İŞ YASASI KAPSAMINDA ESNAF VE SANATKAR AYRIMI
T.C
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2014/1658
KARAR NO. 2014/2000
KARAR TARİHİ: 11.02.2014
>İŞ YASASININ KAPSAMI–ESNAF VE SANATKAR AYRIMI
4857 S. İş.K. /4
ÖZETİ: 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek
Kuruluşları Kanunu’nun 3. maddesine göre esnaf ve
sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun,
Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme
Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr
meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini
sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran
ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini
kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde
vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre
deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek
ve sanat sahibi kimseler olarak belirtilmiştir. 507 sayılı
Kanun, 5362 sayılı Kanun’un 76. maddesi ile
yürürlükten kaldırılmış ve maddenin ikinci cümlesi ile
diğer kanunların 507 sayılı Kanuna yaptıkları atıfların
5362 sayılı Kanuna yapılmış sayılacağı açıklanmıştır.
Esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan
işyerinde üç kişinin çalışması halinde, 4857 sayılı
Kanun’un 4. maddesinin (ı) bendi uyarınca, bu işyeri
İş Kanununun kapsamının dışında kalmaktadır.
Maddede üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu
ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve
sanat erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedeni gücü
ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam
çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri 4857 sayılı Kanuna tabi olacaktır.
DAVA: Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma
ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar
verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla,
dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Söylen tarafından düzenlenen rapor
dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek,
kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını
talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, işverenin iş
sözleşmesini fesihte haksız olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar
verilmiştir.
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında
değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi
noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4.
maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren
vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı
belirtilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre iş
mahkemelerinin görevi, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya
işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak
iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesidir. İşçi sıfatını taşımayan
kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde
görülmesi gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca, 507
sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu’nun 2. maddesinin tarifine uygun üç kişinin
çalıştığı işyerlerinde bu kanun hükümleri uygulanmaz.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3.
maddesine göre esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun,
Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca
belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini
sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici
niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme
hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat
sahibi kimseler olarak belirtilmiştir. 507 sayılı Kanun, 5362 sayılı Kanun’un 76.
maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve maddenin ikinci cümlesi ile diğer kanunların
507 sayılı Kanuna yaptıkları atıfların 5362 sayılı Kanuna yapılmış sayılacağı
açıklanmıştır.
Esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan işyerinde üç kişinin çalışması
halinde, 4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (ı) bendi uyarınca, bu işyeri İş
Kanununun kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede üç işçi yerine “üç kişi”den
söz edilmiştir. Bu ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat
erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak
üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri 4857 sayılı Kanuna tabi
olacaktır.
Somut olayda; davalılara ait işyeri mermer atölyesi olup, davacı mermer
ustası olarak çalışmıştır. Uyuşmazlık konusu döneme ilişkin, Sosyal Güvenlik
Kurumu dönem bordro kayıtlarının incelenmesinde, sadece davacı işçinin çalışma
kaydının bildirildiği görülmektedir. Davalıların işyerinde bedeni gücü ile fiilen
çalışıp çalışmadığı araştırılmamıştır.
Görev husus kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, öncelikle uyuşmazlık
konusu dönemde davalıların ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî
çalışmasına dayandırıp dayandırmadığı belirlenmelidir. Davanın, 4857 sayılı Kanun
kapsamı dışında kalması halinde, dava dilekçesinin görev sebebiyle reddi ve
dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Eksik
incelemeye dayalı karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten
BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.