Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

İş hukukunda sözleşme yapma özgürlüğünün sınırları nelerdir?

İş hukukunda sözleşme yapma özgürlüğünün sınırları nelerdir?

Bir kişi, kural olarak, herhangi bir sözleşme yapmaya veya belirli bir kişi ile sözleşme yapmaya zorlanamaz. Ancak sözleşme yapma özgürlüğü, sosyal düşüncelerle İş Kanununda türlü biçimlerde sınırlandırılmış ve bazı durumlar için “sözleşme yapma zorunluluğu” getirilmiştir. Ayrıca Kanunda, sözleşme yapma özgürlüğünün kötüye kullanılmasını önleyen hükümler de konulmuştur.

1) İşten çıkarılanların yeniden işe alınmaları

İşyerinin bütünüyle kapatılarak kesin ve devamlı suretle faaliyete son verilmesi halinde, işveren sadece durumu en az otuz gün önceden ilgili bölge müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumuna bildirmek ve işyerinde ilan etmekle yükümlüdür. İşveren toplu işçi çıkarmanın kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi almak istediği takdirde nitelikleri uygun olanları tercihen işe çağırır (İş K, m. 29/VI). Bu hükme aykırılık hali ile ilgili olarak Kanunda hukuki bir yaptırımdan söz edilmemiş, sadece para cezası hükmüne yer verilmiştir.

2) Özürlü ve eski hükümlü işçi çalıştırma

İş Kanununun 5763 sayılı Kanunla değiştirilen 30. maddesine göre, işverenler elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde dört özürlü ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır (in. 30/I). Bu kapsamda çalıştırılacak işçi sayısının tespitinde belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan işçiler esas alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür. Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz, yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülür. İşyerinin işçisi iken sakatlananlara öncelik tanınır.
İş güvencesi hükümleri kapsamına girecek en az otuz işçi sayısının tespiti ile ilgili olarak aşağıda geçerli sebeple yapılan fesihteki, otuz işçi sayısının tespitinde arandığı üzere, buradaki en az elli işçi sayısının tespitinde çıraklar, stajyerler, meslek eğitimi gören öğrenciler, alt işveren işçileri, geçici (ödünç) iş ilişkisine göre geçici olarak çalıştırılan işçiler dikkate alınmazlar. Bunun gibi, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetleri Kanunu uyarınca çıkarılan Yönetmeliğin, sadece sakat ve eski hükümlü sayısının belirlenmesine ilişkin hükmüne göre, bu belirlemede özel güvenlik görevlileri hesaba katılmazlar (m. 47). Aym şekilde, yer altı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz ve işyerlerindeki işçi sayısının tespitinde yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar hesaba katılmaz..
İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlarlar. Bu kapsamda çalıştırılacak işçilerin nitelikleri, hangi işlerde çalıştırılabilecekleri, bunların işyerlerinde genel hükümler dışında bağlı olacakları özel çalışma ile mesleğe yöneltilmeleri, mesleki yönden işverence nasıl işe alınacakları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir.
Eski hükümlü işçi çalıştırılmasında kanunlardaki kamu güvenliği ile ilgili hizmetlere ilişkin özel hükümler saklıdır (m. 30/son).
İş Kanununda işverenin özürlü ve eski hükümlü işçi çalıştırma zorunluluğuna uymaması halinde hukukî bir yaptırımdan söz edilmemekte, sadece para cezası hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır.
İş Kanununun 30. maddesine aykınlık hallerinde 101. madde uyarınca tahsil edilecek cezalar, özürlülerin ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işini kurmaları, özürlünün iş bulmasını sağlayacak destek teknolojileri ve bu gibi projelerde kullanılır. Tahsil edilen cezaların kullanımına ilişkin hususlar, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün koordinatörlüğünde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ve Türkiye Sakatlar Konfederasyonu ile en çok işçi ve işvereni temsil eden üst kuruluşların birer temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından karara bağlanır. Komisyonun çalışma ve usul ve esasları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

3) Maluliyeti sona eren işçileri çalıştırma

Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçilerin eski işyerlerine alınmalarını istemeleri halinde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yere varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe o andaki koşullarla başka isteklilere tercih ederek almak zorundadır. Aranan koşullar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işçiye altı aylık ücret tutarında tazminat öder.

4) Askerliği veya kanuni ödevi bitirenlerin yeniden işe alınmaları

Herhangi bir askeri veya kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler, bu ödevin sona ermesinden başlayarak iki ay içinde işe girmek istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek o andaki koşullarla işe almak zorundadır. Aranan koşullar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat öder.

e) İşyeri hekimi ve iş güvenliği elemanı çalıştırma

İşveren,belirli koşullarda, işyeri hekimi ve işyerinde çalışanlar arasından görevlendirme olanağı bulunmayan durumlarda iş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik eleman çalıştırmakla yükümlüdür (İş K, m. 81).

İşçi kuruluşlarında görevleri bitenlerin yeniden işe alınmaları

İşçi kuruluşlarının yönetim kurullarında veya başkanlığında görev alması dolayısıyla kendi isteğiyle işinden ayrılan işçinin bu görevinin seçime girmemek, seçilmemek veya çc kilmek suretiyle son bulması üzerine, işe alınmasını üç ay içinde istemesi halinde, işveren bu işçiyi, talep tarihinden itibaren en geç bir ay içinde, o andaki koşullarla eski işine veyahut eski işine uygun diğer bir işe diğer isteklilere öncelik vererek almak zorundadır (SK, m. 29/I).

Sözleşme yapma hakkının kötüye kullanılmasının önlenmesi için de iş mevzuatında bazı hükümlere yer verilmiştir.
İş Kanunu, bir işverenin başka bir işverenin işinde çalışan işçinin sözleşmesinin süresinin sona ermesinden önce yahut fesih bildirimi süresine uymadan işini bıraktırıp bu işçiyi işe alması halinde, yeni işverenin işçi ile birlikte sorumlu tutulacağını belirtmiştir. Hatta işveren, böyle bir duruma neden olmasa da, işçinin kanuna aykırı bu davranışını bile bile onu işe alması veya işçinin bu davranışını daha sonra öğrendiği halde çalıştırmaya devam etmesi halinde de aynı şekilde sorumlu tutulmaktadır.

Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu dürüstlük kurallarının uygulanabileceği bir durumu ayrıca düzenlemeyi gerekli görmüş ve işçilerin işe alınmalarının belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri, belli bir sendikadaki üyeliği sürdürmeleri veya üyelikten çekilmeleri veya herhangi bir sendikaya üye olmaları veya olmamaları şartına bağlı tutulamayacağını hükme bağlamıştır.