş doğrudur.Borçlu itiraz süresini kaçırsa da, ödeme süresi içinde, borcunu ödeyebilmelidir. Aksini düşünmek, borçluya verilen ödeme süresinin fiilen ortadan kaldırılmasına sebebiyet verecektir.
Ödeme emrine itiraz etmeyen kiracı, böylece, kira akdini kabul etmiş sayılır. Kiracı, ödeme süresi içinde borcunu öderse, icra takibi son bulur ve artık kiralayan tahliye isteyemez. Kiracı kira borcunu, kiralayana ödeyebileceği gibi, ikametgahta ödemeli posta havalesi ile de gönderebilir.
Yargıtay eski tarihli bir kararında, kiranın ikametgahta ödemeli, posta havalesi ile gönderilmesini yeterli saymamış, kiralayan posta havalesini kabul etmediği taktirde, kiracının mahkemeye başvurarak (BK md.91) tevdi mahalli tayin ettirmesini, parayı buraya yatırmasını istemiştir.
Ancak Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, borçlu kiracının borcunu doğrudan doğruya icra dosyasına ödeyebileceği gibi, PTT kanalıyla veya banka aracılığıyla da icra dairesine gönderebileceği, bundan ayrı olarak borçlu, kiracının borcunu kiralayan alacaklıya bizzat ödeyebileceği veya konutu ödemeli olarak PTT kanalıyla da gönderebileceği görüşündedir.
Bu görüşe katılmamak mümkün değildir. Nitekim kiracı, kira paralarını PTT ile konutta ödemeli göndermiş tevdi yerine, 30 günlük süre içinde yatırılmışsa, borçlunun elbette ki gene mütemerrit sayılmayacağına ilişkin Yargıtay kararları mevcuttur.
Süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu, kira borcunu genel süresi içerisinde ödemezse, kiralayan, icra mahkemesinden kiralananın, tahliyesine karar verilmesini isteyebilir(md.269a). İcra hakim tahliyeye karar vermeden önce, borçlunun kiracılık sıfatının bulunup bulunmadığını araştıramaz. Fakat ödeme emrinin kanunda belirtilen hususları ihtiva edip etmediğini, takip talebinde tahliye isteminin olup olmad – ğını ve kira borcunun ödenip ödenmediğini resen araştırır. İnceleme sc- nunda, kira borcunun ödenmediğini tesbit ederse, tahliyeye karar verir Takip talebinde tahliye istemi yoksa, talep aşılarak tahliyeye karar ver lemeyecektir.
4949 sayılı kanun ile, yapılan değişiklikle; İİK’nun 269. maddesinde, kiralanan taşınmazlarda, borçlunun ihtarlı ödeme emrine itiraz etme> ve ihtar müddeti içinde de, kira borcunu ödememesi halinde, tahliye isteminde bulunmak imkanı, altı aylık süreye bağlanarak, uygulamada tereddütler giderilmiştir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş olsa bile, icra mahkemesi yaptığı duruşmada, kira bedelinin gerçekten ödenip ödenmediğini araştır mak, ve borçlunun gösterdiği ödeme belgelerini incelemek zorundadır Borçlu kiracının takip konusu aylara ilişkin kira borcunu, takipten önce kira sözleşmesini yapan alacaklı vekiline ödemesi, temerrüde düşmesini önler.
Otuz günlük ödeme süresi geçtikten soma, ödemeye rağmen kiralayan talep ederse, kiracının tahliyesine karar verilir.
Kiradan sayılmayan faiz, icra giderleri ve avukatlık ücreti ödenmediği için, tahliyeye karar verilemez.
Tahliyeye karar verilmesi için, istenilenin kira parası niteliği taşıması gerekir. Kira borcu, kiracının kiralayana, kiralananın kendisine teslimi anında ödemek zorunda olduğu paradır.
Hangi edimlerin kira borcuna girdiği ve borçluyu temerrüde düşürdüğü, yukarıda da belirttiğimiz gibi, tartışma konusu olmuştur. Bir görüşe göre, elektrik, su, yakıt ve kapıcı paralarının kiracıya ait olduğu kira sözleşmesinde belirtilmişse, bu paraların ödenmemesi halinde de tahliye talep edilebilir.
Buna karşılık, Yargıtay;su elektrik, havagazı ve telefon giderlerinin ilamsız tahliye konusu yapılamayacağı görüşündedir.
Apartman ortak giderlerinden ise, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 22. maddesi hükmüne göre, kiracı ve kat maliki müteselsilen sorumludur. Kiracı ödediği gideri kiraya mahsup hakkına sahiptir.
Mahkemece, kira parası brüt tespit edilmişse, kiracı tarafından ödenmesi gereken stopaj ve sivil savunma fonunun kiradan mahsup edilmesi suretiyle, bulunacak miktar hakkında itirazın kaldırılmasına karar vermek gerekecektir.