Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

İşveren, işçinin ücretinde indirim yapabilir mi?

İşveren, işçinin ücretinde indirim yapabilir mi?

Kanunda, her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle veya bu kanunun uygulanması sonucuna dayanılarak her ne şekilde olursa olsun ücretin eksiltilemeyeceği ifade edilmektedir (İş K, m. 62). Ancak bu hüküm, iş sözleşmesi ile çalışma süresinin azaltılması yolunda yapılacak bir kararlaştırmayı engellememektedir.
Kanunda belirtilen en çok 45 saatlik haftalık çalışma süresinin (m. 63) altında, örneğin 42.5 saat çalışılan işyerlerine alman işçilere 45 saatlik ücret ödenmesi zorunluluğu yoktur. İş yerindeki 42.5 saatlik çalışmayı bilerek işe giren ve bu süreyi ses çıkarmayarak kabul eden işçi daha sonra ücretin 45 saate göre hesaplanıp verilmesini isteyemez. Bunun gibi, işverenin bir ya da birçok işçi ile yapacağı iş sözleşmeleri ile bu işyerinde örneğe uygun olarak uygulanan
42.5 saatlik sürenin üstünde veya altında değişik haftalık çalışma süreleri kararlaştırılabilir. Buna karşılık, bir işyerinde 45 veya 42.5 saatlik çalışma süresi uygulanırken işverenin bunu işçinin rızası olmadan daha aşağı indirmesi halinde ücrette herhangi bir indirim yapılamaz.
İş Kanununun 62. maddesi, iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile çalışma koşullarının değiştirilmesi sonucu ücretin indirilmesi durumlarında başvurulacak bir düzenleme olarak da görülemez. Bu madde, taraflarca bu yolda yapılacak bir değişikliği önlememektedir. Ne var ki, Yargıtay, çalışma süresiyle bağlantılı olmaksızın ücretin taraflarca indirilmesine ilişkin bazı kararlarını bu maddeye dayandırmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bir kararında, ücret eksiltmesine rağmen işçinin aynı işte devamlı olarak çalıştığı ve durumunda bir değişiklik olmadığının saptandığı, bunun İş Kanununun söz konusu maddesinin emredici kuralına aykırı düştüğü sonucuna varılmıştır. Direnme kararına neden olan Özel Daire ilâmında haklı olarak bu noktaya işaret edilmiş ve ayrıca vasıflı işçi olarak çalışmakta iken bu işe gerek kalmaması üzerine düz işçi olarak çalışması teklif edilen işçinin ve aynı durumdaki arkadaşlarının bu teklifi kabulle sözleşme imza edip çalışmaya devam etmelerinin işçinin rızası dışında iş şartlarının başkalaşması olmayıp yeni koşullarla oluşmuş bir sözleşme ilişkisi olduğu belirtilerek davacı işçinin davasının reddi gerektiği görüşü isabetle öne sürülmüştür. Bunun gibi, Yargıtay işin değiştirilmesi suretiyle de olsa, işçi ücretlerinden eksiltme yapılamayacağına ilişkin yasal kuralın işçinin asıl ücreti için söz konusu olduğu, toplu iş sözleşmesinde öngörülen “sanat ağırlığı ücreti” ve “özel hizmet ödeneği” gibi görülen işin niteliğine göre yapılan ödemeler için geçerli olmadığı görüşündedir. Aynı şekilde, Yargıtayın bir kararında, toplu iş sözleşmesiyle kabul edilen zamlardan sözleşmenin yürürlük tarihinden sonra imzalanan bir protokol ile vazgeçilmesinin ve bu suretle ücretlerde indirim yapılmasının 62. maddeye aykırılık nedeniyle geçerli olmadığı kabul edilmiştir. Buna karşılık, Yargıtayca, söz konusu hükmün işverenin tek taraflı olarak ücrette indirim yapamaması ile ilgili olduğu, tarafların anlaşarak her zaman ücrette indirime gidebilecekleri açıkça ortaya konulmuştur.