İnfazın Ertelenmesi, Geri Bırakılması Ve Durdurulması
Bir önce bölümde, hüküm kesinleştikten sonra gerçekleşen bazı şartların varlığı halinde, ceza mahkemelerince verilen mahkumiyet hükümlerinin ortadan kaldırılması veya düşürülmesi halleri incelemiştir. Bu hallerin varlığı durumunda ceza veya güvenlik tedbirleri hiç infaz edilmeyecek veya kısmen infaz edilecektir.
Aşağıda incelenecek haller, cezanın düşürülmesi hallerinden farklı olarak, ceza ortadan kaldırılmamasına rağmen, cezanın infazı belirli bir süre ötelenmiş olacaktır.
İnfazın ertelenmesi veya geri bırakılması hallerinde, mahkeme kararı kesinleşmiş, infaz edilmek üzere ilam Cumhuriyet savcılığına gönderilmiş, Cumhuriyet savcılığı ise ilamın infazı için bir kısım işlemler yapılmıştır. Ancak ceza hükmünün infazına fiilen geçilmemiştir. Başka bir ifade ile hükümlü infaz kurumuna alınamamıştır. İnfazın durması hallerinde işe hükümlünün infaz kurumuna alınmış olup olması kural olarak önemli değildir. İnfazın durulmasına infazın her aşamasında karar verilebilir. İşte hükümlü infaz kurumuna alınmazdan önce veya sonra infazın belirli bir süre ertelenmesi, geri bırakılması veya durdurulması bu bölümün inceleme konusunu teşkil etmektedir.
Hemen belirtmek isterim ki; infazın ertelenmesi, geri bırakılması veya durdurulması hapis cezalan bakımından olup; adli paralarının infazı ertelenemez, geri bırakılamaz veya durdurulamaz. Ancak adli para cezalarının ödenmemesi halinde çevrilen hapis cezalarının, kısa süreli hapis cezalarına seçenek yaptırımlarının veya güvenlik tedbirlerinin ertelenip ertelenmeyeceği, geri bırakılıp bırakılamayacağı ile durdurulup durdurulamayacağı hususları ilgili yerlerinde ayrıca incelenecektir.
İnfazın ertelenmesinden kasıt, hapis cezanın derhal infaz edilmesi halinde hükümlü veya ailesi için mahkumiyetin amacı dışında ağır bir zarara neden olacağı durumlarda Cumhuriyet savcılığının kararı ile infazın kanunda belirtilen süre kadar ileri bir tarihe bırakılmasını ifade eder.
İnfazın geri bırakılmasından kasıt ise; kararın kesinleşmesinden sonra ve hükümlünün infaz kurumuna alınmasından önce, 5275 sayılı Kanun ile diğer kanunlarda açıkça belirtilen hallerde hapis cezası ile adli para cezalarının belirli bir durdurulmasını ifade eder.
İnfazın durdurulması ise infazın ertelenmesi veya geri bırakılmasından farklı olarak, hükmün kesinleşmesinden ve hükümlünün infaz kurumuna alınmasında sonra, Kanunlarda belirtilen hallerde infazın belirli bir durdurulmasını ifade eder. Bu hallerde durma süresi sona erince infaz da kaldığı yerden devam eder. Durma süresi cezadan sayılmaz.
İleride de görüşüldüğü gibi; uygulamada, olağan üstü yoluna müracaat edilmesi, milletvekili dokunulmazlığı, askerlik veya leh ve aleyhe değerlendirme yargılaması gibi haller hem infazın geri bırakılması ve hem de infazın durdurulması sebepleri arasında sayılmaktadır. Bu iki müessese aynı amaç için kabul edilmiş ve hukuki sonuçları bakımından aynı sonuçları doğurmaktadır. Aralarında tek fark verilme zamanıdır. Örneğin mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra ve hükümlünün infaz kurumuna alınmadan önce olağan üstü kanun yoluna başvurulması nedeniyle infazın bir süre durdurulması isteniyor ise “infazın geri bırakılmasına” karar verilir. Ancak olağan üstü kanun yoluna, hükmün kesinleşmesi ve hükümlünün infaz kurumuna alınmasından sonra müracaat edilmiş ise “infazın durdurulması” na karar verilir. Başka bir ifade ile hükümlünün infaz kurumunda bulunması halinde infazın geri bırakılması kararı verilememesine rağmen, infazın durdurulmasına karar verilebilir.
İnfazın ertelenmesi veya geri bırakılması sebepleri kanunda sınırlı bir şekilde sayılmış olup; bu sebepler kıyas yoluyla çoğaltılamaz. Örneğin hükümlünün iş araması veya evlenmesi gibi sebepler kıyas yoluyla infazın ertelenmesi veya geri bırakılması sebebi olarak kabul edilemez. Ancak infazın durdurulması sebepleri ise sınırlı olmayıp; kanunda sayılan sebepler dışında ve hükmü veren mahkemece öngörülen hallerde infazın durdurulmasına karar verebilir. Örneğin hükmü veren mahkeme, infaza verilen kararın usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği hususundaki bir iddianın araştırılması sonuna kadar veya yeni çıkan bir kanun hükmünün hükümlünün lehine hükümler taşıyıp taşımadığına dair yapacağı leh- aleyhe değerlendirme yargılamasının sonuna kadar infazı geçici olarak durdurulmasına karar verebilir. Bu hallerin kanunda açıkça hükme bağlanıp bağlanmaması önemli değildir. Önemli olan hakimin, infazın durdurulmaması halinde hükümlü ileride telafisi mümkün olmayan zararlara uğrama ihtimalinin varlığına kanaat getirmesidir.