Memurlarda Atama İptali Davası Nedir?

İşçiye çalışırken kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemelerin kıdem tazminatından mahsubu usulü

İşçiye çalışırken kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemelerin kıdem tazminatından mahsubu usulü

İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli nedenlerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemeler, Yargıtay’a göre  avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar ödeme tarihinden fesih tarihine kadar hesaplanacak yasal faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Kıdem tazminatına hak kazanmadığı halde avans adı altında ödemeyi alan ve bu şekilde yararlanan işçi de sonucuna katlanmalıdır.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır (Yargıtay 9.HD. 2008/ 18826 E,2008/ 14859 K).
Mevzubahis işçinin kıdem tazminatı alacağı olduğunda, işçi lehine işleyecek faiz en yüksek banka mevduat faizi iken, işveren tarafından kıdem tazminatı avansı niteliğinde yapılan ödemeler için yasal faiz işletilmesi, bize göre pek de hakkaniyetli bir uygulama değildir.
Konuya ilişkin emsal yargıtay kararları örnekleri aşağıda sunulmuştur.
“…Çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, yazılı hizmet akitlerinin, bordroların, işe giriş bildirgelerinin, davacıya yaşlılık aylığı bağlandığına ilişkin SGK Belgeleri ile bilirkişi raporunun tartışılması ve değerlendirilmesi sonucunda, sunulan delillerden davacı delilleri inandırıcı kabul edildiğinden iş sözleşmesinin, davacı işçinin 04.03.2008 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazanması nedeniyle sona erdiği anlaşılmaktadır. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, davacının kıdem tazminatına hak kazanacağı tartışmasızdır.
Ancak davalı işveren vekili hem rapora itiraz hem de temyiz dilekçesinde davacıya her hizmet akdinin sona ermesi üzerine kıdem tazminatı olarak toplam 7.762,17 TL.ödeme yapıldığını, itirazlarına rağmen bu ödemelerin hesaplanan kıdem tazminatından mahsup edilmediğini savunmuştur.
Davalı işveren tarafından dosyaya sunulan davacıya ait iş yeri şahsi sicil dosyasındaki bordrolar ve banka ödeme dekontlarından davacıya davadan önce, değişik tarihlerde değişik miktarlarda altı kez kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı görülmektedir.
Ancak bu ödemelerin bilirkişi hesabında dikkate alınmadığı gibi Mahkeme tarafından karar gerekçesinde değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece davalı işveren tarafından dosyaya sunulan dekontlardaki ödemelerin doğruluğu araştırılıp, bu ödeme belgelerindeki kıdem tazminatlarının iş akdinin devamı sırasında ödendiği dikkate alınarak avans olarak kabulü ile yapılan ödemelerin netinin her ödeme tarihinden iş akdinin sona erdiği tarihe kadar ki yasal faizleri ile davacının hak ettiği kıdem tazminatından mahsubunun gerekip, gerekmediği değerlendirilerek, gerekirse ek rapor alınarak varsa bakiye kıdem tazminatına hükmedilmesi gerekirken ödeme belgeleri değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.”(9.HD. 2009/24909 E. 2011/32631 K. 20.09.2011)

“…Hükme esas raporda mahsup edilen miktarın ödeme tarihinden fesih tarihine kadar yasal faizi hesaplanmamıştır. İş sözleşmesi devam ederken ödenen kıdem tazminatının yasal faizi ile mahsup edilmemesi hatalıdır.”( 9.HD. 2010/15437 E. 2012/22815 K. 13.06.2012)

“…Somut olayda, davalı alt işverendeki 01.01.2007-28.11.2010 tarihleri arasındaki çalışmaları için düzenlenen ve davacının imzasını taşıyan ibranamede, davacının bu dönem çalışmaları için 1.175,51 TL kıdem tazminatı hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, yine davalı alt işveren tarafından davacıya 31.08.2008 tarihinde 1.052,15 TL ve 31.08.2009 tarihinde 693.00 TL kıdem tazminatı ödendiğine dair davacının imzasını taşıyan hizmet erbabı kıdem bordroları bulunmaktadır. Kıdem tazminatına ilişkin olarak yapılan bu kısmi ödemeler makbuz hükmünde sayılmalıdır. Bu durumda, ödenen kıdem tazminatı miktarları avans niteliğinde olduğundan, bu miktarlara ödeme tarihinden itibaren kanuni faiz işletilerek, hesaplanan toplam kıdem tazminatından düşülmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22.HD. 2012/10549 E. 2013/863 K. 25.01.2013)

“…Her ne kadar hizmet akdinin devamı sırasında alınan ibranameler geçersiz ise de, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre miktar içeren bu tür ibranameler makbuz olarak değerlendirilmeli vc hüküm altına alman kıdem tazminatı alacağından yasal faiziyle mahsup edilmelidir.”(9.HD. 2006/25205 E. 2006/24335 K. 21.09.2006)