Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

KHK ile İhraç Edilen Memur Emekli İkramiyesi Alabilir mi?

KHK ile İhraç Edilen Memur Emekli İkramiyesi Alabilir mi?

İhraç edilen memur emekli ikramiyesi alabilir mi?

Emekli Sandığı’na bağlı olan kamu çalışanı ihraç edildiğinde, prim günlerini SSK veya Bağ-Kur hizmetleri aracılığıyla ödendiğinde, emekli maaşı alabiliyor. Prim günleri, hangi hizmet statüsünde ödenmişse, kişi emekli maaşını oradan alır.

Hizmetleri içerisinde SSK ve Bağ-Kur hizmet olmayanlar ise, hizmetleri içerisinde sadece memurluk süresi varken, ihraç edilmişse memurluk sürelerine emekli ikramiyesi alabilir.

İhraç edilen memur hizmet birleştirerek emekli ikramiyesi alabilir mi?

İhraç edilen memur, prim eksikliğini SGK’lı bir işte çalışarak tamamlayabilmektedir. Sigortalı bir işte çalışarak, 25 yılını tamamlayan kamu emeklisine Emekli Sandığınca maaş başlanabilmekte, ancak emekli ikramiyesi ödenmemektedir.

Yasa hükmü gereği, ihraç edilen memur hizmet birleştirerek emekli ikramiyesi alamamaktadır. SSK ve memuriyet hizmetlerinin birleştirilmesiyle emekli olunduğundan, emekli ikramiyesi SGK tarafından verilmemektedir.

Ancak 2018 yılında mahkemece verilen karar emekli ikramiyesini alamayan emekliler için bir umut oldu. Ankara 16. İdare Mahkemesi, Ankara Vergi Dairesi Başkanlığında çalışırken KHK ile kamudan ihraç edilen memur için emekli maaşı bağlanıp, emekli ikramiyesi ödenmemesini hukuka uygun bulmadı. Mahkeme emekli ikramiyesinin yasal faiziyle ödenmesi gerektiğini bildirdi.

Bu kararlar ile birlikte bu durumda olan memurlar ve diğer kamu görevlilerine emeklilik ikramiyesi ödenmesinin de önü açılmış oldu.

Özetle; memur ihraç edilirken, memurun SSK ve Bağ-Kur hizmetleri yoksa sadece, memurluk hizmeti varsa emekli ikramiyesi ödeniyor, memurun SSK ve Bağ-Kur hizmeti varsa memurluk hizmetine emekli ikramiyesi ödenmiyor.

Memuriyette Emekli Hizmet Süresi Dolanlar Hizmet Birleştirmesi Olsa da Emekli İkramiyesi Alabilir

İhraç olan emeklilerde asıl mevzu; memuriyette geçen hizmet süresinin başlı başına emekli olmaya yetip yetmediğidir. Burada kişilerin hizmet birleştirmesinin olup olmadığına bakarak durumlarının tespitinin tam olarak yapılması gerekir. Bu tespitin ardından emekli ikramiyesi ile ilgili süreç, takip edilerek çözülür.

Memurların Emekli İkramiyesinin Ödenmeme Gerekçesi

Emekli ikramiyesi ödememe noktasında Sosyal Güvenlik Kurumunun ana gerekçesi;5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 89 uncu maddesinde 17/01/2012 tarih ve 6270 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında, (…) Devlet memurluğu hizmeti bulunanlardan, mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden emeklilik,yaşlılık ya da malullük aylığı bağlananlara 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması şartıyla emekli ikramiyesinin ödeneceği…” şeklinde olmaktadır.

Bu gibi durumlarda SGK tarafından genel olarak; memuriyetin ihraç sebebiyle sona ermiş olması nedeniyle, 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü m.deki kıdem tazminatına hak kazanma şartları bulunmadığından bahisle, birleştirilen hizmet süreleri (SSK,Bağkur) üzerinden emekli aylığı bağlananlara emekli ikramiyesi ödenmemektedir.

