Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

KEFİL HAKKINDA İHTİYATİ HACİZ KARARI VERİLEBİLİR

KEFİL HAKKINDA İHTİYATİ HACİZ KARARI VERİLEBİLİR

T.C
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2014/12219
KARAR NO: 2014/16445
KARAR TARİHİ: 18.11.2014

ÖZETİ: Hukukumuzda kefalet sorumluluğunun ancak dava yoluyla ileri sürülebileceğine dair bir ilke veya kural bulunmamakta olup, şartları gerçekleştiğinde kefil hakkında da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Öte yandan ihtiyati haciz sebebi U.’un şirket ortağı olmasına değil, yargılama dışı şirket lehine vermiş olduğu kefalete dayalıdır. Bu nedenle şirket ortağının şirket borcundan sorumlu tutulamayacağı şeklindeki gerekçe dosya içeriğine uygun düşmemekte olup, şirket ortağı olmak tek başına kefalet borcundan kurtulmaya olanak tanımaz. Diğer yandan ihtiyati haciz talep edilirken sadece faturalar değil, teslim alan kısmında isim ve imza bulunan sevk irsaliyeleri de ibraz edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve izah edilen hukuki esaslar çerçevesinde mahkemece yapılacak iş, ibraz edilen delillerin incelenip alacağın varlığına kanaat getirilmesi halinde ihtiyati haciz kararı verilmesi, aksi halde istemin reddedilmesinden ibaret olup, hangi hukuki ve kanuni esaslara dayalı olduğu da açıklanmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz isteminin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İhtiyati haciz isteyen vekili, faturalar, sevk irsaliyesi ve kefalet taahhütnamesine istinaden ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, faturaların tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığını, şirket ortağının şirketin borcundan dolayı sorumlu tutulamayacağını, kefil olan U.’un kefalet sorumluluğunun ancak dava yoluyla ileri sürülebileceğini belirterek ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, kararı ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 258. maddenin 1. fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…”. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Bununla birlikte, özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir (HMK m. 200). Ayrıca İİK’nın 264. maddesine göre ihtiyati haczi tamamlayan merasim çerçevesinde, ihtiyati hacze konu her alacağın genel ilke olarak yargılamayı gerektirebileceği dikkate alınmalıdır.
Hukukumuzda kefalet sorumluluğunun ancak dava yoluyla ileri sürülebileceğine dair bir ilke veya kural bulunmamakta olup, şartları gerçekleştiğinde kefil hakkında da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Öte yandan ihtiyati haciz sebebi U.’un şirket ortağı olmasına değil, yargılama dışı şirket lehine vermiş olduğu kefalete dayalıdır. Bu nedenle şirket ortağının şirket borcundan sorumlu tutulamayacağı şeklindeki gerekçe dosya içeriğine uygun düşmemekte olup, şirket ortağı olmak tek başına kefalet borcundan kurtulmaya olanak tanımaz. Diğer yandan ihtiyati haciz talep edilirken sadece faturalar değil, teslim alan kısmında isim ve imza bulunan sevk irsaliyeleri de ibraz edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve izah edilen hukuki esaslar çerçevesinde mahkemece yapılacak iş, ibraz edilen delillerin incelenip alacağın varlığına kanaat getirilmesi halinde ihtiyati haciz kararı verilmesi, aksi halde istemin reddedilmesinden ibaret olup, hangi hukuki ve kanuni esaslara dayalı olduğu da açıklanmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulmasına, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.11.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi.