İşe girerken işverene gerçeğe aykırı beyanda bulunmak
İş sözleşmesi yapılırken sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıf veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bu özelliklerin kendisinde olduğunu işverene sürerek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması işverenin haklı fesih sebebi olur.
Örneğin, sahte diploma sunmak, mesleki yeterliliği olmadığı halde bu yönde sahte belge vermek, başkasının diplomasını kullanmak durumlarında işveren açıkça yanıltılmıştır.
Bu kişilere liyakati karşılığı ücret ödenmesi gerekeceğinden işveren yanıltıldığını öğrendiğinde haksız ödenen ücretlerin iadesini talep edebilir. Hesaplama aradaki emsal ücretin farkı dikkate alınarak yapılır.
İşverenin, fesih nedeni olan hileli davranışın ortaya çıkmasından itibaren 6 işgünü içerisinde fesih hakkı kullanılması gerekir.
Feshe yetkili makama bildirilmeden önce yapılan soruşturma süreyi başlatmaz. Fesih süresi feshe yetkili makama bildirilmeden itibaren başlar. 6 günlük sürenin geçirilmesi halinde yapılacak fesih haksız fesih olacaktır.
İşveren bildirim yapmaksızın sözleşmeyi feshedebilir. Herhangi bir fesih ihtarına lüzum yoktur. Feshin yazılı olması geçerlilik değil ispat şartıdır. Feshin haklı olduğunu ispat yükü işveren üzerindedir. İşveren sözleşmenin feshini gerektiren fesih nedenlerinin bulunduğunu vc bu nedenle sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini ispatlamalıdır.
İşveren, işçiye verilen işin niteliklerine uygun olmadığını ancak işçinin kendisini yanılttığını ispatlamalıdır.
Emsal yargıtay kararları
“…Dosya kapsamından davacının işe girerken tekniker olduğu halde işvereni yanıltıcı beyanda bulunarak mimar olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple davalının haklı fesih hakkını kullandığı dikkate alınmadan kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi hatalıdır.”(22. HD 2013/6401 E. 2014/4968 K. 06.03.2014)
“….Somut olayda, davacı işe başvururken doldurduğu 14.03.2002 tarihli formda “herhangi bir sıhhi rahatsızlık bedeni arıza (görmek, işitme, el, ayak, konuşma) ameliyat, kırık, veya ciğer hastalığı geçirdiniz mi?” sorusuna “hayır” cevabını işaretlemiştir. Yine işyeri kayıtlarında davacı işçinin “işe girmesine mani bir hali bulunmadığına” ilişkin 15.03.2002 tarihli sağlık raporu bulunmaktadır.
Davacı 10.04.2002 tarihinde işe alınmış olup, tekstil işyerinde baskı ustası olarak çalışmıştır. Davacının 18.08.2008 tarihinde maaşlarına zam yapılması için imza toplaması olayı sonucunda Disiplin Kurulu’nca savunması alınırken işveren tarafından davacının tek böbrekli olduğunun öğrenilmesi üzerine iş sözleşmesi işverence 20.08.2008 tarihinde İş Kanunu m.25/ll-a uyarınca feshedilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında davacının işi ve çalışma yeri gözönüne alındığında, davacı işçinin tek böbrekli olması, fakat işe başvururken doldurduğu formda bunu işverene bildirmemesi iş sözleşmesinin m.25/II-a uyarınca haklı feshedilmesini gerektirecek esaslı bir nokta sayılmaz.
Kaldı ki somut olayda davacının maaşlarına zam yapılması için öncülük ederek imza toplaması olayı üzerine disiplin kurulunca savunması alınırken işverenin davacının tek böbrekli olduğunu öğrenip onu işten çıkarmak için bunu kullanması dürüstlük kurallarına da aykırıdır.
Bu nedenlerle davalı işverenin iş sözleşmesini haksız feshettiği sonucuna varılarak davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD 2009/39002 L. 2011/50334 K. 29.12.2011)
“Davacı, lise terk seviyesi ile davalı işyerinde işe başladığı, daha sonra lise diplomasını işyerine sunarak, görev değişikliği talebinde bulunduğu ve kabul edildiği, yapılan teftiş sonucunda diplomasının gerçek olmadığının ortaya çıkması üzerine iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır.
Üsküdar 1 .Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda, sahte resmi evrak düzenleyip kullanmak suçundan davacı hakkında açılan dava beraatle sonuçlanmış ise de diplomayı düzenleyen diğer sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir.
Davacının işyerine sunduğu lise diplomasının gerçek olmadığı sabittir.
Gerçek olmayan diploma ile işvereni yanıltarak üst bir göreve getirilmesi sonucunu oluşturan eylem,4857 sayılı Yasanın 25/II-a maddesi ile düzenlenen gerçeğe uygun olmayan bilgilerle işvereni yanıltmaktır. Bu sebeple davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi haklı olduğundan, ihbar ve kıdem tazminatı isteğinin reddi gerekirken yanılgılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD 2011/30717 E. 2011/33065 K. 21.09.2011)
“….Mahkemece iş sözleşmesinin feshinin haksız olduğu kabul edilmiş ise de, bu kabul dosya kapsamına uygun değildir. Zira davacının verdiği savunmadan anlaşıldığı üzere, davacı işe girerken kendisine ait olmayan başkasına ait sahte olduğunu bildiği diplomayı vermek suretiyle, bilerek sahte belgeyi kullanmıştır. Bilahare öğrenilen bu durum nedeni ile davacının iş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayanmakladır. Davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine kabulü hatalıdır.”(9. 2010/22804 E. 2012/32150 K. 01.10.2012)