KHK ile İhraç Edilen Memur Emekli İkramiyesi Örnek Karar

T.C.
ANKARA
4. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

DAVACI :
VEKİLİ : Av. Metin POLAT (E Adres)
DAVALI : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı -ANKARA
VEKİLİ :
DAVANIN ÖZETİ : Kamu görevlisi olarak çalışmakta iken 672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılan davacının, emekli ikramiyesinin ödenmesi başvurusunun reddine ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu iddia edilerek iptali ile emeklilik ikramiyesinin davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle brlikte ödenmesi talep edilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara 4. İdare Mahkemesi’nce dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava, kamu görevlisi olarak çalışmakta iken 672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılan davacının, emekli ikramiyesinin ödenmesi başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile emeklilik ikramiyesinin davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle brlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
5434 sayılı Kanun’un 26.01.2012 tarihli ve 28185 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6270 sayılı Kanunla değişik 89. maddesinin 1. fıkrasında, “Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.” kuralına, 2. fıkrasında ise “Birinci fıkra kapsamına girmemekle birlikte, bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında hizmeti bulunanlardan mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden emeklilik, yaşlılık ya da malullük aylığı bağlananlara ise; bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen çalışmalarının, 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması şartıyla emekli ikramiyesi ödenir.” kuralına yer verilmiştir.
5434 sayılı Kanun’un 6270 sayılı Kanunla değişik 89.maddesinin 1.fıkrası hükmüne göre, hizmetlerinin tamamı Sandığa tabi olarak geçen iştirakçilere yapılacak ikramiye ödemesinin, Sandığa tabi hizmetlerinin ne şekilde sona ermiş olmasına bakılmaksızın, Sandıktan aylık bağlanmış olması veya toptan ödeme yapılmış olması koşuluna bağlandığı, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmetleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlananlara yapılacak ikramiye ödemesinin ise, aynı Maddenin 2. fıkra hükmünde düzenlendiği ve Sandığa tabi hizmetin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olması koşuluna bağlandığı görülmektedir.
Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanun’un Geçici 2.maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca uygulanmasına devam olunan 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 1.maddesinde, bu Kanunun amacı; çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle ilgililerin sosyal güvenliklerinin sağlanması olarak belirtilmiş, aynı Kanunun, “Hizmet sürelerinin birleştirilmesi” başlıklı 4.maddesinde ise, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin, bu Kanuna göre aylık bağlanmasına hak kazanıldığında birleştirileceği, ancak hizmet sürelerinin toplamının aylık bağlanmasına yeterli olmaması halinde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.
Görüleceği üzere, 2829 sayılı Kanunun amacının; herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak geçen hizmet süreleri tek başına aylık bağlanmaya yeterli olmayan sigortalıların, bu hizmet sürelerinin, varsa diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleriyle birleştirilmek suretiyle sosyal güvenliklerine kavuşturmak olduğu, Kanunun belirtilen amacı gözetildiğinde, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak geçen hizmet süresi, tek başına o kurumdan aylık bağlanmasına yeterli olması halinde, bu sürenin, diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleriyle birleştirilmesinin, ilgilinin iradesi ve talebine bağlı olması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Dolayısıyla, hizmetlerinin tamamı Sandığa tabi olarak geçen ve hizmeti, kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermemiş olan Sandık iştirakçilerine 5434 sayılı Kanunun 89/1.maddesine göre koşulsuz ikramiye ödenirken, Sandığa tabi hizmeti tek başına Sandıktan aylık bağlamaya yeterli olduğu halde, fazladan, diğer bir ifadeyle hiç ihtiyacı yokken hizmetleri birleştirilmek suretiyle Sandıktan aylık bağlanan iştirakçilerin, Sandığa tabi hizmetinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermediğinden bahisle ikramiyeden yoksun bırakılmasının, 2829 sayılı Kanunun amacına, eşitliğe ve hakkaniyete aykırılık oluşturacağı açıktır.
Dava dosyasının incelenmesinden; 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 01.09.2016 tarihinde kamu görevinden çıkarılan davacıya, 2829 sayılı Kanun uyarınca toplam 30 yıl 1 ay 4 gün üzerinden 01.02.2019 tarihinde birleştirilmiş hizmet süresi dikkate alınarak aylık bağlandığı ve 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile görevine son verildiğinden bahisle emekli ikramiyesi ödenmediği, davacının dilekçe ile emekli ikramiyesi ödenmesi istemiyle davalı idareye başvurduğu, başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda anılan mevzuat hükümleri dikkate alındığında; davacıya farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlanmış olmakla birlikte, Emekli Sandığına tabi olarak geçen hizmet süresinin tek başına Sandıktan aylık bağlanmaya yeterli olması, başka bir anlatımla, hizmet süreleri birleştirmeye tabi tutulmamış olsa dahi, Sandıktan aylık bağlanabilecek durumda olması karşısında, Sandığa tabi hizmetinin ne şekilde sona ermiş olmasına bakılmaksızın, 5434 sayılı Kanunun 89/1. maddesi hükmü uyarınca ikramiye ödemesinden yararlandırılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Emekli Sandığına tabi hizmet süresi (29 yıl 5 ay ) emekli aylığı bağlanması için yeterli olan davacıya, 5434 sayılı Kanun’un 89. maddesinin 1. fıkrası uyarınca emekli ikramiyesi ödenmesi gerekirken, istemin reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Diğer taraftan, davacının işlem sebebiyle yoksun kaldığı parasal kayıplarının (emekli ikramiyesi) tazmini, Anayasa’nın 125. maddesinin gereği olup, davacının 5434 sayılı Kanun kapsamındaki hizmetlerine ilişkin olarak hak ettiği emekli ikramiyesinin hesaplanarak davalı idareye başvuruda bulunulan tarih olan 03/04/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, hak ettiği emekli ikramiyesinin hesaplanarak davalı idareye başvuruda bulunulan tarih olan 03/04/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü yapılan 147,65-TL yargılama giderinin ve kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta avansının karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere, 11/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan

Üye

Üye